Hırsızlık Suçu ve Cezası- Emsal Kararlar ;Başkasına ait taşınır bir malı, zilyedinin (mal üzerinde fiili hakimiyetti bulunan kişinin) rızası olmaksızın kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
Hırsızlık suçunun koruduğu hukuksal yarar, Yargıtay’ın da yerleşik içtihadı olduğu üzere mülkiyet ve bunun yanı sıra ikinci derece zilyetliktir. Hırsızlık suçu 5237 sayılı TCK mal varlığına karşı işlenen suçlar bölümünde yer almaktadır. TCK 141; suçun temel biçimini, TCK 142 ve TCK 143; suçun nitelikli hallerini, m.144, m.145 ve m.146; daha az ceza verilmesi gereken hallerini, m.147 ise suçun cezasızlık halini anlatmaktadır. Basit veya nitelikli hırsızlık suçu davalarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Hırsızlık Suçu Şikayet Ve Zamanaşımı
Hırsızlık suçu , takibi şikayete bağlı suçlardan olmayıp resen soruşturulan bir suç türüdür. Genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde şikâyet edilmesi hırsızlık suçu için soruşturma başlatmaya yeterlidir. Hırsızlık suçu mağduru, kamu davasının her aşamasında müdahale talebinde bulunarak davanın tarafı sıfatını kazanabilir.
Hırsızlık suçu Uzlaşma
TCK 141, basit hırsızlık suçu CMK m.253 gereği uzlaştırmaya tabi olan suçlardandır. Hırsızlık suçu nda kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunuyorsa şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması amacıyla söz konusu dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir.
Nitelikli hırsızlık suçunda uzlaşma mümkün değildir şöyle ki CMK m.253’te uzlaştırma kapsamına alınan suçlar tahdidi olarak sayılmış olup nitelikli hırsızlık suçu bu madde kapsamına alınmamıştır.
Hırsızlık Suçunun Şartları
1-Hırsızlık Suçunda Maddi Unsur
Fail: Hırsızlık suçu nun faili, suça konu olan malvarlığının maliki veya zilyedi dışında herhangi bir kişi olabilmektedir.
Mağdur: Suçun oluşumu bakımından malı elinde bulunduranın malik olmamasının bir önemi olmayıp zilyet, malik olmasa bile suçtan zarar gören konumundadır. Bu demektir ki hırsızlık suçu nun mağduru malik olabileceği gibi zilyedin kendisi de olabilir.
Konu: Hırsızlık suçunun konusunu yukarıda da açıkladığımız üzere başkasına ait taşınır mal oluşturmaktadır.
Hırsızlık suçunda mal nedir?
Hırsızlık suçunda mal kavramından anlaşılması gereken şudur ki; mülkiyete konu edilebilen, fiziksel (maddi) bir varlığı olan, üzerinde hâkimiyet kurulabilen her türlü taşınır eşya maldır. Suça konu malın ekonomik değeri önemsizdir. Sahipli hayvanlar da hırsızlık suçu bakımından mal kavramına girmektedir. Her ne kadar alacaklar, talepler ve benzeri haklar bu suçun konusunu oluşturmasa da Yargıtay uygulamasında yerleşik olduğu üzere söz konusu hakların karşılığı olarak alınan çek, senet, karşılığında ödeme alınacak biletler gibi belgeler de hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaktadır. Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, doğal gaz veya suyun sahibin rızası olmaksızın tüketilmesi hırsızlık suçunun konusu olmaktan çıkarılmış karşılıksız yararlanma suçu kapsamına alınmıştır. Karşılıksız yararlanma suçu kapsamında kalanlar harici enerjiler ise halen hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilmektedir. Fikir ve sanat eserleri bu suça konu olmamakla birlikte Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca korunmaktadırlar. Ceset, mülkiyete tabi olamayacağı gibi mal kavramının da dışında kalır bu sebeple hırsızlık suçunun konusu olamaz. Ancak bedenden ayrılabilen yapay, protez parçalar hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. Banka veya kredi kartının ele geçirilmesi durumu hırsızlık suçuna konu oluşturmamakla birlikte TCK’ye bu suç için özel düzenleme (TCK m.245 bankamatik ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu) getirilmiştir. Son olarak kripto paralar da fiziksel bir varlıkları olmadığı gerekçesiyle hırsızlık suçuna konu edilemezler.
- Malın taşınır olması
Hırsızlık suçu bakımından malın taşınır olması gerekmekte olup taşınmaz bir malın hırsızlanması mümkün değildir. Ceza hukuku bakımından malın taşınır olması için fiili bir taşınırlık yeterlidir şöyle ki bulunduğu yerden alınabilen her mal taşınır maldır. Örneğin bir bina hırsızlık suçuna konu olamasa da binadan ayrılabilen ve taşınabilen parçaların bulunduğu yerden alınması durumunda hırsızlık suçu oluşmaktadır.
- Malın başkasına ait olması gerekliliği
Hırsızlık suçunun konusu olan mal başkasına ait olmalıdır şöyle ki hiç kimse kendisine ait malı çalamaz. Kişi maliki olduğu malın başkasına ait olduğunu düşünerek alsa dahi hırsızlık suçu nu işlemiş olmaz. Ancak malın maliki olma sıfatını kaybetmesine rağmen elinde bulundurmaya devam eden(örneğin taksitli satışta bedel ödenmemişse bile malı elinde bulundurmaya devam eden satıcı) kişi bu suçun faili olur. Mülkiyete konu olamadıkları gerekçesiyle bu suçun konusunu oluşturamayacak olanlar: Hava, su, vahşi hayvan, sahipsiz veya terk edilmiş mal, esrar, kokain gibi uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi hırsızlık suçu nu oluşturmaz. Failin malın paydaşı olması veya elbirliği ile mülkiyet sahibi olması söz konusu malı başkasının malı olmaktan çıkarmaz ve bu mallar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaya devam eder.
Fiil: Hırsızlık suçunda malın; zilyedinin rızası olmaksızın, bulunduğu yerden alınması suçun oluşması için yeterlidir. Zilyedin rızası olmaksızın malı elinde bulunduran, üzerinde tasarruf edebilen kişi faildir. Zilyedin rızası olması durumunda suçun tipiklik unsuru gerçekleşmemiş olacağından hırsızlık suçu oluşmaz. Mal zilyedin tasarrufundan çıktıktan sonra gösterilen rıza ise fiilin suç oluşturduğu gerçeğini değiştirmez. Malın küçük bir çocuktan ya da akıl hastasından rızayla alınması hali ise söz konusu rızanın hukuken geçerli bir rıza sayılamayacağı gerekçesiyle hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
2-Hırsızlık Suçunda Manevi Unsur
Hırsızlık suçu , kendisine veya başkasına yarar sağlama amacıyla kasten işlenebilecek bir suçtur. Hırsızlık suçunun kasten işlenmesi demek failin zilyedinin rızasının bulunmadığını bildiği başkasına ait taşınır malı bulunduğu yerden almasıdır. Burada bahsedilen kast, genel kast olup suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür ve bu halde cezada indirime gidilir. TCK’de hırsızlık suçunun taksirli hali düzenlenmemiş olduğundan bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Hırsızlık suçu nu işleyen fail malı kendisine ait veya sahipsiz sanıp bulunduğu yerden almışsa hataya düşmüş demektir ve TCK m.30 hükmü uygulanır.
Hırsızlık suçunda failin kastının kendine veya başkasına yarar sağlamaya yönelik olması gerekir. Yarar sağlama amacı bu suçun oluşumu için yeterli olup ayrıca kendisini veya başkasını yararlandırmış olması gerekmez. Hırsızlık suçunun oluşması için gerekli olan bu amaç aynı zamanda hırsızlık suçu nu, mala zarar verme suçundan ayırmaktadır
Hırsızlık Suçunun Özel Görünüş Biçimleri
1-Hırsızlık Suçunda Teşebbüs
TCK’ye göre teşebbüs, failin kast unsuru ile bir suçu işlemeye başlayıp elinde olmayan sebeplerle tamamlayamaması halidir. Hırsızlıkta ise suç, malın bulunduğu yerden alınmasıyla tamamlanmakta ve malın güvence altına alına alınması ile sona ermektedir. Şöyle ki fail icra hareketlerine başlamış ancak elinde olmayan sebeplerle mal üzerinde egemenlik kuramamışsa hırsızlık suçuna teşebbüs aşamasında kalmış olur. Yargıtay’ın yerleşik içtihadı, kesintisiz takip durumunda da failin mal üzerinde egemenlik kurduğundan bahsedilemeyeceği, bu sebeple kesintisiz takip sonucu yakalanan hırsızın teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılması gerektiği yönündedir.
Hırsızlık suçu nu işlemek isteyen fail icra hareketlerine başlamış ancak malın fiili hâkimiyetini kazanmadan önce, dışarıdan bir etki olmaksızın gönüllü olarak hırsızlık suçu nu işlemekten vazgeçerse TCK m.36 gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
Hırsızlık suçunun konusu taşınır maldır ve failin icra hareketlerine başlayıp mal bulunmadığı için hırsızlık suçu nu işleyememesi halinde konu eksikliği sebebiyle işlenemez suç oluşmaktadır. Söz konusu durumda teşebbüs hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.
2. Hırsızlık Suçunda İçtima
Hırsızlık suçunun faili bir kişiye ait birden fazla malı aynı anda alıyorsa hukuki anlamda tek fiil vardır ve tek bir hırsızlık suçu oluşmaktadır. Failin farklı kişilere ait olduğunu bilmediği birden fazla malı alması durumunda da (örneğin aynı evden birden fazla eşya çalması hali) tek bir hırsızlık suçu oluşmaktadır. Ancak fail, birden fazla malın farklı kişilere ait olduğunu biliyor ise mağdur sayısı kadar suç oluşmaktadır.
Yargıtay içtihatlarına göre hırsızlık suçu nu işleyen fail eğer bu suçu işleyebilmek için konut dokunulmazlığını ihlal veya mala zarar verme suçlarını da işlemişse ayrıca bu suçlardan da cezalandırılmaktadır.
3. Hırsızlık Suçunda İştirak
Hırsızlık suçuna iştirak açısından herhangi bir özellik bulunmayıp söz konusu suça her türden iştirak mümkündür.
Basit Hırsızlık Suçu ve Cezası
Basit hırsızlık suçu yani hırsızlık suçunun temel hali TCK m.141 ile düzenlenmiş olup zilyedinin rızası olmaksızın başkasına ait taşınır bir malı kendisine veya başkasına yarar sağlamak amacıyla malın bulunduğu yerden alınmasıyla meydana gelir. Basit hırsızlık cezası ise ilgili madde gereği bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. İlk hırsızlık suçunun cezası da daha önce tekerrüre esas suç işlenmemiş ve suçun nitelikli veya cezayı artıran hallerinden biri işlenmemişse temel halden verilmektedir.
Nitelikli Hırsızlık Halleri Ve Cezaları (TCK 142)
Türk Ceza Kanunu Madde 142 de
- Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
- Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
- Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
- Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında bir diğer deyişle açıktan hırsızlık halinde,
Ek: Geçici süreliğine açıkta bırakılan eşya bakımından açıktan hırsızlık nitelikli hali söz konusu olamaz.
İşlenmesi halinde, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun;
- Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak,
- Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle,
- Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği kargaşadan yararlanarak,
- Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle,
- Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık halinde,
Ek: Bu nitelikli halin yargılanmasında Uzman Asliye Ceza Bilişim Mahkemeleri görevli mahkemelerdir. Bilişim sisteminin bulunduğu yer mahkemesi ise yetkili mahkemedir. Davası söz konusu mahkemede görülen suçun, bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık, cezası yine TCK 142/2’ ye göre belirlenmektedir.
- Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak,
- Büyük veya küçükbaş hayvan hakkında,
- Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
İşlenmesi halinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. - Suçun, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
- Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, Ceza yarı oranında artırılır ve on bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde,
- Bu suçlar bakımından ayrıca şikayet aranmaz.
- Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, İlgili hükümlere göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
Hırsızlık Suçunun Gece Vakti İşlenmesi
Suçun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Gece vaktiyle kastedilen zaman aralığı TCK’de belirtilmiş olup “Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi” anlaşılmalıdır.
Hırsızlık Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Haller
Hırsızlık suçunun;
- Paydaş veya elbirliği ile malik olunan eşya üzerinde,
- Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla,
İşlenmesi halinde, şikâyet üzerine, fail hakkında iki aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.
Hırsızlık Suçunda Malın Değerinin Az Olması
Hırsızlık suçuna konu olan malın değerinin az olduğu durumda verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri gözetilerek ceza verilmesinden vazgeçilebilir.
Kullanma Hırsızlığı
Malı geçici bir süreliğine kullanıp zilyedine iade etmek üzer alan failin cezası yarı oranında indirilir. Bu suç tipi şikayete tabidir. Geri verilmek üzere hırsızlanan mal başkaca bir suçun işlenmesi için kullanılmışsa cezanın indirilmesi söz konusu olamaz.
Hırsızlık Suçunda Zorunluluk Hali
Hırsızlık suçunu ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işleyen faile somut olay değerlendirilerek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza verilmesinden vazgeçilmesine de karar verilebilir.
Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık
Hırsızlık suçunun faili, soruşturma aşamasında (kovuşturma aşamasına geçilmeden) pişmanlık gösterir ve mağdurun zararını gidermeyi kabul ederse etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanır ve TCK m.168 gereği verilecek cezanın üçte ikisine kadar indirime gidilir
Hırsızlık Suçu Nasıl İspat Edilir?
Hırsızlık suçunun ispatında, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre kamera görüntüleri, ses kayıtları, fotoğraflar, parmak izi, baz istasyonu sinyal bilgileri, ikrar gibi delillerin kullanılabilmesinin yanı sıra tanık bildirme yolu da kullanılabilir
Hırsızlık Suçunda Uygulanabilecek Diğer Yaptırımlar
1-Hırsızlık Suçunun Adli Para Cezasına Çevrilmesi
Adli para cezasına çevrilme, hükümlü hakkında yargılamayı yapan mahkeme tarafından hapis cezasının, bir miktar paranın devlet hazinesine ödenmesine çevrilmesi kararıdır. Hırsızlık cezası paraya çevrilir mi sorusunun cevabı ise: Genel hükümlere göre kısa süreli (1 yıl veya da az süreli) hapis cezaları suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özelliklere bakılarak adli para cezasına çevrilebilmektedir. Şöyle ki hırsızlık suçu cezası bir yıl veya bir yılın altındaysa adli para cezasına çevrilebilir. Aynı zamanda TCK m.144 hırsızlık suçunda daha az cezayı gerektiren haller kapsamında adli para cezasına hükmolunabilmektedir. Nitelikli hırsızlık halinde ise hükmedilen cezaya etkin pişmanlık, gönüllü vazgeçme gibi nedenlerle cezai indirim uygulanmış ve ceza bir yıl ve daha az süreli hale gelmiş olmalıdır.
2-Hırsızlık Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Sanığa suçundan dolayı hükmolunan ceza, iki yıl ve daha az süreli hapis cezası veya adli para cezası ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
- Mahkemenin, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirmesi,
- İşlenen suç sebebiyle mağdur veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, eski hale getirme veya tazminat ödenmesi yoluyla giderilmesi gerekmektedir.
Sanığın söz konusu kararı kabul etmesi gerekmekte olup sanık istemez ise bu karar verilemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacağı anlamına gelmektedir.
3-Hırsızlık Suçunda Erteleme
Hapis cezasının ertelenmesi hükmü, işlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişi hakkında verilebilmektedir. Ancak cezanın ertelenmesi hükmü, mağdurun veya kamunun zararını aynen iade, eski hale getirme veya tazmin suretiyle giderilmesi koşuluna bağlanabilir ve koşul yerine getirilene kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilebilir. Koşul gerçekleştiğinde ise hükümlü derhal salınıverir. Erteleme kararı sonucunda, hükümlü açısından hukuki bir sonuç doğmaktadır.
Hırsızlık Suçu İle İlgili Emsal Kararlar
18 yaş altı hırsızlık cezası; Suçta tekerrür;
Buna göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki cezanın infaz edilmesi koşulunu aramadığı hâlde, infazdan sonra belirli bir sürenin geçmesi hâlinde tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağını hüküm altına almıştır. Buna göre, beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, beş yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına mahkûmiyet hâlinde ise cezanın infaz tarihinden itibaren üç yıl geçmekle tekerrür hükümleri uygulanmayacak, bu süreler cezanın infaz tarihinden itibaren işlemeye başlayacaktır.
Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin sonucu olarak; mükerrer sanık hakkında, sonraki suç nedeniyle kanun maddesinde seçimlik ceza olarak hapis veya adli para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunması, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması gerekmektedir. Kanun’da suç tarihinde on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında bu suç dolayısıyla tekerrür hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
TCK’nin 31. maddesi ile yaş küçüklüğünün ceza sorumluluğuna etkisi, fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmamış, on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış ve on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olanlar olmak üzere üç farklı grup içerisinde ele alınmış, on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış ve on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan çocukların, işledikleri suçlar bağlamında irade yeteneğinin zayıf olduğu normatif olarak kabul edilmiştir.
Ek: 18 yaş altındaki kişilerin işlediği suç bakımından cezanın belirlenmesinde suçun ilgili hükmünün yanında TCK m.31’de esas alınmaktadır. Bu hüküm gereğince cezada indirime gidilecek veya çocuklara özgü güvenlik tedbiri uygulanacak yahut da cezanın üst sınırı bu hükümde belirtilenleri geçmeyecek şekilde karar verilecektir. (Yargıtay Kararı – CGK., E. 2020/349 K. 2022/630 T. 11.10.2022)
Bilişim Sistemlerinin Kullanılması Suretiyle Hırsızlık
suç tipinin gerçekleşebilmesi için, ya maddenin birinci fıkrasında yer aldığı şekliyle sistemin işleyişinin engellenmesi veya bozulması ya da ikinci fıkrasında belirtildiği şekliyle bilişimsistemi içerisindeki verilerin bozulması, yok edilmesi, değiştirilmesi, sisteme veri yerleştirilmesi, var olan verilerin başka bir yere gönderilmesi gerekmektedir. Bir diğer şart ise gerçekleştirilen eylem dolayısıyla fail ya da üçüncü bir kişi lehine haksız bir menfaat temin edilmiş olmasıdır. Anılan maddenin dördüncü fıkrasında yer alan; “Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiylekişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde…” biçimdeki ifadeden, bu fıkradaki düzenlemenin tali norm niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bilişim sistemleri aracılığıyla haksız çıkar sağlanmış olması halinde öncelikle kanunda düzenlenmiş olan bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenebilen diğer suçların (hırsızlık, dolandırıcılık) oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli, şayet gerçekleştirilen eylem bu suçlardan hiçbirisinin tanımına uygun değilse, o zaman TCK.nın 244. maddesinin 4. fıkrası hükmü uyarınca uygulama yapılmalıdır. (Yargıtay 8. Ceza dairesi 2019/25433 E., 2022/4436 K. 15.03.2022)
Marketten Hırsızlık Yapmanın Cezası Örnek Karar; Hırsızlık Suçundan Beraat Etmek
Oluşa ve dosya içeriğine göre, 31/08/2010 tarihinde… market isimli işyerine giren sanıkların sadece su alıp çıktıkları ancak durumlarından şüphenilmesi üzerine, haklarında ihbarda bulunularak içerisinde bulundukları aracın kolluk birimleri tarafından aranması üzerine, market ürünü olan çeşitli sayıda yiyecek ve temizlik malzemelerinin ele geçirildiği, sanıkların mahkemede döndükleri kolluktaki savunmalarında, bu market malzemelerini 30/08/2010 günü Mersin merkezde bulunan … marketten, … market ve … marketlerden çaldıklarını beyan etmiş iseler de, yapılan araştırma sonusu Mersin ve Anamur’da …. isimli market olmadığı ve diğer market yetkilileri ile yapılan görüşmelerde ise işyerlerinde hırsızlık olayı olmadığı ifade etmeleri karşısında, sanıkların üzerlerine atılı müsnet suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi “şüpheden sanık yararlanır” evrensel ilkesi de gözetilmeden beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, (Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2016/16900 E., 2018/3681 K. 14.03.2018)
Bakır Kablo Hırsızlığı Cezası Örnek Karar; Hırsızlık Suçuna Yardım Etmek
Oluşa ve dosya içeriğine göre, 31/08/2010 tarihinde… market isimli işyerine giren sanıkların sadece su alıp çıktıkları ancak durumlarından şüphenilmesi üzerine, haklarında ihbarda bulunularak içerisinde bulundukları aracın kolluk birimleri tarafından aranması üzerine, market ürünü olan çeşitli sayıda yiyecek ve temizlik malzemelerinin ele geçirildiği, sanıkların mahkemede döndükleri kolluktaki savunmalarında, bu market malzemelerini 30/08/2010 günü Mersin merkezde bulunan … marketten, … market ve … marketlerden çaldıklarını beyan etmiş iseler de, yapılan araştırma sonusu Mersin ve Anamur’da …. isimli market olmadığı ve diğer market yetkilileri ile yapılan görüşmelerde ise işyerlerinde hırsızlık olayı olmadığı ifade etmeleri karşısında, sanıkların üzerlerine atılı müsnet suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi “şüpheden sanık yararlanır” evrensel ilkesi de gözetilmeden beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, (Yargıtay 2. Ceza dairesi 2020/28773 E., 2022/13303 K. 27.06.2022)
Mağazadan Hırsızlık Cezası Örnek Karar; Hırsızlık Suçunda Etkin Pişmanlık;
Sanığın, olay günü gündüzleyin müştekinin çalıştığı mağazadan bir adet deri el çantası çaldığı ve elindeki poşete koyarak mağazadan ayrıldığı, aynı gün içerisinde bir kaç saat sonra başka bir mağazadan hırsızlık yaparken yakalandığında, elindeki poşetten çıkan çantayı başka mağazadan çaldığını beyan ederek, çaldığı mağazanın adını ve adresini kendi isteği ile polise bildirdiği, sanığın itirafı üzerine bahsi geçen mağazaya gidildiğinde müştekinin, işyerinden hırsızlık yapıldığını kolluk görevlilerinden öğrendiği, böylece suça konu çantanın sanığın beyanı üzerine aynı gün müştekiye teslim edildiği 01/02/2008 tarihli tutanak ve dosya kapsamından anlaşıldığından, soruşturma evresinde müştekinin zararını karşılayan sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 168. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, karar yerinde tartışılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık F.. K..’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, (Yargıtay 22. Ceza dairesi 2015/5773 E., 2015/5096 K. 07.10.2015)(İlk Hırsızlık Suçu)
Hırsızlık Suçu ve Cezası ile alakalı Reform Hukuk Büromuzun Ceza Avukatları ile iletişime geçebilirsiniz.
Sıradaki Makalemiz: Ankara Kira Avukatı