İştirak nafakası çiftlerin boşanması, ayrılması veya evliliğin butlanı sonucunda velayet hakkına sahip olmayan eşin mali gücü oranında çocukların bakım ve eğitim gibi masraflarına katılma yükümlülüğü dolayısıyla ödemesi gereken nafakadır. Aslında boşanma, ayrılma veya evliliğin butlanı sonucunda çocukların bakım ve eğitim gibi masraflarından sorumlu olan taraf velayet hakkında sahip olan taraftır ancak kanun koyucu velayet hakkına sahip olmayan tarafın da mali gücü oranında bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünü düzenlemiştir. Bu sebeple velayet hakkına sahip olmayan tarafın çocuğun bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bir sonucu olarak da iştirak nafakası karşımıza çıkar.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre mahkeme iştirak nafakasına yoksulluk nafakasının aksine taraflardan birinin istemi sonucu değil re’sen (kendiliğinden) hükmetmekle yükümlüdür. Yani tarafına vekalet tevdi edilen ebeveynin, diğer ebeveynden iştirak nafakası alabilmesi için bu yolda bir istemde bulunmasına gerek yoktur.

İştirak Nafakasını Kimler Talep Edebilir?
Eğer iştirak nafakası isteminde bulunma lüzumu doğmuşsa; iştirak nafakasını çocuğun velayeti tarafına tevdi edilen ebeveyn, velayet tevdi edilmeyen ebeveynden çocuk adına isteyebilir. Gereken hallerde, ayırt etme gücüne sahip olmayan çocuk da kayyım veya vasi aracılığıyla nafaka isteminde bulunabilir.Ayırt etme gücüne sahip çocuk da iştirak nafakası isteminde bulunabilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun İştirak Nafakası
Evlilik dışı doğan çocuğun iştirak nafakası alabilmesi için baba ile arasında soybağı ilişkisinin kurulması veya kurulmuş olması gerekmektedir. Çocuk ile baba arasındaki soybağı ilişkisi babanın tanıma beyanında bulunması veya anne ya da çocuk tarafından açılan “Babalık Davası” yoluyla kurulabilir. Ancak baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi bulunmadığı hallerde iştirak nafakası ödenmesi mümkün değildir.
İştirak Nafakası Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Hâkim iştirak nafakasının miktarını belirlerken öncelikle nafaka yükümlüsünün mali gücünü göz önünde bulundurmalıdır. Nafaka yükümlüsünün mali gücü oranında; çocuğun yaşı, eğitim giderleri, sağlık giderleri, velayet sahibi olan tarafın bakmakla yükümlü olduğu çocuk sayısı, velayet sahibi olan tarafın ekonomik durumu, çocuğun veya çocukların sosyal, kültürel koşulları ve ihtiyaçları gibi durumlar ele alınarak nafaka miktarı mahkeme tarafından tayin edilir.
İştirak nafakası miktarı her durumda hâkim tarafından belirlenmez. Eğer çiftler anlaşmalı boşanma davası yoluyla boşanmışlarsa, velayeti elinde bulundurmayacak olan eşin diğer eşe ödemesi gereken iştirak nafakasını kendi aralarında kararlaştırabilirler. Bu süreçte, bir Ankara boşanma avukatı, tarafların adil bir anlaşmaya varmalarına yardımcı olarak nafaka düzenlemelerinin doğru bir şekilde yapılmasını sağlayabilir.
İştirak nafakasının miktarı belirlenirken nafaka yükümlüsünün mali gücü göz önünde bulundurulmalıdır demiştik. Bu konu ile ilgili Yargıtay bir kararında, çalışamayacağı hekim raporu ile belli olan ve hiçbir geliri bulunmadığı anlaşılan tarafın nafaka ödemekle yükümlü tutulamayacağı içtihadında bulunmuştur. Dolayısıyla Yargıtay mali gücü ciddi anlamda kısıtlı olan tarafın nafaka yükümlüsü olamayacağı yönünde görüş ortaya koymuştur.
İştirak Nafakası Ne Zaman Sona Erer
İştirak nafakası yoksulluk nafakasında olduğu gibi süresiz devam eden bir nafaka değildir. İştirak nafakası 3 farklı halde sonra erer.
Nafaka Yükümlüsünün Ölmesi: Nafaka ödeme borcu intikale elverişli bir borç çeşidi değildir dolayısıyla nafaka yükümlüsünün ölmesi sonucunda iştirak nafakası ödeme borcu borçlunun mirasçılarına intikal etmez.
Nafaka Alan Çocuğun Ölmesi: İştirak nafakasının hukuki gerekçesi ebeveynlerin çocuğa bakma yükümlülüğüdür. Çocuğun vefatı gerçekleşirse bakma gereksinimi de ortadan kalkacağı için iştirak nafakası sona erer.
Nafaka Alan Çocuğun Ergin Olması (18 yaşını doldurması): Nafaka ödenmesi gereken çocuğun ergin olmasından sonra iştirak nafakası sonra erebilir. Çocuğun evlenme veya mahkeme kararıyla ergin kılınması (18 yaşını doldurmadan önce ergin kılınma davası ile ergin olması) sonucunda da iştirak nafakası sonra erer. Çocuk ergin olmasına rağmen hala bakılmaya muhtaç durumda ise ve eğitimine devam etmemesi sebebiyle iştirak nafakası sona erdiyse MK.m.364 hükmüne göre yardım nafakası isteminde bulunabilir.
Çocuk ergin olmasına karşın eğitimine devam ettiği halleri ise MK.m.328/II hükmü düzenlemiştir: “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler”. Madde metninde belirtildiği üzere çocuğun ergin olmasına rağmen iştirak nafakası almaya devam etmesi mümkündür
Kadın Evlenince Çocuğun Nafakası Kesilir Mi?
İştirak nafakasının hukuki gerekçesi yukarıda da belirtildiği üzere ebeveynlerin çocuğa bakma yükümlüğüdür ve çocuğa bakma borcu çiftler boşansa bile hem velayeti elinde bulunduran ebeveyn hem de diğer ebeveyn için devam eder. Dolayısıyla velayet sahibi olmayan nafaka yükümlüsünün, velayet sahibi olan nafaka alacaklısına ödediği nafakanın sebebi çocuğun bakım yükümlülüğüdür. Velayet sahibi olan nafaka alacaklısı tarafın evlenmesi sonucunda nafaka yükümlüsünün çocuğa bakım borcu sonra ermez.
Sonuç olarak nafaka alacaklısı olan taraf evlense de nafaka yükümlüsünün iştirak nafakası ödeme borcu sonra ermez.
İştirak Nafakası Artış Oranı
İştirak nafakasının miktarı yukarıda belirtilen kriterler göz önünde bulundurulup mahkemece belirlenir. Ancak bir zaman sonra enflasyon, çocuğun ihtiyaçlarının değişmesi, artması gibi sebeplerle iştirak nafakasının artırılması lüzumu doğabilir. Bu sebeple mahkemenin nafaka miktarına karar verirken artış oranını da kararlaştırması gerekmektedir. Artış oranının kararlaştırılması durumlarda iştirak nafakasının miktarı ile ilgili mağduriyetlerin doğması son derece mümkündür. Uygulamada iştirak nafakasının artış oranı TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi)’ye, ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi)’ye veya yıllık enflasyona göre belirlendiği görülmektedir. İştirak nafakasının yıllık artış miktarına bu veriler dışında başka bir oranla da karar verilmesi mümkündür.
Mahkeme iştirak nafakası artış oranı hakkında karar vermediyse ve nafaka alacaklısı artış oranının belirlenmesi talebinde bulunmadıysa gelecek yıllarda nafaka artışına veya nafaka artış miktarının belirlenmesine dair dava açmak durumunda kalabilir. Dolayısıyla iştirak nafakasının artış oranının belirlenmesinde fayda vardır.
İştirak nafakası miktarının artış oranının belirlenmesine rağmen nafaka miktarı zamanla ihtiyaçları karşılayamaz hale gelirse nafaka artırım davası açılabilir. Kanun koyucu nafaka artırım davası için bir zamanaşımı süresi öngörmemiştir. Dolayısıyla nafaka artırım davası ödenmekte olan nafakanın yetersizliği durumu gerçekleştikçe açılabilir.
Nafaka Ödememe Cezası
Nafaka ödeme borcu kanundan doğan ve mahkeme kararı ile oluşan yasal bir yükümlülüktür. Mahkeme tarafından ödenmesine karar verilen nafakanın ödenmemesi sonucunda icra takibi başlatılabilir. İcra takibi başlatılması sonucu hale borcun ifası sağlanamamışsa nafaka yükümlüsünün şikâyet edilmesi üzerine tazyik hapsine çarptırılması mümkündür. Hukuk sistemimizde borçlunun salt borcunu ödememesi dolayısıyla hapis cezası alması mümkün değildir. Ancak kanun koyucu nafaka borçları için istisnai bir hal öngörmüş ve İİK.m.344 hükmünde “Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir.” demek suretiyle tazyik hapsini düzenlemiştir.
Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı