İdare Hukuku

İptal Davası: İdari İşlemlerin İptali Davası

İptal davası, idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiası ile bu aykırılığın belirlenmesi amacıyla açılan bir dava türüdür. Genel kural olarak idari işlemler hakkında iptal davası açılması mümkündür. İdari işlemlerin iptaline ilişkin davalarda süre; idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gün olarak düzenlenmiştir.

İlgili Yazımızın İçeriği

İdari İşlem Nedir?

İdare hukuku, kamu hukukunun bir alt dalı olduğundan, davalarda taraflardan biri mutlaka devlet ya da idare olmaktadır. İdare, tek taraflı biçimde bireylere danışmadan çeşitli idari işlemler gerçekleştirebilir. İdari işlem, idarenin hukuki sonuç doğurmayı hedefleyen tek taraflı irade açıklamasıdır. Bu bağlamda idari işlemin iki temel unsuru bulunmaktadır: hukuki sonuç ve irade açıklaması. İdari işlemler, tek taraflı nitelikleri sayesinde sözleşmelerden ayrılır. Bunun yanında yasama ve yürütme organları, kendi görev alanlarına girmeyen konularda da idari işlemlerle düzenlemeler yapabilir. Dolayısıyla idari işlemlerin yalnızca yürütme organı tarafından çıkarılması zorunlu değildir.

İdari İşlem Türleri Nelerdir?

İdari işlemler esas olarak beş ana grupta toplanmaktadır:

1) Düzenleyici İşlemler: İdarenin düzenleyici işlem yapması temel görevi değildir. Ancak Anayasa, bazı durumlarda idareye doğrudan düzenleme yetkisi tanımaktadır.

  • A) Genel Düzenleyici İşlemler: Anayasa’da öngörülen tüzük ve yönetmelikler bu gruba girer. Bu işlemler genel, soyut ve objektif özellik taşır.
  • B) Adsız Düzenleyici İşlemler: Genelge, sirküler, tebliğ gibi Anayasa’da adı geçmeyen düzenlemeler adsız düzenleyici işlemler olarak kabul edilir.
  • C) Genel Karar: Ortak nitelikleri belirlenmiş veya belirlenebilir bir topluluğa yöneltilen ya da bir nesnenin kamusal özelliği veya kamusal kullanımı ile ilgili işlemler genel karar olarak adlandırılır.

2) Birel İşlemler: Belirli bir kişi veya nesnenin hukuki statüsünü etkileyen, değiştiren, sona erdiren ya da yeni bir statüye sokan işlemler birel işlemlerdir.

3) Karma İşlemler: Hem birel hem de genel işlemlerin özelliklerini içeren işlemlere karma işlemler denir. Örneğin imar planları bu grupta yer almaktadır.

4) Basit İradeli İşlemler: Tek bir makamda bulunan kamu görevlisinin iradesiyle ortaya çıkan işlemler basit iradeli işlem niteliğindedir.

5) Birleşik İradeli İşlemler: Birden fazla iradenin birleşmesiyle oluşturulan işlemler birleşik iradeli işlemler olarak tanımlanır.

  • A) Kolektif İşlem: Kurul, meclis veya encümen gibi organların kararları kolektif işlemlerdir. Birden fazla irade aynı amaca ve sonuca yönelerek birleşir ve bu şekilde işlem doğar.
  • B) Birleşme İşlem: Farklı makam veya organların birbirinden bağımsız iradeleriyle ortaya çıkan işlemler birleşme işlemi olarak nitelendirilir. Kararnameler bu tür işlemlere örnek teşkil eder.

İptal Davası Nedir?

İptal davası, idari yargı mercilerinde açılan ve idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığını yargısal denetim yoluyla incelemeyi amaçlayan bir dava türüdür. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde iptal davası şu şekilde tanımlanmıştır: Yetki, sebep, şekil, konu veya amaç yönlerinden biri bakımından hukuka aykırılık taşıyan idari işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından açılan dava türü iptal davasıdır.

İptal davalarına bakmakla yetkili mahkemeler şunlardır:

İdari yargının yetkisi yalnızca idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunu denetlemekle sınırlıdır. İdare mahkemeleri yerindelik denetimi yapamaz, yürütme görevlerinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde belirtilen esas ve şekillere uygun biçimde yerine getirilmesini engelleyecek şekilde karar veremez. Ayrıca idari eylem veya işlem niteliğinde hüküm tesis edemez ve idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak kararlar alamaz.

İptal Davasının Özellikleri

İptal davası yalnızca idari işlemlere karşı açılabilir. 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesi bu hususu açıkça düzenlemiştir. Ancak bu işlemlerin kesin ve yürütülebilir nitelikte olması şarttır. Danıştay’a göre, bir işlemin kesin ve yürütülebilir sayılabilmesi için tüm idari aşamaların tamamlanmış olması, başka bir makamın onayına ihtiyaç duymadan hukuk düzeninde değişiklik meydana getirebilmesi gerekir.

İptal davasında davacının, dava konusu idari işlem nedeniyle menfaatinin ihlal edilmiş olması dava açma hakkı için gerekli ve yeterli koşuldur.

İptal davasında mahkeme, tarafların ileri sürdüğü iddialarla sınırlı değildir. Resen araştırma ilkesi geçerlidir; taraflarca öne sürülmeyen hukuka aykırılıklar da incelenebilir. Mahkeme, hukuka aykırılık saptadığında iptal kararı verir.

İptal davası kamu düzenine ilişkin olduğundan, dava açmadan önce feragat edilmesi mümkün değildir. Dava açıldıktan sonra feragat sınırlı biçimde uygulanabilir ve kamu yararını ilgilendiren davalarda kabul edilmez.

İdari işleme karşı iptal davası açılması, işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmaz. Yürütmenin durdurulması kararı, dava sonuna kadar bireyi ve hukuk düzenini hukuka aykırı işlemin doğuracağı sonuçlardan koruyan tamamlayıcı bir tedbir niteliğindedir.

Anayasa’nın 125. maddesi ve İYUK m.2 uyarınca, mahkeme idari işlem niteliğinde karar veremez. Bu kural, yürütme ve yargı organları arasındaki kuvvetler ayrılığı ilkesinin yansımasıdır. Başka bir ifadeyle, yargı organı yalnızca hukuka uygunluk denetimi yapabilir; idarenin yerine geçerek işlem tesis edemez. Bu durum, yerindelik denetimi yasağının da altını çizmektedir.

Tam Yargı Davası Nedir ? İptal Davası ve Tam Yargı Davası Davası Arasındaki Farklar

Tam yargı davası, idari dava türlerinden biri olup bireylerin idari işlem, eylem veya sözleşmeler nedeniyle uğradıkları hak ihlallerinin giderilmesi için açtıkları davadır. Bu dava, esasen bir eda davası niteliği taşır ve bireyin uğradığı maddi veya manevi zararın tazmin edilmesini hedefler.

İdarenin hukuka aykırı işlemleri hukuk düzenine zarar verdiğinde bu işlemler iptal davası yoluyla ortadan kaldırılır. Ancak aynı işlem bireyin hakkını ihlal etmişse, ortaya çıkan zarar tam yargı davası ile giderilir. Böylece iptal davası hukuk düzenini korumaya hizmet ederken, tam yargı davası bireyin şahsi haklarını güvence altına alır.

Tam yargı davası ile iptal davası arasında önemli farklar bulunmaktadır. İptal davasının konusu yalnızca idari işlemlerle sınırlıyken, tam yargı davası hem idari işlem ve eylemleri hem de idari sözleşmeleri kapsayabilir. İptal davasında davacı, hukuka aykırı işlemin iptalini talep eder; tam yargı davasında ise uğradığı zararın tazminini ister. Bu nedenle iptal davası daha çok objektif nitelik taşırken, tam yargı davası bireyin menfaatine odaklı sübjektif nitelikte bir dava türüdür.

İdari yargıda uygulanan resen araştırma ilkesi de tam yargı davasını özel hukuk tazminat davalarından ayıran önemli bir noktadır. Adli yargıda mahkeme yalnızca tarafların ileri sürdükleri iddialarla bağlıdır; oysa idari yargıda mahkeme, fiili ve hukuki durumu kendiliğinden araştırarak karar verir.

2577 sayılı Kanun’un 2. maddesine göre iptal davasını menfaatleri ihlal edilenler açabilirken, tam yargı davası doğrudan hakkı ihlal edilenler tarafından açılabilir. Dolayısıyla iptal davasının dava açma ehliyeti, tam yargı davasına göre daha geniştir. Ayrıca iptal kararları herkesi bağlarken, tam yargı davası kararı yalnızca taraflar arasında sonuç doğurur.

Kanunun 12. maddesi uyarınca, ilgililer isterlerse iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilir ya da önce iptal davası açıp verilen kararın ardından tam yargı davasına başvurabilir. Bununla birlikte, idari işlem nedeniyle doğrudan zarar gören kişiler iptal davası açmaksızın da tam yargı davası açabilmektedir.

İdari İşlemin İptali Davasına Konu Olan İşlemler

İptal davası, idari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç unsurlarından herhangi biri bakımından hukuka aykırı olmaları nedeniyle menfaatleri ihlal edilen kişilerce açılan bir idari dava türüdür. İdare hukuku kamu hukukunun alt dalı olduğundan, uyuşmazlığın taraflarından biri devlet, yani idare olur. İdare, bireylere danışmadan tek yanlı biçimde çeşitli idari işlemler tesis edebilir. İdari işlem; idarenin, hukuki sonuç doğurmaya yönelmiş tek taraflı irade açıklamasıdır.

İdari İşlemin İptali Davasına Konu Edilemeyecek İşlemler Nelerdir?

 İdare hukuku kamu hukukunun bir alt alanı olduğundan taraflardan biri idaredir ve idare tek yanlı işlemler yapabilir. İdari işlem; hukuki sonuç doğurma amacı güden tek taraflı irade beyanıdır. Bununla birlikte, idarenin icrai nitelik taşımayan işlemleri iptal davasına konu yapılamaz. Örnek olarak hazırlık işlemleri, gösterici işlemler ve iç düzen işlemleri idari davaya konu edilemez. Ayrıca, İdari Yargılama Usulü Kanunu m.15/1-b uyarınca, kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem yoksa idari dava açılamaz.

Bireysel İdari İşleminin İptali Davası

Bireysel idari işlemler, kişisel ve özel durumları hedefleyen, muhatabı belirli olan işlemlerdir. Örneğin memur ataması, disiplin cezaları, ruhsat verilmesi gibi işlemler bireysel niteliktedir. Bu işlemlere karşı, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarından biri yönüyle hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla ve menfaati ihlal edilenlerce iptal davası açılabilir. İdari yargı yetkisi yalnızca idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunu denetlemekle sınırlıdır; mahkemeler yerindelik denetimi yapamaz, yürütme görevini kanunlar ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri çerçevesinde sınırlandıracak, idari işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak şekilde karar veremez.

Bireysel idari işleme karşı açılan davalar; Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçeler ile açılır. Dilekçeler Danıştay’da Evrak Müdürlüğünce kayda alınır ve Genel Sekreterlik tarafından görevli dairelere havale edilir. Bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde ise dilekçeler evrak bürosu tarafından kaydedilip ilgili mahkemeye gönderilir. Başvurana evrakın tarih ve sayısını gösteren ücretsiz alındı kâğıdı verilir. Ardından ilk inceleme yapılır. Bu davalarda süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

İdari İşlemin İptali Davasını Kimler Açabilir?

İdari işlemin iptali davasını kimlerin açabileceği, İdari Yargılama Usulü Kanunu m.2’de düzenlenmiştir: Yetki, sebep, şekil, konu veya amaç yönlerinden biriyle hukuka aykırı olan idari işlemler sebebiyle menfaatleri ihlal edilen herkes iptal davası açabilir. Kısacası, ilgili idari işlemin kişide menfaat ihlali yaratması yeterlidir.

İdari İşlemin İptali Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İptal davasında görevli mahkemeler somut olaya göre idare mahkemesi, vergi mahkemesi ve Danıştay Kanunu m.24’te sayılı hallerle sınırlı olmak üzere Danıştay olabilir. Bu davalarda, İYUK veya özel kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, işlemi tesis eden idari merciin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Özel yetki kuralları yoksa genel yetki kuralları uygulanır. Aşağıdaki haller özel yetki kurallarındandır ve öncelikle dikkate alınır:

  1. Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.
  2. Göreve son verme, emekliye sevk veya görevden uzaklaştırma gibi işlemlerde yetkili mahkeme, kamu görevlisinin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
  3. Görevle ilişiği kesmeyen disiplin cezaları, ilerleme-yükselme, sicil, intibak ve diğer özel/parasal haklar ile mahalli idare organları ve üyelerinin geçici uzaklaştırılması davalarında yetkili mahkeme, ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkemesidir.
  4. Özel kanunlar saklı kalmak kaydıyla, hâkim ve savcıların mali-sosyal hakları ve sicilleri, müfettiş hal kâğıtları ile ilgili ve idare mahkemelerinin görevine giren davalarda yetkili mahkeme; hâkim ya da savcının görev yaptığı yerin idari yargı yönünden bağlı olduğu bölge idare mahkemesine en yakın bölge idare mahkemesinin bulunduğu yer idare mahkemesidir.

iyuk iptal davası

İdari İşlemin İptali Davası Nasıl Açılır?

İptal davası; Danıştay, idare mahkemesi veya vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçeler ile açılır. Dilekçede;

  • Tarafların ve varsa vekil/temsilcilerin ad-soyad/unvan ve adresleri ile gerçek kişiler için T.C. kimlik numarası,
  • Davanın konusu, sebebi ve dayanak delilleri,
  • Uyuşmazlığa konu idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
  • Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlere ilişkin davalar ile tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
  • Vergi davalarında ilgili verginin/cezanın nev’i ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ile varsa mükellef hesap numarası yer alır.

Dava konusu kararın ve belgelerin aslı veya suretleri dilekçeye eklenir. Dilekçe ve eklerinin sayısı, karşı taraf sayısından bir fazla olmalıdır. Evrak; Danıştay veya görevli mahkemeye doğrudan, ya da gönderilmek üzere idare/vergi mahkemesi başkanlıklarına verilebilir; idare veya vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk hâkimliklerine veya yurt dışında Türk konsolosluklarına başvuru yapılabilir. Bu usulle idari işlemin iptali davası açılmış sayılır.

İYUK İptal Davası İlk İnceleme

Dilekçeler Danıştay’da Evrak Müdürlüğünce kaydedilip Genel Sekreterlik tarafından görevli dairelere havale edilir; bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinde ise evrak bürosu kaydı sonrası ilgili mahkemeye gönderilir. Başvurana alındı kâğıdı (tarih-sayı içerir) ücretsiz verilir. Dilekçeler; Danıştay’da daire başkanının görevlendirdiği tetkik hâkimi, idare/vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği üye tarafından aşağıdaki yönlerden sırayla incelenir:

  • Görev ve yetki
  • İdari merci tecavüzü
  • Ehliyet
  • Kesin ve yürütülmesi gereken işlem bulunup bulunmadığı
  • Süre aşımı
  • Husumet
  • m.3 ve m.5’e uygunluk

Aykırılık görülürse durum görevli daireye/mahkemeye rapor ile bildirilir. Tek hâkimli işlerde rapor düzenlenmez, m.15 hükümleri ilgili hâkimce uygulanır. 3. fıkra kapsamındaki inceleme ile bu fıkra ve 5. fıkra uyarınca yapılacak işlemler, dilekçenin alındığı tarihten itibaren en geç 15 gün içinde tamamlanır. İlk incelemeyi yapanlar aykırılık görmezse veya rapor yerinde görülmezse tebligat yapılır.

Sonradan tespit edilen hususlarda da yargılamanın her aşamasında m.15 uygulanır. Kanuna aykırılık saptanırsa m.14 uyarınca:

  • (3/a) Adli yargı görevli ise dava reddedilir; idari yargı görevli olup da yetkisiz/görevsiz mahkemede açılmışsa görev/ yetki yönünden reddedilerek dosya görevli/ yetkili mahkemeye gönderilir.
  • (3/c), (3/d), (3/e) hallerinde dava reddedilir.
  • (3/f) Hasım gösterilmeden ya da yanlış hasımla açılmışsa dilekçe gerçek hasma tebliğ edilir.
  • (3/g) 3 ve 5. maddelere uygun düzenlenmemiş dilekçelerde; eksikliklerin 30 gün içinde giderilmesi için dilekçe reddedilir.
  • (3/b) Dilekçe görevli idare merciine tevdi edilir.

Bu kararların bir kısmına karşı istinaf/temyiz yolları açıktır. (1/d) uyarınca red sonrası aynı yanlışlıklar tekrar edilirse dava reddedilir.

İdari İşlemin İptali Davası Açmadan Önce İdareye Başvuru Zorunlu Mu?

İlgililer, dava açmadan önce işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem tesis edilmesi talebini üst makama; üst makam yoksa işlemi yapan makama, dava açma süresi içinde iletebilir. Bu başvuru, işlemekte olan süreyi durdurur. 30 gün içinde cevap verilmezse zımni ret oluşur. Ret veya zımni ret halinde süre yeniden işlemeye başlar ve başvuruya kadar geçmiş süre hesaplanır. Dolayısıyla, iptal davası açmadan önce idareye başvurulması ve yerine getirilmemesi halinde dava yoluna gidilmesi gerekir.

İdari Merci Tecavüzü Nedir?

Kanunla öngörülmüş zorunlu idari başvuru yolları tüketilmeden dava açılmasına idari merci tecavüzü denir. Dilekçeler, Danıştay’da tetkik hâkimi; idare/vergi mahkemelerinde başkan veya görevlendireceği üye tarafından şu sırayla incelenir: görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, kesin ve yürütülebilir işlem, süre, husumet, m.3 ve m.5’e uygunluk. İdari merci tecavüzü, görev-yetkiden hemen sonra ele alınır; bu durumda dosyanın görevli idari merciye tevdiine karar verilir.

İdari İşlemin İptali Davasında Süreler

İdari İşlemin İptali Davasında Süreler

Özel kanunda farklı süre belirlenmemişse dava açma süreleri: Danıştay ve idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde 30 gündür. Bu süreler:

  • İdari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı,
  • Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerde; tahakkuku tahsile bağlı vergilerde tahsilatın, tebliğ yapılan hallerde tebliğin, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahibine ödemenin, tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ilgili merci/komisyon kararının idareye geldiği tarihi izleyen günden itibaren başlar.

Adresleri bilinmeyenlere özel kanunlarına göre ilanla bildirim yapılırsa, aksine hüküm yoksa süre son ilanı izleyen günden itibaren 15 gün sonra işlemeye başlar. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde ise süre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işler.

Süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden başlar; tatil günleri süreye dahildir. Sürenin son günü tatile rastlarsa sonraki çalışma gününün bitimine kadar uzar. Kanundaki sürelerin bitmesi adli tatile rastlarsa, ara verme sonrasını izleyen 7 gün uzamış sayılır.

İdari İşlemin İptali Davası ve Şartları

Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemeleri, baktıkları davalarda her türlü incelemeyi resen yapar. Mahkemeler, belirlenen süre içinde gerekli gördükleri evrak ve bilgileri taraflardan veya ilgili yerlerden isteyebilir; bu kararların süresinde yerine getirilmesi zorunludur. Haklı sebepler varsa süre bir defaya mahsus uzatılabilir.

Taraflardan birinin ara kararını yerine getirmemesi halinde bunun karar üzerindeki etkisi önceden takdir edilir ve ara kararında ayrıca gösterilir. Devletin güvenliği veya yüksek menfaatleri ile yabancı devletlere ilişkin bilgi-belgeler için Cumhurbaşkanı, ilgili Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan, gerekçe bildirerek belge vermekten imtina edebilir; verilmeyen belgeye dayanılarak savunma oluşturulamaz.

Dosyalar; kanunlarda öngörülen öncelik/ivedilik halleri ve ilan edilen öncelikli işler gözetilerek geliş tarihlerine göre incelenir, tekemmül sırasına göre ve tekemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde karara bağlanır. Bölge idare mahkemelerinde istinaf, idare/vergi mahkemelerinde heyet işlerinde; evrak isteme ve ek süre verilmesine ilişkin ara kararları, başkan veya dosyanın havale edildiği üye tarafından da verilebilir.

İdari İşlemin İptali Davasında Deliller Nelerdir?

İptal davasında başvurulabilecek deliller arasında şunlar yer alır:

  • Tanık Delili
  • Belge
  • Keşif
  • Bilirkişi
  • Uzman Görüşü (Bilimsel Mütalaa)
  • İkrar
  • Kesin Hüküm
  • Yemin Delili
  • Gizli Nitelikte Bazı Bilgi ve Belgeler

İptal Davalarında Kendiliğinden ( RESEN)  Araştırma İlkesi

İdari yargıda hâkim, tarafların olayı hukuken nasıl nitelendirdiğiyle bağlı değildir. Yargılama makamı yalnızca hukuk normlarıyla bağlı olup, uyuşmazlığa uygun kuralı tespit ederek somut olaya uygular. Bu çerçevede, idari yargı organları tarafların hiç değinmediği olay ve maddi unsurları da araştırabilir; ihtiyaç duydukları evrak ve bilgileri ilgili kurumlardan getirtebilir, gerekli gördükleri incelemeleri bizzat yapabilir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 14. maddesi uyarınca, dava dilekçeleri üzerine yapılacak ilk inceleme şu konularda re’sen araştırma yetkisi kapsamında değerlendirilir:

  • Görev ve yetki durumu
  • İdari merci tecavüzü
  • Davacının ehliyeti
  • Kesin ve yürütülmesi gereken bir idari işlem bulunup bulunmadığı
  • Süre aşımı
  • Husumet (doğru hasım gösterilip gösterilmediği)
  • Dilekçelerin İYUK m.3 ve m.5’e uygunluğu

Bu unsurlar, mahkemenin tarafların iddialarıyla sınırlı kalmadan kendiliğinden dikkate aldığı konular arasında yer alır.

Re’sen araştırma ilkesi, hâkime gerek duyulduğunda bilirkişi raporu alma ve keşif deliline başvurma yetkisini de tanır. Böylece uyuşmazlığın çözümü için ihtiyaç duyulan teknik veya özel bilgiye doğrudan erişim sağlanır. Taraflar arasında ihtilaf bulunmayan maddi olaylar hakkında, çelişkili bir durum yoksa mahkemenin ayrıca araştırma yapmasına gerek bulunmaz. Ancak şüphe uyandıran veya çelişkili unsurlar mevcutsa, mahkeme re’sen araştırma yetkisini kullanarak gerekli incelemeleri yapabilir.

Anayasa’nın 125.  maddesi ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 2/1-2. maddeleri uyarınca, idari yargının yetkisi yalnızca idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluk denetimiyle sınırlıdır.

İlgili hükümler açıkça belirtmektedir ki, idari yargı organları:

  • Yürütme görevinin yerine getirilmesini engelleyici,
  • İdari işlem veya eylem tesis edici,
  • İdarenin takdir yetkisini ortadan kaldırıcı

nitelikte karar veremez.

İdari İşlemin İptali Hangi Hallerde Mümkündür?

İdari işlemin iptali şu hallerde söz konusu olabilir:

  • Yetki yönünden hukuka aykırılık
  • Şekil yönünden hukuka aykırılık
  • Usul yönünden hukuka aykırılık
  • Sebep yönünden hukuka aykırılık
  • Konu yönünden hukuka aykırılık
  • Maksat yönünden hukuka aykırılık

Nitekim iptal davası; işlem unsurlarından biri veya birkaçı yönüyle hukuka aykırılık bulunduğunda, süre ve usul kurallarına uygun biçimde, menfaati ihlal edilen kişilerce açılabilir.

İdare Mahkemesi İşlemin İptal Kararının Uygulanması

İptal davası sonucunda mahkeme işlemi hukuka aykırı bulursa, söz konusu idari işlemi iptal eder. İptal kararıyla işlem ortadan kalkar ve işlemle doğan sonuçlar da buna bağlı olarak sona erer. İdari yargı organlarının iptal kararları, işlemi tesis edildiği tarihten itibaren hükümsüz hale getirir ve diğer yargı yerlerinin iptal kararlarından farklı olarak geçmişe yürüyen etki doğurur.

İdare Mahkemesinde Duruşma Nasıl Yapılır?

İdari yargılamada kural olarak duruşma yapılmaz, hâkimler dosya üzerinden karar verir. Duruşma açılması ise istisnadır ve talep üzerine mümkündür. Duruşma talebi; dava dilekçesi, cevap veya savunma dilekçelerinde ileri sürülebilir.

İptal Ve Tazminat Davasının Birlikte Açılması Mümkün Mü?

Evet. İlgililer, haklarını ihlal eden bir idari işlem nedeniyle Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde doğrudan tam yargı davası açabilecekleri gibi iptal ve tam yargı davalarını birlikte de açabilirler. Ayrıca önce iptal davası açıp, kararın tebliği veya kanun yolundaki kararın tebliği ya da işlemin icrası sebebiyle doğan zararlar için icra tarihinden itibaren süre içinde tam yargı davası açmaları da mümkündür..

İptal Davasında Yürütmeyi Durdurma

Yürütmenin durdurulması, dava konusu idari işlemin hukuki sonuçlarının, dava sonuna kadar geçici olarak durdurulmasını sağlayan tedbir niteliğinde ara karardır ve iptal davasıyla birlikte talep edilir. İYUK uyarınca Danıştay veya idari mahkemelerde dava açılması, dava edilen işlemin yürütmesini kendiliğinden durdurmaz. Mahkemeler; açık hukuka aykırılık ve telafisi güç/ imkânsız zarar şartları birlikte gerçekleştiğinde, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçeli YD kararı verebilir. Uygulanmakla etkisi tükenecek işlemlerde, savunma alınmaksızın da YD verilebilir; ancak kamu görevlilerine ilişkin atama, nakil, görev/unvan değişikliği, geçici veya sürekli görevlendirme işlemleri bu kapsama girmez. YD kararlarında hukuka aykırılık gerekçeleri ve doğacak zararlar açıkça gösterilmelidir; yalnızca AYM’ye iptal başvurusu yapılmış olması gerekçesiyle YD verilemez. Dilekçelerden talebin yersiz olduğu anlaşılırsa, savunma alınmadan reddedilebilir.

İptal Davasında Yürütmenin Durdurulması Koşulları Nelerdir?

YD kararı verilebilmesi için iki şartın birlikte bulunması gerekir:

  • İşlemin uygulanmasının telafisi güç veya imkânsız zarar doğurması,
  • İşlemin açıkça hukuka aykırı olması.
    İYUK’a göre, dava açılması yürütmeyi kendiliğinden durdurmadığından, bu koşullar sağlandığında mahkemeler gerekçeli olarak YD verebilir.

İdari Yargıda İptal Davası İdarenin Takdir Yetkisi

İdare mahkemesi hâkimi, idarenin yerine geçip karar veremez; yerindelik denetimi yapamaz. Bu nedenle iptal davası sonucunda hâkim yalnızca işlemin iptaline hükmedebilir; idare adına yeni işlem tesis edemez. İYUK m.2’ye göre idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğu ile sınırlıdır; mahkemeler yürütmeyi kanun ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde öngörülen usul ve esaslara aykırı şekilde kısıtlayamaz, idari işlem niteliğinde karar veremez ve idarenin takdir yetkisini kaldıracak hüküm kuramaz.

İdare Mahkemesi Kararı Ne Zaman Uygulanır?

Mahkeme işlemi hukuka aykırı bularak iptal ettiğinde, işlem ortadan kalkar ve buna bağlı sonuçlar sona erer. İdari yargıdaki iptal kararları, işlemi tesis tarihinden itibaren hükümsüz kılar ve geçmişe etkili sonuç doğurur. Danıştay, bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare gecikmeksizin işlem tesis etmek veya eylemde bulunmak zorundadır; bu süre, kararın idareye tebliğinden itibaren 30 günü hiçbir şekilde aşamaz.

İdari İşlemin İptali Zamanaşımı Süreleri 

İdari yargıda dava açma süreleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, özel kanunlarda farklı bir süre öngörülmedikçe idare mahkemeleri ve Danıştay’da 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gün içinde dava açılması gerekmektedir. Süre, işlemin tebliğ, ilan veya öğrenildiği günü izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

İdari davalarda dava açma süreleri, hak düşürücü süre niteliğindedir. Zamanaşımı, yalnızca dava ve takip hakkını ortadan kaldırırken; hak düşürücü süre, hakkın kendisini de tamamen ortadan kaldırır. Yani dava açma süresi geçtikten sonra artık yalnızca dava hakkı değil, ilgili hukuki durumun ileri sürülmesi imkânı da ortadan kalkar.

2577 sayılı Kanun’un 14/3-e ve 15/1-b maddeleri uyarınca, dava açma süresi geçirildiğinde açılan davalar süre aşımı nedeniyle reddedilir. Bu nedenle, iptal davası ya da tam yargı davası açacak kişilerin süreleri dikkatle takip etmesi gerekir.

Yönetmelik İptal Davası Nerede Açılır ?

Yönetmelik İptal Davası Nerede Açılır ?

Yönetmelik iptal davası, idarenin çıkardığı yönetmeliklerin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açılan bir idari dava türüdür. Bu davanın konusu, doğrudan idarenin düzenleyici işlemleridir ve davacı, söz konusu yönetmeliğin iptal edilmesini talep eder. Yönetmelik iptali davası, yönetmeliğin ülke genelinde mi yoksa bölgesel düzeyde mi uygulandığına bağlı olarak Danıştay’da veya idare mahkemesinde açılabilmektedir. Yönetmelikler genel düzenleyici işlem niteliği taşıdığından idari yargının denetimine tabidir ve hukuka aykırılıklar halinde iptal davasına konu edilebilirler.

Bakanlıkların çıkardığı yönetmelikler ile kamu kurumları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından hazırlanan ve ülke genelinde uygulanacak yönetmeliklerin yargısal denetimi, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’ın görev alanına girmektedir. Buna karşılık, yalnızca belirli bir bölgede ya da yörede uygulanacak nitelikteki yönetmeliklerin iptali talepleri ise genel görevli mahkeme olan idare mahkemelerinde görülür.

Kaymakamlık Kararına Karşı İptal Davası

Kaymakamlık kararları, idarenin tek taraflı irade beyanı ile tesis edilen bireysel veya düzenleyici nitelikteki idari işlemler arasında yer alır. Bu tür işlemler, hukuki sonuç doğurduklarından dolayı idari yargı denetimine tabidir. Eğer kaymakamlık tarafından alınan karar, yetki, sebep, şekil, konu veya amaç unsurlarından biri bakımından hukuka aykırılık içeriyorsa, ilgili kişiler bu kararın iptali için idari yargıda dava açabilir. Böylece bireylerin mağduriyet yaşamaması ve idarenin hukuka bağlılığının korunması sağlanır.

Kaymakamlık kararlarına karşı açılan iptal davalarında, dava açma süresi büyük önem taşır. İdare mahkemelerinde bu süre genellikle 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gün olarak belirlenmiştir. Bu süre, işlemin tebliğ, ilan veya öğrenilme tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Ayrıca, dava açılmadan önce idareye başvuru yolunun tüketilmesi bazı durumlarda zorunlu olabilir. Aksi takdirde, dava idari merci tecavüzü nedeniyle reddedilebilir.

İdari İşlemin İptali Davası Örnekleri

Bir öğretmenin yetkisiz bir makam tarafından görevden alınması, bir memura usule aykırı şekilde maaş kesim cezası verilmesi, imar mevzuatına uygun olmasına rağmen belediyenin yapı ruhsatı vermemesi, vergi dairesi tarafından hatalı bir tarhiyat yapılarak yüksek miktarda vergi borcu çıkarılması, belediye meclisinin kamu yararına aykırı imar planı değişikliği yapması ya da bir üniversitenin öğrenciyi disiplin yönetmeliğine aykırı olarak okuldan uzaklaştırması gibi durumlarda kişiler, ilgili işlemin hukuka aykırılığını ileri sürerek iptal davası açabilirler. Bu davalar sonucunda mahkeme, idari işlemi denetleyerek hukuka aykırılık tespit ederse iptal kararı verir ve böylece hem bireyin mağduriyeti giderilmiş olur hem de idarenin hukuka bağlılığı sağlanır.

İptal Davası Dilekçe Örneği

Sıkça Sorulan Sorular

Dava konusu işlemin iptali ne demek?

Dava konusu işlemin iptali, idarenin hukuka aykırı olduğu iddia edilen işlemin mahkeme kararıyla ortadan kaldırılmasıdır. İptal kararı verildiğinde işlem, tesis edildiği tarihten itibaren geçersiz hale gelir ve işlemle doğan sonuçlar da hukuken yok sayılır.

İptal davası süresi nedir?

İptal davasında süre, davacının dava açma hakkını kullanabileceği yasal zaman dilimini ifade eder. Bu süreler, işlem türüne ve davanın açılacağı mahkemeye göre değişiklik gösterebilir.

İptal davası kaç gün içinde açılır?

Genel kural olarak, iptal davası idare mahkemelerinde 60 gün, vergi mahkemelerinde ise 30 gün içinde açılmalıdır. Süre, işlemin tebliğ, ilan veya öğrenilme tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.

İdari işlemin iptali zamanaşımı süresi nedir?

İdari işlemlerde zamanaşımı süresi, ilgili özel kanunlarda aksi belirtilmedikçe 60 gün veya 30 gün olarak uygulanır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir; yani süresi içinde dava açılmadığında işlem kesinleşir ve iptal davası açma imkânı ortadan kalkar.

İdari işlemin iptali kesinleşmeden icraya konulabilir mi?

Evet, idari işlemler iptal davası açılmış olsa bile yürütülmeye devam eder. İptal davası tek başına işlemin yürütmesini durdurmaz. İşlemin durması için ayrıca yürütmenin durdurulması kararı verilmiş olması gerekir.

İdari işlemin iptali davası adli tatilde görülür mü?

İdari yargı yerlerinde görülen iptal davaları, adli tatilden etkilenmez. Çünkü İYUK hükümlerine göre bu davalar kamu düzenini ilgilendirdiğinden süreler işlemeye devam eder.

Açılan dava nasıl iptal edilir?

Bir davacı, açtığı davadan feragat edebilir. Ancak iptal davasında feragat sınırlı bir şekilde kabul edilmektedir. Özellikle kamu düzenini ve kamu yararını ilgilendiren işlemlere karşı açılan davalarda feragat mahkemece kabul edilmeyebilir.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu