Borçlar Hukuku

Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı

Güncel 2024

Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı , hakkı olmadığı halde bir malı işgal eden kötü niyetli haksız işgalciden talep edilebilecek haksız işgal tazminatıdır.

Burada kötü niyetten kasıt haksız işgalcinin kendi haksızlığını bildiği halde veya gereken özeni gösterse bilebileceği bir halde malı işgal etmiş olmasıdır. Ecrimisil hem taşınır mallar hem de taşınmaz mallar için talep edilebilir, uygulamada üçüncü kişiye karşı taşınmaz için açılmış ecrimisil davaları ve yine taşınmaz mal bakımından mirasçılar arasında ecrimisil talepleri çokça görülmektedir.

“Ecrimisil, ecrimisil davası, ecrimisil nedir?” konularını Reform Avukatlık olarak sizin için ele aldık.

Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı
Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı

Ecrimisil (Haksız İşgal) Nedir?

Ecrimisil (haksız işgal) mala malikinin zilyet olacağı yerde kötü niyetli haksız işgalcinin zilyet olması durumunda bu kötü niyetli haksız işgalciden istenebilecek haksız işgal tazminatıdır. Gerek Yargıtay’ın bu konuda vermiş olduğu içtihadı birleştirme kararına göre gerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun bu konuyu düzenleyen 995. maddesine göre ecrimisil kapsamında istenebilecek tazminatın kapsamı, malın haksız alıkonulmuş olmasından doğan zarar ve elde edilmiş veya elde edilmesi ihmal edilmiş ürünler için olan tazminattır. Ecrimisil için bazı şartlar gerekir

Ecrimisil(Haksız İşgal) Tazminatı Şartları

Ecrimisil talep edebilmek için gereken şartlar kısaca

  • İşgalin haksız olması
  • Haksız işgalcinin kötü niyetli olması
  • Haksız işgal neticesinde zarar meydana gelmesi
    şeklinde sıralanabilir:

İşgalin Haksız Olması:

Maldaki işgalcinin herhangi bir hakka dayanmadan, haklı bir sebebi olmadan bu işgali gerçekleştirmiş olduğunu, mala bu şekilde zilyet olduğunu ifade eder. Malın zilyetliği hukuki bir hakka dayanmaksızın ele geçirilmişse haksız işgalden bahsedilir. Uygulamada karşılaşılanlardan örnek vermek gerekirse kira sözleşmesinin bitmesine rağmen kiralananı terk etmeyen kiracının durumu böyledir.

Sözleşmeye veya bir hakka dayanan işgal haksız işgal değildir.

Haksız İşgalcinin Kötü Niyetli Olması:

Maldaki işgalinin yani mal üzerindeki zilyetliğinin haksız olduğunu bilen veya gereken özeni gösterip bilebilecek durumda olan kişi kötü niyetle malın zilyetliğini ele geçirmiş olmaktadır. Türk Medeni Kanunu madde 3 durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimsenin iyi niyet iddiasında bulunamayacağını belirtmektedir. Buna göre malın zilyetliğini hukuki bir nedene dayanmaksızın elinde tutan haksız işgalci bu durumu biliyorsa veya gereken özeni gösterip bilmesi gerekiyorsa kötü niyetli konumuna düşecektir ve bu da kendisine karşı ecrimisil talep edilebilmesine yol açar.

Niyetin önemini sorumluluklar ve iade yükümlülüğünde görebiliriz. TMK md. 993’e göre iyi niyetli zilyet malı karine ile mevcut hakkına uygun şekilde kullanırsa o malı geri vermekle yükümlü olduğu kişiye karşı herhangi bir tazminat ödemek zorunda kalmaz. Yine aynı maddeye göre iyi niyetli zilyet malın kaybından, yok olmasından, hasara uğramasından sorumlu olmaz. Benzer şekilde TMK md.994’e göre de iyi niyetli zilyet malın geri verilmesini isteyen kişiden o mal için yaptığı zorunlu giderlerle birlikte yararlı giderleri de isteyebilecektir.

İyi niyetli olmayan zilyet, yani konumuzdaki haksız işgali gerçekleştiren kötü niyetli zilyet için ise TMK md.995’e bakılacaktır. TMK md.995’e göre iyi niyetli olmayan zilyet geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden sahibine verdiği zararlar ile elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği ürünler karşılığında bir tazminat, yani ecrimisil tazminatını ödemelidir. Yine aynı maddeye göre iyi niyetli olmayan zilyet mala gider yaptıysa bu giderlerden sadece hak sahibinin de yapması zorunlu olan giderleri hak sahibinden isteyebilecektir. Ancak iyi niyetli olmayan zilyet malı kime vereceğini bilmiyorsa ancak kusuruyla verdiği zarardan sorumlu olur.

Haksız İşgal Neticesinde Zarar Meydana Gelmesi:

Yargıtay’ın 08.03.1950’de verdiği 1945/22 esas ve 1950/4 karar sayılı içtihadı birleştirme kararından ve bu kararı esas alan günümüze yakın kararlarından (örnek: 3. HD 2012/1518E 2012/8545K) ecrimisil talep edebilmek için bir zarar meydana gelmesi gerektiğini anlıyoruz.

Yargıtay kararına göre ecrimisil kapsamında haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklindeki zarar, kullanımdan kaynaklı oluşan zarar ve malikin veya zilyedin yoksun kaldığı fayda tazmin edilecektir (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).

Elde edilen veya elde edilmesi ihmal edilen semerenin ecrimisille istenebilmesi için malikin veya hak sahibinin de bu maldan yararlanma niyetinin olması gerekmektedir.

Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 31.03.2010 tarih E.2010/3-146, K.2010/184 sayılı kararında ecrimisil isteminde gözetilecek kriterin malikin taşınmazdan nasıl yararlandığı değil de haksız işgalcinin taşınmazdan nasıl yararlandığı olması gerektiği belirtilmiştir.

Ecrimisil (Haksız İşgal) Davası İçin Görevli Ve Yetkili Mahkeme

Ecrimisil (Haksız İşgal) Davası için görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise genel yetki kapsamında davalının yerleşim yerindeki asliye hukuk mahkemesi olacaktır.

Yargıtay’a göre haksız işgal haksız eylem olarak sayıldığından haksız eylem için olan yetki kuralları burada da uygulanabilecektir. Yani yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olmakla birlikte zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi, zararın meydana geldiği veya gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi ve haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi de yetkili olacaktır.

Ecrimisil (Haksız İşgal) Tazminatı Hesaplama

Ecrimisil (Haksız İşgal) tazminatı özel bir zarar giderim biçimi olması sebebiyle en az kira geliri en çok da tam gelir yoksunluğu şeklinde hesaplanacaktır. Dava açılırken hangisine göre ecrimisil tazminatı isteneceği de belirtilmelidir, aksi takdirde mahkeme bunu davacıya açıklattırmalıdır.

Yargıtay bakımından ilke olarak kira geliri üzerinden ecrimisil hesabında taşınmazın dava konusu dönemde serbest şartlarda getirebileceği kira bedeli emsal kira bedelleri ile karşılaştırılır. Büyüklük, nitelik, çevre özellikleri dikkate alınır.

Tarım arazilerinde ürün esasına göre de ecrimisil talebinde bulunulabilir. Tabi bu durumda ekilen ürünlerin neler olduğu, ekilen ürünlerin ecrimisil istenen yıllardaki fiyatları, verim değerleri, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı önemli olabilir.

Ecrimisil bedeli için bilirkişi incelemesi yapılmalıdır.

Ecrimisil Tazminatının Birlikte Mülkiyet Halinde Durumu (Hisseli Taşınmazda)

Birlikte mülkiyet paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti olarak ikiye ayrılır. Bir şeye iradi bir şekilde hisseli olarak sahip olma durumu paylı mülkiyet, kanundan veya kanunda öngörülmüş sözleşmeden doğan ortak mülkiyet ise elbirliği mülkiyetidir.

Paylı mülkiyette her ortak haksız işgalci üçüncü kişiden kendi payı oranında ecrimisil talep edebilecektir. Ancak sorun ortakların kendi arasında da olabilir. Ortak, payını haksız işgal eden diğer ortak veya ortaklardan ecrimisil talep edebilecektir. Ancak bunun için kural olarak aşağıda açıklayacağımız intifadan men şartı aranır. Ayrıca bir ortağın, payına karşılık olarak çekişmesiz şekilde kullandığı bir bölüm varsa bu ortağın ecrimisil istemi dikkate alınmaz.

Elbirliği mülkiyeti kanundan veya kanunda öngörülmüş sözleşmelerden doğmaktadır, paylı mülkiyet gibi keyfi kurulacak bir ortaklık değildir. Buna miras ortaklığı örnek verilebilir. Elbirliği mülkiyetinde işler genelde oybirliği ile yapılır. Ancak biri paydaş olmasına rağmen elbirliği mülkiyetindeki maldan yararlanamıyorsa tek başına payına dayanarak ecrimisil isteminde bulunabilir. Fakat miras ortaklığında tereke temsilcisi bulunuyorsa bu temsilci ecrimisil davası açmalıdır.

Elbirliği mülkiyeti altındaki taşınmazı kiraya vermek bütün ortakların oybirliğini gerektirir ama her ortağın rızası alınmadan, oybirliği sağlanmadan bir ortak bu taşınmazı kiraya verecek olursa bu durumda kira sözleşmesi kiraya veren ortak ve kiralayan arasında geçerli olacaktır ama bu kira sözleşmesi icazet vermeyen diğer ortakları bağlamayacaktır ve bu durumu onaylamayan ortaklar o ortaktan veya o ortağın kiraya verdiği kişiden ecrimisil isteyebilecekleri gibi kiraya veren ortaktan vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca elde edilmiş menfaati de kendilerine düşen kısım oranında isteyebilirler.

Ecrimisil İsteminin Ortaklar Arasında Olması Durumunda İntifadan Men Şartı

Ecrimisil tazminatı isteyen paydaş, bunu diğer paydaş veya paydaşlara karşı ileri sürüyorsa kural olarak intifadan men şartını da gerçekleştirmiş olmalıdır. Paydaş diğer paydaşı veya paydaşları intifadan men etmelidir ki onlar aleyhine ecrimisil tazminatı isteyebilsin. İntifadan men şartını açıklayalım:

İntifadan men şartı aslında birlikte mülkiyet altındaki maldan payının gerektirdiği ölçüde yararlanamayan ortağın bu duruma sebep olan diğer ortağa veya ortaklara karşı duruma itiraz etmesidir, yararlanma isteğinin o ortağa veya ortaklara karşı ileri sürülmesidir. Bu bildirimle intifadan men şartı gerçekleşecektir. Bu şart noterden ihtarname çekerek de gerçekleştirilebilir, icra takibi yaparak da gerçekleştirilebilir, daha öncesinde el atmanın önlenmesi veya ortaklığın giderilmesi gibi davalar açılmışsa da gerçekleşmiş olabililir, aslında hiçbir şekle bağlı olmadan da her türlü delille ispatlanabilecek bir şekilde de yapılabilir. Bu bildirim şekle bağlı değildir ve bu bildirimin yapıldığı her türlü delille ispatlanabilir.

Kimi durumlarda ise ortak aleyhine ecrimisil davası açılacağı zaman intifadan men şartı aranmaz, direk bu dava açılabilir. Bu haller:

  • Taşınmazın kamuya ait olması
  • Taşınmazın ürün veren bir eşya olması (Bağ bahçe gibi, ancak tarla değil, tarla için intifadan men gerekir).
  • İşgalci paydaşın diğer paydaşların hakkını tümden reddedip taşınmazın tümünde hak iddia etmesi
  • Paydaşların kendi aralarındaki kullanım anlaşması ile her paydaşın kullanacağı yerin belirlenmiş olması
  • Daha öncesinden aynı taşınmazla ilgili olarak diğer paydaş veya paydaşlar aleyhine ortaklığın giderilmesi, el atmanın önlenmesi, ecrimisil gibi dava açılmış olması veya icra takibi yapılmış olması
  • Taşınmazda kendiliğinden oluşan ürünün, murisçe kurulan işletmenin veya gelir getiren işletmenin işgal edilmiş olması

Ecrimisil, Haksız İşgal Davası Açabilecek Kişiler

Ecrimisil davasını işgal edilenin maliki açabileceği gibi işgal edilen üzerinde sınırlı ayni hak sahibi veya kişisel hakkı olanlar da açabilecektir.

Ecrimisil Davasında Zamanaşımı

Ecrimisil tazminatı için zamanaşımı, Yargıtay’a göre beş yıldır. Dava tarihinden geriye doğru işler. Yani dava açıldıktan beş yıl öncesine kadarki ecrimisil talep edilebilecektir. Ancak bu bir zamanaşımı süresi olduğundan davacı beş yıldan fazla bir talepte bulunuyorsa davalı kişi zamanaşımı defisi ileri sürmez ise davacının talebi dikkate alınır.

Kamu Malının Haksız İşgalinde Ecrimisil

Ecrimisil hazineye ait olanın işgal edilmesinde de söz konusu olabilmektedir. Konu Devlet İhale Kanunu’nda düzenlenmiştir. Ayrıca hazine taşınmazının işgali sonrasında ecrimisil için bir zarar olması gerekmez. Yani zarar olsa da olmasa da hazine taşınmazını işgal eden haksız işgalci ecrimisil ödemekle yükümlü olur. Ayrıca bu haksız işgalcinin kusurunun olup olmaması da önemli değildir. Konu hakkında kanunun ifadesini aynen aktaralım:

Madde 75 – Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları, özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, idarelerin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.

Ek cümle: 23/7/2010-6009/24 md.) Ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi, peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde onbeş indirim uygulanır. Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.

Hazine taşınmazını işgal etmiş işgalci ecrimisili kendisi ödemezse bu alacak Amme Alacaklarının Tahsi Usulü Hakkında Kanun’a göre tahsil edilecektir. Haksız işgalciye karşi ecrimisil ihbarnamesi düzenlenir. Ecrimisil ihbarnamesine karşı dava açılmaz ise veya açılır da reddedilirse ödeme emri düzenlenir ve 15 gün içinde de bu ödeme emrine karşı idare mahkemesinde dava açılabilir ancak bu davada sadece borcun olmadığı, borcun kısmen ödendiği veya borcun zamanaşımına uğradığı şeklindeki savunmalar yapılabilir.

İdareye olan ecrimisil borcu borca itiraz etmeden ödenirse yüzde 20, peşin ödenirse de ek olarak yüzde 15 indirim yapılır.

Emsal Kararlar

Haksız İşgal Davası Şartları – Ecrimisil Davası Şartları
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/12407E, 2023/6567K

Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının, davacıya ait dükkan ile kendi dükkanı arasındaki duvarı yıkmak sureti ile iki bağımsız bölümü birleştirerek diğer davalılara kiraya verip haksız müdahalede bulunduğunu Mahkemece davalının müdahalesinin menî ile dava konusu taşınmazın eski hale getirilmesine ve ecrimisile karar verilmesini talep etmiştir.

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihi ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Dava konusu bağımsız bölüm duvarının yıkılarak davalının maliki olduğu bağımsız bölüm ile birleştirilmek sureti ile kullanıldığı sabittir. Davalı bu hususa ilişkin gerekli muvafakat, tadilat projesi ve davacının rızasını içerir herhangi bir belge sunmamıştır.

634 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi uyarınca her kat maliki ana gayrimenkulün mimari durum ve güzelliğini korumaya mecbur olup dosya kapsamı ile aksinin ispatlanamadığı ve yapılan müdahalenin davacı kat malikinin mülkiyet hakkı aleyhine olduğu gözetildiğinde mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi yerindedir. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Ecrimisil (Haksız İşgal) Davası Zamanaşımı
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2023/2380E, 2023/3127K

Davacı vekili asıl dosyada, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmelerinin müvekkili idarece tek taraflı feshedildiğini, fesihten sonra davalının taşınmazı kullanmaya devam ettiğini, davalıya tebliğ edilen ecrimisil ihbarnamesine rağmen ecrimisil bedelinin ödenmediğini belirterek 15.03.2010-16.05.2012 tarihleri için ecrimisil talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 18.07.2017 tarihli 2015/48 Esas ve 2017/163 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındaki kiracılık ilişkisinin devam ettiğinin tespiti davasında verilen red hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ecrimisil talep edilebileceği, bu tarihten önce davalının fuzuli şagil sayılamayacağı gerekçesiyle asıl dosyada davanın reddine, birleştirilen dosyada davanın kabulü ile 158.541,96 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar vermiştir. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Haksız İşgal Davası ve Ecrimil Davası Hesaplama
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/16843E, 2023/6395K

Buna göre; o yörede mutad olarak ekilen münavebeli ürünleri ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verim miktarları İlçeTarım Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2011 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorularak taşınmazların olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine, kapitalizasyon faiz oranı uygulanarak yer bedelinin belirlenmesi gerekirken bu yönteme uyulmadan taşınmazın değerini belirleyen rapora göre hüküm kurulması bozmayı gerektirir

Tarlada Ecrimisil-Hisseli Taşınmazda Ecrimisil
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4182E, 2022/3662K

Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün yıllara göre tahminlerinin esas alındığı belirtilmiştir. Ecrimisil miktarı belirlenirken, ilçe tarım müdürlüğünden dava konusu dönemler itibariyle münavebeye esas ürünler, verim miktarları ve kilogram satış değerleri sorulup, resmi veriler dosyaya konularak, bu veriler nazara alınmak suretiyle her dönem için belirlenecek üründen elde edilecek net gelire hükmedilir. Bilirkişiler de raporunu hazırlarken resmi ve bilimsel dayanaklarını denetime elverişli olacak şekilde göstermek, resmi verilerden ayrılır ise sebebini açıklamak zorundadır. Hal böyle olunca, mahkemece yeniden konusunda uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak, taşınmaz başında taraf tanıkları dinlenmeli, dava konusu taşınmazların davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmışlar ise hangi taşınmazı ne kadar süreyle kullandıklarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davalıların dava konusu taşınmazları kullanılıp kullanmadığı hususunda tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilip, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

Mirasçılar Arasında Ecrimil ve Haksız İşgal Davası
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/5254E, 2023/3436K

muris ….’ın mirasçılarından olduğunu, muristen geriye 1611 ada 534 parseldeki 22 numaralı bağımsız bölüm, 809 ada 1744 parseldeki 2 numaralı bağımsız bölüm, 1510 ada 715 parsel, 1510 ada 136 parsel, 671 ada 12 parsel ve 5022 parsel sayılı taşınmazların kaldığını, müvekkillerinin öz annelerinin vefatı sonrasında murisin davalılardan … ile evlendiğini, murisin vefatı sebebiyle müvekkillerine kanuni haklarının verilmediğini, adı geçen taşınmazların tamamından davalıların faydalandığını, davalıların bu taşınmazların bir kısmını fiili olarak kullanırken bir kısmının da kira gelirlerinden yararlandıklarını, müvekkillerine bunlardan düşen hakların da verilmediğini ve davalılara 10.04.2007 tarihinde bunun için ihtarname gönderildiğini, bunun karşılığında davalıların müvekkillerinin taleplerini kısmen kabul ettiğini ancak daha sonra müvekkillerine herhangi bir ödemede bulunulmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.500,00 TL’nin hakkın doğduğu murisin vefat tarihi olan 17.11.2006 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2021 tarihli ve 2011/536 Esas, 2021/17 Karar sayılı kararı ile konusuz kalan asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına; birleştirilen 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/746 Esas sayılı dava dosyası hakkında, davanın kısmen kabulüne; Birleştirilen 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/3 Esas sayılı dava dosyası hakkında ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından 2015 yılında kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danısmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danısmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında akademik basarı göstermis profesyonel avukatlardan olusmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
ARAYIN