Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları ; Belediye cezaları, niteliği itibariyle birer idari para cezasıdır. Pek çok kurumun idari para cezası kesmeye yetkisi olduğu gibi birer yerel yönetim olan belediyelerin de idari para cezası kesme yetkisi mevcuttur.
Kabahatler Kanunu başta olmak üzere diğer bütün mevzuatta da dayanağı olan bu husus belediyelerin kestiği idari para cezalarının ödenmemesi halinde ne olacağı konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.
Belediye cezalarına karşı açılan iptal davaları konusu bu nedenle önem arz etmektedir. Belediyeler kendilerine tanınmış idari para cezası kesme yetkisini ekseriyetle zabıtalar aracılığıyla kullanmaktadır.
Tabii ki de işlenen fiilin mevzuatın hangi bölümüne aykırılık teşkil ettiği de önemlidir. Sözgelimi işlenen fiil çevre hukuku mevzuatına aykırılık içeriyorsa o zaman çevre hukuku mevzuatındaki ilgili kanun hükmü gereğince idari para cezası verilecektir.
Belediyenin kestiği para cezalarına karşı iptal davası açmak istiyorsanız bizimle hemen iletişime geçin.
Belediyelerin Kestiği İdari Para Cezaları
Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları ; Belediyelerin kestiği idari para cezaları yukarıda da ifade edildiği üzere Kabahatler Kanunu uyarınca kesilmektedir. Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü uyarınca çıkarılan yönergeye göre işlenecek kabahatler ve bu kabahat doğrultusunda kesilecek cezalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Emre Aykırı Davranış: 1295 TL
- Dilencilik: 617 TL
- Kumar: 4055 TL
- Sarhoşluk: 617 TL
- Gerçek Kişinin Gürültü Yapması: 617 TL
- Tüzel Kişinin Gürültü Yapması: 13.364-67.039 TL
- Rahatsız Etme: 617 TL
- Kaldırımları İşgal Etme veya Mal Satışı Yapma: 617 TL
- Kaldırımlara İzinsiz İnşaat Malzemesi Yığma: 1.295-6.636 TL
- Kamu Hizmet Binalarında, Toplu Taşıma Araçlarında veya Herkesin Girebileceği Kapalı Alanlarda
- Tütün Mamulü Tüketme: 617 TL
- Kimliği Bildirmeme: 617 TL
- Evsel Atıkları Atılması Gereken Yerden Başka Bir Yere Bırakma: 198 TL
- Çevre Kirletmenin Yemek Şirketlerince Yapılması Halinde İşletmeye: 6.636-67.039 TL
- Hayvan Kesimi ile İlgili Çevreyi Kirletme: 617 TL
- İnşaat Atıkları ile Çevreyi Kirletme: 1.295-40.189 TL
- İnşaat Atıkları ile Çevreyi Kirletmenin Tüzel Kişi Tarafından Gerçekleştirilmesi: 1.295-67.039 TL
- Kullanılmayan Ev Eşyası ile Çevreyi Kirletme: 617 TL
- Kullanılmayan Motorlu Araçla Çevreyi Kirletme: 3299 TL
- Tüzel Kişinin Afiş Asması: 1.295-40.189 TL
- Asılsız İhbar: 1250 TL
- Silah Taşıma: 617 TL
- Belediye Meclis ve Encümenlerinin Kendilerine Kanun, Nizam ve Talimatnamelerin Verdiği Vazife ve Salahiyet Dairesinde İttihaz Ettikleri Kararlara Muhalif Hareket Edenlerle Belediye Kanun ve Nizam ve Talimatnamelerinin Men veya Emrettiği Fiilleri İşleyenlere veya Yapmayanlara: 1295 TL
- Belediyelerin Karar Organları veya İlgili Komisyonlar Tarafından Mevzuata Uygun Olarak Belirlenen Yolcu Nakil Araçlarına İlişkin Ücret Tarifelerine Uymayan Kişiye: 2.610-52.834 TL
- Tütün Ürünleriyle İlgili İzmarit, Paket, Ağızlık, Kâğıt ve Benzeri Atıkların Çevreye Atılması: 365 TL
Yukarıda sayılanlar ve öngörülen idari para cezaları 2023 yılı açısından geçerlilik taşımaktadır. 2024 yılı ve sonraki yıllar bakımından yeniden değerlenme oranı uyarınca hesaplama yapılacak ve kesilecek cezalar ona göre belirlenecektir.
Ayrıca belediyelerin kestiği para cezaları sadece yukarıdakilerle sınırlı değildir. Bunların yanında özellikle de imar mevzuatından kaynaklanan pek çok kabahat ve o kabahat uyarınca öngörülen idari para cezası mevcuttur.
Belediyelerde idari para cezasını kim keser?
Belediyelerin kestiği idari para cezaları belediyelerin farklı yetkili kılınan kişilere ayrı ayrı tahsis ettiği usullerle kesilir. Bu anlamda belediyeler adına farklı kabahatler bakımından belediye bünyesinde bulunan farklı kişiler ilgili kabahatler bakımından idari para cezası kesebilirler.
Buna göre belediyeler adına idari para cezası kesmeye aşağıdaki kişiler yetkilidir:
- Emri Veren Makam
- Belediye Encümeni
- Kolluk Görevlisi
- Zabıta
- Birim Amirinin Yetkili Kıldığı Kamu Görevlisi
- İlgili Kamu Görevlisi
- İl Valileri
- İl Daimî Encümeni
Belediye İdari Para Cezalarına İtiraz
Belediyelerin kestiği idari para cezalarına itiraz etmek mümkündür. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27.maddesinde bu idari para cezalarına karşı nasıl itiraz edileceği öngörülmüştür.
Buna göre belediyelerin kestiği idari para cezalarına karşı itiraz aşağıdaki şekliyle mümkündür:
- İdari para cezalarına karşı, kararın ilgilisine tefhim yahut tebliğ tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde sulh ceza mahkemesine itiraz başvurusu yapılmalıdır. Bu başvurunun süresi içerisinde yapılmaması durumunda idari para cezası kesinleşir ve artık ilgilisi kesin olarak ödemek mecburiyetindedir.
- Başvuru kişi tarafından bizzat yapılabileceği gibi kanuni temsilci yahut avukat aracılığıyla da yapılabilir. Başvuru bir dilekçe suretiyle yapılır ve dilekçe mahkemeye iki nüsha olarak verilir.
- Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir.
Bu işlemlerden sonra itiraz başvurusu sulh ceza mahkemesince incelenir ve karara bağlanır. Bu karara karşı da Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre itiraz etmek mümkündür.
Bu itirazın sulh ceza mahkemesi kararının tebliğinden itibaren en geç 7 gün içerisinde yapılmış olmazı zorunludur.
Belediyelerin İdari Para Cezalarına Karşı Dava Yolu
Belediyelerin kestiği idari para cezaları, yetkili idari makam tarafından gerçekleştirilen bir idari işlemdir. Dolayısıyla bu idari işlemin iptal davasına konu edilerek iptal edilmesi mümkündür. İdari yargılama hukuku bakımından tipik bir idari işlemin iptali davası olan bu davalar, idari işlemin unsurları bakımından incelenmelidir.
İdari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları üzerinden yapılan bu inceleme sonucunda bu unsurlardan birinde yahut birkaçında hukuka aykırılık olması durumunda idari işlem o unsur veya unsurlar bakımından sakat olur ve hukuka aykırı hale gelir.
Hukuka aykırılığı tespit edilen idari işlemin de görevli ve yetkili mahkeme tarafından iptal edilmesi gerekmektedir. İşte belediyelerin kestiği idari para cezaları da bu türde bir idari işlem olması sebebiyle iptal davasına konu olacaktır.
Yukarıda anlatılan idari para cezasına itiraz yollarının süresi içerisinde kullanılmaması yahut kullanılmasına rağmen itirazın reddedilmesi durumunda idari işlemin iptali davası yoluna gidilebilecektir.
Belediyelerin kestiği idari para cezalarına karşı iptal davası açmadan önce yapılacak olan bu itirazlar zorunlu birer idari itiraz yolu değildir. Diğer bir ifadeyle bu itirazlar yapılmadan da dava yoluna gidilebilecektir.
Belediye Cezaları İptal Davasında Mahkeme
Belediye cezalarının iptali bakımından görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesi gerekmektedir. Belediyelerin kesmiş olduğu idari para cezaları bakımından görevli mahkeme 2577 sayılı İYUK uyarınca idare mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme ise yine 2577 sayılı İYUK uyarınca idari işlemi tesis eden idarenin olduğu yerdeki mahkemedir. Bu nedenle yetkili mahkeme idari para cezasını tesis eden belediyenin bulunduğu yerdeki mahkemedir.
O halde sonuç olarak belediyelerin kesmiş olduğu idari para cezaları bakımından görevli ve yetkili mahkeme idari para cezasını kesen belediyenin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
Belediye İdari Para Cezaları Emsal Kararlar
Danıştay Kararı – 15. D., E. 2015/5742 K. 2015/6267 T. 19.10.2015
“5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır. Aynı Kanun’un 5. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde ise, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiştir. Kabahatler Kanunu’nun anılan hükümlerinin göz ardı edilerek karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, bir çeşit hukuk güvenliği sağlayan ve günümüz temel ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır. Bu halde, 4077 sayılı Kanunun 12.maddesine aykırılığı tespit edilen davacıya uygulanan idari yaptırımın yerinde olduğu ancak, davacıya verilen idari para cezasının 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 54.maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77.maddesinin 1.fıkrasının davacı lehine uygulanması gerektiğinden dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.”
Yargıtay Kararı – 4. CD., E. 2012/21910 K. 2013/8802 T. 27.3.2013
“İncelenen somut olayda; sanığın işletmeciliğini yaptığı ve yerleşim bölgesi içerisinde yer alan otelinin açık alanında, gece 02:00 sıralarında yapılan denetim ve ölçüm neticesinde, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin 24/a bendinde belirtilen seviyenin üzerinde müzik yayını yapıldığının ve gürültü seviyesinin aşıldığının tespit edildiği, bu nedenle Çevre Kanunu’nun 20/h maddesi uyarınca hakkında İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce idari para cezası yaptırımı uygulanarak ayrıca TCK’nın 183. maddesi uyarınca işlem yapılması için ihbarda bulunulduğu, sanık hakkında gürültüye neden olma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sırasında, mahkemece sanığın eyleminin başkalarının sağlığını ihlal edici nitelikte olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi raporu alındığı, Mersin Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Halil Kumbur tarafından düzenlenen 02/03/2011 tarihli bilirkişi raporunda, görevlilerce tespit edilen gürültü seviyesinin, yönetmelikte belirlenen miktarların üzerinde olduğu, yerleşim bölgesinde gece saatlerinde sürekli olarak bu gürültüye maruz kalan kişilerde, fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik olumsuz etkiler oluşturabileceğinin belirtildiği, mahkemece rapor, tanık beyanları ve tespit tutanakları birlikte değerlendirilerek, sanığın eyleminin başkalarının sağlığının zarar görmesine elverişli olacak nitelikte bulunması nedeniyle, TCK’nın 183. maddesi uyarınca cezalandırıldığı anlaşılmıştır. 26/04/2006 tarihli 5491 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile değişik, Çevre Kanununun 20. maddesinin son fıkrasında “Bu maddenin uygulamasında Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunların, fiilin suç oluşturması haline ilişkin hükümleri saklıdır.” hükmüne yer verilmesi ayrıca Kabahatler Kanunu’nun 15/3. maddesine göre, bir fiil hem suç hem de kabahat ise suçtan dolayı işlem yapılacağının belirtilmesi ve yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, yönetmeliğin üzerinde tespit edilen gürültünün yerleşim bölgesindeki kişilerde fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik olumsuz etkiler bırakacağının belirtilmiş olması karşısında, TCK’nın 183. maddesinin gerekçesi de göz önünde bulundurularak, mahkemenin gürültüye neden olma suçuna yönelik uygulamasının hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.”
Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları hakkında danışmanlık almak istiyorsanız Reform Hukuk Bürosu olarak bizimle hemen iletişime geçin.