Bu makalemizde de sizlere nasıp ile ilgili hatalı işlemlerin yapılması halinde askeri personelin izlemesi gereken yolu, nasıp düzeltme davası açma sürecini ve nasıp düzeltme ile ilgili hususları açıklayacağız. TSK Personel Kanunu kapsamında bir askeri personel, kıdeminden haksız şekilde düşürülmüş sürelerin ya da hak ederek kıdemine eklenmemiş sürelerin kıdemine eklenmesi için idare mahkemesine nasıp düzeltme davası açabilir.
Askeri hukuk ile ilgili daha detaylı bilgi için sitemizde yer alan ilgili makalelerimize bakabilir veya alanında uzman askeri hukuk avukatlarımızı arayabilir ve detaylı danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Nasıp ve Nasıp Tarihi Ne Demek?
Nasıp, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi olan subay ve astsubayların rütbe terfi almaları halinde almış oldukları yeni rütbelerinden itibaren bekleme sürelerinin başlamış olduğu tarihtir. Nasıp yalnızca subay ve astsubayları kapsayan bir kavram olmayıp ayrıca astsubay ve subaylığa nasıp edilecek askeri öğrenci ve diğer askeri personelleri de kapsamaktadır. Bu itibarla örneğin, harp okulundan mezun olup subay olarak göreve başlayacak olan askeri öğrencinin asteğmen olarak artık göreve başladığı tarih, nasıp tarihidir.
Nasıp Nasıl Gerçekleştirilir?
Nasıp gerçekleştirme işlemleri ve sebepleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Astsubaylığa ve subaylığa nasıp işlemleri, Millî Savunma Bakanının onayı ile gerçekleştirilir. Astsubaylar için meslek yüksekokulunu bitirenlerin; subaylar için harp okulunu bitirenlerin nasıp tarihi, mezun oldukları yıl içerisindeki 30 Ağustos tarihidir.
Harp okulu mezunlarının, kanunda yer alan birtakım zorunluluklar dolayısıyla 30 Ağustos tarihinden sonra mezun olmaları halinde mezun oldukları ayın son gününde nasıp işlemleri gerçekleştirilir. Yine Türk Silahlı Kuvvetlerinin öngörülen alanlardan ihtiyaç duyduğu alan için eğitime aldığı yedek subaylar, yedek subay eğitimlerinin bitiminden itibaren asteğmen olarak nasıp edilir.
Nasıp Düzeltme Davası Nedir?
Nasıp düzeltme davası, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümleri kapsamında askeri personelin kıdeminden haksızca düşürülen sürelerin veya hak ettiği halde kıdemine eklenmeyen sürelerin kıdemine eklenmesi için açılan bir davadır. Gerçekten de adı geçen kanunda öngörülen sebeplere dayanılarak askeri personelin kıdeminden birtakım süreler düşürülmektedir. Örneğin;
Bir subayın açığa alınmayı gerektiren bir suça mahkum olmasından dolayı açıkta geçirmiş olduğu süre kıdeminden düşürülmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına ya da izinli olarak yurt içi/yurt dışı eğitime katılıp da eğitimde devamsızlık veya başarısızlık gibi nedenlerle ulaşılması gereken hedefe varamayan subay için de eğitimde geçirmiş olduğu süre kadar (rütbe/terfi) bekleme süresi uzatılır.
Komutanlık nezdinde, ihtiyaç duyulan bilim dallarından birinde yüksek lisans öğrenimi gerçekleştiren subayın almış olduğu notlar neticesinde yapmış olduğu sıralama ile komutanlığın öngördüğü kontenjana girmesi halinde subaya 1 yıl kıdem verilir. Hatta bu subayın doktora yapması halinde 1 yıl; doğrudan doktora yapması halinde 2 yıl ve doçent olması halinde de 3 yıl kıdem eklenir.
Görüldüğü üzere Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre bazı hallerde subayın kıdem süresi düşürülmekte, bazı hallerde bekleme süresi uzatılmakta, bazı hallerde de ilave kıdem verilmektedir. İşte kıdeme ilişkin bu tür işlemler kimi zaman hukuka aykırı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin firar suçu dolayısıyla davası bulunan bir subayın hüküm kesinleşmeden kıdemi düşürülemez.
Nitekim Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu bu hususta sabit mahkeme kararını ve dolayısıyla kesin hükmü aramaktadır. Yine açığa alınan veya tutuklanan bir subayın aslında haksız yere söz konusu işlemlere maruz kaldığının anlaşılması ve dolayısıyla beraat veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe kararlar verilmesi halinde rütbe ve kıdemleri emsallerine yükseltilir. Böyle bir durumda askeri personelin rütbe ve kıdeminin emsaline yükseltilmemesi hali, hukuka aykırı nitelik taşımaktadır.
Nasıp düzeltme işlemleri kimi zaman gerçekleştirilmemekte ya da eksik veya hatalı gerçekleştirilmektedir. Böyle bir durumda askeri personelin hak ettiği kıdem ve rütbeye ulaşabilmesi için uygulamada anılan adıyla nasıp düzeltme davası açması gerekmektedir.
Nasıp Düzeltme Kıdemden Düşürülen Süreler Nelerdir?
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre nasıp düzeltme işlemi kapsamında kıdemden düşürülen süreler aşağıda belirtildiği gibidir. Buna göre:
Cezanın ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesi hariç tutulmak üzere subay ve astsubay askeri personelin;
Kişi özgürlüğünü sınırlandıran cezaya mahkum olmaları halinde, infaz vaktinden fazla olmamak üzere, tutukluluk, gözaltı ve hükümlülükte geçen süreleri kıdemlerinden düşülür.
Açığa alınmayı gerektiren bir suç dolayısıyla mahkumiyetin gerçekleşmesi halinde açıkta geçirilen süreleri kıdemlerinden düşülür.
Subay veya astsubay hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması ya da bu karara bağlı olarak düşme kararı verilmiş olsa bile, firar ya da izin tecavüzünde bulundukları mahkeme kararı ile sabit olan subay ve astsubayların, firarda veya izin tecavüzünde geçen süreleri kıdemlerinden düşülür.
Nasıp Düzeltme Davası Nasıl Açılır?
Nasıp düzeltme davası, idari işlemden kaynaklanan bir dava olduğu için yetkili İdare Mahkemesinde açılmalıdır. Burada idarenin hatalı veya eksik bir işlemi ya da gerçekleştirmesi gerektiği halde icra etmediği bir işlem bulunmaktadır.
Nasıp düzeltme davasının teknik bilgi ve donanımı gerektirmesi dolayısıyla askeri idari yargı alanında uzman avukatlar ile birlikte açılması önem arz etmektedir. Nitekim nasıp düzeltme işlemlerinde, düzeltmeye konu olay veya işlemin kıdeme etkisinin açıkça belirlenmesi gerekmektedir.
Örneğin subayın eğitim için izin alıp da eğitimde başarısız olması halinde geçirilen sürenin TSK Personel Kanunu kapsamında dikkatlice tayin edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu gibi durumlarda idare kimi zaman eğitimde geçirilen süreyi hatalı olarak fazla tayin etmekte ve askeri personelin kıdem bekleme süresini fazladan haksızca uzatabilmektedir.
Nasıp Düzeltme Davası Ne Zaman Açılmalıdır?
Nasıp düzeltme davası kimi zaman iptal davası olarak kimi zaman iptal ile birlikte uğranılan zararından da giderilmesi amacıyla tam yargı davası şeklinde açılmaktadır. Bu itibarla davanın açılma süresi, davanın niteliğine göre değişmektedir.
Nitekim nasıp davasının bir iptal davası olarak, yani yalnızca idari işlemin ortadan kaldırılması şeklinde gündeme gelmesi halinde ilgili idari işlemin tebliğ tarihinden veya başka suretle öğrenildiği tarihten itibaren 60 gündür. Tam yargı davası açma süresi ise davaya konu ilgili idari işlemin ilgiliye yazılı olarak tebliğ edilmesinden itibaren 60 gündür.
Nasıp Düzeltme Davası Örnek Dilekçe
Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesine
Yürütmeyi Durdurma Taleplidir.
DAVACI :
ADRES :
VEKİLİ : Reform Hukuk & Danışmanlık Bürosu
DAVALI : Milli Savunma Bakanlığı
KONU : Nasıp Düzeltme Dava Dilekçemizden İbarettir
AÇIKLAMALAR
Müvekkil K.H 20.08.2014 yılında astsubaylık sınavlarına girermiş ve başarı ile sınavını geçtikten sonra sağlık ve mülakata girmeye hak kazanmıştır. Müvekkil 18.10.2014 tarihinde yapılan sağlık ve sözlü mülakat sınavlarına katılmıştır. Sınavı yapan Kara kuvvetleri Komutanlığı tarafından müvekkile sağlık ve sözlü mülakatı başarı ile tamamladığı ve güvenlik soruşturması sonucuna göre çağrılacağını kendisine 20.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Ancak müvekkil güvenlik soruşturması sonucunu beklerken uzunca süre geçmesine rağmen müvekkil eğitim amacı ile kuvvetten çağırılmamıştır. Devamında müvekkil söz konusu durumun nedenini sorduğunda ise güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle çağırılmayacağı belirtilmiştir. Müvekkil söz konusu durum üzerine güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması nedeniyle iptal davası açmıştır. Ankara 5. İdare mahkemesinde görülen davada mahkemece güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanması işleminin iptaline karar vermiştir. Söz konusu karar 28.11.2015 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu durum üzerine müvekkil 02.02.2015 tarihinde eğitime başlamıştır.
Görüleceği üzere müvekkil idarenin hatası sonucu yaklaşık 2 yıl gecikmeli olarak mesleğe başlamıştır. İş bu sebeple tarafımızca 07.06.2021 tarihinde müvekkilin idarenin hatası neticesinde 20.10.2014 tarihinde göreve başlaması gerekirken 02.02.2015 tarihinde göreve başlamıştır. Müvekkilin nasıp tarihi olarak 02.02.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği için başvuru yapılmışsa da 30 günlük kanuni bekleme süresi içerinde sesiz kalmış ve herhangi bir cevap vermemiştir. İş bu sebeple süresi içerinde eldeki dava açılma zaruriyeti hâsıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: İYUK, TSK Personel Kanunu, Uzman Erbaş Kanunu vs Mevzuat
HUKUKİ DELİLLER : Ankara 5. İdare Mahkemesi Dosyası (2024/2024), Milli Savunma Bakanlığına Başvuru Dilekçemiz, Müvekkilin Özlük Dosyası, Bilirkişi vs deliller
SONUÇ VE TALEP
Söz konusu işlemin yürütmesinin DURDURULMASINA ;
Müvekkilin nasıp tarihi olarak 02.02.2015 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği yönündeki talebimizin reddine ilişkin işlemin İPTALİNE,
Yargılama harç ve giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekâleten talep ederiz.
Nasıp Düzeltim Davası Emsal Kararlar
Bu durumda, öğrenimlerini uzman erbaş olarak görev yaparken tamamlayıp, astsubaylığa geçirilme için yapılan sınavı kazanmak ve temel askerlik eğitimini başarı ile bitirmek suretiyle muvazzaf astsubay olarak naspedilenlerin, 926 sayılı Kanun’un 79/3. maddesi uyarınca, astsubay meslek yüksekokullarından fazla olan eğitim sürelerinin kıdemlerinden sayılması gerektiği ve bunların hangi rütbelerde ne kadar eksik bekletileceklerine ilişkin Yönetmelik düzenlemesine göre haklarında işlem tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. (DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU – 2022/54E, 2022/70K)
Esasen davacı hakkında 4616 sayılı kanunun yayımından önce kesinleşen ve infazı yapılan bir mahkumiyet hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle davacının suçu, tarih itibarı ile yasa kapsamında olsa bile aynı Kanunun 1inci maddesinin 4.fıkrasına göre, henüz kesinleşmediği için “kesin hükme bağlanması ertelenen” ya da “davanın açılması ertelenen” kişiler yönünden öngörülen bir ve beş yıllık deneme süreleri sonunda verilecek “kamu açılmaması” veya “davanın ortadan kaldırılması” kararlarının davacının durumuyla ilgili olmadığı ise çok açıktır. Çünkü davacı hakkında hüküm evvelce kesinleşmiş ve infazı yapılmıştır. 4616 sayılı Kanunda kesinleşen suçlar bakımından özel bir düzenleme öngörülmediğinden ve kesinleşen hüküm tecil edilmediğinden, ceza hiçbir zaman hukuki varlığını kaybetmeyecektir. (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Daire 2003/993)
Davacı, 1995 yılı sicilinin Kd.Çvş. rütbesiyle düzenlendiğini, bilahare 30.8.1994 tarihinde Astsb.Kd.Çvş.luğa terfi işleminin idarece iptal edildiğini, ancak “verilmiş olan” bu sicili de dikkate alındığında, “üçte iki sicilinin mevcut olduğunu öne sürmekle beraber; bu iddiasına hukukilik atfedebilmeye imkan yoktur. Gerçekten, davacının sicil dosyasının incelenmesinde, davacının 1995 yılı sicilinin Astsb.Kd.Çvş. rütbesiyle verildiği görülmekteyse de; davacının 30.8.1994 tarihinde sehven yapılan terfiinin bilahare idarece iptal edilmesi karşısında, hukuken hak edilmeyen bir rütbeye ilişkin olarak düzenlenen sicilin de o rütbeye (Kd.Çvş.luğa) ait geçerli bir sicil olarak addedilmesi mümkün değildir ve söz konusu sicilin zorunlu olarak Astsb.Çvş.rütbesine ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla, davacının bu hususa ilişkin iddiaları yerinde görülmemiştir. (Astsubaylık Nasıp Düzeltilmesi- Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 1. Dairesi 1998/884)
Davacının mezun olduğu okulun mezuniyet tarihinde iki yılının yüksekokul sayılması, aynı tarihte Harp Okulunda öğrenim süresinin 3 yıl olması nedeniyle o tarihte yürürlükte olan 926 Sayılı Kanunun 35/c maddesi gereği asteğmen naspedilmiştir. Davacının öğrenim süresinin Harp Okulundan az olması rütbedeki bekleme süresi ile ilgilidir. Davacının ilk subaylığa (asteğmen), naspı 1972 yılında gerçekleşmiştir. İlk Subaylığa tarihinin ve 31 yıl hizmet ettiğinin esas alınarak davacının kadrosuzluktan emekliye sevki gerekir. (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Dairesi- 2004/325)
Nasıp düzeltme davası ile alakalı sorularınız için reform hukuk bürosunun askeri davalarda uzman avukatları ile hemen iletişime geçiniz.
Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı