Emsal Kararlarİdare Hukuku

Aday Memurun Görevine Son Verilmesi – İptal Davası

Aday Memurun İlişiğinin Kesilmesi İşlemi

Aday Memurun Görevine Son Verilmesi – İptal Davası ;Aday memurun ilişiğinin kesilmesi, memuriyete atanma şartlarının yerine getirilmesinden sonra memuriyetin asaleten tasdik olmasından önce, adaylık süresinde aday memurun ceza alması, göreve devam etmemesi veya memuriyete atanma şartlarını kaybetmesi gibi nedenlerle tesis edilen idari işlemdir.

Aday memurken hem kurumundan hem de devlet memurluğundan ilişiği kesilen pek çok vatandaş bulunmaktadır. Bu ilişik kesme halleri farklı sebeplerden ileri gelebilmektedir. Bazı memuriyet türlerinde kişi kadroya geçmiş olmasına rağmen belli bir süre staj görmesi gerekmektedir. İşte bu staj dönemi aday memurluk olarak adlandırılmaktadır. Örneğin hâkim ve savcıların atandıktan sonra belli bir süre staj görmeleri durumu onları hakim veya savcı adayı yapmaktadır. Staj sürelerinin dolmasının ardından bu adaylar, aday hakim veya savcı statüsünden çıkmakta ve normal bir şekilde hakimlik ve savcılık yapmaktadırlar. İşte bu adaylık döneminde ilgili devlet memurunun, kurumundan ve devlet memurluğundan ilişiğinin kesilmesi durumunda nasıl bir yol izlenmelidir?

Aday Memurun Görevine Son Verilmesi - İptal Davası
Aday Memurun Görevine Son Verilmesi – İptal Davası

657 Sayılı Kanuna Göre Aday Memurluk

Memur adaylığı, ataması yapılan bazı memurların belli bir süre bakımından staj yapması anlamını taşımaktadır. Bu süre sonucunda başarı sağlayan adaylar normal görevlere başlayabileceklerdir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.54’e göre;

“Sınavlarda başarılı olanlardan Devlet memurluğuna girmek isteyenler başarı listesindeki sıraya ve 47’nci maddeye göre ilan edilen kadro sayısı kadar, kurumlarınca memur adayı olarak atanırlar.

Aday olarak atanmış Devlet memurunun adaylık süresi bir yıldan az iki yıldan çok olamaz ve bu süre içinde aday memurun başka kurumlara nakli yapılamaz.”

Aday olarak atanan memurların önce bütün memurların ortak vasıfları ile ilgili temel eğitime, bilahare sınıfları ile ilgili hazırlayıcı eğitime ve staja tabi tutulmaları ve Devlet memuru olarak atanabilmeleri için başarılı olmaları şarttır. Temel eğitim ile hazırlayıcı eğitim aynı kurumda yapılır.

Sonuç olarak devlet memurlarının bir süre adaylık yapmaları durumunda kadrolarında, normal görevlerindeki kadrolarıyla pek bir fark bulunmamaktadır. Fakat ülkemizde aday memur iken ilişiği kesilen pek çok insan vardır. Bu nedenle bu konunun dikkatlice incelenmesi faydalı olacaktır.

Aday Memurun İlişik Kesme İşlemi

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m.56’ya göre:

“Adaylık süresi içinde temel ve hazırlayıcı eğitim ve staj devrelerinin her birinde başarısız olanlarla adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumları, göreve devamsızlıkları tespit edilenlerin disiplin amirlerinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile ilişkileri kesilir. İlişkileri kesilenler ilgili kurumlarca derhal Devlet Personel Başkanlığına bildirilir.

Buna göre aday memur iken devlet memurluğundan kişinin ilişiğinin kesilmesi için belli durumların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durumlar: Eğitim ve Staj devrelerinin her birinde başarısız olmak, Adaylık sürecindeki davranışların memuriyetle bağdaşmayacak şekilde olması ve göreve devamsızlık halleri. Bu durumların tespiti halinde disiplin amirlerinin teklifi ve atamayı yapan yetkili amirin onayı ile ilgili aday memurun ilişiği kesilmektedir. İlişik kesme işleminin hemen ardından durum Devlet Personel Başkanlığına bildirilmektedir.

Aday Memurken İlişik Kesme İşlemine Karşı İptal Davaları

Aday Memurun Görevine Son Verilmesi – İptal Davası ; Aday memurluk devam ederken, kişinin devlet memurluğundan ilişiğinin kesilmesi bir tür idari işlemdir. Bu nedenle bu işlemin iptal edilmesi için idare mahkemelerinde iptal davası açılmalıdır. O zaman bakıldığı zaman aday memurken devlet memurluğundan ilişiği kesilen kişilerin açacağı dava tipik bir idari işlemin iptali davasıdır. Tabii ki bunun üzerine zarar varsa tam yargı davası da açılabilir. Ancak göreve iadenin sağlanması bakımından açılması gereken dava idari işlemin iptali davasıdır.

İptali istenecek idari işlem, aday memurun devlet memurluğundan ilişiğini kesen idari işlemdir. İdari işlemin iptali davaları bakımından, işlemin iptal edilebilmesi için yetki, şekil, sebep, konu veya maksat unsurlarından birinde sakatlık bulunması gerekmektedir. İlişik kesme işlemi bakımından da aynı sakatlık veya sakatlıkların varlığı zaruridir. Aksi takdirde idari işlemin iptali talep edilemez. Örnek vermek gerekirse, memur adayının memuriyetle bağdaşmayan hareketi bulunmamasına rağmen varmış gibi ilişiğinin kesilmesi durumunda ilişik kesme işleminin sebep unsurunda sakatlık mevcuttur. Bu işlemin iptali gerekmektedir. Keza ilişik kesme işleminin yetkili olmayan makam tarafından gerçekleştirilmesi durumunda da ilişik kesme işlemi yetki unsuru bakımından sakattır ve iptal edilmesi gerekmektedir.

Aday Memurun İlişik Kesme Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Aday memurun ilişik kesme işlemi idari işlem olduğundan ve açılacak dava iptal davası olduğundan görevli mahkeme idare mahkemeleri olacaktır. Yetki bakımından ise İYUK m.33/2 uyarınca yetkili mahkeme ilgili memur adayının son görev yaptığı yerdeki mahkemedir. O halde sonuç olarak memur adayın ilişiğinin kesilmesi işleminin iptal edilebilmesi için memur adayının son görev yaptığı yerdeki idare mahkemesinde iptal davası açılmalıdır.

Aday Memurun İlişik Kesme Davalarında Zamanaşımı

İptal davaları bakımından geçerli olan dava açma süresi memur adayların ilişiğinin kesilmesiyle ilgili davalarda da geçerli olacaktır. Buna göre bu davalar bakımından dava açma süresi, diğer iptal davalarında olduğu gibi işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Pek tabii ki de dava açma süresi içerisinde yapılan üst başvurular dava açma süresini durdurmaktadır. Bütün bu bilgiler, adaylık sonucunda başarısız olduğu için ilişiği kesilen aday devlet memurları bakımından da geçerlidir.

Aday Memur İlişik Kesme Davalarında Emsal Kararlar

Danıştay Kararı – 12. D., E. 2014/2285 K. 2015/5002 T. 6.10.2015
“Uyuşmazlık konusu olayda, davacının aday memurluk döneminde sık sık hastalık raporları alması üzerine, davalı idarece anılan raporların usul ve fenne uygun olup olmadığı, raporlarda konulan tanıların aday memurluk görevine devam etmesinde bir sakınca oluşturup oluşturmayacağı hususlarında hakem hastaneye müracaat edildiği, ilgili Hastanece ve davalı idarece kuruma bildirmiş olduğu telefon numarasından davacıya ulaşılamaması üzerine yine davacının davalı idareye ikamet adresi olarak bildirmiş olduğu Gaziantep Öğretmenevi‘ne zabıta ekiplerinin gönderildiği; fakat bu adreste ikamet etmediğinin tespit edildiği, bunun üzerine Gaziantep Şehitkamil İlçe Nüfus Müdürlüğü’nden ikamet adresinin araştırılması sonucunda ulaşılan Adana İli’ndeki adresine “almış olduğu raporların usulsüz olduğu iddia edildiği, hakem hastaneye sevkinin yapılacağı, görevine dönmesi gerektiği ve aksi halde hakkında yasal işlem yapılacağına” ilişkin yazıların gönderildiği, söz konusu yazıların davacının adresten taşındığı şerhiyle tebligatı yapılmaksızın davalı idareye iade edildiği, davacının eşiyle yapılan telefon görüşmesinde söz konusu adresin doğru olduğunun ifade edilmesi üzerine, aynı adrese daha önceki yazılarla birlikte davacının görevi başına dönmesine yönelik 6.11.2012 tarih ve 917 sayılı yazının gönderildiği, bu yazıların aynı adreste 15.11.2012 tarihinde davacının bizzat kendisine tebliğ edildiği, davacı tarafından ise doğum izninde olduğundan bahisle görevine dönmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, sonrasında hakkında açılan soruşturma kapsamında soruşturmacı tarafından yazılı ifadesinin istenilmesi üzerine doğum izninde olduğunu belirterek savunmasını veremeyeceğini ve tarafına tebligat gönderilmemesini istediği sabit ise de, davacı hakkındaki isnada neden olarak doğum ve doğumdan kaynaklı sağlık raporları gösterildiği, bu raporları olan davacıya adaylık süresi içinde hal ve hareketlerinde memuriyetle bağdaşmayacak durumu bulunduğunun söylenemeyeceği, her ne kadar davacının göreve başladığı tarihten itibaren uzun bir süre görevinin başında olmaması sebebiyle temel ve hazırlayıcı eğitimlerin verilemediği, 04.02.2013 tarihinden itibaren 1 yıl süreli olarak ücretsiz izin talebinde bulunması sebebiyle eğitim vermenin mümkün olmadığı belirtilerek davacı hakkında 04.02.2013 tarihli Aday Memurlar Staj Değerlendirme Belge’sinin düzenlendiği, birinci ve ikinci amirler tarafından 21’er puan takdir edilmek suretiyle 100 üzerinden 21 staj notu ile başarısız olarak değerlendirildiği ve bu hususun da davalı idarece işlem tesisine gerekçe olarak ileri sürüldüğü anlaşılmakta ise de, davacıyı anılan dönemde değerlendirmeye tabi tutarak başarılı ya da başarısız olarak nitelendirilebilecek bir süre olmaması nedeniyle salt raporlu ve izinli olduğundan bahisle başarısız addedilerek memuriyetle ilişiğinin kesilmesine gerekçe olamayacağı, aksi durumun hakkaniyetle bağdaşmayacağı sonucuna ulaşıldığından, sicil amirinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile davacının asaletinin onaylanmayarak memuriyetten ilişiğinin kesilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Danıştay Kararı – İDDK., E. 2019/3262 K. 2020/782 T. 16.3.2020
“Bu durumda, aday memur olan davacının, adaylık süresi içinde mevzuatta öngörüldüğü biçimde, devlet memurluğu ile ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğuracak nitelikteki disiplin cezaları ile cezalandırıldığı, aday memurluğa ilişkin staj devresinde başarısız olduğu, adaylık süresi içindeki hal ve hareketleriyle memuriyetle bağdaşmayacak durumda bulunduğu ve göreve devamsızlığının tespit edildiği anlaşıldığından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 56. ve 57. maddeleri uyarınca, disiplin amirinin teklifi ve atamaya yetkili amirin onayı ile Devlet Memurluğuyla ilişiğinin kesilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir”

Sıradaki Makalemiz:Ankara Kira Avukatı

 

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN