Borçlar Hukukuİş Hukuku

İşçi Alacaklarında Zamanaşımı 2024

İşçi Alacakları Nelerdir?

İşçi alacaklarında zamanaşımı süresi İş Kanunu’nun 32’nci maddesinde düzenlenmiştir. Yol, ikramiye, izin ücreti ve fazla çalışma ücretleri için işçi alacaklarında zamanaşımı 5 yıldır.

İşçilik alacakları, işçinin iş sözleşmesi, iş mevzuatı ve işveren ile arasındaki iş ilişkisi gereği almaya hak kazandığı ücret ve tazminatların bütününe verilen isimdir. İşçinin sözleşme ve kanun gereği hak kazanmış olduğu ücret, yol ve yemek ücretleri, fazla çalışma yani fazla mesai ücretleri, prim ve ikramiyeler, hafta tatili, UBGT yani ulusal bayram ve genel tatil günü ücretleri, yıllık izin ücreti ile kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı bu kapsamda değerlendirilir. Ayrıca iş yeri uygulaması gereği işçinin hak kazandığı ücretler ve diğer ayrıcalıklar da bu tanıma dahildir.

Kimi zaman işçiler tarafından işçilik alacaklarının kalem kalem çok da büyük meblağlar ifade etmeyeceği düşünülmekte ve bu nedenle hak arama girişimlerinde bulunulmamaktadır. Hatta bazı işverenlerin de işçilerin bir kısmında görülen bu pasif hukuki tutuma güvenerek işçi alacaklarını ifa etmekte aksaklıklar gösterdikleri iddia edilebilmektedir. Ancak zaman içerisinde biriken işçilik alacak kalemlerinin toplamları çok büyük meblağlar oluşturabilmektedir. Tabii bazen de bu durumun işçiler tarafından suiistimal edildiği görülebilmektedir. Her iki taraflı olası suiistimal girişimlerinin bilincinde olan kanun koyucu ve Yargıtay iş hukukunda ispata ilişkin kuralları diğer hukuk alanlarına nazaran daha esnek bir çerçevede ele almaktadır.

Zamanaşımı Nedir?

İşçilik alacaklarında zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.

Bu itibarla, zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, savunma kabul edilirse, hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından mahkemenin işin esasına girip inceleme yapması mümkün değildir.

Kısmi davada zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım yönünden kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla artırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyorsa zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir.

İşçi Alacaklarında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?

İşçi alacaklarında zamanaşımı süresi İş Kanunu’nun 32’nci maddesinde düzenlenmiştir. Yol, ikramiye, izin ücreti ve fazla çalışma ücretleri için işçi alacaklarında zamanaşımı 5 yıldır. İhbar ve kıdem tazminatı, iş kazasından kaynaklanan borcun ödenmemesi durumunda doğan tazminatlar için de zamanaşımı süresi 5 yıldır.

İşçi Alacaklarında Zamanaşımı Süresi Ne Zaman Başlar?

İşçi alacaklarında zamanaşımı süresi, ikramiye, fazla mesai, yol gibi ücretlerde ay sonundan itibaren başlar. Tazminat, ihbar, kötü niyet tazminatı gibi işçi alacaklarında zamanaşımı süresi iş sözleşmesinin sona erdirildiği tarihten itibaren başlar.

Zamanaşımı Süreleri Kimleri Kapsar
Zamanaşımı Süreleri Kimleri Kapsar

Zamanaşımı Süreleri Kimleri Kapsar?

25 Ekim 2017 yılında yapılan düzenlemeden sonra iş sözleşmesi sona erdirilen işçi için zamanaşımı süresi 5 yıl olacaktır. 25 Ekim 2017 yılından önce iş sözleşmesi sona erdirilen işçi için zamanaşımı süresi 10 yıldır.

Ev Hizmetlerinde Çalışanların Ücret Alacaklarında Zamanaşımı Var Mıdır?

İş Kanunu’nun 4(e) maddesi gereği, ev hizmetlerinde çalışanlara İş Kanunu hükümleri uygulanmaz. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 153/4’ncü maddesi gereğince, hizmet ilişkisi süresince ev hizmetlilerinin onları çalıştıranlardan olan alacakları için zamanaşımının işlemeyeceği ve duracağı belirtilmiştir.

Trafik Kazası Tazminat Hesaplama ile ilgili Makalemizi Okudunuz mu?

Kötü Niyet ve İhbar Tazminatında Zamanaşımı

İş Kanunu’nun 17’nci maddesi gereğince, kötü niyet tazminatı fesih hakkının kötüye kullanılması halinde söz konusudur ve ihbar tazminatı ile birlikte beş yıllık zamanaşımına tabidir.

Zamanaşımı Süreleri Kimleri Kapsar
Zamanaşımı Süreleri Kimleri Kapsar

Zamanaşımı Defi Nasıl Kullanılır?

Zamanaşımı bir defi olup mahkeme tarafından re’sen dikkate alınamaz. Bu nedenle yasal süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülmesi gerekmektedir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 317-319. maddeleri uyarınca; iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı, cevap dilekçesinin verilmesiyle başladığı için zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir.

Cevap dilekçesi verme süresinin uzatıldığı hallerde, zamanaşımı defi ileri sürme süresi bu sürenin sonuna kadar uzar. Eğer cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemişse veya süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmemişse, zamanaşımı definde bulunulması, davacının açık muvafakati hariç mümkün değildir.

Yargıtay, son dönemde verdiği kararlarda süresi içerisinde cevap dilekçesi vermiş olmakla birlikte zamanaşımı definde bulunmayan tarafın, cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla zamanaşımı definde bulunmasını kabul etmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (HGK), 2010/9-629 E., 2011/70 K. kararı şu şekildedir:

“Zamanaşımı maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i ve savunma aracı olup, davanın başında, süresinde verilecek cevap dilekçesinde (veya sözlü yargılama usulünde ilk oturumda esasa girişilmeden önce) ileri sürülmelidir. Zamanaşımı def’inin, belirtilen aşama geçildikten sonra ileri sürülmesi, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi anlamına gelir. Bu durum ise, karşı tarafın izni (açık veya zımni) olmaksızın ya da ıslah yoluna gidilmezse geçerli değildir.”

Zamanaşımı def’i, unutma veya benzeri nedenlerle davanın başında ileri sürülmemiş olabilir. Ancak bu durum fark edildiğinde, ıslah yoluyla ileri sürülmesi mümkündür. Aynı zamanda silahların eşitliği ilkesi gereği, davalının ıslah yoluyla savunmasını genişletebilmesi mümkündür. Dolayısıyla zamanaşımı def’inin sonradan ıslah yoluyla ileri sürülebileceği kabul edilmelidir.

Belirsiz Alacak Davalarında Zamanaşımı Definde Bulunabilir Mi?

İşçilik alacaklarına ilişkin davaların belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmayacağına ilişkin mahkemelerin ve Yargıtay’ın uygulaması farklılık gösterse de belirsiz alacak davası açma şartlarının olduğu işçilik alacaklarına ilişkin dosyalarda zamanaşımı, davanın açılmasıyla kesilir ve süreler işlemez. Bu nedenle daha sonra değer artırım ya da ıslah dilekçesiyle dava miktarı artırılsa dahi zamanaşımı definde bulunulamaz.

Yargıtay 9. HD., 2015/23150 E., 2018/19869 K. kararı ise şu şekildedir:

“Belirsiz alacak davasında, dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 157. maddesi uyarınca, dava süresince tarafların yargılamaya ilişkin her işleminden veya hâkimin her kararından sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Bu nedenle yargılama sırasında alacağın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceğinden, davacının talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zamanaşımı definin de sonuca bir etkisi olmaz.

Davacı vekili dava dilekçesi ile davasını belirsiz alacak davası olarak açmıştır. 27.05.2015 tarihinde müddeabihin artırılması dilekçesi vermiştir. Davalı vekili ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de bu def’inin hukuki değeri olmadığından zamanaşımı def’i dikkate alınarak fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağının zamanaşımı def’ine değer verilerek yazılı şekilde hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Zamanaşımı Kesilmesi Nedir ve Kesildiği Takdirde Süreler Nasıl İşler?
Zamanaşımı Kesilmesi Nedir ve Kesildiği Takdirde Süreler Nasıl İşler?

Zamanaşımı Kesilmesi Nedir ve Kesildiği Takdirde Süreler Nasıl İşler?

Zamanaşımının kesilmesi, borçlunun, alacaklının veya hakimin belli fiillerinin sonucu olarak işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlamasıdır.

Zamanaşımı kesilince, kesilmeden itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Zamanaşımının kesilmesinden sonra işleyecek yeni zamanaşımı süresi, eski (kesilen) zamanaşımının aynıdır. Örneğin, beş yıllık bir zamanaşımı süresi kesilmişse, yeniden işlemeye başlayacak zamanaşımı süresi de beş yıldır.

Yargıtay 9. HD., 2016/22188 E., 2019/20240 K. kararı şu şekildedir:

“Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece, bilirkişi raporundaki dava tarihinden geriye 5 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı hesaplamalarından 10 yıllık zamanaşımı seçenekli hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur. Mahkemenin 10 yıllık zamanaşımı süresinin kabul edilme gerekçesi hükümde yer almamıştır. Ancak aynı Mahkemenin, Dairemiz temyiz incelemesinden geçen 2019/4382, 2018/10223, 2016/7474 esas sayılı bozma ilamlarında toplu iş sözleşmesinin geçici 2. maddesi hükmünün zamanaşımını kestiğinin kabul edildiği belirtilmiştir.

Anılan sebeplerle, hüküm altına alınan alacakların tamamının beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, ödeme tarihi itibariyle işlemekte olan zamanaşımının (ait olduğu alacak bakımından) kesildiği, başka bir anlatımla; ödemenin, ödeme tarihinden itibaren geriye doğru beş yıllık dönemde muaccel hale gelmiş alacak için işlemekte olan zamanaşımını kestiği hususları ile yukarıda yazılı maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davalı tarafın zamanaşımı def’i yeniden değerlendirilmelidir.”

Yargıtay 22. HD., 2016/32972 E., 2016/29092 K. kararı da şu şekildedir:

“Somut olayda, dava dilekçesi davalı … Bakanlığı’na 26.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bakanlık vekili 02.10.2013 tarihinde, iki haftalık kanuni süre içerisinde mahkemeye başvurarak cevap süresinin uzatılması talebinde bulunmuştur. Mahkemece, cevap süresinin iki hafta uzatılmasına ilişkin verilen karar, davalı bakanlık vekiline 23.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve 22.10.2013 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı def’inde bulunulmuştur. Bu durumda, davalı … Bakanlığının kanuni süresi içerisinde dava dilekçesine karşı zamanaşımı def’inde bulunduğu kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir. İlk İtirazlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116. maddesinde sayılmış olup, zamanaşımı def’i bir ilk itiraz olmadığından, mahkemece, cevap süresinin uzatılması talebinde, süresi içerisinde ilk itiraz niteliğinde zamanaşımı def’inde bulunulmadığı belirtilerek sonuca gidilmiş olması hatalıdır.”

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından 2015 yılında kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danısmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danısmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında akademik basarı göstermis profesyonel avukatlardan olusmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN