İcra Hukuku

İlamlı İcra Nedir? Nasıl Yapılır?

İlamlı İcra İtiraz Nasıl Yapılır

İlamlı icra, alacaklının alacağı için öncelikle mahkemeye başvurup mahkemeden kendi lehine bir karar çıkması durumunda bu karara dayanarak başlattığı bir icra takip yoludur. İlamlı icra takibi konusunun genel özelliklerinden bahsedecek olursak, Para ve teminat alacakları dışındaki alacaklar için zaten ilamsız icra değil ilamlı icra takibi yapılması gereklidir. Para ve teminat alacakları ise ilamsız icraya konu olabildiği gibi elde gerekli belgeler varsa ilamlı icra konusu da olabilir.

İlamlı icra başlatmak isteyen alacaklının elinde aşağıda ayrıntılı açıklayacağımız ilam veya ilam niteliğinde kabul edilmiş belgelerden biri olmalıdır. Bu belgeler sayesinde ilamlı icra takibi süresince borçlunun alacaklıya karşı koyma imkanları ilamsız icradakine göre daha zordur. Kısaca açıklamak gerekirse borçlu ancak tüm borcuna yetecek kadar malını veya parayı teminat olarak verirse icrayı durdurabilecektir.

Bunun dışında ilamlı icrada ödeme emri değil icra emri gönderilir ve az önce bahsettiğimiz gibi bu emir bir ilama yani mahkemenin vermiş olduğu bir karara dayandığı için bu emre karşı gelmek daha zordur. Ayrıca birkaç istisna dışında alacaklı kişinin mahkeme kararı ile ilamlı icra takibi başlatabilmesi için mahkemenin kararının kesinleşmiş olmasına da gerek yoktur. Yani birkaç istisna karar dışında kararların kesinleşmesi beklenmeden, karar verildiği gibi ilamlı icra takibi başlatılabilecektir.

Görüleceği üzere ilamlı icrada alacaklının eli daha güçlüdür. Borçlu şahıs borcun sona erdiğini yani ödenip bittiğini veya alacaklının kendisine zaman tanıdığını veya ilamın zamanaşımına uğradığını iddia ediyorsa belirli durumlarda icranın geri bırakılmasını isteyebilmektedir ancak bu iddialar da her belgeyle değil birtakım özel belgelerle ispat edilebilmektedir.

İlamlı İcra Nedir? Nasıl Yapılır?
İlamlı İcra Nedir? Nasıl Yapılır?

İlamlı icra nedir?

ilamlı icra takibi” konularını Reform Hukuk Bürosu olarak sizin için derledik. İcra hukuku konularında hukuki danışmanlık için bünyesinde Ankara İcra Avukatı bulunan Reform Avukatlık Ofisi ile hemen iletişime geçin.

İlam Nedir?

İlamlı icra, ilamlı icra nedir? İlamlı icra takibi konusunu açıklayabilmek için öncelikle ilam nedir sorusu cevaplanmalıdır. İlam, mahkemenin taraflarına verilen, üzerinde mahkemenin verdiği hükmün yazılı olduğu mühürlü belgedir. İlamlı icra takibi için alacaklının elinde öncelikle bir mahkeme ilamı olmalıdır. Bu ilam aynı zamanda bir eda hükmü, yani yapılabilecek, icra edilebilecek somut bir hüküm içermelidir.

Alacaklı, ilamlı icra başlatmak için bir ilama dayanabileceği gibi aslında ilam niteliğinde bir belgeye de dayanabilir.

İlam Niteliğindeki Belgeler

İlamlı icra konusunda kimi belgeler bir ilam olmadıkları halde takip hukuku bakımından sanki ilamlarmış gibi kabul edilebilir ve bunlara dayanılarak ilamlı icra başlatılabilir. Dikkat edilmelidir ki bu belgeler ilam icrasına ilişkin şekilde icra hukuku bakımından ilam niteliğinde sayılırlar, bu belgelere ilam olmanın sağladığı her sonuç bağlanamaz.

İlam niteliğindeki belgeler kanunda belirtilmiştir:
İcra ve İflas Kanunu 38. Madde : Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.

Buna göre ilam niteliğinde sayılan belgeleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Mahkeme huzurunda yapılan sulhler ve kabuller
  • Kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içeren ve noterde düzenlenmiş senetler
  • İstinaf ve temyiz kefaletnameleri
  • İcra dairesindeki kefaletnameler
  • Ayrıca başka kanunlarda ilam niteliğinde olduğu belirtilmiş başkaca belgeler. Mesela kimi meslek kuruluşlarının tahsil edeceği ücretler, bazı idari kararlar vs.
  • Mahkeme Hükmü Kesinleşmeden İlamlı İcraya Başvurulabiliyor Olması

İlamlı icra takibi konusunda belirtilmesi gerekir ki ilamlı icraya başvurmak için bazı kararlar dışında mahkeme hükmünün kesinleşmesine gerek yoktur. İstisnalar dışında derece mahkemelerinden alınan hüküm, kesinleşmesi beklenmeden ilamlı icraya konulabilir. Karar için kanun yoluna başvurulmuş olması, yani istinafa veya temyize gidilmiş olması kural olarak ilamın icrasını engellemeyecektir.

İlamlı icraya konulabilmesi için kesinleşmesi gereken istisna kararlar ise mevzuatta ve Yargıtay içtihatlarında belirtilmiştir. Örnek olarak nafaka dışındaki kişiler hukuku ve aile hukukuyla ilgili kararlar kesinleşmedikçe icra edilemez. Nafaka için ise kesinleşme gerekmez, icra edilebilirdir.

İcranın Durdurulması

İlamlı icra konusunda borçlu kişi belirli koşulları sağlarsa kanun yolu aşaması boyunca icranın durdurulmasını sağlayabilecektir. Yani karar kesinleşinceye kadar icra işlemleri durdurulacaktır. Ancak burada bilinmesi gereken esas önemli hususlardan biri, borçlu kişi icrayı durdurmak istiyorsa tüm borcuna yetecek kadar bir teminat göstermesi gerekir.

İcranın durdurulması, takip nerede yapılıyorsa oradaki icra mahkemesinden istenecektir.

Şimdi icranın durdurulması hangi koşullar altında istenebilir buna bakalım,

  • Borçlu icranın durdurulmasını istiyorsa öncelikle kanun yoluna başvurmuş olmalıdır. Yani borçlu kişi duruma göre istinafa veya temyize başvurarak bunu belgelemelidir.
  • Borçlu kişi kanun yoluna başvurduktan sonra kanun yolu aşaması sonuçlanıncaya kadar icra işlemlerinin durdurulması için takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinden icranın durdurulmasını istemelidir.
  • İcra mahkemesi icranın durdurulması hakkında bir karar verene kadar belli bir süre geçeceğinden dolayı sonraki adımda borçlu kişi, icra mahkemesi bu konuda bir karar verene kadar bir icra işlemi yapılmaması ve takibin durdurulması için icra dairesinden kendisine süre vermesini istemelidir.
    DİKKAT: İcra dairesi bu süreyi ancak borçlu tüm borcuna yetecek kadar bir teminat gösterirse verecektir.

Borçlu kişi, ilamda belirtilmiş para veya eşyanın resmi bir mercie depo edildiğini ispat ederse veya zaten halihazırda borcuna yetecek kadar malı haczedilmişse icra dairesi teminata gerek olmaksızın bu süreyi verecektir.

Borçlu kişinin para ve eşya dışında gösterebileceği başka teminatlar da vardır ancak bu tür teminatlar ile süre isteyebilmek için icra mahkemesinin bu teminatları kabul etmesi gereklidir, yani icra dairesinden süre istemeden önce icra mahkemesinden icranın durdurulması kararı talep edilirken bu tür farklı teminatlar da icra mahkemesine sunulur ve kabul edilirse icra dairesinden süre alınabilir.

İcra dairesinin kabulünü gerektiren farklı teminatlar İcra ve İflas Kanunu 36. Maddede sayılmıştır

Madde 36
İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir.

Buna göre icra mahkemesinin kabulünü gerektiren bu teminatlar taşınır rehni, esham, tahvilat, taşınmaz rehni ve muteber banka kefaletleridir.

İcra dairesince verilmiş süre içerisinde icra mahkemesi halâ icranın durdurulması hakkında bir karar vermemişse icra müdürü zorunluluk halinde bu süreyi uzatabilir. İcra mahkemesi icranın durdurulmasına karar verirse kanun yolu aşamasının sonuna kadar icra işlemlerini durdurur. Aksi yönde karar verirse icraya devam edilir.

İcra mahkemesinin icranın durdurulması talebi hakkında verdiği kararlar kesindir.

Borçlunun icranın durdurulması için teminat yatırması gerektiğinden bahsetmiştik. Kanun yolu aşamasında mahkemelerin verdiği karara göre bu teminatın borçluya iadesi veya alacaklıya ödenmesi söz konusu olabilir.

İstinafa başvurulmuş ise ve bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu haklı görmüş ise bölge adliye mahkemesi aynı zamanda teminatın akıbetine de karar verecektir.

Ancak dosya Yargıtay’dan dönmüş ise Yargıtay’ın dosyayı gönderdiği, esası inceleyecek olan mahkeme borçlunun başvurusu üzerine teminatın verilip verilmemesine karar verecektir.

Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay borçluyu haksız bulursa alacaklının talebi üzerine teminat alacaklıya verilecektir.

İcranın İadesi

İlamlı icra konusunda karşılaşılabilecek diğer bir ihtimalse kanun yolu aşamasında borçlunun icranın durdurulmasını talep etmemiş olması veya talep etmişse bile bunun reddedilmiş olmasıdır. Haliyle bu durumda icra işlemleri devam edecektir. Hatta borçlunun malları satılıp para alacaklıya ödenmiş bile olabilir.

Ancak bu durumlara rağmen kanun yolunda yani istinaf veya temyiz incelemesinde borçlu lehine karar çıkabilir. Yani bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesi kararını borçlu lehine kaldırabilir veya Yargıtay borçlu lehine olacak şekilde kararı bozabilir.

Bölge adliye mahkemesinin veya Yargıtay’ın borçlu lehine verdikleri bu kararlar icra dairesine verildikleri anda icra işlemleri durdurulur.

Ancak icra işlemlerinin durdurulmuş olmasına rağmen hala icranın iadesi sağlanabilmiş değildir. İcranın iadesinin sağlanabilmesi için ilk derece mahkemesi kararını kaldıran bölge adliye mahkemesi kaldırma kararından sonra yeni kararında bu doğrultuda karar vermelidir veya temyizde borçlu lehine karar bozulduğunda işi inceleyecek mahkeme, Yargıtay’ın bu bozma kararına uymalıdır ve bu kararlar kesinleşmelidir ki icranın iadesi sağlanabilsin, borçludan alınıp da alacaklıya verilmiş para veya eşya alacaklıdan geri alınıp borçluya verilebilsin.

Bu durumda alacaklı kişi aldıklarını geri teslim etmezse yeni bir karara gerek olmaksızın bunlar zorla geri alınır. Ancak bu hal esnasında üçüncü kişiler iyi niyet ile kazanımlarda bulunmuşlarsa bunlar korunur. Mesele bu durumda alacaklıdan icradan kazanmış olduğu malı bu durumu bilmeden alan başka bir kişinin bu kazanımı korunur.

İlamlı İcra Takip Talebinde Bulunma

İlamlı İcrada Yetki
İlamlı icrada yetki konusunda merak edilen şey, Türkiye’de hangi icra dairesine takip talebinde bulunulacağıdır. Alacaklı kişi istediği icra dairesine takip talebinde bulunabilecektir.

Takip Talebi
Alacaklı kişi, ilamlı icra takip talebini, almış oluğu ilam veya ilam niteliğindeki belge ile birlikte istediği icra dairesine vererek ilamlı icra takibini başlatabilecektir

İcra Emri
İcra emri gönderilebilmesi için takip talebini alan icra dairesi, alacaklının takip talebi ile birlikte sunmuş olduğu belgenin ilam veya ilam niteliğinde bir belge olup olmadığını inceleyecektir. Bu belge ilam veya ilam niteliğinde kabul edilen bir belge ise bu belgelere uygun şekilde bir icra emri düzenlenir ve borçluya gönderilir.

Borçluya gönderilen icra emrinin bir ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanması gerekmektedir ve bu belgelerdekinden farklı bir talep içeriği olmamalıdır aksi halde borçlu kişi bu durumu her zaman bir şikayet sebebi olarak öne sürebilir.

İcra emrinde borçlunun ödemesi gereken ya da yapması gereken şey için süre belirtilmişse bu sürede, süre belirtilmemişse kural olarak yedi gün içinde borçlunun icra emrinde belirtilen yükümlülüğü yerine getirmesi, bunu yapmıyorsa icranın geri bırakılması kararı getirmesi, aksi takdirde ilamın icrasının zorla yerine getirileceği belirtilir.

İlamdaki söz konusu yükümlülük para borcu ise icra emrinde borçlunun yedi gün içinde bu parayı ödemesi, ödemiyorsa yine bu yedi günlük süre içerisinde mal beyanında bulunması gerektiği, mal beyanında da bulunmuyorsa hapisle buna zorlanacağı, mal beyanında bulunmaması veya gerçeğe aykırı mal beyanında bulunması durumunda hapisle cezalandırılacağı bildirilir.

Görüleceği üzere icra emri kendisine tebliğ edildikten sonra artık borçlunun yapabileceği pek bir şey kalmaz. Ancak borçlu borcun sona erdiğini yani ödenip bittiğini veya borcun ödenmesi için alacaklının süre tanıdığını veyahut da ilamın zamanaşımına uğradığını iddia ediyor olabilir. Bu hususlar gerekli belgelerle ispatlanabilirse borçlu kişi icranın geri bırakılması kararı alınmasını sağlayabilir ve böylelikle takibin ilerlemesi durdurulabilir.

İcranın Geri Bırakılması

Borçlu borcun sona erdiğini yani ödenip bittiğini (itfa) veya borcun ödenmesi için alacaklının süre tanıdığını (imhal) veyahut da ilamın zamanaşımına uğradığını iddia etmekte ise icranın geri bırakılmasını isteyebilir ancak bu sebeplerin ne zamandan beridir mevcut olduğu çok önemlidir.

Bir kere dava görüldüğü esnada borçlunun ileri sürebileceği bir savunması varsa veya dava görüldüğü esnada böyle bir sebep ortaya çıkmışsa bunu dava görülürken ileri sürmelidir. Yani hüküm verilmeden önce bir sebep mevcutsa bu dava görülürken ileri sürülmelidir. Savunma sebebi, dava görüldüğü esnada ileri sürülmemişse veya ileri sürülmüş olup da reddedilmişse artık bu sebepler ilam icra edilirken ileri sürülemez.

Borcun sona ermiş olması (itfa), borç için alacaklıdan süre alınmış olması (imhal) veya ilamın zamanaşımına uğramış olması sebepleri dava sonuçlanıp hüküm verildikten sonra veya ilamlı icra takibi başladıktan sonra ortaya çıkmış olabilir, işte böyle sebeplerin varlığına rağmen alacaklı kişi ilamlı takibe devam edecek olursa borçlu kişi icranın geri bırakılmasını sağlayabilecektir.

Şimdi bu sebeplerin icra emrinin borçluya tebliğinin öncesinden mi yoksa sonrasından mı beri mevcut olduğu durumlarını açıklayalım:

İcranın Geri Bırakılmasının İcra Emrinin Tebliğinde Önceki Sebeplere Dayandırılması

Borçlu kendi aleyhine hüküm verildikten sonra ancak icra emri kendisine tebliğ edilmeden önce borcun sona ermiş olduğunu (itfa) veya alacaklının bu konuda kendisine zaman tanıdığını (imhal) veyahut da ilamın zamanaşımına uğramış olduğunu iddia ediyorsa icra emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemelidir.

Borçlu icra emrinin kendisine tebliğinden önce itfa veya imhal sebeplerinin ortaya çıkmış olduğunu iddia ediyorsa bu iddiasını yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre onaylanmış yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş belge ile ispat etmelidir ki itfa varsa yani borç sona ermişse takip iptal edilebilsin, imhal varsa yani alacaklı kişi borcun ödenmesi için süre vermişse takip ertelenebilsin.

Borçlu, icranın geri bırakılması için ilamın zamanaşımına uğradığı iddiasında da bulunabilir. Bu durumda ispat için borçlunun bir belge göstermesine gerek yoktur. Zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu, alacaklının takip başlatırken kullandığı ilam veya ilam niteliğindeki belgeden tespit edilecektir. Borçlu, zamanaşımı gerçekleştiğini ispatlamışsa artık alacaklı kişi zamanaşımının gerçekleşmediğini düşünüyorsa bunu ispatlamalıdır. İcranın geri bırakılması kararı alacaklıya tebliğ edildikten itibaren yedi gün içinde alacaklı genel mahkemede dava açıp zamanaşımının gerçekleşmediğini ispatlamalıdır. Bunu yapmazsa takip sonlanır.

İcra mahkemesinin icranın geri bırakılması talebi hakkında verdiği karara karşı kanun yoluna başvuru mümkündür ancak talep reddedilmişsse ve borçlu bu karara karşı kanun yoluna başvurmak istiyorsa teminat göstermelidir.

İcranın Geri Bırakılmasının İcra Emrinin Tebliğinden Sonraki Sebeplere Dayandırılması
Burada da ancak itfa, imhal veya zamanaşımı sebeplerine dayanılabilmektedir. Bu sebepler icra emri borçluya tebliğ edildikten sonra oluşmuş olabilir. Bir önceki durumdan farklı olarak borçlu burada herhangi bir süreye bağlı olmaksızın icranın geri bırakılmasını icra mahkemesinden isteyebilir.

Borçlu itfa veya ihmale dayanıyorsa bu iddiasını mutlaka noterlikçe re’sen düzenlenmiş veya onaylanmış belgelere veya icra zaptına dayanarak ispatlamalıdır.

Borçlu ilamın zamanaşımına uğradığı iddiasında ise bu iddiasını resmi vesikalarla ispat etmelidir.

İcra mahkemesinin icranın geri bırakılması talebi hakkındaki kararlarına karşı kanun yolu açıktır. Bu talep reddedildiğinde borçlu bu talep için istinafa veya temyize başvurmak istiyorsa kanun yoluna başvuru süresi içerisinde teminat göstermelidir.

İlamın İcrası

Bu kısım konusu para olan ve konusu para dışı olan ilamlar şeklinde ayrılabilir.

  1. Konusu Para Olan İlamlar:
    İcra emri borçluya tebliğ edildikten sonra borçlu kural olarak yedi gün içinde borcunu ödemelidir, borcunu ödemiyorsa icranın geri bırakılması kararı getirmelidir, hem borcunu ödemiyor hem de icranın geri bırakılması kararı aldırtmamışsa mal beyanında bulunması gerekir.
  2. Borçlu borcunu ödemeyip icranın geri bırakılması kararı da getirmezse alacaklının talebiyle takibe devam edilir.
  3. Söz konusu yedi gün geçtikten sonra, borçlu kişi iflasa tabi ise alacaklı kişi borçluya karşı iflas yolunu da seçebilir haciz yolunu da seçebilir.
  4. Borçluya karşı haciz istenmişse haciz, satış ve paranın paylaştırılması aşamaları uygulanır
  • Konusu Para Dışı İlamlar:
    Taşınırlar
  • Taşınmazlar
  • İrtifak hakları
  • Gemiler
  • Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması
  • Bir işin yapılması veya yapılmaması
  • Önemlerine binaen konusu taşınır mallar, taşınmaz mallar ve çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması olan ilamların icrasını açıklayalım.

Taşınırlar:

Borçlu taşınırı teslim etmezse zorla elinden alınır.

Taşınır mal borçlunun elinde değilse taşınır malın bedeli borçludan alınır. Borçlu bu parayı vermezse yeni emre gerek kalmadan haciz, satış işlemleri yapılacaktır ve para alacaklıya ödenecektir.

Taşınmazlar:

Dava görüldükten sonra mahkeme kararın sonucunu kendiliğinden taşınmazın kayıtlı olduğu sicil dairesine bildirecektir. Davacının bu hususta talepte bulunmasına gerek yoktur. Bildirimi alan sicil dairesi de ilamdaki taşınmazın kaydına bu durumu şerh koyacaktır.

Taşınmaz borçluda ise:

Borçlunun taşınmazı tahliye ve teslim etmesi gerekir. Bunun için yedi gün süresi vardır. Ancak kimi durumlarda yedi günde tahliye zor olabilir. Bu durumda bu sürenin uzatılması iyi olur.

Çıkartıldığı taşınmaza haklı sebep olmadan giren borçlu zorla çıkarılır.

Taşınmaz üçüncü kişinin elindeyse:

Üçüncü kişinin hak iddiasını hükümden önceki döneme mi hükümden sonraki döneme mi dayandırdığına göre burada bir ayrıma gidilir.

Üçüncü kişinin hükümden önce sicile tescil edilmiş bir sözleşmeye dayanarak hak iddia etmesi söz konusu ise borçlunun bu üçüncü kişiye karşı sahip olduğu haklara alacaklı sahip olacaktır. Ancak hakkını böyle kullanmak istemeyen alacaklının borçluya karşı tazminat davası açma imkanı da mevcuttur.

Üçüncü kişi hak iddiasını hükümden sonraki bir olaya dayandırıyorsa bunun önemi yoktur. Taşınmaz kimin elindeyse ondan alınıp icra gerçekleştirilecektir. Ancak icra ve iflas kanununun ifadesine göre üçüncü şahıs bu malı borçludan teslim almış olmayıp onu doğrudan doğruya işgal etmekte bulunduğunu bildiren bir tapu sicili kaydı gösterirse mahkemeye müracaatla dava açması için kendisine yedi gün mühlet verilir. Bu müddet içinde dava açılırsa icra geri bırakılır.

Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması:
Bu ilamların yerine getirilmesinde icra daireleri değil Adalet Bakanlığı’nın ilgili müdürlükleri görevlidir. Bu ilamların icrasında hak sahibinden ziyade çocuğun üstün yararı gözetilir. Çocuk Koruma Kanunu konuyla ilgili ayrıntılı düzenlemeler içerir.

Bu tür ilamlar icra edilirken gerçekleştirilen işlemlere karşı şikayette görevli mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili aile mahkemesi ise işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer aile mahkemesidir.

Çocuklarla ilgili ilam yerine getirilmezse müdürlüğe başvurulur. Müdürlük, ilamı yerine getirmekle yükümlü kişiye ulaşmaya çalışır. Bu gerçekleşmezse yahut ilamın gereği yerine getirilmezse bir teslim emri gönderilir. Çocuğun teslimine ilişkin teslim emrinde çocuğun belirlenen gün ve saatte belirlenen yere getirilmesi gerektiği, emre aykırı davranılacak olursa çocuğun, uzman veya öğretmen marifetiyle gerekirse kolluktan da yardım alınarak ve zor kullanılarak teslim alınacağı ve emri yerine getirmemenin disiplin hapsiyle cezalandırılacağı belirtilir.

Çocukla kişisel ilişki kurulması yönündeki teslim emrinde çocuğun belirlenen gün ve saatte belirlenen yerde bulundurulması gerektiği, emre aykırı davranılacak olursa disiplin hapsiyle cezalandırma yapılacağı belirtilir.

İcra ve iflas hukuku konularında hukuki destek için bizimle hemen iletişime geçin.

Sıradaki Makalemiz:Ankara Kira Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN