Askeri HukukÖrnek Dava Dilekçeleri

Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği- Askeri Ceza Kanunu

Askeri Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği

Askeri Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği, firar suçundan soruşturma yapılan ve  iddianame düzenlenerek davası açılan kişilerce soruşturması ve kovuşturması yapılan makamlara ilgili mevzuat ve emsal kararlar ölçü alınarak hazırlanan savunma dilekçesidir. Ancak bu konu ile alakalı örnek dilekçemize geçmeden önce firar suçu ile alakalı bilgilere yer vermekte fayda görmekteyiz.

Askeri Ceza Kanunda Askeri Firar Suçu ve Cezası ; Firar suçu, 7179 Sayılı Asker Alma Kanunu ve 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanununda da tanımlandığı üzere, kıtasından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak 6 günden fazla uzaklaşma halinde meydana gelen suçtur. Bu itibarla firar suçunun oluşabilmesi için askerin;

Kıtasından veya görevi gereği bulunmak zorunda olduğu yerden uzaklaşmış olması Uzaklaşmanın izinsiz olarak gerçekleşmiş olması Uzaklaşmanın 6 günden fazla sürmüş olması gerekmektedir.

Firar Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?

  1. Suçlu, silah, mühimmat ve bunların teçhizat veya nakil vasıtalarından ve hayvanlardan birini veya ordu hizmetine tahsis edilen herhangi bir şeyi beraberinde götürmüş ise (m.66/2-a)
  2. Suçlu hizmet yaparken kaçmış ise (m.66/2-b)
  3. Suçlu mükerrir ise (m.66/2-c)

Askeri şahsın suçu mükerrir, yani aynı suçu tekrar işlemesi halinde artık nitelikli hale göre yargılama yapılamaz. Nitekim Askeri Ceza Kanununda tekerrürü düzenleyen 42.maddeye göre askerin, daha önce aynı suç nedeniyle bir Türk Askeri mahkemesinde yargılanmış olması gerekmektedir.

Halihazırda askeri mahkemelerin kapatılması dolayısıyla artık askeri suçlar için tekerrür hükmünün de uygulanabilirliği böylece ortadan kalkmış olmaktadır. Dolayısıyla bir askeri şahıs, askeri suçlar bakımından mükerrir olamazlar ve tekerrür hükmüne dayanılarak yargılanamazlar.

Seferberlikte İşlenen Firar Suçunun Cezası Ne Kadardır?

Yukarıda da açıkladığımız üzere firar ve izin tecavüzü suçlarının meydana gelebilmesi açısından yasal sürelerin aşılmış olması gerekmektedir. Kanunda öngörülen söz konusu bu yasal süre, ülkenin Seferberlik haline girmesi halinde yarı yarıya indirilmektedir.

Yani askerin seferberlik durumunda firar veya izin tecavüzünde bulunması halinde 6 günlük süre içerisinde değil, 3 günlük süre içerisinde birliğine katılım sağlamış olması gerekmektedir. Dolayısıyla askerin seferberlik halinde, firar veya izin tecavüzü eyleminde bulunması durumunda, 3 gün içerisinde birliğine katılmamış olması firar suçunun meydana gelmesine neden olacaktır.

Firar Suçunda Zamanaşımı Süresi Var Mıdır?

Askeri Ceza Kanunu m.49 hükmü esas alındığında Firar Suçu için öngörülen zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Söz konusu hükme göre Hıyanet suçları hariç olmak üzere geri kalan diğer suçlar bakımından Türk Ceza Kanununda öngörülen zamanaşımı süreleri uygulanır. Hıyanet suçları bakımından herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır.

Türk Ceza Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümlerine göre 5 yıldan fazla olmayan hapis veya adli para cezalarına ilişkin suçlar bakımından 8 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Askeri Ceza Kanununa göre firar suçunun cezası 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır. Bu bakımdan firar suçu için öngörülen zamanaşımı da 8 yıl olmaktadır.

Askeri Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği

 

.…… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE

GÖNDERİLMEK ÜZERE

……. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO :….

KARAR NO :

SANIK     :

MÜDAFİ :
KONU    : İstinaf Başvurumuzdan İbarettir.

AÇIKLAMALAR

Yukarıda dosya bilgileri dosyada …….. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın……….. tarih ve……….. Esas sayılı iddianamesiyle sanığın üzerine atılı Askeri Ceza Kanunu’na Muhalefet suçundan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-b ve 5237 sayılı TCK‘nın 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istenilmiştir. Yapılan yargılama neticesinde ……… Asliye Ceza Mahkemesinin 2024/…. E, 2025/….K, ……. Tarihli kararı ile ” Sanığa takdir edilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri lehine takdiri indirim nedeni kabul edilerek cezasından TCK’nın 62. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak 1 YIL 1 AY 10 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” yönünde karar verilmiştir.
Sayın mahkeme cezalandırma yönünde vermiş olduğu kararın gerekçesinde;

” ……. İl Jandarma Komutanlığı …. Komutanlığı bünyesinde; 1995 tertip Komando Er olarak askerlik görevi yapan sanık …. ….. tarihinde hava değişimi iznine gönderildiği, ….. tarihinde birliğine teslim olması gerekirken teslim olmadığı, sonraki süreçte kendiliğinden rızası ile birliğine teslim olarak askerlik görevini tamamlamadığı, …. tarihinde Eryaman Askerlik Şubesi Başkanlığı’na kolluk kuvvetleri tarafından yakalanarak teslim edildiği, ….. tarihinde birliğine katılış yapması gerektiğinin ihtar edildiği; ancak sanığın………. tarihi itibariyle ve sonrasında askeri birliğe teslim olarak askerliğini tamamlamaması üzerine; hakkında tutanak tanzim edilerek ……. CBS tarafından soruşturma başlatıldığı, sanığın dönmeye mecbur bulunduğu günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak görevini yapmakta olduğu yere dönmemesinin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu kapsamında Hava Değişimi Tecavüzü suçuna vücut verdiği, her ne kadar sanık savunmasında; problemlerinin bulunduğunu, e, sonrasında 4 çocuğunun olduğunu, bu süreç içerisinde psikolojik sıkıntılar çektiğini ve tansiyon hastası olduğunu mazeret göstermiş ise de; …… Hastanesi’nden alınan ……….. tarihli Sağlık Kurulu Raporu’na göre askerliğe elverişli olduğunun tespit edildiği görülmekle; mazeretlerinin mahkememizce haklı sebep teşkil etmediği kanaatine varılarak Hava Değişimi Tecavüzü suçunun mütemadi bir suç olduğu, temadinin …. tarihinde başladığı, ifadesinin alındığı tarih olan ………. tarihinde kesildiği anlaşılmakla sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir. ” demiştir.

Söz konusu karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; (Askeri Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği İndir ) 

1-Müvekkilin cezalandırılması yönünde karar verildiği ………. tarihli celsesinde müvekkilin savunması mütalaaya karşı beyanları alınmadan ve müvekkilin son sözü sorulmadan karar verilmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Delillerin ortaya koyulması ve tartışılması” başlıklı 216. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir.” cümlesiyle, yargılamanın son aşamasında hükümden önce son sözün hazır bulunan sanığa verileceği belirtilmiş, hazır bulunmayan sanık müdafiinin bu hakkı kullanabileceğine ilişkin hükme yer vermeyerek, duruşmanın duruşma salonunda veya SEGBİS’te hazır bulunan sanığın son sözü ile bitmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca; son sözün sanığa verilmesi kuralı yalnızca son aşamada değil, yargılamanın her döneminde uygulanması gerekmekte olup, bu kurala aykırılığın sonuca etkili olsun veya olmasın bozmayı gerektirdiği şüphesizdir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2021/21 E. , 2021/37 K. Sayılı Kararında ;

Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama aşamasında 02.10.2018 tarihli oturumda, bozma ilamına karşı sanık ve müdafisi ile mağdurun görüşünün alınmasının ardından hazır bulunan sanığa son söz hakkı tanınmadan yargılama bitirilmek suretiyle hükmün tesis ve tefhim edilmesi, CMK’nın 216. maddesinin üçüncü fıkrasına açıkça aykırılık oluşturduğundan, savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuran bu usule aykırılık nedeniyle Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

2-Müvekkile Sorgusundan Önce Savunmasını Esas Mahkemede Yapmak İsteyip İstemeyeceği Sorulmamıştır.

5271 sayılı CMK’nın 196. maddesinin birinci fıkrasında; “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir”, Aynı maddenin ikinci fıkrasının ilk cümlesinde de; “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe suretiyle sorguya çekilebilir” hükümlerine yer verilmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında, mahkemece sorgusu yapılmış olmak koşuluyla sanığın, kendisi veya bu hususta yetki verdiği hallerde müdafiinin istemi ile duruşmada hazır bulunmaktan vareste tutulabileceği, ikinci fıkrasında ise; alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçtan yargılanan sanığın sorgusunun mutlaka esas mahkemesince yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu düzenlemeye göre, alt sınırı beş yıldan az hapis cezasını gerektiren bir suçtan yargılanan sanığa sorgusundan önce ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulacak ve talimat mahkemesi önünde savunma yapmayı kabul etmesi hâlinde istinabe suretiyle sorguya çekilebilecektir.

3-Müvekkil hakkında cezalandırılması yönünde mütalaa verilen ….. Celse de müvekkil tensip duruşmasında hazır bulunamamıştır. Söz konusu mütalaaya karşı müvekkil beyanda bulunamamış ve savunma hakkı ihlal edilmiştir.

4- Müvekkil hakkına suçlamayı kabul etmemekle birlikte biran için kabul ettiğimizi farz edersek müvekkil söz konusu suçu kasten işlememiştir. Müvekkilin ciddi sağlık sorunları ve psikolojik rahatsızlıkları bulunmaktadır. Müvekkil zaten bu sebeple birliğinden ayrılmış olup tedavi dahi göremeyecek hale gelmiştir. Müvekkilin ekte sunduğumuz raporlardan da anlaşılacağı üzere tedavisi devam etmektedir.

5- Sayın mahkeme kararında ” Sanık ………..’in, üzerine atılı ve sabit olan………. tarihleri arasındaki Hava Değişimi Tecavüzü suçundan, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, sanığın güttüğü amaç ve saikleri nazara alınarak eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-b. maddesi uyarınca; firarda bulunduğu süre gözetilerek takdiren alt sınırdan uzaklaşılarak 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” şeklinde gerekçe ile alt sınırdan neden uzaklaştığı yönünde gerekçe ileri sürmüştür. Söz konusu gerekçe hatalı ve yetersiz olup alt sınırdan uzaklaşılması hakka ve hukuka aykırıdır.

Ceza Genel Kurulu 2022/408 E. , 2022/585 K.

Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime, olayın özelliği ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevi yüklemiştir. Hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin, TCK’nın 61. maddesinin 1. fıkrasına uygun olarak suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saiki ile ilgili, dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, basamaklı ceza öngören suçlarda, iki sınır arasında cezayı belirleme konusundaki takdir yetkisi her somut olayın özelliğine göre kanunun genel amacı ve felsefesi gözetilerek TCK’nın 61. maddesinde sıralanan ölçütlere göre kullanılmalıdır.

Yukarıda da izah ettiğimiz üzere müvekkilin söz konusu suçun işlenmesinde kastı bulunmayıp sadece firarda bulunduğu süre gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılması hakka ve hukuka uygun değildir.

6- Ayrıca yakalama tutanağının ve aslının bir örneği suç bitim tarihi ve mütemadinin tespit edilebilmesi için dosya arasına getirtilmemiştir. İş bu sebeple SORUŞTURMA EKSİK YÜRÜTÜLMÜŞTÜR.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/23974E, 2023/11524K Sayılı Kararında ;

(Kapatılan) 9. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01.06.2016 tarihli ve 2015/1616 Esas, 2016/846 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 4. Dairesinin 07.03.2017 tarihli ve 2017/38 Esas, 2017/85 Karar sayılı ilamıyla; sanığın yakalanmasına ilişkin düzenlenmiş yakalama tutanağının aslının ya da onaylı bir örneğinin dava dosyasına ithal edilmesi ve akabinde suç bitim tarihinin buna göre tespit edilmesi gerektiğinden mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir

7- Sayın Mahkemece Yapılan ……….. Tarihli Duruşmasında ” Sanığın savunma içerikleri dikkate alınarak sanığın TSK Sağlık Raporu vermeye yetkili kamu hastanesine sevkinin sağlanarak TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hastalıklar listesine göre sanığın Dahili, Psikiyatri ve İç Hastalıkları anlamında ………. tarihleri arasında askerliğe elverişli olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine” karar verilmiştir……… şehir hastanesinden alınan rapor dosya arasına alınmış olsa da Uyap a taranıp eklenmemiştir.

8- Müvekkil hakkında yürütülen soruşturma kapsamında müvekkil hakkında soruşturma usulüne uygun yürütülmemiş soruşturma izni ve diğer tebligatlar mevzuata aykırı yapılmasına rağmen müvekkil hakkında kovuşturmaya devamla ceza verilmiştir.

Yukarıda arz ve izah ettiğimiz sebeplerle müvekkil hakkında verilen cezanın kaldırılarak müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi gerekmektedir.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere

İstinaf başvuru dilekçemizin KABULÜNE ;

……. Asliye Ceza Mahkemesinin ………… Tarihli kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak müvekkil hakkında BERAAT KARARI verilmesine karar verilmesini sayın mahkemenizden arz ve talep ederiz.

REFORM HUKUK

EKLER :

Sağlık Raporları

Askeri Firar Suçu Savunma Dilekçesi Örneği ve emsal kararlarla alakalı lütfen Reform Hukuk Büromuzla iletişime geçiniz.

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN