Atama İptal Davası – Emsal Kararlar-Dilekçe Örneği
Memur Atama İptal Davaları
Atama İptal Davası – Emsal Kararlar-Dilekçe Örneği ;Devlet memurları, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca görevlerini yerine getiren kamu görevlileridir. Devlet memurlarının atama işlemlerinin nasıl yapılacağı hususu da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Memurların atamaları hususunda hukuka aykırılıkların bulunduğu haller idari işlemin iptali davasına konu olabilmektedir. Zira memurların atanmasına yönelik ilgili idarelerce tesis edilen işlemler birer idari işlemdir. Atama işleminin idari işlem olmasından kaynaklı olarak iptal davaları açılmaktadır. Ayrıca atama işleminin iptal davasına konu edilebilmesi açısından naklen veya olağan atama arasında da herhangi bir fark bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle her iki tür atama işlemi de iptal davasına konu edilebilir.
Devlet Memurlarının Atanması
Devlet memurlarının atanması işlemi, ilgili şartların sağlanmasının ardından devlet memuru olmaya aday olan kişinin görevini yapmak üzere gerekli devlet kurumuna yerleştirilmesidir. Atama işleminden sonra kişi artık devlet memuru statüsüne gelmektedir. Bu durum ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebliğde; devlet memurunun görev yeri, göreve ne zaman başlayacağı ve tam olarak görevi belirtilir. Devlet memuru tebliğde belirtilen süre içerisinde göreve başlamazsa duruma ilişkin yaptırımlar uygulanacaktır. O nedenle atama işleminin ardından gerekli süre içinde göreve başlanmalıdır. Şayet atama işlemi dava edilecekse de aşağıda ifade edeceğimiz üzere yürütmenin durdurulması da talep edilmelidir.
Atamalarda Göreve Başlama Süresi: İlk defa veya yeniden veyahut yer değiştirme suretiyle;
Aynı yerdeki görevlere atananlar atama emirlerinin kendilerine tebliğ gününü,
- Başka yerdeki görevlere atananlar,
- Atama emirlerinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde o yere hareket ederek belli yol süresini, izleyen iş günü içinde işe başlamak zorundadırlar. Savaş ve olağanüstü hallerde bu süre Cumhurbaşkanı Kararı ile kısaltılabilir.
Göreve Başlamama Halinde Yapılacak İşlem: Devlet memurluğuna ilk defa veya yeniden olacak şekilde atananlardan süresi içinde göreve başlamayıp, zorlayıcı sebebini de belge ile ispat edemeyenlerin atanmaları iptal edilir ve 1 yıl süreyle devlet memurluğuna atanamazlar. Naklen atama işlemi sonucunda süresi içinde göreve başlamayan devlet memurları hakkında 10 gün ek süre verilebilir. Ancak bu 10 günlük sürede maaşları ödenmez. Sürenin sonunda devlet memuru görevine başlamamışsa devlet memurluğundan çekilmiş sayılır.
Atama İşlemlerinde Hukuka Aykırılık Sebepleri
Devlet memurlarının atama işlemlerinde genel olarak aşağıdaki hukuka aykırılık sebepleriyle karşılaşılmaktadır:
- Liyakat ilkesine uygun atama yapılmamış olması.
- Kişisel nedenlerle atama yapılmış olması.
- Atama işlemlerinde uygulanan sıra ile atama ilkesine uyulmamış olması.
- Devlet memurunun ailesiyle ilgili durumların (eş durumu, çocuğun eğitimi vs.) göz ardı edilmesi.
- Kamu yararına uygun düşmeyecek şekilde keyfi atama yapılması.
- Sırf ilgili devlet memurunun hayatını zorlaştıracak şekilde atama yapılması.
- Kadro Esası İlkesi adı verilen ilkeye uyulmadan atama yapılması.
Atama İptal Davası
Devlet memurlarının atama işlemleri doğrultusunda, şayet işlemde hukuka aykırılık bulunuyorsa atama işlemi iptal davasına konu edilebilir. İptal davasının niteliği gereği ortada bir idari işlem olması gerekmektedir ve atama işlemi de iptali mümkün idari işlemlerdendir. Özellikle ilgili devlet memurunun hayatını önemli ölçüde olumsuz etkileyecek atama işlemleri o devlet memurları tarafından dava yoluna götürülebilmektedir.
Birkaç örnek vermek gerekirse; kamu yararına uygun düşmeyen, alakasız, kişisel sebepler dolayısıyla alakasız yerlere atanan memurlar açısından atama iptal davası açılabilmektedir. Sebepler çok çeşitli olmakla beraber her somut olayın durumuna göre iptal sebepleri farklı olabilmektedir. Ancak esas incelenmesi gereken atama işleminin 5 unsurunda sakatlık olup olmadığıdır.
Söz gelimi atama işlemi, yetkili olmayan makam tarafından yapılmışsa hukuka aykırılığı açık olacaktır. Atama işlemi tipik bir idari işlem olması sebebiyle yetki unsurundaki sakatlık doğal olarak atama işlemini de sakat kılacak ve işlem iptal edilebilecektir. Veyahut sebep unsuru değerlendirildiğinde, atama işlemi için gerçekleşmesi gereken sebep gerçekleşmemişse ve buna rağmen atama işlemi yapılmışsa atama işlemi sebep unsurundaki sakatlıktan dolayı iptal edilebilir duruma gelecektir.
Atama iptal davaları açısından davacı, hakkında atama işlemi tesis edilen devlet memuruyken davalı idare atama işlemini yapan idaredir. Diğer bir ifadeyle husumet bakımından dava atama işlemini gerçekleştiren idareye yöneltilmelidir. Bununla beraber üst idareye başvuru yapılan durumlarda, yapılan başvurunun reddedilmesi işlemine karşı dava açıldığı da rastlanan durumlar arasındadır.
Atama İptal Davası Mahkemesi Ve Zamanaşımı
Memurların açacağı atama iptal davaları görev bakımından idare mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Yetki bakımından ise 2577 sayılı İYUK m.33/1 incelenmelidir. İlgili maddeye göre “Kamu görevlilerinin atanması ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya eski görev yeri idare mahkemesidir.” O halde devlet memurlarının atama iptal davalarını açacakları mahkeme eski veya yeni görev yerindeki idare mahkemeleri olacaktır.
Atama iptal davası bakımından, dava açma süresi ise yine 2577 sayılı İYUK’a göre belirlenecektir. Özel bir süre öngörülmemiş olduğundan ve idare mahkemelerinde dava açma süresi işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gün olduğundan, ilgili devlet memuru atama işleminin kendine tebliğ edilmesinin ardından 60 gün içerisinde iptal davası açmak zorundadır. Aksi takdirde dava açma süresi geçmiş olacak ve açılan dava reddedilecektir. Pek tabii ki idareye yapılan itiraz başvuruları bu anlamda dava açma süresini durduracak, itiraz hakkında karar verilmesi veya idarenin sessiz kalması durumlarında dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.
Atama İptal Davası Yürütmenin Durdurulması
Atama İptal Davası – Emsal Kararlar-Dilekçe Örneği ;Atama iptal davasında yürütmenin durdurulması talebi de bulunabilir. Yürütmenin durdurulması, idari yargı bağlamında tesis edilen idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve işlemin uygulanması durumunda telafisi güç veya imkânsız zararlar doğacak olmasına bağlıdır. Bu iki şartın beraber gerçekleştiği durumlarda şayet talepte de bulunulmuşsa işlemi tesis eden idarenin savunması alınarak yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.
Yürütmenin durdurulması kararı sayesinde hakkında atama işlemi yapılan devlet memurunun atama işlemi durur, bu sayede de memurun atamanın gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirme zorunluluğu ortadan kalkar. Yürütmenin durdurulması kararının bu şekilde önemli bir etkisi bulunduğundan davanın açılmasıyla beraber talep edilmesi faydalı olacaktır.
Atama İptal Davası Emsal Kararlar
Danıştay Kararı – 5. Dairesi., E. 2013/9212 K. 2015/9903 T. 3.12.2015-Atama İptal Davası Yürütmenin Durdurulması
“Dosyanın incelenmesinden; davalı İdarece, atama yapılırken belirtilen kriterler arasında, ilgililerin geçmiş hizmetlerindeki durum ve davranışları, çalışmalarındaki verimliliği ile disiplin işlemlerinin göz önünde bulundurulduğu belirtilerek, davacının 2011 yılında almış olduğu uyarma ve kınama cezaları ile 2012 yılında aldığı ikaz yazısı üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmıştır. Olayda; davacının atanmasını gerektirecek herhangi bir yetersizliğinin bulunmadığı veya devam eden herhangi bir soruşturma geçirmediği gibi, dava konusu işlemden çok önce almış olduğu uyarma, kınama disiplin cezalarının da dava konusu işlemin tesisini yeterli kılacak nitelik ve ağırlıkta olmaması dikkate alındığında; İdarenin atama konusunda sahip olduğu takdir yetkisini hizmet gereklerine uygun biçimde kullanmadığı kanaatine varılmakla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.”
Danıştay Kararı – 5. Dairesi., E. 2013/4169 K. 2014/312 T. 21.1.2014-Adalet Bakanlığı Atama İptal
“Bu durumda, taşra adalet komisyonu başkanlıkları nezdinde görevde yükselme eğitimi ve sınavı sonucunda atama yapılacak kadrolara Adalet Bakanlığı merkez teşkilatı personelinin başvuruda bulunması yukarıda yer verilen Yönetmeliğin amacına aykırılık teşkil ettiğinden; Bakanlık merkez teşkilatı personeli değerlendirme dışı bırakılmak suretiyle yazı işleri müdürlüğü kadrosu için oluşturulacak kesin liste sonucuna göre yapılan sınavdaki başarı sırasına göre atama yapılması gerektiği açık olup; bu haliyle davalı idarelerce bu hükümlere uyulmaksızın, söz konusu kadroya başvuru hakkı bulunmayan merkez teşkilatı personeli …’nin atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.”
Danıştay 5. Dairesi., E. 2009/4096 K. 2012/1034 T. 14.3.2012- Memur Tayin İptali
“Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 1978 yılında mühendis olarak göreve başladığı 22.5.2003 günlü, 341 sayılı işlemle Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezi Müdürlüğü’ne atandığı, 10.1.2005 günlü, 147 sayılı işlemle bu görevinden alınarak mühendis olarak atanması üzerine açtığı davada Ankara 1. İdare Mahkemesinin 31.5.2005 tarih ve E:2005/470 sayılı kararı ile yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, 29.8.2005 günlü, 1388 sayılı işlemle de yargı kararının uygulanarak davacının Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (Mülga Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezi Müdürlüğü) Merkez Müdürü olarak atandığı 1.7.2005 tarih ve 25862 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 13.6.2005 tarih ve 2005/9005 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna bağlı Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi ile Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezinin kaldırılarak Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezinin kurulmasına karar verildiği, 30.9.2005 tarih ve 2005/9561 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezi Müdürlüğü kadrosunun iptal edildiği, anılan kararın 19.11.2005 tarih ve 35998 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; kadrosu kaldırılan memur durumunda bulunan davacının, yeni oluşturulan bir kadroya atanması konusunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu açık olup, belli bir kadroya atama yapılması için idarelerin yargı kararıyla zorlanması da mümkün olmadığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yoldaki İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.”