Borçlar HukukuÖrnek Dava Dilekçeleri

Araç Mahrumiyet Bedeli Cevap Dilekçesi Örneği Nedir?

Araç Mahrumiyet Bedeli Cevap Dilekçesi

Trafik kazası sonrası, kazaya karışan taraflardan biri aracını kullanamaz hale geldiğinde bu durumdan doğan kullanım kaybı için araç mahrumiyet tazminatı talep edebilir. Bu tazminatın amacı, kazaya uğrayan kişinin aracından yoksun kaldığı süre boyunca günlük kullanım zararı ya da araç kiralama masrafı gibi kalemlerin karşılanmasıdır. Ancak bu tür talepler, her zaman haklı ve hukuken geçerli olmayabilir. Bu nedenle, aleyhinize açılmış bir davada sunacağınız araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi, doğru stratejiyle hazırlanmalı ve talebin haksızlığını ortaya koymalıdır.

Araç mahrumiyet dilekçesi, teknik olarak davacı tarafından sunulan dava dilekçesinin karşısına geçmek ve gerekçeli bir şekilde bu talebin neden reddedilmesi gerektiğini ortaya koymak amacıyla yazılır. Bu dilekçede; kaza sonrası aracın ne kadar sürede tamir edildiği, davacının araç kiralayıp kiralamadığı, aracın gerçek piyasa değeri ve ikame aracın zorunluluğu gibi hususlara değinilmelidir. Ayrıca kazaya sebebiyet veren tarafın asli ya da tali kusuru da, tazminat taleplerine doğrudan etki eder. İşte bu noktada trafik kazası tazminat davasına cevap dilekçesi, yalnızca maddi değil aynı zamanda teknik ve hukuki değerlendirmelerle de desteklenmelidir.

Araçtan Yoksun Kalma Tazminatı Taleplerine Nasıl Cevap Verilir?

Araçtan yoksun kalma tazminatı, kazaya uğrayan tarafın aracını belirli bir süre kullanamamasından kaynaklanan zararın giderilmesini hedefler. Ancak her araç mahrumiyeti talebi haklı ve orantılı olmayabilir. Bu nedenle davalı tarafın araçtan yoksun kalma cevap dilekçesi sunarken dikkat etmesi gereken en önemli nokta, davacının iddialarını somut verilerle çürütecek belgeleri ve hukuki dayanakları dosyaya sunmaktır. Örneğin, aracın tamir süresinin makul olduğu, ikame araç kiralanmadığı ya da araca duyulan zorunlu ihtiyaç olmadığı gibi savunma unsurları öne sürülebilir.

Cevap dilekçesinde özellikle araçta oluşan hasarın niteliği, tamir süresi, sigorta şirketinden alınan ödeme miktarı ve araç ekspertiz raporu dikkatle analiz edilmelidir. Bazı durumlarda davacının araçtan yoksun kaldığı iddia ettiği tarihlerde araç kiraladığına veya başka bir aracı kullandığına dair çelişkiler tespit edilebilir. Bu gibi bilgiler trafik kazası sebebi ile tazminat davası dilekçesi karşısında güçlü bir savunma oluşturur. Ayrıca, ikame araç bedeli cevap dilekçesi kapsamında, kiralama faturalarının ibraz edilmemesi de tazminatın reddine dayanak olabilir.

Trafik Kazası Tazminat Davasına Cevap Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?

Trafik kazası tazminat davasına cevap dilekçesi, hukuki bilgi ve olayın teknik yönlerini harmanlayarak hazırlanmalıdır. Bu dilekçede, kazanın oluş şekli, kusur oranları, sigorta poliçeleri ve davacının talep ettiği tazminatın dayanakları detaylı şekilde analiz edilmelidir. En önemli nokta, araç mahrumiyetine ilişkin tazminat talebinin fahiş, belgesiz veya hukuken dayanaksız olduğunu ortaya koymaktır. Özellikle olay tespit tutanakları, ekspertiz raporları ve kamera kayıtları gibi belgeler, savunmanın omurgasını oluşturur.

Cevap dilekçesi hazırlanırken dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da, davacının sunduğu belgelerde yer alan tutarsızlıklardır. Örneğin, araç değer kaybı davası cevap dilekçesi hazırlanırken, aracın ikinci el piyasa değeriyle talep edilen miktar arasında makul bir bağ kurulmuyorsa bu açıkça dilekçede belirtilmelidir. Aynı şekilde, araç kiralandıysa kira sözleşmesinin ve fatura örneklerinin dosyaya sunulup sunulmadığı kontrol edilmeli; sunulmadıysa bu durum güçlü bir savunma unsuruna dönüştürülmelidir.

Araç Mahrumiyet Bedeline İlişkin Hukuki Dayanaklar Nelerdir?

Araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi hazırlanırken, hukuki dayanakların doğru ve etkili bir şekilde kullanılması hayati önem taşır. Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu, bu tazminat taleplerinin temelini oluşturur. Bir kişinin kusurlu hareketi sonucunda başkasına zarar vermesi halinde, zarar görenin bu zararın tazminini isteme hakkı doğar. Ancak her zarar talebi, doğrudan tazminat hakkı anlamına gelmez. Zararın kapsamı, illiyet bağı, kusur oranı ve somut zarar kalemleri mutlaka kanıtlanmalıdır. İşte bu noktada, trafik kazası tazminat davasına cevap dilekçesi ile zararın belgelendirilmediği ve doğrudan kusur bulunmadığı ileri sürülebilir.

Yargıtay kararları da uygulamada araçtan yoksun kalma cevap dilekçesi hazırlarken önemli rehberler sunar. Yargıtay, yalnızca aracın tamirde olduğu süreyi değil, aynı zamanda bu süre boyunca araç kiralandığının belgelenmesini de aranması gerektiğini içtihat haline getirmiştir. Ayrıca ikame araç bedelinin talep edilebilmesi için, davacının mesleki faaliyetini o araçla yürüttüğünü veya aracın zorunlu kullanımına muhtaç olduğunu somut biçimde ispatlaması gerekir. Aksi takdirde, ikame araç bedeli cevap dilekçesi kapsamında bu tür taleplerin reddi talep edilebilir.

Araç Değer Kaybı ve Araç Mahrumiyeti Arasındaki Farklar

Trafik kazaları sonrasında sıkça karıştırılan iki ayrı tazminat türü vardır: araç değer kaybı ve araç mahrumiyet tazminatı. Bu iki zarar türü hem hukuki dayanakları hem de ispat yöntemleri açısından birbirinden farklıdır. Araç değer kaybı, aracın kaza nedeniyle ikinci el piyasadaki satış değerinde meydana gelen düşüştür. Yani aracın teknik olarak tamir edilmiş olsa bile “kazalı” geçmişe sahip olması nedeniyle satılamama ya da düşük bedelle satılma durumudur. Bu zarar, genellikle eksper raporu ve ikinci el piyasa analizleriyle ispatlanır.

Diğer yandan, araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi kapsamına giren zarar türü ise kullanımdan doğan zarardır. Aracın tamirde kaldığı sürede kullanılamaması sebebiyle yaşanan iktisadi zararları içerir. Örneğin, davacının o süre zarfında araç kiralamak zorunda kalması veya toplu taşıma giderleri bu kaleme girer. Ancak her iki zarar kalemi aynı anda talep edilse bile, araç değer kaybı davası cevap dilekçesi ve araçtan yoksun kalma cevap dilekçesi içerikleri farklı değerlendirmelere dayanır. Çünkü birinde maddi değer düşüklüğü, diğerinde ise iş gücü, zaman ve kullanım hakkı gibi daha soyut zararlardan söz edilir.

İkame Araç Bedeli Talebine Karşı Nasıl Savunma Yapılır?

İkame araç bedeli, kazaya uğrayan kişinin aracını kullanamadığı süre boyunca başka bir araç kiralaması durumunda ortaya çıkan masrafları ifade eder. Davacılar, bu bedeli de trafik kazası sebebi ile tazminat davası dilekçesi içerisinde talep edebilir. Ancak bu talebin geçerli olabilmesi için mutlaka somut ve belgelenmiş delillere dayanması gerekir. Kiralama faturası, sözleşme, ödeme makbuzu gibi belgeler ibraz edilmemişse, bu durum ikame araç bedeli cevap dilekçesi kapsamında güçlü bir savunma sebebine dönüşür. Ayrıca, davacının araç kiralama yerine toplu taşıma kullandığı tespit edilirse, bu da tazminat talebini boşa çıkarabilir.

Savunmada kullanılabilecek bir diğer önemli husus, ikame aracın sınıfıdır. Davacının, kaza geçiren aracına kıyasla daha lüks veya pahalı bir araç kiralaması, makul zarar sınırının aşılması anlamına gelebilir. Yargıtay içtihatlarına göre, tazminat talepleri yalnızca gerçek zarar miktarı kadar olabilir; aşan kısımlar haksız kazanç sayılır. Bu nedenle araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi sunulurken, kiralanan aracın marka, model, sınıf ve günlük kira bedeli mutlaka incelenmelidir. Gerekirse bilirkişi incelemesi de talep edilmelidir.

Araç Mahrumiyet Bedeli Cevap Dilekçesi Yazarken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bir araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi hazırlanırken yapılan en büyük hata, yalnızca genel itirazlarla yetinmektir. Oysa bu tür davalarda, her bir iddianın somut olarak çürütülmesi gerekir. Davacının aracının tamir süresi, kullanım zorunluluğu, ikame araç ihtiyacı ve araç kiralama belgeleri dikkatlice analiz edilmelidir. Ayrıca kazanın oluş şekline ve kusur oranlarına ilişkin olay tespit tutanağı, trafik bilirkişi raporu gibi teknik belgelerle desteklenmiş kapsamlı bir savunma sunulmalıdır. Sadece “itiraz ediyorum” demek yeterli değildir; itirazın hukuki ve teknik gerekçelerle desteklenmesi gerekir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta, davacının tüm zarar kalemlerini somut belgeyle ispatlaması gerektiğidir. Örneğin, araç kiralama iddiası varsa bu kiralama işleminin gerçekten yapılıp yapılmadığı, ödeme belgeleriyle ortaya konmalıdır. Bu tür belgeler yoksa veya eksikse, ikame araç bedeli cevap dilekçesi kapsamında tazminatın reddi talep edilmelidir. Ayrıca dilekçede, mahkemeden davacının ekonomik durumunun araştırılması, varsa alternatif ulaşım imkânlarının (ikinci bir araç, toplu taşıma vs.) sorgulanması da istenmelidir.

Ankara’da Araç Mahrumiyet Bedeli Davalarında Uzman Avukat Desteği

Trafik kazası tazminat davasına cevap dilekçesi gibi teknik ve dikkat gerektiren savunma metinlerinin hazırlanması, çoğu zaman profesyonel bir hukuk desteğini zorunlu kılar. Ankara gibi büyük şehirlerde trafik kazaları sıklıkla yaşandığı için bu alanda deneyimli avukatlara ihtiyaç artmaktadır. Özellikle Ankara araç mahrumiyet bedeli avukatı, sadece dilekçe hazırlamakla kalmaz; aynı zamanda kazaya ilişkin teknik detayları analiz eder, bilirkişi incelemesini yönlendirir ve davanın seyrini lehine çevirecek stratejiler geliştirir. Çünkü bu tür davalar yalnızca hukuki bilgi değil, aynı zamanda pratik tecrübe de gerektirir.

Reform Avukatlık olarak trafik kazası tazminat davasına cevap dilekçesi hem de araç değer kaybı davası cevap dilekçesi süreçlerinde müvekkillerimize etkin savunma desteği sunuyoruz. Bu tür davalarda doğru delil sunumu, sürelere dikkat edilmesi ve hukuki altyapının titizlikle inşa edilmesi oldukça kritiktir. Özellikle karşı tarafın talep ettiği tazminatın haksız olduğunu kanıtlamak ve istenmeyen mali yükümlülüklerden kurtulmak için uzman avukat desteği almak davalı lehine önemli avantaj sağlar.

Araç Mahrumiyet Bedeli Cevap Dilekçesi Örneği

ANKARA …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

DAVALI    :

VEKİLİ     : REFORM HUKUK

DAVACI  :

VEKİLİ    :

KONU    :  Müvekkillere Karşı Açılan Davaya Cevap Dilekçemizden İbarettir.

AÇIKLAMALAR

Yukarıda dosya bilgileri verilen dosyada davacı taraf ” Ankara .. Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasında dosya borçluları tarafından yapılan ….. tarihli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve alacağın….’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi” talepli dava açmış olup, söz konusu dava haksız ve hukuksuz şekilde açılmıştır. İş bu sebeple süresi içerinde cevaplarımızı sunuyoruz. Davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki ;

Olay günü müvekkil…… Taah. San. Tic. Ltd. Şti. Ye ait olan müvekkil …..’un sevk ve idaresinde olan ……. plaka numaralı araç ile davalıya ait olan ….. plaka numaralı aracın çarpışması sonucunda trafik kazası meydana gelmiştir. Söz konusu kaza meydana geldikten sonra acele şekilde tutulan kaza tespit tutanağında müvekkil …… kazanın meydana gelmesinde kusurlu kabul edilmiştir.

Müvekkil ….. un söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmamaktadır. Tutulan kaza tespit tutanağında ” Kazada 2918 SAYILI KTK‘NIN 57/1-C MADDE KURAL İHLALİ GÖRÜLECEGİ” şeklinde ifadelere yer verilmişse de söz konusu kaza tespit tutanağına yapılan çizimler ve değerlendirmeler yanlış ve hatalıdır. İş bu sebeple sayın mahkemeniz tarafından doğru kusur oranının belirlenmesi için yeni rapor alınmasını talep ederiz.

Davalı taraf dava dilekçesinde müvekkillerinin ” ….. tarihinden paranın tahsili olan……. tarihleri arasında araçsız kaldığından bahisle 49. 000 TL ikame araç bedeli talepli icra takibi başlatmıştır. Ancak davacı taraf icra takibine müvekkillerinin sigorta kasko poliçelerini eklememiştir. Sayın mahkemeniz tarafından davacı tarafa ait sigorta kasko poliçelerinin dosya arasına celbi sağlanarak ; davalı tarafın kasko poliçesinde ” ikame araç bedeli”ne ilişkim hüküm olup olmadığı ve davacı tarafça bu kaza süresinden sonra bu kasko poliçesi kapsamında ikame araç kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Davacı taraf icra takibinin eklerinde söz konusu kaza neticesinde müvekkillerinin aracın 49 gün araçtan mahrum kaldığından bahisle aracın günlük kira bedelini gösteren ve kaç gün mahrum kaldığını gösteren bir rapor sunmuşsa da söz konusu rapor taraflı bir rapordur. Davacı taraf icra takibinin eklerine eksper raporlarını, araç muayene raporlarını vs sunmamıştır.

Dava dosyasının eklerinden de anlaşılacağı üzere kazaya karışan her iki tarafa ait araç pert olmuştur. Davacı taraf ve davacı tarafın sigorta / kasko şirketinin süreci 49 günden önce sonlandırarak davacı tarafa ödeme yapması gerekmekteyken sigorta şirketinin / eksperin, servisin veya davacı tarafın süreci yavaş ilerletmesi müvekkilin suçu olmayıp sayın mahkemeniz tarafından bu süresin ne kadar sürede sonlandırılması gerektiği ile alakalı rapor alınmasını talep ediyoruz. Aksi halde söz konusu süreç 10 ay sürecek olsa müvekkilin 10 aylık ikame araç bedeli ödemesi gerekecek olup söz konusu durum hakka ve hukuka aykırıdır. Bilindiği üzere pert ve sovtaj bedeli için sigorta şirketine başvurudan itibaren sigorta şirketi tarafından 15 gün içerinde ödemesi gerekirken davacı tarafın müvekkilden 49 günlük ikame araç bedeli istemesi hakka ve hukuku aykırıdır.

Ayrıca sayın mahkemeniz tarafından aracın makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli belirlenmesini talep ediyoruz. Aracın makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli belirlendiğinde iş bu davanın haksız ve hukuksuz şekilde açıldığı ortaya çıkacaktır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2008/2243 E. , 2008/4182 K Tarihli Kararında ;

“…Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasara uğrayan davacı aracı için 30 günlük tamir süresi karşılığında 1.500.00 YTL zarar hesaplanmış ve itiraza rağmen bu rapora göre hüküm kurulmuştur. TMK’nın 6. maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17333 E. 2016/3648 K.

“…Davacı, aracı için 23 günlük tamir süresi araç kiraladığını 2.300,00 TL ödediğine ilişkin oto kira sözleşmesini ibraz etmiştir. MK’nin 6.maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle zararına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.

Kaldı ki davacı taraf kaza sonrasında aracını kullanarak olay yerinden uzaklaşmıştır. Davacı taraf çekici dahi çağırmamıştır. İş bu sebeple davacı taraf 49 günlük süre zarfında aracını kullanmış olma durumu da sayın mahkemenizce araştırılmasını talep etmekteyiz.

Davacı taraf icra takibinde ve dava dilekçesinde aracın müvekkillerinin 49 gün araçtan mahrum kaldığından bahisle talepte bulunmuşsa da davacı taraf bu süredeki araç amortisman bedeli ve yakıt giderlerini mahsup etmeden hesap yapmıştır.

Yargıtay 17.hukuk Dairesi 2016/ 19869E, 2017 / 10814K 21.11.2017 Tarihli Kararında ;

” Bu durumda mahkemece, önceki bilirkişiden, emsal bir aracın alınması için gerekli sürenin belirlenmesi ve davacının bu süre içinde kendi aracını kullanmış olması halinde yapacağı yakıt, amortisman payı vs. gibi zorunlu giderleri mahsup edilerek, emsal aracın bu süredeki kiralama bedelinin tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ve davacının bir yıllık kiralama bedeli talebi esas alınarak hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.”

Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2014/15596 K. 2017/156 T. 17.1.2017)

Dava dilekçesinin eklerinde sunulan trafik kazası tespit tutanağı ve eklerine bakıldığında davacı taraf olan …. tarafından pert olan aracı ile alakalı işlemlerin yapılması amacıyla …….. tarihinde vekaletname çıkarıldığı görülecektir. Söz konusu işlemlere başlamak için çıkarılan vekaletname kaza tarihi olan …… tarihinden 1 ay sonraki tarihtir. Görüleceği üzere davacı tarafın veya sigorta şirketinin söz konusu işlemlerin yapılmasında gecikmiş olması müvekkilin kusuru olmayıp, sayın mahkemenizce diğer sigorta şirketlerinin söz konusu süreci ne kadar süre içerinde sonuçlandırdığı ile ilgili ilgili kurumlara müzekkere yazılmasını talep ederiz.

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle davanın reddi gerekmektedir.
– Söz konusu kazada müvekkilin kusurunun bulunmaması sebebiyle kusur durumunun tekrar tayini için rapor alınmasına karar verilmesine,
– Davacı tarafa ait sigorta kasko poliçelerinin dosya arasına celbi sağlanarak ; davalı tarafın kasko poliçesinde ” ikame araç bedeline ilişkim hüküm olup olmadığı ve davacı tarafça bu kaza süresinden sonra bu kasko poliçesi kapsamında ikame araç kullanılıp kullanılmadığının değerlendirilmesi,
– Davacı tarafın veya sigorta şirketinin söz konusu işlemlerin yapılmasında gecikmiş olması müvekkilin kusuru olmayıp, sayın mahkemenizce diğer sigorta şirketlerinin söz konusu süreci ne kadar süre içerinde sonuçlandırdığı ile ilgili ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına karar verilmesine,
– Sayın mahkemeniz tarafından aracın makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli belirlenmesini
-Sayın mahkemenizce mahrum kaldığı iddia edilen sürede aracın amortisman bedeli ve harcayabileceği yakıt giderlerinin tespitine,
-Ekte sunulan fotoğraflarda da görüleceği üzere davacı tarafın aracının sadece bir kaç küçük hasarının olduğu görülecektir. Buradan hareketle söz konusu aracın perte ayrılması mümkün değildir.

HUKUKİ NEDENLER : İcra İflas Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu vs. ilgili mevzuat

HUKUKİ DELİLLER : Tanık, Kaza Tespit Tutanağı ,Ankara… İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası İcra Dosyası, Bilirkişi, Keşif, Yemin, İsticvap , emsal araç amortisman bedeli ve yakıt giderleri, makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli, kaza fotoğrafları, kazaya karışan her iki aracında kasko- sigorta poliçeleri

SONUÇ VE TALEP :

Yukarıda yazılı nedenlerle müvekkilimiz aleyhine açılmış davanın reddine,  müvekkilimiz aleyhine kötü niyetli hareket ederek icra takibi başlatan takip alacaklısı davacı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekil eden adına talep ederiz.

REFORM HUKUK

Araç Mahrumiyet Tazminatı Davasında Sıkça Sorulan Sorular 

Araç mahrumiyet bedeli neye göre hesaplanır?

Araç mahrumiyet bedeli, aracın tamirde kaldığı sürede kullanılamamasından kaynaklanan zarar üzerinden hesaplanır. Bu süre boyunca araç kiralanmışsa kira bedeli esas alınır. Aksi halde, mahkeme emsal günlük kullanım bedelini tespit eder. Tüm hesaplamalar belgelerle desteklenmelidir.

Araç mahrumiyeti tazminatı için araç kiralama şart mı?

Hayır. Araç kiralama şart değildir. Ancak araç kiralanmamışsa, davacının bu süreçte ikame bir aracı kullanmadığını ve gerçekten mağdur olduğunu somut olarak ispatlaması gerekir. Bu durumda ikame araç bedeli cevap dilekçesi ile bu taleplerin reddi istenebilir.

Araç mahrumiyet bedeli ile araç değer kaybı aynı dava içinde talep edilebilir mi?

Evet, ancak her biri ayrı ispat ve değerlendirme kriterlerine tabidir. Mahkeme, araç değer kaybını ekspertiz raporuyla; araç mahrumiyet tazminatını ise fiili kullanım kaybına dayalı delillerle değerlendirir.

Araç mahrumiyet tazminatı tüm kazalar için geçerli midir?

Hayır. Kazada kusursuz olan tarafın somut zarar yaşaması halinde talep edilebilir.  Tamamen kusurlu taraflar bu tazminatı isteyemez. Aynı zamanda fahiş talepler Yargıtay içtihatları ışığında reddedilir.

Araç mahrumiyet bedeli cevap dilekçesi kaç gün içinde verilmelidir?

Basit yargılama usulüne tabi olan trafik tazminatı davalarında cevap dilekçesi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde verilmelidir. Sürenin kaçırılması, davalının savunma haklarını sınırlandırabilir.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN