Ceza HukukuCeza Hukuku Dilekçe ÖrnekleriÖrnek Dava Dilekçeleri

Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi

Hakaret suçu savunma dilekçesi, bir kişinin kendisine yöneltilen hakaret suçlamasına karşı savunmasını içeren, hukuki gerekçelerle desteklenen ve mahkemeye sunulan resmi bir belgedir.

Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesinde düzenlenen ve kişilerin onur, şeref ve saygınlığını korumayı amaçlayan bir suç türüdür. Suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı mahkemeler tarafından titizlikle değerlendirilirken, sanıklar savunmalarını güçlü bir şekilde sunmalıdır. Hakaret suçu nedeniyle yargılanan kişilerin en önemli adımlarından biri, doğru bir savunma dilekçesi hazırlamaktır. Savunma dilekçesi, olayın tüm detaylarını içermeli, hukuki dayanaklarla desteklenmeli ve sanığın suçsuzluğunu veya eylemin hukuka uygunluğunu ortaya koymalıdır.

Hakaret suçu savunma dilekçesi hazırlanırken öncelikle olayın gelişimi açık ve net bir şekilde anlatılmalıdır. Suçlamaya konu olan sözlerin hangi bağlamda söylendiği, taraflar arasındaki geçmiş ilişkiler ve olayın gerçekleşme koşulları detaylı olarak açıklanmalıdır. Ayrıca, dilekçede herhangi bir hakaret kastının bulunmadığı veya ifadelerin eleştiri sınırları içinde kaldığı gibi hususlara vurgu yapılmalıdır. Eğer hakaret iddiası, yanlış anlaşılmadan kaynaklanıyorsa veya söz konusu ifadeler tahrik edici bir durum sonucunda söylenmişse, bu gibi hususlar hukuki dayanaklarla dilekçeye eklenmelidir.

Son olarak, Hakaret suçu savunma dilekçesi hukuki normlara uygun ifadeler kullanılmalı ve Yargıtay içtihatlarıyla desteklenen bir savunma sunulmalıdır. Hakaret suçuna ilişkin emsal kararlar incelenerek, benzer durumlarda mahkemelerin nasıl karar verdiği dilekçeye eklenebilir. Eğer mevcut deliller sanığın lehine bir durum ortaya koyuyorsa, bunların da güçlü bir şekilde vurgulanması savunmayı güçlendirecektir. Tüm bu unsurlar dikkate alındığında, etkili bir savunma dilekçesi hazırlanarak kişinin hukuki haklarını en iyi şekilde koruması mümkün olacaktır.

Ceza davasında hakaret savunma dilekçesi hazırlanırken olayın içeriği, tarafların ilişkisi, kullanılan ifadeler, tanık beyanları ve varsa görüntü kayıtları dikkate alınmalıdır. Özellikle sosyal medya, WhatsApp mesajları ya da telefon kayıtları üzerinden yapılan hakaret isnatlarında delillerin hukuka uygun toplanıp toplanmadığına dikkat edilmelidir.

Bu makalede, örnek TCK 125 savunma dilekçesi, savunma stratejileri ve yargılamada dikkat edilmesi gereken noktalar ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi Örneği
Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi Örneği

Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi Örneği

 

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE;
İSTANBUL …. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 2024/….. Esas

KARAR NO : 2025/……. Karar

SANIK        : ……

MÜDAFİ   : REFORM HUKUK

KATILAN :

KONU     : Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2025/…. karar sayılı gerekçeli kararına karşı istinaf yoluna başvurumuz hakkındadır.

İTİRAZ EDİLEN KARAR

Ankara ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …….. tarihli kararı ile müvekkil ……….’in “Tehdit ve Hakaret” suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiş ve hapis cezasına hükmedilmiştir. Bu karar, maddi gerçeğe ve hukuka aykırı olup istinaf yoluna başvurulmasını gerektirmektedir.

MÜVEKKİLİN KİŞİSEL DURUMU

Müvekkil ……….., eğitimli, toplum içinde saygın bir birey olup, uzun yıllardır devlet memuru olarak çalışmaktadır. Aile hayatı düzenli olup, biri iki yaşında diğeri yedi yaşında… küçük çocuğu bulunmakatadır. Eşinin de devlet memuru olarak görev yaptığı, toplum içinde olumlu bir imaj sergileyen bir birey olduğu bilinmektedir. Ayrıca müvekkil yetiştirme yurtlarında büyümüş, …………. çerçevesinde memur olarak atanmıştır. Müvekkilin hayatı boyunca şiddete meyilli olmadığı, göz önünde bulundurulmalıdır.

OLAYIN GELİŞİMİ

Olay, müvekkilin müşteki ile aynı apartmanda yaşadığı dönemde uzun süredir devam eden komşuluk problemlerinin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Katılanın sürekli olarak müvekkil ve ailesine yönelik sözlü tacizlerde bulunduğu, apartmandaki diğer komşular tarafından da bilinen bir gerçektir. Müvekkilin eşi, yaşanan tartışmaların ardından katılanın beraber yaşadığı ….. kendisine kapıyı sert bir şekilde çarpması sonucu yaralanmıştır. Müvekkil akabinde katılanla konuşmaya gittiğinde ; aynı evde beraber yaşadığı ……………. kapıyı açmış “bi si.. git ya …. nesin?” dediğinde …….. “….”, “ben gerekeni yapıcam, ………..” demiştir. Ve daha sonra müvekkile küfür ve tehditler savurmaya başlamıştır. Bunun üzerine müvekkil, yaşadığı şok ve öfke ile sözlü bir tepki göstermiş olabilir, ancak bu tepkinin tehdit niteliğinde olmadığı açıktır.

Kaldı ki katılan ve beraber yaşadığı kişi olayı başlatan taraftır. Ve asıl karşı taraf müvekkile küfür ve hakaretler savurmuştur. Olay günü, müvekkil olayın doğrudan bir tarafı olmamasına rağmen, eşine yapılan saldırıyı gördüğünde sinirlerine hâkim olamamış ve duygusal bir tepki vermiştir. Ancak, müştekinin iddia ettiği gibi doğrudan ve bilinçli bir tehdit söz konusu değildir. İlk derece mahkemesince bu hususlar irdelenmeden ceza verilmiştir.

AÇIKLAMALAR:

Mahkeme Kararının Hatalı ve Hukuka Aykırı Yönleri

Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen …… tarihli kararda, müvekkilimiz ….’in ” Tehdit ve Hakaret” suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, mahkeme kararı eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeler içermektedir. Kararda, olayın tüm yönleriyle değerlendirilmediği, delillerin yanlış yorumlandığı ve müvekkilimizin eylemleri münferit olarak değerlendirildiği, bilakis olayı başlatan ve karşılıklı söz dalaşına sürükleyen taraf katılan olduğu gerçeği göz ardı edilmiştir.

Müvekkilin Olaydaki Konumu ve Haksız Tahrik Hususu

Mahkeme, olayda müvekkilimiz ……’in eşinin fiziksel saldırıya uğraması ve eşinin burnunun kanaması gibi hususları göz ardı ederek, olayı salt tek taraflı bir suç işleme durumu olarak değerlendirmiştir. Oysa, olayın gelişimi incelendiğinde, müvekkilimizin eşi …..’in, katılan ……’in aynı evde beraber yaşadığı …… tarafından fiziksel saldırıya uğradığı ve burnunun kanadığı tespit edilmiştir. Müvekkilimizin bu durumu görerek duygusal tepki vermesi, olayın doğal bir sonucu olup, bu durumun haksız tahrik kapsamında ele alınması gerekmektedir. Ancak mahkeme bu gerçeği göz ardı etmiş ve eksik inceleme ile karar vermiştir. (Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi)

Tanık Beyanlarındaki Çelişkiler ve Delil Değerlendirme Hatası
Tanık beyanları nazara alındığında; tanıklardan birinin “…….” diğerinin ise “……” dediği açıkça çelişkili olduğu görülmektedir. Çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur. Çelişki şüpheye sebebiyet verir ve şüpheden de katılan değil sanık yararlanır. Nitekim şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince müvekkil lehine beraat hükmü kurulması gerekirken verilen cezada hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan ………….. ifadesinde; “……………………” şeklinde beyanda bulunmuştur. Beyanda açıkça görüldüğü üzere müvekkilimle katılanın tartıştıklarını gördüğünü söylemiş ancak karşı tarafın hangi sözleri söyleyerek tartıştığı hususunda bir beyanda bulunmamıştır. Mahkeme, bu çelişkilere rağmen sanığın aleyhine bir karar tesis etmiş olup, ceza hukukunun temel ilkeleri gereği, şüpheden sanık yararlanır ilkesi göz ardı edilmiştir.

Katılanın İfadelerindeki Çelişkiler Sorgulanmamış Ve Çelişkiler Giderilmemiştir. Olayın Karşılıklı Geliştiği Müvekkil Aleyhine Göz ardı Edilmiştir.

Katılan “Şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum olay nedeniyle ben kaldığım lojmandan taşınmak zorunda kaldım sanığın hakaret ve tehditleri yüzünden taşınmak zorunda kaldım kendisi benim üst kat komşum olurdu ……….. beni darp etti ” …… ” şeklinde hakaret ve tehditlerde bulundu uzlaşmak istemiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur. Beyanlar çelişkilidir bu çelişkiler giderilmeden verilen istinafa konu kararın hukuka uyarlığı bulunmamaktadır. Beyanlardaki çelişkiler şu şekildedir:

Olayda katılanın darp edildiğine ilişkin hiç bir delil, tanık anlatımı veya doktor raporu yoktur. Tanık polis memurlarının da darp edilme olayına ilişkin bir beyanı yoktur. Zaten böyle bir eylem de olmamıştır. (Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi)

Olayın gelişimi tanık ifadeleriyle de sabit iken, katılanın “…………” ifadesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkeme tarafından bu durum gereği gibi irdelenmemiştir. Suça konu olayın başlangıcı, gelişimi ve sonucu bir bütün halinde değerlendirilmesi gerekirken, yalnızca sonuç anından ceza verilmesi hakkaniyetsizdir.

Katılan “……………………” beyanında bulunmuştur.

Müvekkil yukarıda anlatılan olaylar neticesinde katılanla konuşmaya gittiğinde ; aynı evde yaşadığı ……….. kapıyı açmış “bi siktir git ya şizofrenmisin nesin?” dediğinde ……………. “…….”, “…. yapıcam, ………. görecekler” demiştir. Ve daha sonra müvekkile küfür ve tehditler savurmaya başlamıştır. İlk derece mahkemesince bu hususlar irdelenmeden ceza verilmiştir.

Hukuki Dayanakların Genişletilmesi ve İçtihatlara Aykırılık

Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 129. maddesine göre, hakaretin karşılıklı olduğu durumlarda cezada indirime gidilmesi veya cezanın kaldırılması öngörülmektedir. Olayda, müştekinin de müvekkile yönelik ağır hakaretlerde bulunduğu gözetildiğinde, mahkemenin 129. maddeyi tam olarak uygulamaması hukuka aykırıdır. Ayrıca, Yargıtay içtihatlarına göre yalnızca çelişkili tanık ifadeleri ve müştekinin tek taraflı beyanları üzerine ceza verilmesi adil yargılama hakkını ihlal etmektedir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2017/2145 Esas, 2018/3456 Karar). Bu sebeple, mahkemenin verdiği karar hukuka aykırıdır.

Müvekkilimizin Toplumsal ve Ailevi Durumu

Müvekkilimiz …………., biri bebek olmak üzere iki çocuğun annesidir. .. yaşındaki diğer çocuğu ise annesine bağımlı olup, annenin yokluğu çocuklarının psikolojik ve fiziksel gelişimleri açısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracaktır.

SONUÇ ve TALEP:

Yukarıda arz edilen nedenlerle, Ankara ….. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen …… tarihli ve 2025/…. sayılı;

Yerel mahkeme kararının KALDIRILARAK ;

-Hükmün sanık müvekkil lehine bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine;

-Hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINI, müvekkile atılı suçlardan beraat kararı verilmesini, veyahut duruşmalı yapılacak ise istinaf incelemesi neticesinde YENİDEN HÜKÜM KURULARAK müvekkillerin beraat kararı verilmesini arz ve talep ederim.

REFORM HUKUK

burada yer verdiğimiz Hakaret Suçu Savunma Dilekçesi sadece hazırladığımız olaya ilişkin olup her olay ve iddia kendi içerinde değerlendirilerek TCK 125 savunma dilekçesi veya Hakaret Savunma Dilekçesi hazırlanmalıdır. 

Hakaret Suçunu Oluşturan Sözler ve Davranışlar​

Hukuk sistemimiz, her suç ve davranış hakaret suçunun konusunu oluşturmaktadır. Çünkü; mevzuatımız “onur, şeref ve saygınlık” kavramlarını soyut bir şekilde tanımlamak yerine, bu kavramlara yönelik saldırı teşkil eden somut fiil ve olguları cezalandırmayı amaçlamaktadır.

Bu sebeple; bir eylemin hakaret suçu oluşturup oluşturmadığı, her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmektedir. Yani; bu değerlendirme yapılırken, söz konusu fiilin mağdurun sosyal çevresindeki algısı, yerleşik örf ve adetler ile toplumun genel değer yargıları dikkate alınır. Böylece; eleştiri sınırları içinde kalan, kaba veya nezaketsiz ifadeler, rahatsız edici sözler ya da beddua niteliğindeki söylemler her zaman hakaret suçu olarak kabul edilmeyebilir.

Bu sebeple; hangi ifadelerin hakaret suçu oluşturup oluşturmadığı da merak edilen bir konu haline gelmektedir. İşte bu noktada, Yargıtay kararları önemli bir ,yol gösterici olmaktadır. Çünkü; Yargıtay kararları, hakaret suçuna ilişkin hükümlerinin somut olaya uygulanmasında önemli bir rehber işlevi görmektedir.

Aşağıda; Yargıtay kararları kapsamında hakaret sayılan veya sayılamayan bazı kelime ve sözlere yer vereceğiz. Ayrıca; hangi içerdiğini düşündüğünüz sözleri buradan da aratabilirisiniz. Böylece, söz konusu sözlerin hakaret olup olmadığının hukuki dayanakları ile inceleyebilirsiniz.

Hakaret Sayılan Kelime ve Sözler​

Yargıtay, kararlarında belirli kelime ve söz öbeklerinin genel olarak hakaret suçu kapsamında değerlendirmektedir. Genellikle; bu ifadeler muhatabın onur, şeref ve saygınlığını zedeleyici, aşağılayıcı veya küçük düşürücü niteliktedir. Yargıtay’ın hakaret olarak kabul ettiği bazı kelime ve söz öbekleri şunlardır:

  • “Şerefsiz”, “haysiyetsiz” gibi ifadeler
  • “Gerizekalı”, “salak”, “aptal” gibi zeka seviyesine yönelik aşağılayıcı sözler
  • “Adi”, “alçak”, “müsvedde”, “pislik” gibi kişilik değerini hedef alan ifadeler
  • “Hayvan” ve diğer hayvan isimleriyle hitap etmek
  • “Fahişe”, “hırsız”, “rüşvetçi” gibi ağır ithamlar içeren sözler
  • Küfürler ve argo ifadeler, özellikle kısaltılmış küfürler (“a.q”, “a.m.k”, “mk” gibi)

Bu liste, Yargıtay’ın genel olarak hakaret olarak değerlendirdiği ifadelerin bir kısmını oluşturmaktadır.

Ancak, bir kelimenin veya sözün hakaret sayılıp sayılmaması, her zaman mutlak bir kurala bağlı olmayıp, ifadenin kullanıldığı bağlam ve koşullar da büyük önem taşımaktadır. Öyle ki, bazı durumlarda mahkeme, görünüşte hakaret içerikli olabilecek bir ifade, somut olayın özellikleri dikkate alındığında hakaret olarak değerlendirilmemektedir.

Mesela; hakaret içeren söz somut olayın özelliklerine göre de belirlendiği için bazı kişiler hakaret sayılmayan kelime ve sözler bir başkası için hakaret içeren kelime veya söz olarak değerlendirilebilmektedir. Örneğin; “Cebini dolduruyorsun” ifadesi bir hakime yönelik söylendiğinde hakaret suçu oluştururken, polislere yönelik “sizin yaptığınız eşkiyalık” ifadesi kaba bir söz ve ağır eleştiri olarak değerlendirilmiştir.

Hakaret Sayılmayan Kelime ve Sözler

Hakaret suçunda önemli olan, ifadenin doğrudan mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadı içermemesi veya sövme fiilini oluşturmasıdır. Bu sebeple; yukarıda belirttiğimiz gibi kaba ve nezaket dışı hitaplar (ifadeler/sözler), eleştiriler, rahatsız edici sözler ve beddualar her zaman hakaret suçu olarak değerlendirilmez.

Kaba/ Nezaket Dışı Hitap (İfade/Söze)

Yargıtay’a göre; “kaba/nezaket dışı hitap (ifade/söz)”, muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyuta ulaşmayan, sadece görgü kurallarına aykırı veya rahatsız edici nitelikteki sözlerdir. Bu sebeple; Yargıtay, “kaba hitap” ve “nezaket dışı ifadelerin tek başına hakaret suçu oluşturmayacağı yönünde genel bir eğilim sergilemektedir. Çünkü; Yargıtay’a göre, bir ifadenin hakaret sayılabilmesi için, kişinin toplum içindeki itibarını zedelemeye yönelik bir amaç taşıması ve bu yönde bir etki yaratması gerekmektedir.

Bu doğrultuda; Yargıtay’ın “kaba hitap” veya “nezaket dışı ifadeler” olarak nitelendirdiği ve hakaret suçu oluşturmadığına hükmettiği bazı kelime ve sözler şunlardır:

  • “terbiyesiz”
  • “ahlaksız”
  • “lan”
  • “ukalalık yapma”

Ancak, bir ifadenin kaba veya nezaket dışı olması, her durumda hakaret suçunu oluşturmayacağı anlamına gelmemektedir. İfadenin bağlamı, söyleniş şekli ve muhatabın sosyal konumu gibi faktörler de Yargıtay tarafından dikkate alınmaktadır.

Rahatsız Edici Söz

Yargıtay’a göre; “rahatsız edici söz” muhatabında huzursuzluk, rahatsızlık veya alınma gibi duygular uyandıran sözlerdir. Yargıtay, rahatsız edici sözleri, doğrudan kişinin onur, şeref ve saygınlığına yönelik ağır bir saldırı olarak kabul edilmemektedir. Yargıtay’ın bu konudaki yaklaşımı, ifade özgürlüğünün korunması ve her türlü rahatsız edici ifadenin cezalandırılmasının önüne geçilmesi amacını taşımaktadır.

Bu doğrultuda; Yargıtay’ın “rahatsız edici sözler” olarak nitelendirdiği ve hakaret suçu oluşturmadığına hükmettiği bazı kelime ve sözler şunlardır:

  • “sen kendini bilmeyen birisin cehalet var sende”
  • “sidik yarıştırmak”
  • “senin gibi öğretim üyesinin/öğretmenin/savcının …”
  • “senin yaşın kadar memurluğum var”

Ancak, “rahatsız edici sözler” ile hakaret arasındaki sınırın her zaman net olmadığı ve somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Eleştiri ve Ağır Eleştiri

Yargıtay’a göre; “eleştiri”, bir kişinin eylemleri, davranışları veya düşünceleri hakkında olumlu veya olumsuz bir görüş bildirmek anlamına gelmektedir. “ağır eleştiri” ise, bu görüşün daha sert ve çarpıcı bir şekilde ifade edilmesidir. Yargıtay, “eleştiri” ve “ağır eleştirinin demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurları olduğunu kabul etmekte ve bu tür ifadeleri genellikle hakaret suçu kapsamında değerlendirmemektedir. Çünkü; ifade özgürlüğü, düşüncelerin serbestçe açıklanabilmesini ve tartışılabilmesini sağlayan temel bir haktır.

Bu doğrultuda; Yargıtay’ın “eleştiri” ve “ağır eleştiri” olarak nitelendirdiği ve hakaret suçu oluşturmadığına hükmettiği bazı kelime ve sözler şunlardır:

  • “dosyaları okumuyorsunuz”
  • “senden bu memlekete hayır gelmez”
  • “saçma sapan ceza yazıyorsunuz”
  • “faşist”
  • “utanmaz”

Ancak; Yargıtay, eleştiri hakkının sınırlarını çizerken, bu hakkın önemini ve korunması gerektiğini göz önünde bulundurmaktadır. Bu kapsamda; Yargıtay’ın bir ifadenin eleştiri mi yoksa hakaret mi olduğunu belirlemede temel kıstası, ifadenin öncelikle bir fikir beyanı mı yoksa doğrudan kişiyi aşağılama amacı mı taşıdığını tespit etmektir. Yani; eleştiri, sert ve incitici olsa bile, kamu yararı veya toplumsal bir tartışmaya katkı sağlama amacı taşıyorsa ve kişinin onur ve saygınlığını tamamen yok etmeye yönelik değilse, genellikle hakaret olarak kabul edilmez. Fakat; eleştiri sınırlarını aşan, kişiyi küçük düşürmeye, aşağılamaya veya iftira atmaya yönelik ifadeler hakaret suçunu oluşturabilir .

Beddua

Yargıtay’a göre; “beddua”, bir kişinin kötü bir duruma düşmesini dilemek anlamına gelmektedir.  Yargıtay, Yargıtay, bedduaların daha çok öfke, hayal kırıklığı veya çaresizlik gibi duygusal tepkilerin bir ifadesi olarak değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir. Bu sebeple; Yargıtay’a göre genellikle “beddua”, doğrudan muhatabın onur, şeref ve saygınlığına yönelik bir saldırı veya küçük düşürme amacı taşımamaktadır.

Bu doğrultuda; Yargıtay’ın beddua” olarak nitelendirdiği ve hakaret suçu oluşturmadığına hükmettiği bazı kelime ve sözler şunlardır:

  • “Allah belasını versin”
  • “Allah çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıkartsın”
  • “gözün kör olsun”
  • “zehir zıkkım olsun aldığınız maaş”
  • “ciğerin ağzından gelsin”
  • “yaktığın çırada kavrul inşallah”

Bu örneklerden de görüleceği üzere, mahkemenin hakaret suçuna ilişkin hukuki değerlendirmesi hassas ve olaya özgüdür.

Hakaret Suçunun İşleniş Şekilleri​

Bu suçun işleniş biçimleri çeşitlilik gösterebilmektedir. Çünkü; hakaret suçu, sözlü ifadeler, yazılı metinler, görsel materyaller veya diğer iletişim araçları vasıtasıyla işlenebilir. Bu doğrultuda, farklı iletişim biçimlerinin gelişmesiyle birlikte hakaretin çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca; suçun her bir işleniş şekli, suçun niteliği ve uygulanacak cezai yaptırımlar açısından farklılıklar arz edebilmektedir. Bu nedenle, hakaret suçunun farklı işleniş biçimlerinin ve bunların hukuki dayanaklarının incelenmesi, Türk hukuk sistemindeki bu suçun kapsamını anlamak açısından büyük önem taşımaktadır.

Kanun koyucu, mevzuatta hakaret suçunun bazı işleniş şekillerinden bahsetmiştir Bu kapsamda; Hakaret suçu, işleniş biçimine göre temel olarak 2 kategoriye ayrılmaktadır: mağdurun yüzüne karşı (huzurda) işlenen hakaret ve mağdurun yokluğunda (gıyabında) işlenen hakaret

Ayrıca; hakaret suçu farklı materyaller ile gerçekleşmektedir. Bu noktada; kanun koyucu mevzuatta açıkça hakaret suçunun bir işleniş şekli olarak düzenlemese de, teknolojinin gelişmesi ile hakaret suçu internet ve sosyal medyadan işlenmektedir.

Huzurda (Yüze Karşı) Hakaret

Huzurda hakaret, failin hakaret içeren söz veya davranışları doğrudan mağdurun algılayabileceği şekilde gerçekleştirmesidir. (TCK m. 125/1, c.1) Bu durum, mağdurun fiziksel olarak olay yerinde bulunması ve hakareti doğrudan duyması veya görmesiyle tipik olarak gerçekleşir. Ancak, fail ve mağdurun yüz yüze olması zorunlu değildir; önemli olan, hakaretin yapıldığı anın mağdur tarafından öğrenilmiş olmasıdır. Örneğin, mağdurun evinin önünde bağırarak yapılan hakaret de huzurda hakaret kapsamına girebilir.

Ayrıca; yüz yüze yapılan hakaretlerin yanı sıra, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenen hakaretleri de kapsamaktadır. Dolayısıyla, örneğin, mağdura doğrudan gönderilen hakaret içerikli bir mektup veya elektronik posta da huzurda hakaret olarak değerlendirilebilir.

Huzurda hakaret suçunun aleni olarak da işlenebilmektedir. Bu durumda; huzurda işlenen hakaret suçunda suçun aleni işlenmesi sebebiyle ceza ⅙ oranında artırılır. (TCK m. 125/4). bu sebeple hakaret savunma dilekçesi  hazırlarken uzman bir avukattan destek almanızda fayda bulunmaktadır.

HAKARET SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ, Sosyal medya hakaret Savunma Dilekçesi, Whatsapp hakaret suçu Savunma Dilekçesi, TCK 125 Savunma Dilekçesi
HAKARET SUÇU SAVUNMA DİLEKÇESİ, Sosyal medya hakaret Savunma Dilekçesi, Whatsapp hakaret suçu Savunma Dilekçesi, TCK 125 Savunma Dilekçesi

Mağdurun Yokluğunda (Gıyabında) Hakaret

Gıyabında hakaret, failin hakaret içeren söz veya davranışları mağdurun fiziksel olarak bulunmadığı bir ortamda gerçekleştirmesidir. (TCK m. 125/1, c.2) Bu durumda, hakaretin suç teşkil edebilmesi için üçüncü kişiler aracılığıyla mağdura ulaşması gerekmektedir. Eğer hakaret içeren ifade özel bir ortamda kalır ve mağdura ulaşmazsa, gıyabında hakaret suçu genellikle oluşmaz, gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle “ihtilat” ederek işlenmesi gerekmektedir.  Bu durum, hakaretin yayılma potansiyelini ve mağdurun itibarının zarar görme olasılığını vurgulamaktadır.

Ayrıca; hakaret mektup, telefon, e-posta gibi doğrudan mağdura yönelik iletişim araçlarıyla yapılabilmektedir. Bu durumlarda; şartlar oluştuğu takdirde hakaretlerde mağdurun gıyabında yapılan hakaret olarak değerlendirilmektedir.

Gıyabında hakaret suçunun unsurları, huzurda hakaret suçuyla benzerlik göstermekle birlikte, özellikle fiilin mağdura ulaşma şekli ve aleniyet durumu önem kazanmaktadır. Çünkü; gıyabında hakaret suçu, hakaretin çok sayıda kişi tarafından duyulabilecek veya görülebilecek şekilde işlenmesi anlamına gelmektedir. Bu sebeple; gıyabında işlenen hakaret suçunda suçun aleni işlenmesi sebebiyle ceza ⅙ oranında artırılır. (TCK m. 125/4)

Örneğin, bir topluluk içinde bir kişiye yönelik hakaret içeren ifadeler kullanılması veya bu tür ifadelerin yazılı olarak geniş bir kitleye ulaştırılması aleniyet unsurunu oluşturabilir. Ancak, apartman boşluğunda işlenen bir hakaret eylemi, Yargıtay kararlarına göre aleniyet unsurunu taşımayabilir. Örneğin; gıyabında yapılan hakaret aleni bir şekilde gerçekleşirse, örneğin sosyal medya üzerinden yapılan bir paylaşım yoluyla, ceza artırılır. bu sebeple TCK 125 savunma dilekçesi  hazırlarken uzman bir avukattan destek almanızda fayda bulunmaktadır.

İnternet ve Sosyal Medya Yoluyla Hakaret

İnternet ve sosyal medya yoluyla hakaret, günümüzde giderek yaygınlaşan bir işleniş şeklidir. Bu tür hakaretler, sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, yorumlar, özel mesajlar veya internet siteleri aracılığıyla gerçekleştirilebilir. internetin ve sosyal medyanın geniş kitlelere ulaşma potansiyeli, bu yolla işlenen hakaretlerin etkisini artırmakta ve hukuki değerlendirmesini önemli kılmaktadır.

İnternet ve sosyal medya üzerinden yapılan hakaretler genellikle aleniyet unsurunu taşıdığından ceza ⅙ oranında artırılır. (TCK m. 125/4) Çünkü; Yargıtay kararlarında da internet ve sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların aleniyet taşıdığı ve bu nedenle cezanın artırılması gerektiği yönünde içtihatlar bulunmaktadır. hakaret suçu Savunma Dilekçesi hazırlarken söz konusu durumun üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır.

Bu durum, online platformlarda yapılan hakaretlerin geniş bir kitleye ulaşabilme ve kalıcı olma özelliği göz önüne alındığında, hukukun bu tür eylemlere daha ağır yaptırımlar uygulamasına neden olmaktadır. Örneğin, sosyal medya üzerinden bir kişiye yönelik hakaret içeren bir paylaşım yapılması, hem gıyabında hakaret hem de aleni hakaret olarak değerlendirilebilir. Bu sebeple  sosyal medyada hakaret savunma dilekçesi ve Whatsapp hakaret suçu Savunma Dilekçesi hazırlarken söz konusu durumların birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

hakaret savunma dilekçesi
hakaret savunma dilekçesi

Hakaret Suçu Davalarında Savunma Stratejileri

Hakaret davasında savunma hazırlarken öncelikle olayın nerede, ne şekilde ve hangi şartlar altında yaşandığı analiz edilmelidir. Örneğin bir sokak tartışması sırasında öfkeyle söylenen sözler ile planlı ve kasıtlı hakaret içerikleri aynı şekilde değerlendirilmez.

Savunmada öne çıkarılabilecek stratejiler arasında; olayın tahrik altında gerçekleştiği, delillerin hukuka aykırı elde edildiği, ifadelerin hakaret değil eleştiri niteliği taşıdığı, ya da ithamların karşılıklı olduğu gibi hususlar yer alır. Özellikle mahkeme önünde yapılacak beyanların yazılı savunmayla desteklenmesi önemlidir.

Ayrıca, ceza davası hakaret savunması sırasında daha önceki yargı kararlarına (emsal Yargıtay kararları) atıfta bulunmak, savunmanın hukuki zeminini güçlendirecektir. HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) talebi gibi ceza muhakemesi kurumlarından da faydalanılabilir.

Hakaret Davasında Savunma Nasıl Yapılır ?

Hakaret suçu savunma dilekçesi veya TCK 125 savunma dilekçesi hazırlanırken, dilekçenin giriş kısmında sanığın kimlik bilgileri ve dava dosya numarası yer almalıdır. Ardından, olayın özeti, suçlama konusu, delillerin değerlendirilmesi ve sanığın savunmaları sıralanmalıdır.

Savunma bölümünde, isnat edilen sözlerin hakaret kastıyla söylenmediği, karşılıklı tartışmanın parçası olduğu veya kamuoyunu ilgilendiren bir konuda eleştiri amacı taşıdığı gibi argümanlar sunulabilir. Şikayetten vazgeçme, uzlaşma ya da delil yetersizliği de dilekçede öne çıkarılabilir.

Sonuç ve talep kısmında ise beraat, lehe hükümlerin uygulanması ya da HAGB kararı verilmesi talep edilir. Aşağıda, bu yapıya uygun hakaret suçu savunma dilekçesi örneği yer almaktadır.

 hakaret suçu savunma dilekçesi örneği
hakaret suçu savunma dilekçesi örneği

Hakaret Suçunda Yargılama Süreci Nasıl İşler?

Bir kişiye hakaret edildiği iddiası üzerine genellikle şikayet dilekçesi ile savcılığa başvurulur. Şikayet edilen kişinin kimliği tespit edilirse ifadeye çağrılır ve ifadesi alınır. Delil olarak ses kayıtları, mesaj içerikleri, tanık beyanları kullanılabilir. İddianame düzenlenirse, ceza mahkemesinde kovuşturma başlar.

Sanık hakkında iddianame düzenlenmişse, artık ciddi bir yargılamayla karşı karşıyadır. Bu noktada yapılması gereken ilk şey, güçlü bir hakaret savunma dilekçesi hazırlamak ve duruşmalara katılarak sözlü savunma sunmaktır. Dilekçenin erken aşamada sunulması, savunma stratejisinin mahkeme tarafından dikkate alınmasını sağlar.

Yargılamada delil sunma, tanık dinletme, uzman görüşü alma gibi olanaklar da mevcuttur. Savunma aşamasında özellikle kastın bulunmadığı, sözlerin bağlamından koparıldığı ya da tahrik unsurlarının olduğu gibi hususlar mutlaka vurgulanmalıdır.

Anlattığımız sebeplerle  hakaret suçu savunma dilekçesi, TCK 125 savunma dilekçesi, sosyal medyada hakaret savunma dilekçesi ve Whatsapp hakaret suçu Savunma Dilekçesi, cumhurbaşkanına hakaret suçu savunma dilekçesi   hazırlarken uzman bir avukattan destek almanızda fayda bulunmaktadır.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN