Kira Hukuku

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği, Türk Borçlar Kanunu 350. ve 351. madde uyarınca açılacak davalarda yol gösterici olması için hazırlanmış dilekçedir. Kiraya veren ile kiracı arasındaki en önemli uyuşmazlıklardan biri de İhtiyaç nedeniyle tahliye davası konusudur. Türk Borçlar Kanunu ve 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun kapsamında, mal sahipleri belirli şartlar altında kiracıyı tahliye ettirme hakkına sahiptir. Ancak, bu süreç keyfi bir şekilde yapılamaz; mahkemeye sunulması gereken geçerli sebepler, usulüne uygun açılmış bir dava ve hukuka uygun kanıtlarla desteklenmelidir.

İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davası Şartları

İhtiyaç sebebiyle tahliye davasının kazanılabilmesi için;

1-İhtiyaç nedeniyle tahliye davası için kira sözleşmesi konut veya çatılı işyeri kirasına ilişkin olmalıdır.

2-İhtiyaç nedeniyle tahliye davası için kiraya verenin kendisinin, eşinin, altsoyunun, üstsoyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı olmalıdır.

3-İhtiyaç nedeniyle tahliye davası için, ihtiyaç samimi ve gerçekçi olmalıdır.

4-İhtiyaç nedeniyle tahliye davası için, İhtiyaç iddiası hüküm kesinleşinceye kadar devam etmelidir.

5-Fesih ve dava açma sürelerine uyulmalıdır.

İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4/1-a maddesine göre, kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıklara ilişkin davalar sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girer. Bu kapsamda, ihtiyaç ve imar-inşa-onarım nedeniyle açılan tahliye davalarında da görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Dava değeri bu yetkiyi değiştirmez. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınabilir.

İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesidir. Ancak, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası taşınmazın aynına ilişkin olmadığından, taşınmazın bulunduğu yer kesin yetkili mahkeme sayılmaz. Bu nedenle, davalı kiracının yerleşim yeri mahkemesinde veya kira sözleşmesinin ifa edileceği yerde de dava açılabilir. Kira borcunun götürülecek borçlardan olması nedeniyle sözleşmenin ifa edileceği yer, kiraya verenin yerleşim yeri olarak kabul edilir.

3533 sayılı Kanun’un 1. maddesi, devlet daireleri, belediyeler ve kamu kurumları arasında çıkan bazı uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesini öngörmektedir. 2570 sayılı Kanun ile değiştirilen 4. maddeye göre, devlet, belediye veya özel idareler tarafından yönetilen kuruluşlar arasındaki taşınmaza ilişkin olmayan uyuşmazlıklar, tarafların bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.

İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında mahkeme, tarafların sıfatını dikkate alarak, 3533 sayılı Kanun’un 1. ve 4. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın yüksek dereceli asliye hukuk hakimi tarafından mecburi hakem sıfatıyla çözümlenmesi gerektiği sonucuna varmalı ve görevsizlik kararı vermelidir.

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği
İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği

 

ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE

DAVACI :

ADRES :

VEKİLLERİ :

ADRES :

DAVALI :

ADRES :

KONU :

AÇIKLAMALAR :

1.Davalı kiracı, dava konusu …….. Mah. ….. Sitesi ….. /ANKARA (…………….) adresindeki mülkiyeti davacı müvekkile ait olan mesken vasfındaki taşınmazda ………… tarihinden itibaren kiracı olarak oturmaktadır. Halen de bu taşınmazda kiracı olarak oturmaya devam etmektedir.

2.Taraflar arasında düzenlenen ekte sunmuş olduğumuz kira kontratı ile kira başlangıcı … ve kira süresi bir yıl olarak belirlenmiştir. Kira sözleşmesinde de görüleceği üzere kira sözleşmesi belirli süreli kira sözleşmesidir. Şöyle ki; TBK.347 (6570 sayılı yasanın 11. maddesi ) uyarınca aynı şartlarda 1 er yıl uzamakla belirli süreli kira sözleşmesi olarak uzayıp, belirsiz süreli kira sözleşmesi haline gelmez. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 347/1 maddesi uyarınca;

Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin sona ermesi

I. Bildirim yoluyla

MADDE 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

Buna göre; TBK 347/1 uyarınca belirli süreli olarak yapılan konut ve çatılı iş yeri sözleşmeleri hiçbir zaman belirsiz süreli hale gelmez, TBK 327-328-329 belirli süreli olarak yapılan konut ve çatılı iş yeri kiralarına uygulanamaz.

Nitekim Yargıtay kararları da bu yöndedir:

Taraflar arasında akdedilen 01.05.1998 başlangıç tarihli ve … ay süreli kira sözleşmesi ile çatılı işyerinin kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi belirli süreli kira sözleşmesi niteliğinde olup 6098 Sayılı ….’nun 347. maddesi gereğince yıldan yıla yenilenerek devam etmiştir.”(Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2016/7594 K. 2016/5868 T. 12.10.2016)

Olayımıza gelince; hükme esas alınan kira sözleşmesi….. başlangıç tarihli 2 yıl süreli olup, sözleşme konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. ….. başlangıç tarihli kira sözleşmesi TBK.347 (6570 sayılı yasanın 11. maddesi ) uyarınca aynı şartlarda 1 er yıl uzamakla belirli süreli kira sözleşmesi olarak uzayıp, belirsiz süreli kira sözleşmesi haline gelmez. “(Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2013/6015 K. 2013/7713 T. 30.04.2013)

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 347. maddesinde yer alan düzenlemeye göre ise konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça sözleşme aynı koşullarla bir yıl uzamış sayılır.” (Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2014/11389 K. 2014/12364 T. 12.11.2014)

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 327. maddesinde yer alan düzenlemeye göre genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde kira sözleşmesinin başlangıcı ve süresi belli ise kira sözleşmesinde sürenin dolması ile kira sözleşmesi kendiliğinden sona erer. Kiraya veren sözleşmenin bitim tarihinden itibaren bir ay içinde dava açarak süre bitimi nedeniyle tahliye talep edebilir. Belirli süreli kira sözleşmelerinde belirlenen sürenin dolması halinde taraflar arasında açık bir anlaşma olmaksızın kira ilişkisi sürdürülürse kira sözleşmesi süresiz olarak uzar. Genel hükümlere tabi kira sözleşmelerinde belirli süreli kira sözleşmesinin süresiz hale gelmemesi için kiraya veren kira süresi bitmeden veya dava açma süresi içinde kira sözleşmesini yenilemeyeceğine dair ihtarname tebliğ ettirirse kira sözleşmesi yenilenmeyeceği gibi süresiz hale de gelmez. Bu durumda her zaman süre bitimi nedeniyle tahliye davası açılabilir.”(Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2014/11389 K. 2014/12364 T. 12.11.2014)

3. Müvekkilin dava konusu kiralanan taşınmaz dışında mesken olarak kullanabileceği başka bir taşınmazı mevcut değildir. Bu nedenle davacının mesken olarak oturmak üzere dava konusu taşınmaza zorunlu ihtiyacı bulunmaktadır. Gereksinim nedeniyle tahliyeye ilişkin düzenlemeyi zikretmek gerekirse;

a. Gereksinim, yeniden inşa ve imar

MADDE 350- Kiraya veren, kira sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,
2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir.
İlgili kanuna göre iş bu davadaki mesken ihtiyacı nedeniyle tahliye talebimiz hukuka uygundur. Müvekkilin davaya konu daireyi kendisi ve eşi ve çocuklarıyla beraber mesken ihtiyacı için kullanım zarureti bulunmaktadır.

Yargıtay’a göre; konut ihtiyacı nedeniyle tahliye için, konut niteliğindeki bir taşınmaza ilişkin ihtiyaç iddiasına dayalı tahliye davasının TBK. 350. maddesi gereğince kira sözleşmesinin bitiminden itibaren bir ay içinde açabileceği, tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olması gerektiği, devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyacın tahliye nedeni sayılamayacağı, henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyacın da tahliye sebebi olarak kabul edilemeyeceği, ihtiyacın davanın açıldığı tarihte var olması ve yargılama sırasında da devam etmesi gerektiği kriterleri aranmaktadır.

Davaya konu, müvekkilin konut ihtiyacı nedeniyle tahliye talebi samimi, gerçek ve zorunludur. Şöyle ki; müvekkilin ikamet ettiği belediye sınırları içerisinde davaya konu ev dışında mesken olarak kullanabileceği herhangi bir taşınmazı bulunmamaktadır. Bizzat kendisi kullanmak için tahliyesini talep etmektedir.

4- Ankara …. Noterliği …. yevmiye sayılı ….. tarihli ihtarnamesi ile davalı kiracıya mesken ihtiyacı nedeniyle … tarihinden itibaren kira sözleşmesinin yenilenmeyeceği, kiralanan taşınmazın tahliye edilmesi hususunda tebligat ile ihtar yapılmış, davalı tarafından ihtara rağmen kiralanan taşınmazın kira bitiminde tahliye edilmemesi neticesinde mevcut davanın açılması zorunlu hale gelmiştir. Davalı kiracının taşınmazı tahliye etmemesi üzerine, müvekkil ………. başvuru tarihli ve …………. başvuru numaralı arabuluculuk başvurusunda bulunmuştur. Davalı ile yapılan zorunlu arabulucu görüşmelerinde anlaşma sağlanamamıştır. Ve …………. tarihinde sonuçlanan arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşma sağlanamamıştır. İş bu nedenle eldeki davayı açma zorunluluğu hasıl olmuştur.

DELİLLER : Kira sözleşmesi, bilirkişi incelemesi, arabuluculuk dosyası, ihtarname, whatsaap kayıtları, tanık, tapu kayıtları ve sair yasal deliller.

HUKUKİ SEBEPLER: Taleplerin dayanağı olan hukuki sebepler; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Yargıtay kararları ve sair düzenlemelerdir.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda ayrıntılarıyla arz ve izah olunan ve re’sen değerlendirilecek sebeplerle;

Öncelikle, haklı davamızın KABULÜNE,

Müvekkilin …. Mah. …. Sitesi …. ….Yenimahalle/ANKARA(…..) mevcut taşınmaza ikamet etme zorunluluğunun ortaya çıkmasından ötürü davalının …../ANKARA(………..) adresinde bulunan mesken nitelikli taşınmazdan ihtiyaç sebebiyle TAHLİYESİNE,

Fazlaya ilişkin hak ve taleplerimiz saklı kalmak kaydı ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana YÜKLETİLMESİNE, karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

DAVACI VEKİLİ
REFORM HUKUK

EKLER

Yukarıda belirtilen İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Davası Dilekçe Örneği ile dava açılmış olup dava neticesinde tahliye kararı verilmiştir. Ancak yukarıdaki Tahliye Davası Dilekçe Örneği sadece açtığımız dava için hazırlanmış olup her olayın ve davanın özelliğine yeni dilekçe oluşturmak gerekecektir.

İhtiyaç Sebebiyle Tahliye Davalarında Yargılama Usulü ve Karar Verme Süreci

İhtiyaç nedeniyle tahliye davası sulh hukuk mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görülür. Bu tür davalar adli tatilde görülemez. İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında, İhtiyaç iddiası tanık beyanları, bilirkişi raporu, tapu kayıtları ve diğer delillerle ispat edilebilir.

Mahkeme, ihtiyaç nedeniyle tahliye şartlarının oluştuğunu tespit ederse ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının kabulüne karar verir. Ancak yargılama devam ederken kiralanan taşınmaz tahliye edilirse, ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının yeni malik tahliye davası konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilir. Ayrıca, taşınmazın satılıp satılmadığı araştırılarak, ihtiyacın hüküm kesinleşene kadar devam edip etmediği değerlendirilir. Satış halinde, ihtiyaç iddiasının samimi olmadığı sonucuna varılabilir.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
ARAYIN