Nafaka Nafaka Çeşitleri Nafaka Hesaplama ;Nafaka, boşanma davası sürerken ya da boşanma davası sonra erdikten sonra maddi olarak zorluk çekmesi muhtemel gözüken tarafa her ay ödenmesi gereken paradır.
Miktarı genelde mahkeme kararı ile belirlenir. Mahkeme kararı ile miktarının belirlenmesi yaygın olsa da çiftler aralarında yaptıkları bir anlaşma ile de belirleyebilirler. Genelde mahkemeye yapılacak bir başvuru ile nafaka isteminde bulunulur. Boşanma davası devam ederken veya boşanma davası sonra erdikten sonra nafaka isteminde bulunmak için mahkemeye başvurulabilir. Ancak bazı nafaka türlerinde yoksulluğa düşecek ya da bakıma muhtaç olan kişi istemde bulunmadan da mahkeme resen nafaka ödenmesine karar verebilir.
Nafaka borcu kaynağı aile hukuku olan kişisel bir borçtur. Dolayısıyla intikale elverişli bir borç değildir. Mirasçılara intikal etmez. Nafaka borcu ölümle veya nafaka ödenmesini gerektiren şartların ortadan kalktığı durumlarda sona erer.
Türk hukuk sistemimizde 4 farklı nafaka türü mevcuttur. Bunlar “yoksulluk nafakası”, “iştirak(katılım) nafakası”, “tedbir nafakası” ve “yardım nafakası” olmak üzere sıralanabilir.
Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek tarafa, daha kusurlu olmaması koşuluyla yoksulluğa düşmesini engellemek amacıyla diğer tarafın mali gücü oranında ödediği nafakadır. Kanun koyucunun yoksulluk nafakası düzenlemekteki en önemli amacı evlilik birliği devam ederken eşler arasında olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlüğünün evlilik birliği sona erdikten sonra da devam etmesini sağlamak ve taraflardan birinin boşanma yüzünden mağdur olmasını engellemektir. Dolayısıyla yoksulluk nafakasını boşanma yüzünden diğer tarafa yüklenen bir tazminat ya da verilen bir ceza olarak görmek doğru değildir.
Boşanma sonucunda yoksulluğa düşme tehlikesi geçiren tarafın yoksulluk nafakası alabilmesi için boşanma davası esnasında ya da boşanma hükmünün kesinleşmesini izleyen bir (1) yıl içerisinde aile mahkemesinden nafaka isteminde bulunması gerekmektedir. Mahkemenin re’sen taraflardan birine yoksulluk nafakası ödenmesi yönünde karar vermesi isabetli değildir.
Yoksulluk nafakasının şartları düzenlenirken kanun koyucu kadın-erkek ayrımına gitmemiştir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın erkek olması nafaka isteminde bulunmasına veya tarafına nafaka ödenmesine engel teşkil etmez veya nafaka isteminde bulunan erkeğin nafaka hakkını kazabilmesi için farklı koşulları sağlaması aranmaz.
Yoksulluk nafakası ödenmesini talep eden taraf kanunda düzenlenen şartları sağlaması sonucunda yoksulluk nafakası almaya hak kazanabilecektir. Kanunda düzenlenen şartların hepsinin sağlanması elzemdir. Şartlardan hepsinin sağlanamadığı koşulda yoksulluk nafakası ödenmesini talep eden tarafın yoksulluk nafakası almaya hak kazanmasının olanağı yoktur. Yoksulluk nafakası alan taraf yoksulluk nafakasını sona erdiren durumların içinde bulunmadığı sürece yoksulluk nafakası almaya devam edecektir. Yani hukuk sistemimizde yoksulluk nafakası süresizdir.
İştirak Nafakası
İştirak nafakası çiftlerin boşanması, ayrılması veya evliliğin butlanı sonucunda velayet hakkı tarafına tevdi edilmeyen ebeveynin, velayet hakkına sahip olan ebeveyne çocukların bakım ve eğitim masraflarına ortak olması amacıyla mali gücü oranında ödemesi gereken nafakadır. Kanun koyucu boşanma sonucunda velayet hakkı tarafına tevdi edilmeyen ebeveynin de çocukların bakım ve eğitim masraflarına katılması gerektiğine hükmetmiş ve iştirak nafakasını bu sebeple düzenlemiştir. Dolayısıyla iştirak nafakası velayet hakkına sahip olmayan ebeveynin çocukların bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlüğünün bir tezahürüdür.
Velayet hakkı tarafına tevdi edilen ebeveynin iştirak nafakası almaya hak kazanabilmesi için yoksulluk nafakasında olduğu gibi mahkemeden nafaka isteminde bulunmasına gerek yoktur. Yerleşmiş içtihatlara göre boşanma davasını gören mahkemenin re’sen iştirak nafakasına hükmetmesi gerekmektedir.
Tarafına velayet hakkı tevdi edilen ebeveynin evlilik dışı doğan çocuklar için de iştirak nafakası alma hakkı vardır. Ancak çocukların baba ile arasında soy bağı ilişkisinin kurulması veya kurulmuş olması şarttır. Çocuk ile baba arasında soy bağı ilişkisi mevcut değilse çocuğun eğitim ve bakım masraflarının iştirak nafakasına konu olması söz konusu olmamaktadır.
İştirak nafakası yoksulluk nafakası gibi süresiz değildir. Çocuk ergin olduktan sonra (mahkeme kararıyla, evlenerek veya 18 yaşını doldurarak) iştirak nafakası sonra erer. Ancak çocuk ergin olmasına rağmen eğitim hayatına devam ediyorsa anne ve baba eğitimi sonra erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. Dolayısıyla çocuk eğitim hayatına devam ettiği hallerde anne ve babanın çocuğa bakma yükümlülüğü devam ettiği için iştirak nafakası da sonra ermeyecektir, ödenmeye devam edilecektir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere iştirak nafakasının hukuki gerekçesi çocuğa bakma yükümlülüğü olduğu için bakma yükümlülüğü devam ettiği sürece iştirak nafakası da sonra ermez.
Tedbir Nafakası
Tedbir nafakası boşanma veya ayrılık davası açılınca, dava süresince eşlerin barınma, geçinme, mallarının yönetimi ve çocukların bakım, eğitim masrafları gibi hususların korunması adına mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen nafakadır. Tedbir nafakasının yegâne amacı boşanma davası sırasında eşlerden birinin ve çocukların davaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar dava süreci sebebiyle mağduriyet yaşamamasıdır.
Tarafına tedbir nafakası ödenmesine karar verilecek olan tarafın kusuru göz önünde bulundurulmaz. Yani yoksulluk nafakasında olduğu gibi nafaka almaya hak kazanabilmek için daha az kusurlu olma şartı aranmamaktadır. Dava süreci sebebiyle mağdur olma ihtimali bulunan eşin daha kusurlu olduğu biliniyorsa veya dava sonucunda daha kusurlu olduğuna kanaat getirilecekse dahi tedbir nafakası almaya hak kazanabilir.
Yardım Nafakası
Bir kimse; altsoyu, üstsoyu veya kardeşleri yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecekse onlara yardım nafakası ödemekle yükümlüdür. Yardım nafakası hakkından: çocuklar, torunlar, anne, baba, erkek ve kız kardeşler, büyükanne, büyükbaba yararlanabilir. Eş ile ana babaya bakma yükümlülüğü ile ortaya çıkan haklar saklıdır yani yardım nafakası kapsamında değerlendirilmez. Yardım nafakasının miktarı belirlenirken mutlaka nafaka yükümlüsünün mali gücü göz önünde bulundurulur.
Nafaka Hesaplama
Nafaka hesaplama konusu boşanma kararı alan çiftlerin akıllarındaki önemli soru işaretlerinden biridir. Ancak mahkemenin ne kadar nafakaya hükmetmesi gerektiğine dair kanun maddesi veya yerleşmiş içtihat söz konusu değildir. Kanun koyucu nafaka miktarı konusunda mağduriyet oluşmasını engellemek amacıyla nafaka miktarını bir kanun hükmüne bağlamamıştır. Nafaka miktarına mahkeme somut olayın koşullarını göz önünde bulundurarak karar verir. Boşanma sonucunda her eşin veya müşterek çocukların ihtiyacı farklı olacağı için mahkemenin bu ihtiyaçları değerlendirerek nafaka miktarına karar vermesi gerekir.
Nafaka miktarı somut olayın koşullarına göre belirlenir. Bu koşullar; nafaka yükümlüsünün mali gücü, nafaka alacaklısının ekonomik durumu, müşterek çocuk sayısı, çocukların eğitim giderleri, çocukların bakım giderleri, ailenin sosyal ve kültürel yapısı gibi birçok farklı koşul olabilir.
Nafaka miktarı belirlenirken en önemli koşullardan birinin nafaka yükümlüsünün mali gücü olduğuna yukarıda değinmiştik. Nafaka yükümlüsünün mali gücünün ne kadar olduğuna sadece maaşına bakılarak karar verilmez. Nafaka yükümlüsünün mali gücü değerlendirilirken maaşı, mal varlığı, menkul ve gayrimenkul malları, pasif gelirleri gibi birçok farklı husus göz önünde bulundurulur.
Uygulamada genellikle nafaka miktarının maaşın %25’i olarak belirlenmesine karşın eğer nafaka verecek olan kişinin pasif gelirleri ve malvarlığı hatırı sayılır seviyede ise bu oranın arttığına tanıklık etmek mümkündür. Tam aksi bir senaryoda maaşı ve geliri olan bir kişi maaşı ve geliri olmayan bir kişiye kıyasla daha az nafaka almaya hak kazanabilir. Asgari ücret kazanan bir X kişisi eski eşinden 7500 TL nafaka alırken maaşı 20000 TL olan bir Y kişisinin eski eşinden 5000 TL nafaka aldığına tanıklık etmek de mümkündür.
Sonuç olarak; mahkeme nafaka miktarına karar verirken genellikle nafaka yükümlüsünün maaşının %25’ini ödemesini uygun görmesine rağmen mevzuatımızda nafaka miktarına ilişkin net bir düzenleme mevcut değildir. Mahkemeler nafaka miktarına boşanan eşlerin ve müşterek çocukların birçok farklı ihtiyacını ve ekonomik durumlarını göz önünde bulundurarak karar vermelidirler.
Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı