Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi – Dava
İş Sözleşmesi Feshi - İşe İade - İşçilik Alacakları - Görev Süresi Uzatılmaması
Yükseköğretim kurumlarında görev yapan öğretim görevlileri, akademik personel içinde özel bir statüye sahiptir. Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, hem iş hukuku hem de idare hukuku açısından tartışmalı bir konudur. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde değerlendirilen bu süreçte, öğretim görevlilerinin belirli süreli sözleşmelerle istihdam edilmesi iş güvencesi sorununu gündeme getirmektedir.
Özellikle sözleşmenin yenilenmemesi, performans düşüklüğü, disiplin veya etik ihlaller gibi sebeplerle ortaya çıkan fesih işlemleri, zaman zaman haksız fesih iddialarına yol açmaktadır. Bu noktada hukuka aykırı fesihlere karşı hangi hukuki yolların izlenebileceği, öğretim görevlisinin itiraz hakkı ve yargısal denetimin sınırları büyük önem taşır. Danıştay kararlarında da görüldüğü üzere, fesih işlemleri idari işlem niteliği taşımakta ve objektif kriterlere dayandırılmadığı takdirde iptal davasına konu olabilmektedir.
Bu makalede, öğretim görevlisinin iş akdinin feshi konusunu hukuki çerçevede ele alacak; fesih sebeplerini, yargı kararlarını, haksız fesih durumunda başvurulabilecek hukuki yolları ve çözüm önerilerini inceleyeceğiz.
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi Hukuki Düzenlemeler ve Yasal Çerçeve
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, yalnızca iş hukuku kuralları çerçevesinde değil, aynı zamanda idare hukuku ve yükseköğretim mevzuatıyla birlikte değerlendirilmesi gereken çok boyutlu bir konudur. Öğretim görevlilerinin hukuki statüsü, özellikle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleriyle şekillenmektedir.
2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ve Öğretim Görevlileri
2547 sayılı Kanun’un 31. maddesi, öğretim görevlilerinin yükseköğretim kurumlarında ders vermek ve uygulamalı çalışmalarda bulunmak üzere belirli süreli sözleşmelerle atanabileceğini düzenler. Bu durum, sözleşmenin yenilenmemesi halinde iş akdinin kendiliğinden sona ermesine yol açmaktadır. Dolayısıyla, öğretim görevlilerinde iş güvencesi sorunu ve fesih işlemlerinde hukuki belirsizlikler sıkça tartışma konusu olmaktadır.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu ile İlişki
Öğretim görevlileri kamu görevlisi statüsünde bulunmakla birlikte, klasik memuriyet güvencesine sahip değildir. İş akdinin feshi bakımından disiplin hükümleri, etik kurallar ve kamu yararı gerekçeleri öne çıkmaktadır. Ancak bu gerekçeler çoğu zaman haksız fesih iddialarını gündeme getirmekte; öğretim görevlilerinin kariyer güvencesi ve akademik özgürlüğü açısından tartışmalara yol açmaktadır.
İş Hukuku ve İdare Hukuku Arasındaki Ayrım
Öğretim görevlilerinin iş akitleri belirli süreli sözleşmelere dayansa da, fesih işlemleri idari işlem niteliği taşımaktadır. Bu nedenle, uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde değil idare mahkemelerinde görülmekte; yargısal denetim ise fesih işleminin objektif, hukuka uygun ve keyfilikten uzak olup olmadığını incelemektedir. Böylece, öğretim görevlisinin iş akdinin feshinde hem iş hukuku hem de idare hukuku mekanizmalarının kesiştiği karmaşık bir yapı ortaya çıkmaktadır.

Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshinde Hukuki ve İdari Sebepler
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, çoğunlukla belirli süreli sözleşmelerin doğası gereği ortaya çıksa da, bunun dışında hukuki ve idari birçok gerekçeye dayanabilir. Bu gerekçeler, mevzuatın izin verdiği çerçevede uygulanmakta; ancak kimi durumlarda öğretim görevlileri açısından haksız fesih iddialarına yol açabilmektedir.
Belirli Süreli Sözleşmenin Yenilenmemesi
Öğretim görevlileri çoğunlukla belirli süreli iş sözleşmeleriyle istihdam edilir. Bu sözleşmelerin süresinin dolması ve yenilenmemesi, iş akdinin kendiliğinden sona ermesine yol açar. Ancak yenilememe kararının objektif kriterlere dayanmaması durumunda, bu durum iş güvencesi bakımından tartışmalı hale gelir.
İdarenin Takdir Yetkisi ve Kamu Yararı
Üniversite yönetimleri, hizmet gerekleri ve kamu yararını gözeterek iş akdini sona erdirebilir. Ancak idarenin takdir yetkisi sınırsız değildir. Bu yetkinin keyfi kullanılması, fesih işlemini hukuka aykırı hale getirir ve yargısal denetim konusu olabilir.
Disiplin ve Etik İhlaller
2547 sayılı Kanun ve ilgili disiplin mevzuatı uyarınca öğretim görevlileri, etik ihlaller, görev ihmali veya disiplin suçları nedeniyle iş akdi feshedilebilir. Bu tür fesih işlemleri hukuki dayanaklara sahip olmakla birlikte, usul hataları veya ölçülülük ilkesine aykırılıklar yine haksız fesih tartışmalarına yol açabilmektedir.
Performans ve Yetersizlik Sebepleri
Öğretim görevlisinin görevini gereği gibi yerine getirmemesi, derslerde verim düşüklüğü veya akademik katkı sağlayamaması fesih gerekçesi olarak öne sürülebilir. Ancak performans değerlendirmelerinin objektif kriterlere dayandırılması, hukuki açıdan zorunludur.
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshinde Yargısal Denetim ve Emsal Kararlar
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, yalnızca idari bir tasarruf olarak görülmemekte, aynı zamanda yargısal denetime tabi tutulmaktadır. İdarenin takdir yetkisini kullanırken objektif kriterlere dayanması bir hukuk devleti ilkesidir. Bu noktada, Danıştay ve idare mahkemesi kararları, fesih işlemlerinin hukuka uygunluğunu değerlendirme bakımından önemli emsal teşkil etmektedir.
1. Fesih İşlemlerinin İdari İşlem Niteliği
Öğretim görevlisinin sözleşmesinin yenilenmemesi veya iş akdinin feshi işlemleri, idare tarafından tesis edilen idari işlem niteliğindedir. Bu nedenle, iş mahkemelerinin değil, idare mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
2. Danıştay Kararlarında Objektiflik ve Keyfilik Sorunu
Danıştay, öğretim görevlisinin iş akdinin feshi veya sözleşmenin yenilenmemesi işlemlerinde objektif kriterlerin aranması gerektiğini vurgulamaktadır. Keyfi veya gerekçesiz fesih işlemleri, haksız fesih niteliğinde kabul edilmekte ve iptal edilmektedir.
3. Yürütmenin Durdurulması ve İptal Davası
Öğretim görevlisinin, haksız fesih durumunda başvurabileceği en önemli yargı yolu iptal davasıdır. Bu davalarda, iş akdinin feshi işlemi hukuka aykırı bulunursa yürütmenin durdurulması kararı da verilebilmektedir. Böylece öğretim görevlisi, dava sonuçlanıncaya kadar görevine devam edebilmekte veya mağduriyetinin büyümesi engellenmektedir.
4. Emsal Kararların Önemi
Yüksek yargı organlarının kararları, hem üniversite yönetimlerinin uygulamalarını hem de öğretim görevlilerinin hak arama özgürlüğünü doğrudan etkilemektedir. Bu kararlar, öğretim görevlisinin iş akdinin feshi konusunda hukuki sınırların belirlenmesi ve keyfiliğin önlenmesi bakımından yol gösterici olmaktadır.

Haksız Fesih Durumunda Hukuki Yollar ve İtiraz Hakkı
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, hukuka aykırı gerekçelerle veya objektif kriterlerden uzak şekilde yapıldığında haksız fesih niteliği taşır. Bu durumda öğretim görevlisinin haklarını koruyabilmesi için başvurabileceği çeşitli hukuki yollar ve itiraz mekanizmaları bulunmaktadır.
Öğretim Görevlisinin İş Akdi Feshi İdari Başvuru Yolları
Öncelikle öğretim görevlisi, fesih kararına karşı üniversite yönetimine, rektörlüğe veya gerektiğinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’e başvurarak kararın yeniden değerlendirilmesini talep edebilir. Bu aşama, dava açmadan önce idari çözüm arayışına imkan tanımaktadır.
İdare Mahkemesinde İptal Davası
Haksız fesih durumunda en etkili yol, idare mahkemesinde iptal davası açmaktır. Çünkü öğretim görevlisinin iş akdinin feshi idari işlem niteliğinde olduğundan, yargısal denetim idari yargı organları tarafından yapılır. Dava sürecinde öğretim görevlisi ayrıca yürütmenin durdurulması talebinde bulunabilir ve bu sayede görevine geçici olarak geri dönme imkanı bulabilir.
Hak Arama Özgürlüğü ve İş Güvencesi
Öğretim görevlisinin haksız feshe karşı başvurduğu hukuki yollar, aynı zamanda hak arama özgürlüğünün bir yansımasıdır. Hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak, iş güvencesi yalnızca özel sektörde değil, yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademik personel için de korunması gereken temel bir haktır.
Yargısal Denetimin Etkisi
Yargısal denetim, fesih işleminin kamu yararına ve hizmet gereklerine uygunluğunu, keyfi olup olmadığını inceleyerek öğretim görevlisinin haklarını güvence altına alır. Danıştay ve idare mahkemesi kararlarında da görüldüğü üzere, gerekçesiz fesih işlemleri iptal edilmekte ve öğretim görevlisi görevine iade edilmektedir.
Akademik Personel Disiplin Soruşturması İtiraz ve Dava
Akademik personel disiplin soruşturması itiraz ve dava, öğretim görevlilerinin iş akdinin feshine doğrudan etki eden hukuki süreçler arasında yer alır. Disiplin soruşturmaları, çoğu zaman etik ihlal, görev ihmali veya üniversite düzenine aykırı davranışlar sebebiyle açılmaktadır. Ancak verilen cezaların orantısız ya da ölçülülük ilkesine aykırı olması durumunda, öğretim görevlisi için akademik personel disiplin soruşturması itiraz ve dava yolları gündeme gelir. Bu kapsamda idare mahkemesinde iptal davası açılması ve yürütmenin durdurulması talebi, öğretim görevlisinin haklarını koruyabilmesi açısından en önemli mekanizmalardandır.

Vakıf Üniversitesi İşçilik Alacakları
Vakıf üniversitesi işçilik alacakları, iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte öğretim görevlileri açısından en sık gündeme gelen hukuki konulardan biridir. Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik personel, iş akdi sona erdiğinde kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ücretleri gibi mali haklarını talep edebilir. Ancak bu hakların elde edilebilmesi için vakıf üniversitesi işçilik alacakları konusunda iş mahkemelerinde dava açılması gereklidir. Dolayısıyla öğretim görevlisinin iş sözleşmesi feshi, sadece idare hukuku açısından değil, iş hukuku yönünden de sonuç doğurmakta ve çift yönlü bir yargı sürecini beraberinde getirmektedir.
Vakıf Üniversitesi İşe İade Davası
Vakıf üniversitesi işe iade davası, öğretim görevlisinin iş akdinin feshi işlemlerine karşı başvurabileceği en önemli yargı yollarından biridir. İdare tarafından yapılan fesih işlemi, objektif kriterlerden yoksunsa veya keyfi nitelik taşıyorsa, öğretim görevlisi vakıf üniversitesi işe iade davası açarak görevine geri dönme imkanına sahip olabilir. Bu davalarda idare mahkemeleri, fesih işleminin kamu yararı, hizmet gerekleri ve hukuki güvenlik ilkeleriyle bağdaşır olup olmadığını incelemekte ve hukuka aykırı fesihleri iptal etmektedir.
Vakıf Üniversitesi Öğretim Görevlisi Kıdem Tazminatı
Vakıf üniversitesi öğretim görevlisi kıdem tazminatı, iş akdinin sona ermesi halinde mali hakların en önemlilerinden birini oluşturur. Öğretim görevlileri belirli süreli sözleşmelerle çalışsalar da, fesih durumunda iş hukukuna özgü mali haklardan yararlanabilirler. Bu nedenle vakıf üniversitesi öğretim görevlisi kıdem tazminatı talebi, iş mahkemelerinde açılacak davalarla gündeme gelir. Yargı kararlarında, öğretim görevlisinin iş sözleşmesi feshi sonrası kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususu, iş sözleşmesinin niteliği ve fesih gerekçesi dikkate alınarak değerlendirilmektedir.
Öğretim Görevlisi İş Sözleşmesi Feshi
Öğretim görevlisi iş sözleşmesi feshi, hukuki açıdan hem iş hukuku hem de idare hukuku bakımından karmaşık bir nitelik taşır. Sözleşmenin yenilenmemesi, performans düşüklüğü, disiplin soruşturması veya kamu yararı gerekçeleriyle yapılan fesihler, objektif kriterlere dayanmıyorsa öğretim görevlisi iş sözleşmesi feshi haksız fesih olarak kabul edilmektedir. Böyle durumlarda öğretim görevlisi, idare mahkemesinde iptal davası açabilir ve yürütmenin durdurulmasını talep ederek görevine dönme imkanını elde edebilir.
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshinde Ortaya Çıkan Sorunlar ve Tartışmalar
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, hukuki düzenlemelerle belirlenmiş olsa da, uygulamada birçok sorun ve tartışmayı beraberinde getirmektedir. Özellikle sözleşmenin yenilenmemesi, iş güvencesi eksikliği, keyfi fesih ihtimali ve akademik özgürlükle ilgili kaygılar, öğretim görevlilerinin en çok karşılaştığı problemler arasında yer almaktadır.
1. İş Güvencesi Sorunu
Öğretim görevlileri, belirli süreli sözleşmelerle istihdam edilmeleri sebebiyle sürekli bir iş güvencesine sahip değildir. Bu durum, öğretim üyelerinden farklı olarak daha kırılgan bir çalışma ilişkisi yaratmakta ve akademik motivasyonu olumsuz etkilemektedir.
2. Keyfi Fesih ve Objektif Kriter Eksikliği
Sözleşmenin yenilenmemesi veya fesih işlemlerinde kimi zaman yeterli gerekçe gösterilmemekte, objektif kriterlere dayanılmamaktadır. Bu da haksız fesih tartışmalarını beraberinde getirmekte ve yargıya taşınan uyuşmazlıkların artmasına neden olmaktadır.
3. Akademik Özgürlük ile İş Akdi İlişkisi
Öğretim görevlisinin iş akdinin feshi, yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda akademik özgürlük bakımından da hassas bir konudur. İş güvencesinin zayıf olması, öğretim görevlilerinin özgürce bilimsel görüşlerini ifade etmelerini ve araştırmalarını yürütmelerini engelleyebilir.
4. Kariyer Belirsizliği ve Motivasyon Kaybı
Belirli süreli sözleşmelerle çalışmak, öğretim görevlilerinde sürekli bir kariyer belirsizliği yaratmaktadır. Bu durum hem mesleki gelişimi hem de akademik katkıyı olumsuz yönde etkileyerek yükseköğretim kurumlarının genel işleyişinde verim kaybına yol açabilir.
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshinde İş Güvencesi ve Keyfilik Sorunu
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi sürecinde yaşanan sorunlar, yalnızca bireysel hak kayıplarına değil, aynı zamanda yükseköğretim sisteminde kurumsal sorunlara da yol açmaktadır. Bu nedenle hukuki, idari ve akademik açıdan çözüm önerileri geliştirilmesi büyük önem taşır.
1. Sürekli Kadro İmkanının Genişletilmesi
Belirli süreli sözleşmeler yerine, öğretim görevlilerinin sürekli kadrolarda istihdam edilmesi, iş güvencesini güçlendirecek ve kariyer belirsizliğini azaltacaktır.
2. İş Güvencesinin Güçlendirilmesi
Öğretim görevlilerinin iş akdinin feshi için kanunda açık ve objektif kriterler belirlenmeli; keyfi fesih ihtimali ortadan kaldırılmalıdır. Bu sayede hem akademik özgürlük korunur hem de üniversite yönetimlerinin takdir yetkisi sınırlandırılır.
3. Fesih Nedenlerinin Kanunla Açıkça Düzenlenmesi
2547 sayılı Kanun’da fesih nedenleri ayrıntılı ve sınırlı sayıda düzenlenerek, idarenin keyfi yorumları engellenmelidir. Böylece hukuki güvenlik ilkesi sağlanır.
4. Yargısal Denetimin Güçlendirilmesi
Danıştay ve idare mahkemesi kararları, öğretim görevlilerinin iş güvencesini koruyan bir çizgide ilerlemektedir. Ancak bu denetimin daha hızlı ve etkili hale getirilmesi, mağduriyetlerin önlenmesi için elzemdir.
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshinde Genel Değerlendirme
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, hem hukuki hem de idari açıdan farklı düzenlemelere dayansa da, uygulamada öğretim görevlileri açısından ciddi hak kayıplarına yol açabilmektedir. Belirli süreli sözleşmelerle istihdam edilmeleri, iş güvencesini zayıflatmakta; sözleşmenin yenilenmemesi veya keyfi fesih durumları akademik özgürlüğü doğrudan etkilemektedir.
Yargı kararları, idarenin fesih yetkisinin sınırsız olmadığını, işlemlerin objektif kriterlere dayanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, mevcut mevzuatın belirsizliği ve uygulamadaki keyfilikler, öğretim görevlilerinin sürekli olarak haksız fesih iddialarıyla karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır.
Bu nedenle, öğretim görevlilerinin iş güvencesinin güçlendirilmesi, fesih nedenlerinin kanunla açık biçimde düzenlenmesi ve yargısal denetimin daha etkin hale getirilmesi zorunludur. Böylece hem öğretim görevlilerinin kariyer güvencesi sağlanacak hem de üniversitelerde akademik özgürlüğün teminat altına alınması mümkün olacaktır.
Öğretim görevlisinin iş akdinin feshi, yalnızca bireysel bir iş ilişkisi değil, aynı zamanda yükseköğretim sisteminin niteliğini ve bilimsel özgürlüğü doğrudan ilgilendiren bir mesele olarak görülmelidir.

Sıkça Sorulan Sorular
Öğretim görevlisinin sözleşmenin süresinin dolması ile iş akdinin feshi arasında fark var mı?
Evet, arada önemli bir ayrım bulunur. Öğretim görevlilerinin büyük çoğunluğu belirli süreli sözleşmelerle çalışmaktadır. Sürenin bitmesiyle birlikte sözleşme yenilenmezse iş ilişkisi kendiliğinden sona erer. Ancak iş akdinin feshi, idare tarafından alınmış bir karar niteliği taşır ve bu işlem gerekçesiz veya keyfi şekilde yapılırsa haksız fesih sayılabilir. Böyle bir durumda iptal davası açmak mümkündür.
Hangi mahkemeye başvurulmalıdır?
Öğretim Görevlisinin İş Akdinin Feshi, idari bir işlem olduğundan, uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkeme idare mahkemesidir. Ancak feshe bağlı olarak doğan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ya da diğer mali haklar için başvurulması gereken yer iş mahkemeleridir.
Haksız fesih halinde işe dönüş mümkün müdür?
Evet. Öğretim görevlisi, fesih işleminin iptali için idare mahkemesinde dava açabilir ve dava sürecinde yürütmenin durdurulması talebinde bulunabilir. Mahkeme feshi hukuka aykırı bulursa, öğretim görevlisinin görevine iadesi sağlanabilir.
İş güvencesi ve akademik özgürlük ne kadar korunmaktadır?
İş güvencesi öğretim görevlileri açısından sınırlıdır; zira belirli süreli sözleşmeler nedeniyle sürekli bir istihdam güvencesi bulunmaz. Ancak Danıştay’ın verdiği kararlar, üniversite yönetimlerinin fesih işlemlerinde objektif kriterlere dayanmasını zorunlu kılmakta ve keyfi uygulamaları sınırlamaktadır. Bu durum, aynı zamanda akademik özgürlüğün de korunmasına katkı sağlar.
Fesih işlemi hangi gerekçelerle iptal edilebilir?
Mahkemeler genellikle şu durumlarda fesih işlemini iptal etmektedir:
- Gerekçesiz fesih işlemleri,
- Kamu yararı ve hizmet gerekleriyle bağdaşmayan fesihler,
- Objektif kriterlere dayanmayan veya keyfi nitelikte olan kararlar.
Bu tür durumlar, hukuka aykırılık nedeniyle iptale konu olabilmektedir.
Öğretim Görevlisinin İş Akdi Feshi sonrasında mali haklar talep edilebilir mi?
Evet. İş akdinin sona ermesiyle birlikte doğmuş olan kıdem, ihbar ve diğer mali haklar, ayrıca iş mahkemelerinde talep edilebilir. Yani bir yandan idare mahkemesinde iptal davası açılırken, diğer yandan mali haklar için iş mahkemesine başvurulması mümkündür.
Vakıf üniversitesinde iş akdinin feshi ile devlet üniversitesinde fesih arasında fark var mıdır?
Temel fark, vakıf üniversitesinde iş ilişkisinin sözleşmeye daha sıkı bağlı olmasıdır. Ancak Danıştay kararları, vakıf üniversitesindeki öğretim görevlilerinin de kamu yararı ve akademik özgürlük gerekçeleriyle idari yargı güvencesi altında olduğunu vurgulamaktadır.
Fesih işlemine gerekçe gösterilmemesi ne anlama gelir?
Üniversite yönetimi, fesih kararını mutlaka açık ve somut gerekçelerle desteklemelidir. Gerekçesiz fesih, çoğu durumda keyfi işlem niteliği taşır ve idari yargıda iptal edilme olasılığı yüksektir.
Danıştay kararlarının öğretim görevlilerinin iş güvencesine etkisi nedir?
Danıştay, vakıf üniversitelerinde dahi öğretim görevlilerinin mesleki güvencelerden yararlanması gerektiğini kabul etmektedir. Bu nedenle, fesih işlemlerinde hukuka uygunluk denetimi yapılmakta ve gerekçesiz fesihler iptal edilmektedir. Böylece öğretim görevlilerinin iş güvencesi yargı kararlarıyla güçlendirilmektedir.
Öğretim görevlisi görev süresi uzatılmaması ve iş akdi feshi ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Reform Hukuk Bürosu ile iletişime geçiniz.
SIRADAKİ MAKALEMİZ :




