Orman Şerhi Nedeniyle Açılan Tazminat Davaları

ORMAN ŞERHİ NEDENİYLE AÇILAN TAZMİNAT DAVALARI
Tapulu bir araziye sahip olduğunuzu düşünün. Araziniz üzerinde yıllarca hiçbir ihtilaf yaşanmamışken bir gün tapuya “orman şerhi” işlendiğini öğreniyorsunuz. Bu şerh sebebiyle artık arazinizi satamıyor, üzerinde tasarrufta bulunamıyor, hatta kullanamıyorsunuz. İşte tam da bu noktada orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları devreye giriyor.
Türkiye’de ormanların korunması anayasal bir görevdir. Ancak bu kamu yararını gözeten düzenlemeler zaman zaman bireylerin mülkiyet hakkıyla çatışabilmektedir. Özellikle orman kadastrosu sonucu tapulu arazilere sonradan konulan orman şerhleri, ciddi mağduriyetlere yol açmakta ve hukuki uyuşmazlıkları beraberinde getirmektedir. Bu yazıda, orman şerhi uygulamasının ne anlama geldiğinden başlayarak, bu işlem nedeniyle açılabilecek tazminat davalarının hukuki temelini, yargı kararlarını ve izlenmesi gereken yolları detaylı biçimde ele alacağız.
Bu rehber, özellikle şu sorulara yanıt arayanlara yöneliktir:
- Tapulu bir araziye orman şerhi konulabilir mi?
- Orman şerhi nedeniyle mülkiyet hakkım kısıtlanırsa tazminat alabilir miyim?
- Devletin hatalı işlemlerine karşı nasıl dava açılır?
- Anayasa Mahkemesi ve AİHM bu konuda ne diyor?
Amacımız, orman şerhi nedeniyle mağduriyet yaşayan arazi sahiplerine pratik bilgi ve yol haritası sunmaktır.
1. Orman Şerhi Nedir? Hangi Taşınmazlara Konulur?
Orman şerhi, bir taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını gösteren ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine düşülen resmi kayıttır. Bu şerh konulduğunda, taşınmazın arsa, tarla veya bahçe gibi önceki vasfı geçersiz hale gelir; malikinin mülkiyet hakkı ciddi şekilde sınırlandırılır.
İşte bu nedenle, orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları, mülkiyet hakkı kısıtlanan vatandaşların başvurduğu önemli bir hukuki yol haline gelmiştir.
Orman Şerhi Ne Zaman Konulur?
- Orman kadastrosu çalışmaları sırasında yapılan sınır tespitiyle,
- Devletin idari işlemleri neticesinde taşınmazın orman vasfında olduğunun belirlenmesiyle,
- Önceki kadastro hatalarının düzeltilmesi sürecinde,
orman şerhi tapuya işlenebilir. Bu işlemle birlikte taşınmaz orman olarak kabul edilir ve üzerinde tasarruf hakkı fiilen ortadan kalkar.
Orman Şerhinin Taşınmaza Etkileri
- Satılamaz, yapı ruhsatı alınamaz, ipotek verilemez.
- Tapu iptali gündeme gelebilir.
- Taşınmazın ekonomik değeri düşer, mülkiyet hakkı işlevsiz hale gelir.
Bu gibi durumlar sonucunda taşınmaz maliklerinin uğradığı zararın telafisi için orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası kaçınılmaz hale gelir.
2. Orman Kadastrosu ve Sınır Tespiti Süreci
Tapulu bir araziye orman şerhi konulmasının temel dayanağı, orman kadastrosu sürecidir. Bu süreç, ormanların sınırlarını belirlemek ve kamu ormanlarını koruma altına almak amacıyla yapılır. Ancak, özellikle geçmişte hatalı veya eksik yapılmış tespitler, tapulu taşınmazlara sonradan orman şerhi konulmasına ve bunun sonucunda orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davalarına neden olmaktadır.
Orman Kadastrosu Nasıl İşler?
Orman kadastro çalışmaları, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca, Orman Kadastro Komisyonları tarafından yürütülür. Bu komisyonlar:
- Devlet ormanlarının sınırlarını tespit eder,
- Bu sınırlamaları harita ve zemin üzerinde belirler,
- Gerekirse daha önceki sınırlandırmaları düzeltir.
Eğer bir taşınmaz bu çalışmalar sonucunda orman sınırları içinde kalıyorsa, tapuya orman şerhi işlenir.
Uygulamadaki Hatalar ve Mağduriyetler
Orman kadastrosu uygulamalarında sıkça karşılaşılan sorunlar şunlardır:
- Taşınmazın gerçekte orman sınırları dışında olmasına rağmen sınır içinde gösterilmesi,
- Önceden yapılan hatalı tespitlerin düzeltilmemesi,
- Şerhin geç konulması sebebiyle mülkiyet hakkına güvenen kişilerin mağdur edilmesi.
Bu gibi durumlar sonucunda, malikler mülkiyet hakkını fiilen kullanamaz hale gelir. Bu durumda orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, devletin idari işlemleri sonucunda oluşan mağduriyeti gidermek amacıyla başvurulan temel yoldur.
Mevzuat Dayanakları:
- Anayasa m. 169: Ormanların özel mülkiyete konu edilemeyeceği düzenlenir.
- Orman Kanunu m. 7: Kadastro işlemlerinin kapsamı ve yetkili makamlar belirtilir.
- Kadastro Kanunu m. 3 ve 4: Orman sınırlarının tespiti ve kesinleşmesi açıklanır.
3.Tapulu Arazilere Sonradan Orman Şerhi Konulması: Hangi Durumlarda Mümkün?
Bir taşınmazın tapusu yıllarca sorunsuz şekilde malikinin elinde bulunabilir. Ancak orman kadastrosu sürecinde yapılan teknik sınırlamalar neticesinde, bu taşınmaza sonradan orman şerhi konulabilir. Bu durum, taşınmazın vasfını kökten değiştirir ve malikinin mülkiyet hakkını ciddi şekilde sınırlandırır.
Sonradan şerh konulması halinde, tapu sahipleri açısından ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi için orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları önemli bir hukuki çözüm yolu oluşturur.
Sonradan Şerh Konulması Hangi Hallerde Olur?
- Yeni orman kadastrosu çalışmaları sonucu:
Tapunun bulunduğu bölgede ilk defa veya güncellenmiş kadastro yapılmasıyla taşınmazın orman alanı içinde kaldığı belirlenebilir. - Önceki kadastro hatalarının düzeltilmesi:
Daha önce orman olarak tescil edilmesi gereken alanlar sehven orman dışı bırakılmışsa, bu durum sonradan fark edildiğinde şerh konulabilir. - İdarenin geç bildirim veya uygulamaları:
Yıllar önce yapılan tespitlere dayanarak geç tarihte tapuya şerh konulması, iyi niyetli malikleri mağdur edebilir.
Tapulu Arazilerde Ortaya Çıkan Sorunlar
- Tapuda şerh olmadan alınmış taşınmazlara sonradan şerh konulması, tapunun güvenilirliği ilkesini zedeler.
- Taşınmazın vasfı değiştiği için, ekonomik değer ciddi oranda düşer.
- Arazinin satılamaz hale gelmesi, ipotek gösterilememesi gibi hukuki ve ekonomik kısıtlar doğar.
Bu nedenlerle, özellikle şerh konulmadan önce yapılan iyi niyetli alımlarda, taşınmaz maliklerinin uğradığı zararın karşılanması için orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası açılması mümkündür.
Yargı Kararlarında Uygulama
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarında; şerhsiz tapuya güvenerek taşınmaz edinen malikin mülkiyet hakkının korunması gerektiği, sonradan konulan şerhlerle hakkının sınırlandırılamayacağı vurgulanmaktadır. Devletin tapuda yaptığı eksik veya geç işlem, malike yüklenemez.
4. Anayasa ve İnsan Hakları Bağlamında Mülkiyet Hakkı

Mülkiyet hakkı, hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde güvence altına alınmış temel bir haktır. Ancak bu hak, kamu yararı gerekçesiyle belirli şartlar altında sınırlandırılabilir. Orman şerhi, işte bu sınırlandırmalardan biridir. Fakat uygulamada, bu şerhin keyfi, geç ya da hatalı biçimde konulması, hak sahipleri açısından ağır sonuçlar doğurmaktadır.
Bu gibi durumlarda orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, devletin mülkiyet hakkına yaptığı ölçüsüz müdahaleye karşı yasal zeminde başvurulabilecek önemli bir yoldur.
Anayasa’da Mülkiyet Hakkı
- Madde 35: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir.”
- Madde 13: Temel haklar, ancak kanunla, demokratik toplum düzeni, ölçülülük ve kamu yararı ilkelerine uygun şekilde sınırlandırılabilir.
Buna göre, bir tapulu araziye orman şerhi konulabilmesi için, bu sınırlamanın:
- Kanuni dayanağının bulunması,
- Kamu yararı amacı gütmesi,
- Ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek Protokol 1/1
“Her gerçek ve tüzel kişi, mal ve mülkünden barışçıl şekilde yararlanma hakkına sahiptir. Kamu yararı gerektirmedikçe ve yasa ile öngörülmedikçe hiç kimse mülkiyetinden yoksun bırakılamaz.”
AİHM’e göre, devletlerin mülkiyete müdahale yetkisi vardır; ancak bu müdahale:
- Meşru bir amaç taşımalı,
- Orantılı olmalı,
- Ve kişiye aşırı yük getirmemelidir.
Hak İhlalinin Belirtileri
- Tapuda şerh olmadan alınan arazinin sonradan orman ilan edilmesi,
- Tapunun iptali karşılığında hiçbir tazminat ödenmemesi,
- Mülkiyet hakkının tamamen işlevsiz hâle gelmesi,
- Devletin hatalı işlemine rağmen zararın malike yüklenmesi,
tüm bu durumlar, mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirilir.
Bu nedenle, orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, yalnızca bir mali talep değil; aynı zamanda bir hak arama mücadelesidir.
5. Orman Şerhinin Hukuki Dayanakları ve İdarenin Yetkisi
Orman şerhi, idari bir işlem olarak tapu siciline işlenir ve taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını hukuken ortaya koyar. Ancak bu işlem, doğrudan mülkiyet hakkını sınırlandırdığı için yalnızca açık bir kanuni dayanakla ve belirli usullerle yapılabilir.
Uygulamada ise bazı orman şerhleri, dayanağı belirsiz veya ölçüsüz şekilde uygulanmakta; bu da malikler açısından orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davalarına konu olmaktadır.
Orman Şerhinin Dayandığı Mevzuat
- 6831 Sayılı Orman Kanunu (m. 7):
Devlet ormanlarının sınırlarının tespiti, haritalanması ve orman kadastro işlemleri bu madde kapsamında yürütülür. - Anayasa m. 169:
Devlet ormanlarının mülkiyeti devredilemez; özel mülkiyete konu olamaz. Ormanların korunması anayasal bir zorunluluktur. - 3402 Sayılı Kadastro Kanunu:
Orman sınırlarının kadastro çalışmalarıyla belirlenmesinde uygulanacak esasları içerir. - 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (m. 1007):
Tapu sicilinin yanlış tutulmasından doğan zararlardan devlet sorumludur. Hatalı şerh işlemleri bu madde kapsamında devlet aleyhine dava konusu yapılabilir. - Orman Sayılmayan Taşınmazlar Üzerindeki Ağaç ve Ağaççıklardan Faydalanma Yönetmeliği:
Teknik uygulamaları somutlaştıran ikincil düzenlemeleri içerir.
İdarenin Yetkisi Nereden Geliyor?
Orman Kadastro Komisyonları, orman sınırlarını belirlemeye ve tapuya şerh verilmesini sağlamaya yetkilidir. Bu komisyonlar, idarenin temsilcisidir. Ancak:
- Yetkinin açık bir yasa hükmüne dayanması gerekir.
- Uygulamada yapılan işlem, ölçülü, şeffaf ve denetlenebilir olmalıdır.
- İdarenin yaptığı hata ya da eksiklik malikin aleyhine sonuç doğuramaz.
Aksi durumda, orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, hem idarenin kusuruna hem de mülkiyet hakkına yapılan haksız müdahaleye dayandırılarak açılabilir.
Yargı Denetiminin Önemi
Şerh işlemi her ne kadar idari bir işlem olsa da, bu işlem sonucunda doğan mağduriyet yargı mercilerinde denetlenebilir. İdare hukukunda temel ilke, “idarenin her türlü işlemi yargı denetimine tabidir” ilkesidir. Bu kapsamda, hak kaybı yaşayan malik, tapu şerhine karşı dava açabilir ya da uğradığı zararın tazmini için tam yargı davası yoluna gidebilir.
6. Hatalı Orman Şerhi ve Tapu Sicilinin Yanıltıcılığı

Tapu sicili, taşınmaz üzerindeki hakları belirleyen ve bu haklara güven ilkesini sağlayan resmi bir kayıttır. Ancak, orman kadastrosu çalışmaları sırasında yapılan hatalar ya da idarenin gecikmeli şerh uygulamaları sonucu, tapu sicilinde yer almayan orman bilgileri sonradan işlenebilmekte, bu da iyi niyetli maliklerin mağduriyetine yol açmaktadır.
İşte bu gibi durumlar, orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası açmak için en güçlü gerekçelerden biridir.
Tapuda Şerh Olmadan Taşınmaz Alanların Durumu
Bir kişi tapulu bir araziyi satın aldığında, tapuda orman şerhi yoksa, o kişiye “bu arazi ormandır” denilemez. Zira Türk Medeni Kanunu m. 1023 açıkça şöyle der:
“Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”
Bu maddeye göre:
- Tapu sicilinde orman şerhi yoksa,
- Malik taşınmazı iyi niyetle almışsa,
- Sonradan konulan orman şerhi, malikin kazanımını ortadan kaldıramaz.
Buna rağmen idare, geçmişte yaptığı hatayı düzeltmek amacıyla şerh koyup tapuyu iptal ettirirse, bu işlem açıkça devletin sorumluluğunu doğurur.
Tapu Sicilinin Yanıltıcılığı ve Devletin Tazmin Sorumluluğu
Devletin gözetiminde tutulan tapu sicili, eksik ya da hatalı tutulmuşsa ve bu hata nedeniyle malik zarara uğramışsa:
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 1007 uyarınca, devlet bu zararı tazmin etmekle yükümlüdür.
- Bu durumda malikin açacağı orman şerhi nedeniyle tazminat davası, doğrudan tapu sicilinin yanlış tutulmasına dayandırılır.
Tapu sicilinde yer almayan, ancak sonradan konulan orman şerhleri, malikin haklı güvenini boşa çıkarır ve AİHM ile Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere bu tür uygulamalar mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelir.
Emsal Kararlardan Örnek
Anayasa Mahkemesi 2018/15204 Başvuru No’lu kararında şunlar belirtilmiştir:
“Tapu kayıtlarının oluşturulması ve tutulması kamu makamlarının gözetimindedir. Orman olmasına rağmen hatalı olarak bu kayıtların oluşturulması hâlinde de yine devletin sorumlu olması tabiidir.”
Bu tür kararlar, tapuya güvenen maliklerin tazminat alma hakkını açıkça ortaya koymaktadır.
7. Tazminat Davaları: Türleri, Koşulları ve Süreçleri
Bir taşınmazın tapulu olmasına rağmen sonradan orman şerhi konulması, malikin mülkiyet hakkını doğrudan sınırlar. Eğer bu şerh idarenin hatalı işlemi, gecikmiş bildirimi ya da kadastrodaki teknik eksiklik sonucu oluşmuşsa, malikin devlet aleyhine tazminat davası açma hakkı doğar. Bu hak, çoğu durumda orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası adı altında gündeme gelir.
Hangi Tür Davalar Açılabilir?
1.Tam Yargı Davası (İdare Mahkemesinde):
- Devletin işlemi sonucu maddi zarar doğmuşsa,
- Tapu iptal edilmiş veya mülkiyet hakkı kullanılamaz hale gelmişse,
- İdari işlemden doğan zarar tazmin edilir.
2. Kamulaştırmasız El Atma Davası (Asliye Hukuk Mahkemesinde):
- Devletin fiilen taşınmaza el koyması, ancak kamulaştırma yapmaması hâlinde,
- Fiili el atma yoluyla mülkiyet hakkı ihlali gerekçe gösterilir.
- Tazminat, taşınmazın rayiç bedeli üzerinden hesaplanır.
3. Tapu Sicilinin Hatalı Tutulmasından Doğan Tazminat Davası (TMK m. 1007):
- Tapuda orman şerhi olmamasına rağmen idare tarafından yapılan işlemle tapunun iptali söz konusuysa,
- Bu durumda doğrudan tapu sicilinin yanlış tutulması gerekçe gösterilir.
- Görevli mahkeme: Asliye hukuk mahkemesi.
Tazminat Davası Açmak İçin Gereken Koşullar
- Taşınmazın tapulu olması,
- Şerhin hukuki hata, gecikme ya da eksik bilgi sonucu konulmuş olması,
- Malik tarafından şerhin ve mağduriyetin tespit edilmiş olması,
- Orman şerhi nedeniyle tazminat davasında zamanaşımı süresi içinde başvuru yapılması.
Dava Süreci Nasıl İşler?
- Şerh işleminin belgelenmesi: Tapu kayıtları, kadastro tespit tutanakları ve idari işlem belgeleri toplanır.
- Zararın ispatı: Ekspertiz raporu, bilirkişi incelemesi, rayiç bedel tespiti gerekir.
- Davanın açılması: Yetkili ve görevli mahkemeye başvuru yapılır.
- Delillerin sunumu ve yargılama: Davanın içeriğine göre bilirkişi ve keşif talep edilebilir.
- Karar ve tazminatın tahsili: Mahkeme kararı doğrultusunda devlet tazminat ödemeye mahkûm edilebilir.
Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler
- Tazminat talebine dayanak hukuki hata açıkça gösterilmelidir.
- İdari işlem iptal edilmeden sadece tazminat talebiyle sonuç alınamayabilir.
- Orman şerhi nedeniyle tazminat davasında tazminatın reddedilmesi hâlinde, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’ye bireysel başvuru yapılabilir.
- Bilirkişi raporları ve emsal yargı kararları davanın kaderini belirleyebilir.
8.Tazminat Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, kamu otoritesinin yaptığı bir işlem sonucu doğan zarara dayanır. Ancak bu zararın sebebi, niteliği ve dayanağı, hangi mahkemede dava açılacağını doğrudan etkiler. Uygulamada birçok dava yanlış mahkemede açıldığı için reddedilmekte ya da yıllarca sürüncemede kalmaktadır.
Bu nedenle orman şerhi nedeniyle tazminat davasının doğru yargı kolunda ve yetkili mahkemede açılması, hem süreci hızlandırır hem de hak kaybını önler.
Görevli Mahkeme Nasıl Belirlenir?
1.İdari İşlemden Kaynaklı Zararlar İçin: → İdare Mahkemesi
- Orman kadastro komisyonunun yaptığı bir işlem söz konusuysa,
- Şerhin tapuya işlenmesi doğrudan idari karara dayanıyorsa,
- Açılacak dava tam yargı davasıdır ve görevli mahkeme idare mahkemesidir.
2.Tapu Sicilinin Yanlış Tutulmasından Kaynaklı Zararlar İçin: → Asliye Hukuk Mahkemesi
- Tapu sicilinde eksik veya geç işlem varsa,
- Şerh hiç konulmamışken tapu sonradan iptal edilmişse,
- Devletin TMK m. 1007 kapsamında sorumluluğu gündeme geliyorsa, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
3.Kamulaştırmasız El Atma Varsa: → Asliye Hukuk Mahkemesi
- Devletin taşınmaza fiili müdahalesi varsa (örn. yapı yıkımı, ağaçlandırma, kullanım kısıtı),
- Kamulaştırma kararı olmadan el atılmışsa, görevli mahkeme yine asliye hukuk mahkemesidir.
Yetkili Mahkeme Neresidir?
Orman şerhi nedeniyle açılan davalarda şu kurallar geçerlidir:
- Tapunun bulunduğu yer mahkemesi (yer itibarıyla yetki),
- Hatalı işlemi yapan idarenin bulunduğu yer mahkemesi,
- Zararın doğduğu yer mahkemesi.
Not: Özellikle kadastro çalışmaları nedeniyle oluşan zararlar, taşınmazın bulunduğu yerdeki idare mahkemesinde dava konusu yapılmalıdır.
Uygulamada Sık Yapılan Hatalar
- İdari işlem niteliğindeki şerh kararına karşı asliye hukuk mahkemesinde dava açmak → Görevsizlik kararı
- Tazminat talebini önce idari işlem iptali yapılmadan ileri sürmek → Davanın reddi
- Zamanaşımı süresini kaçırmak → Dava hakkının tamamen kaybı
Bu hataların çoğu, davanın yanlış mahkemede açılmasından kaynaklanır. Bu nedenle orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası açılmadan önce hukuki destek alınması önemlidir.
9.Zamanaşımı Sorunu ve Başvuru Süreleri
Her dava gibi, orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları da belirli bir zamanaşımı süresi içinde açılmalıdır. Bu süre kaçırıldığında, malikin haklı olsa bile tazminat talebi süre yönünden reddedilir. Bu nedenle, hak kaybı yaşamamak için ne zaman dava açılması gerektiği iyi bilinmelidir.
Genel Zamanaşımı Süresi: 5 Yıl
Devletin bir işlemi sonucunda zarara uğrayan birey, bu zararı öğrendiği tarihten itibaren 5 yıl içinde tazminat davası açmak zorundadır. Bu süre:
- İdare mahkemesinde açılacak tam yargı davaları için geçerlidir.
- Asliye hukuk mahkemesinde açılacak tapu sicili hatası ya da kamulaştırmasız el atma davaları için de çoğunlukla 5 yıl kuralı uygulanır (bazı görüşlerde 10 yıl).
Süre Ne Zaman Başlar?
Zamanaşımı süresinin başlangıcı uygulamada farklılık gösterebilir:
- Tapuya orman şerhi işlendiği tarih
Şerhin malik tarafından öğrenildiği andan itibaren süre işlemeye başlar. - Tapu iptali veya kullanım engelinin fiilen gerçekleştiği tarih
Malik, taşınmazı kullanamadığını, satamadığını veya değer kaybı yaşadığını öğrendiği tarihten itibaren. - Resmi yazıyla idareden gelen bildirimin tarihi
İlgili idare, şerh konulduğunu yazılı olarak bildirirse bu tarih esas alınır.
Örneğin, 2018 yılında alınan tapuya 2023’te orman şerhi konulmuş ve malik bunu 2024’te öğrenmişse; 2024 yılı zamanaşımı süresinin başlangıcı sayılır.
Anayasa Mahkemesi ve AİHM Ne Diyor?
AYM ve AİHM kararlarında, tazminat hakkının öngörülebilir ve ulaşılabilir bir sürede kullanılabilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Devletin gecikmeli bildirim veya gizli işlem yaptığı durumlarda zamanaşımı katı şekilde yorumlanamaz.
Bu nedenle, bazı durumlarda mahkemeler, zararın öğrenildiği tarihi esas alarak süreyi esnetebilir.
Uygulamada Dikkat Edilecek Noktalar
- Şerh işleminden sonra herhangi bir işlem yapılmasa bile, zamanla süreniz dolabilir.
- İdareye yapılan başvurular zamanaşımını kesmez.
- Bilirkişi raporu, harita, ekspertiz gibi işlemleri dava açmadan önce değil, süre içinde tamamlamaya dikkat edin.
- Hukuki danışmanlık alarak süre hesaplamasını netleştirin.
10.Tazminat Hesaplaması: Zarar Nasıl Belirlenir?

Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası, yalnızca “hak ihlali” gerekçesine değil, aynı zamanda doğrudan ekonomik zarara dayanır. Bu nedenle mahkemeler, davacının uğradığı zararın türünü, miktarını ve nedenini somut olarak incelemek zorundadır.
Tazminat hesaplaması, sadece tapunun iptaliyle sınırlı kalmaz; taşınmazın kullanılamaması, değer kaybı, gelir elde edilememe gibi birçok unsuru da içerir.
Tazminat Türleri Nelerdir?
1.Maddi Tazminat
- Taşınmazın rayiç değerindeki azalma
- Kullanılamayan süre boyunca oluşan kira kaybı
- Satılamama, ipotek edilememe gibi ekonomik kayıplar
2. Manevi Tazminat (istisnai durumlarda)
- Uzun süreli mülkiyet kaybı nedeniyle oluşan psikolojik baskı
- İdarenin ağır ihmal veya kötü niyetli işlem yapması halinde
Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Mahkeme, tazminat miktarını belirlerken şu unsurları dikkate alır:
- Bilirkişi raporu: Taşınmazın güncel piyasa değeri, geçmiş yıllardaki değer kaybı
- Emsal satışlar: Aynı bölgede benzer taşınmazların satış bedelleri
- Ekspertiz raporu: Tapu kaydındaki nitelik, konum, metrekare bilgisi
- Kira bedeli tespiti: Kullanılamayan yıllar için gelir kaybı analizi
- Tapu iptali varsa: Tam bedel üzerinden zarar belirlenebilir
Not: Mahkeme, zararın miktarını doğrudan takdir etmez, bunun için teknik bilirkişi raporu zorunludur.
Uygulamada Görülen Sorunlar
- Eksik veya yetersiz bilirkişi raporları nedeniyle tazminat düşük hesaplanabilir.
- Yalnızca tapu kaydı esas alınarak değer belirlenmesi, taşınmazın fiili değerini yansıtmaz.
- Kullanım engeli nedeniyle oluşan dolaylı zararlar (örneğin yapı ruhsatı alınamaması) göz ardı edilebilir.
- Tazminatın sadece “orman vasfına dönüşen kısım” için hesaplanması yaygın bir hatadır.
Bu sorunlarla karşılaşmamak için dava öncesi taşınmazla ilgili detaylı bir değerleme raporu hazırlanması önemlidir.
Yargı Uygulamalarından Notlar
- AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarında, mülkiyet hakkının sınırlandırılması durumunda adil bir tazminat ödenmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
- Bedelsiz tapu iptali, ancak istisnai hallerde kabul edilir.
- Mahkemeler genellikle tapu değeri + kira kaybı + işlem masrafları üzerinden değerlendirme yapar.
11. Yargı Kararlarında Uygulama: AYM ve AİHM Emsalleri
Gerek Türk iç hukuku, gerekse uluslararası hukuk, mülkiyet hakkının korunmasına büyük önem verir. Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları da bu hakkın ihlal edilip edilmediği yönünden sıkça yargı denetimine konu olur. Uygulamada bu davaların kaderini, çoğu zaman Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları belirler.
Anayasa Mahkemesi Kararları
AYM – 2018/15204 Başvuru No – Karar Tarihi: 09.06.2021
Özet:
Başvurucunun dedesine, devlet eliyle verilen tapulu taşınmaz orman olarak tespit edilmiştir. Tapuda orman şerhi bulunmamakta, devletin hatalı işlemi nedeniyle taşınmaz sonradan orman sayılmaktadır. Tazminat ödenmemesi mülkiyet hakkının ihlali sayılmıştır.
Mahkemenin Vurgusu:
“Devletin verdiği tapuya güvenerek mülkiyet hakkı kazanan başvurucu, tapu iptal edilse bile zararını tazmin ettirme hakkına sahiptir.”
Mülkiyet hakkının ölçüsüz biçimde sınırlandığı, adil dengenin bozulduğu ve tazminat ödenmemesinin orantısız yük oluşturduğu belirtilmiş; ihlal kararı verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
AİHM – 2150/05 Başvuru No
Özet:
Başvurucunun tapulu arazisine orman şerhi konulmuş, tapu iptal edilmiş ve tazminat ödenmemiştir. Başvurucu, tapuya güvendiğini, arazisinin mülkiyetinden haksız yere mahrum kaldığını iddia etmiştir.
Mahkemenin Vurgusu:
“Tapu senedine güvenen kişi, tazminatsız bir şekilde taşınmazından yoksun bırakılamaz. Bu, Ek Protokol 1/1 uyarınca mülkiyet hakkına ölçüsüz müdahaledir.”
Devletin etkili iç hukuk yolu sunmaması ve tazminat ödememesi, mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirilmiştir.
Emsal Kararların Önemi
Bu kararlar, özellikle şu hususlarda yol göstericidir:
- Devletin hatalı işleminden kaynaklanan zararlar mutlaka tazmin edilmelidir.
- Tapuda şerh yoksa ve malik iyi niyetliyse, devletin işlemine dayanarak tapunun iptali hukuki güvenlik ilkesini zedeler.
- Tazminat verilmeden yapılan müdahaleler, mülkiyet hakkının özünü ihlal eder.
- AİHM ve AYM kararları, ulusal yargının yorumuna yön verir ve emsal alınabilir.
12. Orman Şerhine İtiraz ve Dava Açmadan Önce Başvurulabilecek Yollar
Bir taşınmaza orman şerhi konulması, çoğu zaman malik tarafından sonradan fark edilir. Bu durumda, hemen dava açmak yerine, önce itiraz yolları ve ön başvuru mekanizmaları değerlendirilmelidir. Böylece hem zaman hem de masraf yönünden daha verimli bir süreç izlenebilir.
Ancak bu yollar sonuç vermezse, son çare olarak orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası gündeme gelir.
- Orman Kadastrosu Tespitine İtiraz
Eğer orman şerhi henüz kesinleşmemiş bir kadastro işlemi sonucunda konulmuşsa:
- Malik, tespit tutanağının ilanından itibaren 1 ay içinde kadastro mahkemesine itiraz edebilir.
- Bu itiraz, doğrudan sınır tespitinin hukuka aykırı olduğu yönünde yapılmalıdır.
- İtiraz süresi geçirildiyse, artık ancak tazminat davası yoluna gidilebilir.
- İdareye Başvuru (İdari Yoldan Çözüm)
Tapuya orman şerhi konulmuş ancak malik bu durumu yeni öğrenmişse, öncelikle:
- Orman Müdürlüğü veya ilgili idareye yazılı başvuru yapılabilir.
- Şerhin dayanağı, konulma tarihi ve gerekçesi açıkça istenmelidir.
- Eğer açık bir hata (örneğin sınır kayması, eski harita kullanımı) varsa, idare kendi işlemini resen düzeltebilir.
Bu başvuru olumsuz sonuçlanırsa, artık doğrudan orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası açılabilir.
- Tapu Sicil Müdürlüğü’ne Başvuru
Tapuya konulan şerhin hukuken geçerli bir karar olmadan işlendiği düşünülüyorsa:
- Tapu sicil müdürlüğüne şerhin kaldırılması için başvuru yapılabilir.
- Tapu, bu tür durumlarda genellikle işlem yetkisini idareye devretmiş olur.
- Başvurunun reddi halinde mahkemeye başvurma hakkı saklıdır.
- Alternatif Çözüm Yolları
- Uzlaşma ya da idareyle görüşme:
Özellikle belediye, orman müdürlüğü ya da valilikle yapılacak birebir görüşmelerde çözüm arayışı mümkün olabilir. - İlgili komisyonlara başvuru:
Bazı durumlarda şerh teknik bir hatadan kaynaklıysa, kadastro düzeltme komisyonu nezdinde başvuru yapılabilir.
Ancak bu yöntemler sonuçsuz kalırsa ya da zaman kaybı yaratırsa, doğrudan yargı yoluna başvurulmalıdır. Bu noktada profesyonel hukuki destek almak hak kaybı yaşamamak açısından oldukça önemlidir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
- İtiraz süreleri çok kısa olabilir (örneğin kadastro ilanı sonrası 30 gün).
- İdareye yapılan başvurular zamanaşımını kesmez, sadece bilgi toplama amacıyla yapılmalıdır.
- İdari yollar sonuçsuz kalırsa gecikmeden dava açmak gerekir.
13. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Hukuki Çıkmazlar
Teoride açık gibi görünen süreçler, uygulamada birçok karmaşa ve hak kaybına neden olabilmektedir. Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davaları, özellikle delil eksikliği, görevli mahkeme yanılgısı, zamanaşımı sorunları ve idarenin sorumluluktan kaçınma eğilimi nedeniyle sıkça çıkmaza girer.
- Görevli Mahkemenin Yanlış Seçilmesi
- İdari işlem sonucu doğan bir zarar için asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığında, dava görevsizlik nedeniyle reddedilir.
- Aynı şekilde, tapu sicili hatasına ilişkin bir dava idare mahkemesine açılırsa, yine ret kararı çıkar.
- Bu tür hatalar davayı yıllarca geciktirebilir.
Çözüm: Dava açılmadan önce, olayın hangi hukuki nedene dayandığı net şekilde analiz edilmelidir.
- Zamanaşımı Süresinin Kaçırılması
- Malikler çoğu zaman, şerhi öğrenme tarihine değil, konulma tarihine göre süre hesaplar ve dava hakkını kaybeder.
- Özellikle idari işlem sonrası yapılan tespitlerde, tapuya işlenmeyen şerh dahi süreyi başlatabilir.
Zararın ve işlemin öğrenildiği tarihe dair belgeli kanıtlar (yazışma, keşif, resmi bildirim) sunulmalıdır.
- Bilirkişi Raporlarının Yetersizliği
Mahkemeler orman şerhi nedeniyle tazminat davasında tazminatın miktarını belirlemek için bilirkişiye başvurur. Ancak raporlar:
- Yüzeysel hazırlanabilir,
- Emsal satışlar dikkate alınmayabilir,
- Fiili kullanım kaybı göz ardı edilebilir.
Orman şerhi nedeniyle tazminat davası açmadan önce bağımsız ekspertiz raporu alınmalı ve dava dilekçesinde detaylı olarak sunulmalıdır.
- İdarenin Sorumluluktan Kaçınması
- Devlet kurumları (orman müdürlüğü, tapu müdürlüğü vb.), sorumluluğu birbirine atarak süreci uzatabilir.
- Özellikle idari işlem ile tapu sicili arasındaki kopukluk, zararın hangi kurumdan kaynaklandığını tartışmalı hale getirir.
Tüm kurumlarla yazışmalar belgeye bağlanmalı, mümkünse ikili sorumluluk esasına göre dava açılmalıdır.
- Mahkemelerin Kararsızlığı
- Orman şerhi nedeniyle tazminat davasında yargı kararları arasında tam bir birlik olmaması, benzer davalarda farklı kararların çıkmasına neden olabilir.
- Bazı mahkemeler AİHM kararlarına ağırlık verirken, bazıları sadece iç hukuk normlarına dayanır.
Dava dilekçesinde emsal kararlar net şekilde sunulmalı, özellikle AYM ve AİHM kararları vurgulanmalıdır.
14.Sıkça Sorulan Sorular
Orman şerhi nedir?
Orman şerhi, bir taşınmazın tapu kütüğünde “orman sınırları içerisinde kalmaktadır” şeklinde belirtilmesidir. Bu şerh, taşınmazın kullanımını kısıtlayabilir ve değerini düşürebilir
Tapulu bir araziye sonradan orman şerhi konulabilir mi?
Evet. Devlet, orman kadastrosu çalışmaları sonucunda tapulu bir taşınmazın orman alanı içerisinde kaldığını tespit ederse, sonradan orman şerhi koyabilir. Bu durum, mülkiyet hakkını doğrudan etkiler.
Orman şerhi konulan taşınmaz için tapu iptal edilir mi?
Bazı durumlarda evet. Özellikle arazinin orman olduğu tespit edilirse, tapu Hazine adına tescil edilerek iptal edilebilir. Bu durumda mülk sahibi, orman şerhi nedeniyle tazminat davası açma hakkına sahiptir.
Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davası hangi mahkemeye açılır?
Genellikle asliye hukuk mahkemesi, bazı durumlarda ise idare mahkemesi yetkilidir. Şerhin sebebi ve işlem türüne göre görevli mahkeme değişebilir. Bu nedenle uzman hukukçudan destek almak önemlidir.
Devletin kusuruyla tapuya orman şerhi konulmuşsa ne yapılabilir?
Eğer devletin hatalı işlemi nedeniyle taşınmaza orman şerhi konulduysa, Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi gereği devlete karşı tazminat davası açılabilir.
Tazminat davası açmak için süre var mı?
Evet. Genel olarak, zararın ve işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her hâlükârda 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Zamanaşımı süresi davayı doğrudan etkiler.
Orman şerhi nedeniyle açılan tazminat davasında ne kadar tazminat alınır?
Tazminat miktarı, taşınmazın güncel rayiç değeri, kullanım kaybı, ve mülkiyet hakkının ihlali gibi faktörlere göre belirlenir. Bu süreçte bilirkişi raporları büyük önem taşır.
AİHM orman şerhi konusunda ne diyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), şerh sonucu tapusu iptal edilen malike tazminat ödenmemesini mülkiyet hakkı ihlali saymıştır. Bu kararlar, Türkiye’deki emsal davalarda dikkate alınmaktadır.
Orman şerhi iptal edilebilir mi?
Eğer şerh teknik bir hatadan kaynaklanıyorsa veya orman sınırı tespiti yanlış yapılmışsa, orman şerhi iptal ettirilebilir. Bunun için kadastro tespitine karşı dava açmak gerekir.
Orman şerhi nedeniyle mağdur oldum, ne yapmalıyım?
Öncelikle, tapuya konulan şerhin gerekçesini öğrenin. Ardından bir taşınmaz hukuku avukatıyla görüşerek, gerekirse orman şerhi nedeniyle açılacak tazminat davasına hazırlanın. Gerekirse idari başvuru ve kadastro itiraz süreci de işletilebilir.