
Günümüzde aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet ve toplumsal huzuru tehdit eden benzeri durumlarla mücadelede en etkili yasal araçlardan biri uzaklaştırma kararıdır. Bu karar, özellikle 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbirlerin bir parçasıdır. Peki uzaklaştırma kararı nedir, kimler tarafından ve hangi şartlarla verilir, ne kadar sürer ve ihlal edilirse ne olur? Tüm bu soruların yanıtlarını bu yazımızda bulabilirsiniz.
Uzaklaştırma Kararı Nedir?
Uzaklaştırma kararı, şiddet mağduru bireyin güvenliğini sağlamak amacıyla şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişinin, mağdurun bulunduğu konut, işyeri, okul gibi alanlardan uzaklaştırılmasına yönelik mahkeme, mülki amir ya da kolluk birimi tarafından verilen bir tedbirdir. Bu karar, mağdura yönelik şiddet tehdidini önlemeyi, mağdurun huzur ve güvenliğini korumayı amaçlar.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Uzaklaştırma Kararı
6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunmasını hedefler. Bu kapsamda, hem koruyucu hem de önleyici tedbirler öngörülmüştür. Uzaklaştırma kararı genellikle önleyici tedbir niteliğindedir, ancak bazı durumlarda uzaklaştırma kararı koruyucu tedbirlerle birlikte de uygulanabilir.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Mülki Amir Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbir Kararları
6284 sayılı Kanun kapsamında şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kişilerin korunması amacıyla, mülki amirler tarafından çeşitli koruyucu tedbir kararları alınabilir. Bu tedbirler, mağdurun can güvenliğini ve yaşam kalitesini sağlamak için önemli araçlardır ve çoğu zaman uzaklaştırma kararı ile birlikte ya da öncesinde devreye girebilir.
Mülki amir, öncelikle şiddet mağduru kişinin kendisine ve gerekiyorsa çocuklarına, bulunduğu yerde ya da daha güvenli bir lokasyonda uygun barınma imkânı sağlayabilir. Bununla birlikte, mağdurun ekonomik anlamda ayakta kalabilmesi adına geçici maddi yardım yapılmasına karar verilmesi de mümkündür. Söz konusu yardım, diğer yasal destekleri engellemeden verilir ve çoğu zaman uzaklaştırma kararı kapsamında verilen destekleyici tedbirlerden biri olarak değerlendirilir.
Ayrıca, mağdura psikolojik, mesleki, sosyal ve hukuki destek sağlanması amacıyla rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunulabilir. Hayati tehlikenin bulunduğu durumlarda ise, kişinin talebi üzerine veya resen geçici koruma altına alınması kararlaştırılabilir. Bu tür durumlarda uzaklaştırma kararı, şiddet uygulayan kişinin mağdura yaklaşmasını engellerken, mülki amir tarafından verilen tedbirler mağdurun yaşamını sürdürebilmesi için koruyucu bir çerçeve oluşturur.
Bunun yanı sıra, çocuk sahibi olan mağdurların çalışma yaşamına devam edebilmesini kolaylaştırmak için sınırlı süreyle kreş imkânı sağlanabilir. Bu hizmet, her yıl belirlenen asgari ücretin belli bir oranını aşmamak koşuluyla Bakanlık bütçesinden karşılanır. Bu destekler, uzaklaştırma kararı alındıktan sonra mağdurun yalnızlaştırılmadan toplumsal yaşamla bağını sürdürebilmesi için büyük önem taşır.
Acil durumlarda kolluk kuvvetleri, zaman kaybı yaşanmaması adına bazı tedbirleri doğrudan uygulayabilir. Ancak bu durumda alınan kararlar en geç ilk iş gününde mülki amirin onayına sunulmalıdır. Mülki amir tarafından 48 saat içinde onaylanmayan bu tür geçici önlemler, uzaklaştırma kararı gibi bağlayıcı bir etki doğurmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar.
6284 sayılı kanun kapsamında mülki amir tarafından verilebilecek koruyucu tedbir kararlarını özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
- Güvenli barınma imkânı sağlanması,
- Geçici maddi yardım,
- Psikolojik, mesleki, sosyal ve hukuki danışmanlık,
- Geçici koruma altına alma,
- Çalışan mağdurlar için kreş imkânı sağlanması.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde kolluk amiri, bazı tedbirleri geçici olarak uygulayabilir.
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Hâkim Tarafından Verilebilecek Koruyucu Tedbirler
6284 sayılı Kanun kapsamında şiddet mağdurlarının korunması amacıyla hâkim tarafından çeşitli koruyucu tedbir kararları verilebilir. Bu kararlar, kişinin fiziksel güvenliğini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda sosyal ve hukuki konumunu da güvence altına alır. Özellikle uzaklaştırma kararı gibi önleyici tedbirlerle birlikte düşünüldüğünde, hâkimin vereceği koruyucu tedbirler mağdurun yaşamına doğrudan etki eden kararlar arasında yer alır.
Hâkim, öncelikle kişinin çalıştığı işyerinin değiştirilmesine karar verebilir. Bu karar, mağdurun şiddet failiyle aynı iş ortamında bulunmasının önüne geçmek amacı taşır. Bunun yanında, evli olan mağdurun, şiddet uygulayan eşten ayrı bir yerleşim yeri belirlemesi yönünde de karar verilebilir. Böylelikle mağdurun huzurlu bir yaşam alanı oluşturması desteklenmiş olur.
Şiddet gören kişinin güvenliği açısından önem taşıyan bir diğer tedbir ise, aile konutuna ilişkin korumadır. Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde, mağdurun talebi doğrultusunda tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulabilir. Bu sayede, mağdurun yaşadığı konutun hukuki güvenliği sağlanmış olur ve konutun devri ya da satışı engellenebilir.
Son olarak, şiddet mağdurunun hayatına yönelik açık bir tehdit varsa ve alınan diğer tedbirlerin yetersiz kalacağı anlaşılmışsa, hâkim, mağdurun aydınlatılmış rızasına dayanarak kimlik bilgilerinin, adres ve diğer kişisel verilerinin değiştirilmesine karar verebilir. Bu kapsamda, mağdurun yeni bir yaşam kurabilmesi adına 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümleri devreye girer. Bu tedbirler, genellikle ileri düzeyde tehlike içeren vakalarda uzaklaştırma kararı ile birlikte uygulamaya konur ve mağdurun kimliğinin gizli tutulmasını sağlar.
6284 sayılı kanun kapsamında hakim tarafından verilebilecek koruyucu tedbir kararlarını özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
- İşyerinin değiştirilmesi
- Müşterek yerleşim yerinden ayrılma
- Aile konutu şerhi konulması
- Kimlik ve diğer bilgilerin değiştirilmesi
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Hâkim Tarafından Verilebilecek Önleyici Tedbirler
6284 sayılı Kanun kapsamında hâkim, şiddet uygulayan kişiye yönelik bir dizi önleyici tedbir kararı verebilir. Bu kararlar arasında en sık uygulananı, şiddet failinin mağdurla aynı konuttan derhal uzaklaştırma kararı ile çıkarılması ve ortak konutun mağdura tahsis edilmesidir. Bunun yanı sıra, mağdurun bulunduğu ev, iş yeri veya okula yaklaşmama; hakaret, tehdit veya küçük düşürücü davranışlardan kaçınma gibi sınırlamalar getirilir. Ayrıca çocukla kişisel ilişkinin kısıtlanması, mağdurun eşyalarına zarar verilmemesi ve iletişim araçlarıyla rahatsız edilmemesi de karara bağlanabilir. Gerekli hallerde silahların teslimi, alkol veya uyuşturucu etkisi altındayken mağdura yaklaşmama ve tedaviye yönlendirme gibi önlemler de alınır. Bu önleyici tedbirler çoğu zaman uzaklaştırma kararı ile birlikte uygulanır ve mağdurun güvenliği ön planda tutulur. Acil durumlarda kolluk kuvvetleri geçici tedbir alabilir, ancak hâkimin 24 saat içinde onay vermemesi hâlinde karar kendiliğinden hükümsüz sayılır. Bu süreçte uzaklaştırma kararı, şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması açısından en etkili araçlardan biri olarak öne çıkar.
6284 sayılı kanun kapsamında mülki amir tarafından verilebilecek önleyici tedbir kararlarını özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
- Şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama içeren söz ve davranışlardan kaçınılması
- Müşterek konuttan derhal uzaklaştırma
- Korunan kişilere yaklaşmama
- Çocukla kişisel ilişkinin sınırlandırılması veya kaldırılması
- Korunan kişinin yakınlarına yaklaşmama
- Eşyaya zarar vermeme, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme
- Silahların teslimi ve kamu görevlilerinde zimmetli silahın kuruma iadesi
- Alkol veya uyuşturucu etkisinde yaklaşmama, tedavi olma zorunluluğu
Kolluk amiri, acil durumlarda bazı tedbirleri gecikmeksizin uygulayıp mahkeme onayına sunabilir.
Uzaklaştırma Kararına Uyulmaması Durumunda Ne Olur?
6284 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre, tedbir kararına uymayan şiddet uygulayana:
- İlk ihlal için 3 ila 10 gün arasında,
- Tekrarı hâlinde 15 ila 30 gün arasında
zorlama hapsi verilebilir. Ancak toplam süre 6 ayı geçemez. Bu cezalar, suç teşkil etmeyen ihlallerde bile uygulanabilir.

Uzaklaştırma Kararını Kimler İsteyebilir?
Uygulamada davacı genellikle eşinden şiddet gören kadın olurken, davalı çoğu zaman eşidir. Ancak mağdurun çocukları, ebeveynleri veya birlikte yaşadığı başka bireyler de dava açabilir. Uzaklaştırma kararı, yalnızca şiddet mağduru kişinin kendisi tarafından değil, aynı zamanda belirli kamu kurumları ve yetkililer tarafından da talep edilebilir. 6284 sayılı Kanun kapsamında bu kararı; mağdur bireyin kendisi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı birimleri, kolluk kuvvetleri (polis, jandarma) ve Cumhuriyet savcılığı talep edebilir. Özellikle acil durumlarda kolluk birimleri geçici tedbir uygulayabilir ve durumu derhâl mülki amir ya da hakimin onayına sunar. Böylece mağdur, kendi başvuruda bulunmasa bile çevresindeki kişilerin ihbarı ya da kamu görevlilerinin müdahalesiyle uzaklaştırma kararı kapsamına alınabilir. Bu sistem, şiddetin erken aşamada önlenmesine ve mağdurun korunmasına hizmet eder.
Uzaklaştırma Kararı İçin İhbar
6284 sayılı Kanun’a göre, bir kişinin şiddete uğradığını ya da şiddet uygulanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu fark eden herkes, bu durumu resmi makam veya mercilere ihbar edebilir. Bu, yalnızca mağdurun kendisini değil; olaya tanık olan, şüphelenen ya da bilgisi olan üçüncü kişileri de kapsayan bir sorumluluktur. İhbarı alan kamu görevlileri, vakit kaybetmeden harekete geçmek ve gerekli koruma önlemlerini devreye sokmak zorundadır. Bu kapsamda, mağdurun güvenliğini sağlamak amacıyla uzaklaştırma kararı da dâhil olmak üzere çeşitli tedbirlerin uygulanması için yetkili merciler derhâl bilgilendirilir. Böylece, şiddet önlenmeden önce müdahale edilmesi ve mağdurun korunması mümkün hale gelir.
Uzaklaştırma Kararında Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararı gibi koruma tedbirlerine ilişkin talepler, öncelikle aile mahkemeleri tarafından değerlendirilir. Bu tür başvurular, şiddet mağdurlarının korunmasına yönelik acil nitelik taşıdığı için, görevli mahkeme açısından herhangi bir tereddüde yer verilmemiştir. Ancak bazı yerleşim yerlerinde aile mahkemesi kurulmamış olabilir. Bu durumda, aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri devreye girer ve uzaklaştırma kararı dâhil tüm koruyucu ve önleyici tedbirlerle ilgili kararları verme yetkisini kullanır. Yetki bakımından ise, başvurunun yapıldığı mahkemenin doğru belirlenmesi önemlidir. Kanun uyarınca, yetkili mahkeme, tedbir talep edilen kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yani mağdur, kendisine en yakın adliyeye değil, şiddet uyguladığı iddia edilen kişinin ikamet ettiği yer mahkemesine başvurmalıdır. Bu yetki kuralı, sürecin hızlı ve etkili işlemesi amacıyla belirlenmiştir.
Haksız Yere Uzaklaştırma Kararına İtiraz
6284 sayılı Kanun kapsamında verilen uzaklaştırma kararı ve diğer koruma tedbirlerine karşı, tarafların yargısal denetim hakkı korunmuş olup, belirli süre içinde itiraz yolu açık tutulmuştur. Bu çerçevede, hâkim, mülki amir veya kolluk kuvvetleri tarafından verilen koruyucu ya da önleyici tedbir kararlarına karşı, kararın tefhim (sözlü bildirim) ya da tebliğ (resmi yazılı bildirim) edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde aile mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz başvurusu yapıldığında, dosya, aynı yerde birden fazla aile mahkemesi dairesi bulunuyorsa, numara sırasına göre bir sonrakine; eğer karar son numaralı dairede verilmişse, birinci daireye gönderilir. Şayet bulunduğu yerde yalnızca tek bir aile mahkemesi varsa, dosya asliye hukuk mahkemesine yönlendirilir. Ancak aile mahkemesi hâkimi ile asliye hukuk mahkemesi hâkimi aynı kişi ise, bu durumda dosya en yakın yerleşim yerindeki başka bir asliye hukuk mahkemesine gönderilerek, itirazın bağımsız bir yargı mercii tarafından değerlendirilmesi sağlanır.
Bu düzenleme sayesinde, uzaklaştırma kararı gibi mağdurun güvenliğini doğrudan etkileyen tedbirler hakkında adil ve hızlı bir inceleme yapılması mümkün kılınmıştır. Böylece hem mağdurun korunması hem de karşı tarafın hak arama özgürlüğü dengelenmiş olur.
Uzaklaştırma Ve Diğer Tedbir Kararları İlgiliye Nasıl Bildirilir?
6284 sayılı Kanun kapsamında alınan uzaklaştırma kararı ve diğer tedbir kararları, gecikmeksizin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilgili il veya ilçe müdürlüklerine; kararın niteliğine göre ise Cumhuriyet Başsavcılığı’na veya kolluk kuvvetlerine en hızlı şekilde bildirilir. Bu bildirimler sayesinde, koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanması süreci hız kazanır. Korunan kişinin geçici koruma altına alınmasına veya şiddet uygulayan hakkında verilen uzaklaştırma kararı gibi önleyici tedbirlerin uygulanmasına ilişkin sorumluluk, kararın uygulanacağı yerin kolluk birimine aittir. Kolluk tarafından acil durumlarda geçici uygulamalar yapılabilir ve gerekli hâllerde mağdur ile beraberindekilere barınma imkânı sağlanır. Tedbir kararının tebliğ edilmemesi, kararın uygulanmasını engellemezken; işyeri değişikliği gibi uygulamalar ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili makamlarca yerine getirilir.
Polis Uzaklaştırma Kararı Verebilir Mi?
Evet. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, 6284 sayılı Kanun’un 3. ve 5. maddeleri kapsamında bazı koruyucu ve önleyici tedbirleri geçici olarak kolluk amiri verebilir. Bu karar en geç ilk iş günü içinde mülki amir veya hakimin onayına sunulmalıdır.
Uzaklaştırma Kararı E-Devlet’ten Görülebilir Mi?
Hayır. Uzaklaştırma kararı, gizliliğe ve kişisel güvenliğe ilişkin bilgiler içerdiği için e-Devlet üzerinden görüntülenemez. Detaylı bilgi almak için ilgili aile mahkemesine veya avukatınıza başvurmanız gerekir.
Uzaklaştırma Kararı Sorgulama Nasıl Yapılır?
Kararın tarafı olan kişi, kimliğiyle birlikte aile mahkemesi kalemine ya da ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak karar hakkında bilgi alabilir. e-Devlet üzerinden genel bir sorgulama mümkün değildir.
Sevgiliye Uzaklaştırma Kararı Alınabilir Mi?
Evet. 6284 sayılı Kanun, sadece eşlere değil; birlikte yaşayan sevgililer, nişanlılar ya da geçmişte duygusal yakınlık yaşamış kişiler için de uzaklaştırma kararı verilmesine olanak tanır.
Uzaklaştırma Kararı Karşı Tarafa Nasıl Bildirilir?
Karar, tefhim (yüzüne okunarak bildirme) ya da tebliğ yoluyla karşı tarafa iletilir. Acil durumlarda kolluk kuvvetleri, kararı bir tutanakla derhâl tebliğ edebilir.
Uzaklaştırma Kararı Varken Çocuğu Görme Hakkı Ne Olur?
Eğer çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair bir mahkeme kararı varsa, hâkim bu ilişkiyi refakatçi eşliğinde yapılacak şekilde düzenleyebilir, sınırlayabilir ya da tamamen kaldırabilir. Uzaklaştırma kararının ihlali durumunda zorlama hapsi uygulanabilir.
Evden Uzaklaştırma Kararı Bitince Ne Olur?
Karar süresi sona erdiğinde, tedbir otomatik olarak kalkar. Ancak şiddet veya tehdit devam ediyorsa, mağdurun talebi üzerine karar uzatılabilir ya da yeniden alınabilir.
Uzaklaştırma Kararı Alındığında Ne Olur?
Kararın verilmesiyle birlikte, şiddet uygulayan kişi mağdurun konutuna, iş yerine, okuluna yaklaşamaz. Karara aykırı davranış hâlinde ise zorlama hapsi uygulanabilir.
Uzaklaştırma Alırsam Ne Olur?
Uzaklaştırma kararı verilen kişi, mağdura yaklaşamaz, iletişim kuramaz, evini terk etmek zorunda kalabilir ve belirli yükümlülüklere uymak zorundadır. İhlal hâlinde hakkında zorlama hapsi uygulanabilir.
Uzaklaştırma Cezası Kaç Metre?
Kanunda sabit bir mesafe belirtilmemiştir. Hâkim, durumun özelliğine göre belirli bir mesafe sınırı (örneğin 100 metre) koyabilir. Bu sınır, kararda açıkça belirtilir ve kararın ihlali ciddi yaptırımlara yol açabilir.
Israrlı Takip Nedir?
Israrlı takip, bireyin istemediği hâlde sürekli olarak izlenmesi, mesajlara, aramalara, sosyal medya yoluyla ya da fiziksel yakınlıkla rahatsız edilmesi gibi davranışları kapsayan bir psikolojik şiddet türüdür. Bu tür eylemler, mağdurda korku, tedirginlik ve çaresizlik duygularına yol açar. 6284 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nde de açıklandığı üzere, ısrarlı takipte failin mağdurla bir bağı olup olmaması önemli değildir; yani bir eski eş, sevgili, komşu veya tamamen yabancı biri dahi bu suçu işleyebilir.
Israrlı takip davranışları arasında; sürekli mesaj atmak, sosyal medya hesaplarını izlemek, mağdurun iş yerine ya da evine yakın yerlerde sürekli bulunmak, tanıdıkları üzerinden bilgi toplamaya çalışmak veya fiziksel takibe başvurmak gibi durumlar sayılabilir. Bu gibi durumlarda mağdurun, uzaklaştırma kararı da dahil olmak üzere koruyucu ve önleyici tedbirler talep etme hakkı vardır. Özellikle 6284 sayılı Kanun kapsamında, ısrarlı takibin mağdur üzerinde yarattığı tehdit algısı ve psikolojik baskı ciddiyetle ele alınır ve mağdurun korunması için gerekli adımlar derhâl atılabilir.
Mağdur İsterse Uzaklaştırma Kararını Geri Çekebilir Mi?
Evet, bazı durumlarda mağdurun talebiyle uzaklaştırma kararı kaldırılabilir. Bu karar, şiddet mağdurunu korumak amacıyla verilmiş geçici bir tedbirdir ve mağdurun korunma ihtiyacı kalmadığında sona erdirilebilir. Örneğin mağdur ile şiddet uygulayan kişi arasında barışma olmuşsa veya mağdur artık kendisini tehdit altında hissetmiyorsa, mahkemeye yazılı başvuru yaparak uzaklaştırma kararının kaldırılmasını talep edebilir.
Bu talep, kararın verildiği aile mahkemesine dilekçeyle iletilir. Hâkim, mağdurun beyanını dikkate alarak tedbirin devamına gerek olup olmadığını değerlendirir. Eğer koruma ihtiyacının sona erdiğine kanaat getirirse, kararı kaldırabilir. Ancak hâkim, mağdurun baskı altında ya da zorlamayla bu talepte bulunduğundan şüphelenirse, koruma kararını sona erdirmeyebilir.
Unutulmamalıdır ki, bir kez kaldırılan uzaklaştırma kararı, ileride benzer bir tehdit veya şiddet riski ortaya çıkarsa tekrar talep edilebilir. Bu nedenle, mağdurların hakları her zaman korunmaya devam eder.
Uzaklaştırma Kararı Sabıka Kaydına İşler Mi?
Hayır, uzaklaştırma kararı doğrudan sabıka kaydına (adli sicile) işlenmez. Çünkü bu karar, ceza mahkemeleri tarafından verilen bir mahkûmiyet kararı değil, şiddet mağdurunu korumaya yönelik idari nitelikte bir tedbirdir. Dolayısıyla, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan kişinin adli sicil kaydı “temiz” olarak görünmeye devam eder.
Ancak bu, ilgili kişinin kamu kayıtlarında hiç görünmeyeceği anlamına gelmez. Tedbir kararı, kolluk kuvvetleri ve yargı mercilerinin kendi sistemlerinde kayıt altına alınır ve uygulama süresi boyunca takip edilir. Kişi bu karara uymaz ve örneğin mağdura yaklaşırsa, hakkında zorlama hapsi kararı verilebilir. Zorlama hapsi de sabıka kaydına değil, ayrı bir tedbir siciline işlenir.
Öte yandan, uzaklaştırma kararı devam ederken kişi mağdura fiziksel saldırı, tehdit veya hakaret gibi ayrı bir suç işlerse ve bu nedenle ceza alırsa, bu ceza adli sicile işlenir. Kısacası, tek başına uzaklaştırma tedbiri sabıka yaratmaz; ancak bu süreçte işlenen suçlar elbette sabıka kaydında yer alabilir.
Uzaklaştırma Kararı Dilekçesi Nasıl Yazılır?
- Mahkeme Başlığı:
Dilekçe, karar verecek mahkemeye hitaben yazılır. Örneğin: “… Nolu Aile Mahkemesi Başkanlığı’na” şeklinde şehir ve mahkeme numarası ile belirtilmelidir. - Taraf Bilgileri:
Mağdurun (talep edenin) adı, soyadı, TC kimlik numarası (varsa) ve adres bilgileri açıkça yazılır. Karşı taraf yani şiddet uygulayan kişinin de kimlik ve adres bilgileri dilekçede yer almalıdır. Mağdur yalnız kendisi için değil, varsa çocukları adına da uzaklaştırma kararı talep edebilir; bu durumda çocukların isimleri de belirtilmelidir. - Konu Başlığı:
Dilekçenin giriş kısmında kısa ve öz bir başlık yazılır. Örneğin: “KONU: 6284 sayılı Kanun kapsamında uzaklaştırma kararı ve koruma tedbirleri talebinden ibarettir.” - Olayların Özeti:
Mağdur, yaşadığı şiddet, tehdit veya rahatsız edici olayları tarih sırasına göre ve açık bir şekilde anlatmalıdır. Hangi tarihte ne yaşandığı, ne tür bir zarar gördüğü gibi detaylar bu bölümde yer alır. Örneğin: “05.04.2025 tarihinde eşim tarafından darp edildim, aynı gün hastaneden darp raporu aldım.” - Hukuki Dayanaklar:
Talebin yasal dayanakları bu kısımda belirtilir. Genellikle 6284 sayılı Kanun’un 4, 5, 8, 9 ve 13. maddeleri ile birlikte, gerekiyorsa Türk Medeni Kanunu’na (örneğin TMK m.194) da atıf yapılabilir. - Talep (Sonuç) Bölümü:
Bu bölüm, dilekçenin en önemli kısmıdır. Mağdur, mahkemeden ne istediğini madde madde sıralar. Örneğin:- Şiddet uygulayanın müşterek konuttan uzaklaştırılmasına,
- 6 ay süreyle bana yaklaşmamasına,
- İletişim kurmasının yasaklanmasına,
- Silah bulunduruyorsa kolluğa teslim etmesine,
- Tedbir ihlali hâlinde zorlama hapsi uygulanmasına,
- Tüm taleplerin duruşmasız ve gecikmeksizin değerlendirilmesine karar verilmesini arz ederim.
- Tarih ve İmza:
Dilekçeye güncel tarih atılır ve mağdur (ya da vekili olan avukat) tarafından imzalanır. Mağdur okuryazar değilse, dilekçeyi karakolda sözlü beyanla verdikten sonra imza yerine parmak iziyle onaylayabilir. - Ekler:
Şiddeti ya da tehdidi destekleyen her türlü belge bu bölümde listelenebilir. Örneğin darp raporları, tehdit mesajları, tanık beyanları, görsel deliller gibi. Bu deliller uzaklaştırma kararı verilmesini güçlendirebilir ancak yasal olarak zorunlu değildir. Örnek:
- EK-1: 05.04.2025 tarihli darp raporu
- EK-2: Tehdit mesajı ekran görüntüleri

Uzaklaştırma Kararı Dilekçe Örneği
…………………..NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİNE
DAVACI : M.K., Adres, T.C. Kimlik No: ……
VEKİLİ : Av. …………
DAVALI : S.K., Adı Soyadı, Adres, T.C. Kimlik No: ……
DAVA KONUSU : 6284 sayılı Kanun gereğince uzaklaştırma kararı ve koruma tedbirlerinin talebidir.
- AÇIKLAMALAR:
1- Müvekkilim ile davalı yaklaşık 5 yıldır evlidir. Bu evlilikten E. isminde bir çocukları dünyaya gelmiştir.
2- Son dönemde davalı, ev içinde huzursuzluk çıkararak sürekli bağırmakta, müvekkilime baskı uygulamakta ve tehditkar davranışlarda bulunmaktadır.
3- Müvekkilim, davalının giderek artan öfkeli ve kontrolsüz tavırları nedeniyle ciddi bir şekilde endişe duymaktadır.
4- Davalı, sinirli anlarında çocuğa da yüksek sesle bağırmakta ve eşyaları fırlatma gibi fiziksel tepkiler göstermektedir.
5- Yaşanan bu gelişmeler, müvekkilimin can güvenliği açısından kaygı verici bir noktaya ulaşmıştır.
6- 6284 sayılı Kanun kapsamında, müvekkilimin ve müşterek çocuğun korunması için koruyucu ve önleyici tedbirlerin ivedilikle uygulanması gerekmektedir.
7- Açıklanan nedenlerle, davalı hakkında 6284 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleri doğrultusunda uzaklaştırma kararı dahil olmak üzere gerekli tüm tedbirlerin alınması elzemdir. - DELİLLER:
- Tanık anlatımları,
- Aile nüfus kayıt örneği,
- Gerekli görülürse sosyal inceleme raporu.
III. HUKUKİ NEDENLER:
1- 6284 sayılı Kanun ve ilgili tüm alt düzenlemeler,
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümleri.
- SONUÇ ve TALEP:
Yukarıda sunulan gerekçeler ışığında;
- Davalının müvekkilime ve müşterek çocuğa yönelik hakaret, tehdit ve aşağılayıcı davranışlarda bulunmasının yasaklanmasına,
- Davalının 2 ay süreyle müşterek konuttan uzaklaştırılmasına ve konutun geçici süreyle müvekkilime tahsis edilmesine,
- Davalının müvekkilimin konutuna, iş yerine ve sıkça bulunduğu yerlere yaklaşmamasına,
- Müvekkilimin ve müşterek çocuğun kişisel eşyalarına zarar verilmesinin engellenmesine,
- Müvekkilimin iletişim araçları veya başka yollarla rahatsız edilmemesine,
- Davalının varsa silahlarının kolluğa teslimine,
- Yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine,
Karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederiz. …/…/……
DAVACI VEKİLİ
REFORM HUKUK