İmar Planına İtiraz ve İptal Davası , imar planının bir idari işlem olmasından kaynaklı olarak idari işlemlere karşı açılan iptal davalarından biridir. İmar planına itiraz ise, gerçekleştirilen imar planına idareye başvurmak suretiyle itiraz etme yoludur.
İmar planının bir idari işlem olması sebebiyle imar planına karşı açılacak davalar da pek tabii ki idari işlemin iptali davası niteliğindedir. İtiraz yolu ise dava yoluna başvurulmasından önce idareye yapılacak bir başvuru ile imar planına itiraz edilmesidir. Bununla beraber imar planı nedir, imar planının iptali nasıl sağlanır, imar planı iptal davası, imar planına itiraz ve imar planı nasıl iptal ettirilir gibi hususlar da merak konusu olmaktadır.

İmar Planı Nedir ? İmar Planı Çeşitleri
İmar Planı, 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca idari makamlarca yürütülecek olan imar çalışmalarının nasıl ilerleyeceğine ve nasıl sonuçlanacağına dair yol haritası anlamına gelmektedir. İmar planının nasıl hazırlanacağı ve nasıl yürütüleceği 3194 sayılı İmar Kanunu’nda detaylı olarak açıklanmıştır. Bununla beraber imar planı 2 ayrı kategoride değerlendirilebilir: Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planı.
Nazım İmar Planı: Varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır.
Uygulama İmar Planı: Tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.
Esasında imar planları, nazım imar planı ve uygulama imar planından oluşmaktadır. Diğer bir ifadeyle nazım imar planı ile uygulama imar planı imar planını meydana getirmektedir. Bu nedenle her iki imar planının da usulüne uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde imar planının kendisi mevzuata ve usule aykırı hale gelecek ve dava edildiğinde idare mahkemelerince iptal edilebilecektir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası – TCK 184-1 hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayınız.
İmar Planına İtiraz Yolu
3194 sayılı İmar Kanunu m.8/1-b ve 2577 sayılı İYUK m.11 uyarınca, tesis edilen imar planına itiraz edilebilmektedir. İmar Kanunu uyarınca getirilen itiraz hakkının süresi 1 aydır. 2577 sayılı İYUK uyarınca ise imar planına itiraz etme süresi dava açma süresidir ki bu süre de 60 gündür. İmar Kanunu uyarınca gerçekleştirilecek itiraz ilgili valiliğe yapılırken İYUK uyarınca gerçekleştirilecek itirazlar imar planını hazırlayan idarenin üst makamına şayet üst makamı yoksa imar planını hazırlayan idareye yapılır.
İmar planının itirazının süresi ve itiraz edilecek makamlar bu şekilde belirlenebilir. Ancak burada esas değerlendirilmesi gereken husus imar planına yapılacak itirazın zorunlu bir itiraz olup olmadığıdır. Zira idari yargılama hukuku bakımından bazı durumlarda ilgili idari işlemin dava edilebilmesi için öncelikle idareye itiraz başvurusu yapılması gerekmektedir. Ancak imar planları bu kategoride değerlendirilemez. Dolayısıyla imar planının iptaline yönelik dava ikame edilebilmesi için öncesinde idareye itiraz edilmesi gerekmemektedir. Diğer bir ifadeyle imar planı açısından itiraz yoluna gidilmemiş olsa dahi iptal davası açılabilecektir.
İmar Planının İptali Davası
Yukarıda da bahsedildiği üzere imar planı bir idari işlem niteliğindedir. Dolayısıyla imar planına karşı açılacak davalar da idari işlemin iptali davası niteliğindedir. O nedenle idari yargıdaki iptal davalarına ilişkin genel kaideler imar planının iptali davası açısından da geçerli olacaktır. Dilekçeler yine aynı özellikleri taşıyacak, dilekçeler üzerindeki ilk inceleme yine aynı usulde gerçekleştirilecek ve inceleme sonucunda aynı kararlar verilecektir. İmar planının iptali davası için hazırlanması gereken dilekçede aşağıdaki hususlar bulunmalıdır:
- Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası
- Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller
- Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi
Yukarıdaki şartlar gözetilerek hazırlanan dilekçeler idare mahkemelerine gönderilir. İdare mahkemesinin bulunmadığı yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.

İmar Planına İtiraz ve İmar Planı İptal Sebepleri
İmar planlarının iptalinin talep edilebilmesi için her zaman aynı sebepler ileri sürülmek zorunda değildir. Her somut olayın gerekliliklerine göre hukuka aykırılık değerlendirmesi yapılmalıdır. İmar planının altyapı sorunları doğuracağının açıklığı bu konuda ileri sürülecek sebeplerden biri olabilir. Bununla beraber 3194 sayılı İmar Kanunu’nda uyulması gereken usul ve esaslar belirtilmiş olduğundan, bu usul ve esaslara aykırılıkların varlığı da ileri sürülebilir.
Önemli olan bir diğer nokta da imar planının bir idari işlem olmasından kaynaklı olarak idari işlemin unsurlarının da değerlendirmeye alınmasıdır. Zira bu işlemdeki 5 unsurdan birindeki sakatlık ilgili işlemin iptali için yeterli bir sebeptir. Sözgelimi yetkili olmayan makam tarafından hazırlanan imar planı yetki bakımından hukuka aykırıdır ve iptal edilmesi gerekmektedir. Keza imar planının usule uygun olarak hazırlanmamış olması da şekil unsuruna aykırılık oluşturur ve ilgili imar planının yine iptal edilmesi gerekmektedir.
Uygulamada da sıkça karşılaşılan bir diğer durum ise imar planının kamu yararını amaçlamamasıdır. İdari işlemin maksat unsuru daima kamu yararı olmak zorundadır. İmar planı da bir idari işlem niteliğini haiz olmasından kaynaklı imar planının da mutlak suretle kamu yararını amaçlaması gerekmektedir. Tabii ki de bu durumun ispatı zor olmakla beraber bazı durumlarda apaçık hukuka aykırılıklar ile de karşılaşılabilmektedir. Örneğin tesis edilen imar planı incelendiğinde hayata geçirilecek projenin net bir şekilde bölgenin altyapısını bozacağı öngörülüyorsa bu imar planının kamu yararını amaçlamadığı, maksat unsurunun sakat olduğu ve hukuka aykırı olduğu açıktır. Bu sebepten de ilgili imar planının idari yargı yerlerince iptal edilmesi gerekmektedir.
İmar planı iptali davalarında, iptal gerekçesi idari işlem unsurlarında hukuka aykırılık bulunması olacaktır. İdari işlemin unsurları; yetki, şekil, sebep, konu ve amaçtır.
- Yetki idari işlemi yapmaya yetkisi olan idari kurumu bildirmekte olup imar planı ilgili belediye meclisinin kararı ya da valilik tarafından yapılmaktadır. İmar planının belediye meclisi kararı olmadan hazırlanması halinde işlemin yetki yönünden hukuka aykırılığı söz konusu olacaktır.
- Şekil, idari işlemin biçimi ifade etmekte olup işlemin yazılı olması, ilgili amirin imzasını içermesi, işlemin yasal dayanağına ve gerekçelerine yazılı metinde yer verilmesi, itiraz usulünün metinde gösterilmesi gerekmektedir. Yazılı olmayan, imar planına itiraz usulü içermeyen imar planın şekil yönünden hukuka aykırılığı gündeme gelecektir.
- Sebep, karar alınmadan işlem tesis edilmeden önce var olan ve idareyi belli bir karar veya işlem tesis etmeye götüren hukuki fiildir. İmar planın hazırlanmasının sebebi kamu yararı doğrultusunda olmalıdır. Kamu yararı değil de bölgede yaşayan bir kesimin menfaatleri göz önünde bulundurularak hazırlanan imar planı hukuka aykırı olacaktır imar planına itiraz edilmesi gerekir.
- Konu, idarenin işlemiyle değiştirmeyi amaçladığı durumdur. İmar planlarının konusu, bir bölgedeki yapılaşma, kullanım alanları, yeşil alanlar gibi konularda düzenlemeler yapmaktır. İmar planının konusu, ilgili mevzuatla belirlenen sınırlar içinde olmalıdır. Aksi halde, örneğin bir imar planı, bir bölgenin kullanım amacını aşacak şekilde hazırlanırsa, bu durum hukuka aykırıdır.
- Amaç işlemi gerçekleştiren idarenin ulaşmak istediği sonuçtur. İmar planlarının amacı, toplumsal ihtiyaçlara uygun olarak, planlanan bölgenin fiziki, sosyal ve ekonomik gelişimini sağlamaktır. İmar planlarının hazırlanmasındaki amaç, kamu yararını gözetmek olmalıdır. Eğer imar planı, şahsi çıkarlar doğrultusunda yapılmışsa, örneğin bazı mülk sahiplerinin çıkarlarını ön plana çıkaran bir plan yapılmışsa, imar planına itiraz edilmesi gerekir çünkü bu işlem de hukuka aykırıdır.
İmar Planının İptali Davasında Ehliyet
İmar planının iptali davası açısından davalı makam, imar planının hazırlandığı idari makamdır. Zira idari işlemlerin iptali davalarında hak ihlali değil menfaat ihlali aranmaktadır. İmar planı dolayısıyla menfaati ihlal edilecek olan kişiler de bu nedenle imar planının iptalini talep edebileceklerdir. Bununla beraber sendika ve meslek örgütlerinin de imar planının iptaline yönelik dava açabilme ehliyetlerinin olduğu kabul edilmektedir.
İmar Kanunu’nda itiraz ve dava açmaya kimlerin ehil olduğuna ilişkin ayrıca bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle imar planın iptalinde menfaati bulunanların dava açabilecek olup menfaat ihlali hususunun somut uyuşmazlığa göre değerlendirilmesi gerekmektedir. İmar planının kapsadığı alandaki taşınmaz maliklerinin dava ve itiraz hakkı bulunduğu kuşkusuzdur. Yine imar planın ait olduğu bölgede yaşayan mahal sakinleri de iptal talebiyle idari başvuru yapabilir, dava açabilir. Diğer ayni hak sahiplerinin dava açma ehliyetinin somut uyuşmazlık yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Danıştay yerleşik içtihadı Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği’nin ve ilgili dernek, meslek odalarının da dava ehliyeti bulunduğu yönündedir. Orman alanlarının dahil olduğu imar planlarına ilişkin Orman Genel Müdürlüğü tarafından dava açılabilecektir.
Davada husumet; belediye meclisinin bağlı olduğu belediye, valilik tarafından hazırlanan bir imar planı söz konusu ise ilgili valiliğe yöneltilecektir.
İmar Planı İptal Davası Açma Süresi (İvedi Yargılama Usulüne Tabi Davalar Hariç)
Yukarıda belirtildiği üzere imar planın iptali talebiyle idareye başvuru imkanı bulunmaktadır. Yayınlanan ve itiraza konu edilmeyen ya da itirazı reddedilen İmar Planı kesinleşerek idari işlem niteliği kazanır. İmar Kanunu’nun 8. maddesine 2020 eklenen düzenleme ile kesinleşen imar planları veya parselasyon planlarına karşı kesinleşme tarihinden itibaren her halde beş yıl içinde dava açılabilir. Bu nedenle imar planı iptali dava açma süresinin azami 5 yıl olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bununla birlikte İYUK madde 7 uyarınca idari işlemlerin iptali talebiyle açılan davalarda dava açma süresi idare mahkemelerinde açılacak davalarda 60 gündür. 60 günlük süre ilanı gereken düzenleyici işlemlerde ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Bu halde İmar planının iptali talepli davalarda 60 günlük dava açma süresi bulunduğu, 5 yıllık sürenin ise hak düşürücü süre niteliğinde olduğu açıktır. Buna göre;
İmar Planına itiraz edildi ve itiraz reddedildi ise red kararının ilgiliye tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi başlayacaktır.
İmar Planına itiraz edildi ancak ilgili idare tarafından kanunda öngörülen süre içinde itiraza ilişkin karar verilmedi ise 60 günlük süre zımnen red tarihinden itibaren başlayacaktır. İYUK madde 10 uyarınca idare tarafından başvuruya 30 gün içinde cevap verilmemesi halinde başvuru reddedilmiş sayılır.
Bu durumda, imar planına askıda yapılan itiraza askı süresinin son gününü izleyen 60 gün (14.07.2021 tarihli ve 31541 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan değişiklikle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda yer alan zımni ret süresi 60 günden 30 güne düşürülmüştür.) içerisinde davalı idare tarafından bir cevap verilmeyerek 28/04/2015 tarihinde itirazın zımnen reddedildiği, bu durumda zımni ret süresini takip eden 60 gün içinde ve en son 27/06/2015 tarihinde dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra, 14/07/2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmakta olup, itirazın reddine dair belediye meclisi kararının sonradan davacıya bildirilmesinin dava açma süresini canlandırmayacağı açıktır (İDDK, E. 2021/2986 K. 2021/2595 T. 24.11.2021).
İmar Planına itiraz edilmedi ise dava açma süresi son ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Bu halde 30 günlük ilan süresinin ertesi gününden itibaren 60 gün içinde İmar Planı’nın iptali talebiyle mahkemeye başvurmak gerekmektedir.
Ancak kesinleşmeyen yani askı süresi içinde ya da itirazı değerlendirme aşamasında olan İmar planlarına ilişkin iptal davası açılması söz konusu olmayacaktır. Henüz itiraz süreci tamamlanmayan İmar planı idari işlem niteliğinde olmadığından ve plan kesinleşme ile idari işlem niteliği kazandığından mevcut olmayan bir işlemin iptalinin de mümkün olmayacaktır.

İmar Planının İptali İçin Kesinleşme
İdari yargılama hukuku bakımından bir idari işlemin dava edilebilmesi için kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olması gerekmektedir. İmar planının da bir idari işlem olduğu gözetildiğinde iptal davasının açılabilmesi için imar planının kesinleşmesi gerekmektedir. Peki imar planı nasıl kesinleşmektedir? İmar planlarının kesinleşmesi şöyle olmaktadır:
Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir
Bu usulle kesinleşmeden bir imar planının iptal davasına konu edilebilmesi mümkün değildir. Bu yollarla kesinleşen ve yürütülmesi zorunlu hale gelen imar planları ise iptal davasına konu edilebilecektir. Kesin ve yürütülmesi zorunlu olmayan bir imar planıa itiraz ve imar planının iptali için idare mahkemesinde dava açılması durumunda açılan iptal davası İYUK m.15 uyarınca ilk inceleme sonucunda reddedilecektir.
İmar Planının İptali Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme
İmar planları birer idari işlem olmaları sebebiyle pek tabii ki de bu planlara karşı açılacak iptal davaları idare mahkemelerinde açılacaktır. Görev bakımından tek görevli mahkeme ilk derece idare mahkemeleri olarak gözükse de Danıştay Kanunu m.24/1-c uyarınca ülke çapında uygulanması için hazırlanan imar planlarının iptaline ilişin davalarda Danıştay ilk derece mahkemesi olarak görev yapacaktır.
İmar planının iptali davası açısından yetkili mahkeme ise 2577 sayılı İYUK m.34/1 uyarınca imar edilecek taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir.
İmar Planının İptali Davası Yürütmenin Durdurulması
İdari işlemin iptali davaları açısından yürütmenin durdurulması 2577 sayılı İYUK m.27’de düzenlenmiştir. Buna göre genel kural dava açmanın kendiliğinden yürütmeyi durdurmamasıdır. Dolayısıyla yürütmenin durdurulması için, yürütmenin durdurulmasının da dava dilekçesinde talep edilmesi gerekmektedir.
Yürütmenin durdurulması kararının verilebilmesi için idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayrıca ilgili idarenin savunması da alınmak zorundadır. O halde imar planının iptalinin dava edilmesinde yürütmenin durdurulması için ilgili imar planının açıkça hukuka aykırı olması ve imar planının uygulanması durumunda telafisi güç zararların doğacak olması gerekmektedir. Yürütmenin durdurulması kararının verilmesinin ardından, ilgili imar planının yürütmesi durdurulur ve karar verilene kadar aksi öngörülmediği sürece imar planı uygulanamaz.
Sıkça Sorulan Sorular
Belediye imar planına itiraz Nasıl Yapılır ?
Belediyeler tarafından plan onaylandıktan sonra onaya konu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Planın ilanı ile hak sahipleri ve ilgilerin sürece dahil olması amaçlanmaktadır.
İmar Kanunu’nun 8. maddesi doğrultusunda ilan tarihinden itibaren bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi on beş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Valilik tarafından hazırlanan planlarda da süreç aynı olup değişiklik itiraz ve itirazı değerlendirme merciinin ilgili Valilik olmasıdır.
Kesinleşmiş imar planına itiraz
İmar planına karşı öngörülen itiraz, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinde düzenlenen dava açmadan önce idareye başvuru şartı kapsamında değildir. İmar Kanunu’nda ayrıca öngörülen ihtiyari bir başvuru / itiraz yoludur. İtirazın belediye / valilik tarafından reddedilmesi, 15 günlük değerlendirme süresi içinde itiraza ilişkin bir karar verilmemesi ya da itiraz süresinde belediye ya da valiliğe başvurulmamış olması halinde ilgililer tarafından imar planının iptali talebiyle dava açılabilir. İmar Planına itiraz edildi ve itiraz reddedildi ise red kararının ilgiliye tebliğinden itibaren 60 günlük dava açma süresi başlayacaktır. İmar Planına itiraz edildi ancak ilgili idare tarafından kanunda öngörülen süre içinde itiraza ilişkin karar verilmedi ise 60 günlük süre zımnen red tarihinden itibaren başlayacaktır. İYUK madde 10 uyarınca idare tarafından başvuruya 30 gün içinde cevap verilmemesi halinde başvuru reddedilmiş sayılır.
Askıdaki imar planına itiraz dilekçe örneğinde dikkat edilecek hususlar nelerdir ?
Askıdaki imar planlarına karşı yapılacak itirazlarda dilekçenin doğru ve etkili bir şekilde hazırlanması, itirazın kabul edilmesi ve planın yeniden değerlendirilmesi açısından büyük önem taşır. Dikkat edilmesi gereken önemli noktaları şu şekilde sıralayabiliriz; Süresi içinde itiraz yapılmazsa hak kaybı yaşanabilir. Dilekçenizi bu süre içinde ilgili idareye teslim etmeniz gerekir. Ayrıca Dilekçe, imar planını askıya çıkaran belediyeye veya ilgili kamu kurumuna hitaben hazırlanmalıdır. Askıdaki imar planına ilişkin detaylar (plan numarası, tarih, askıya çıkış tarihi vb.) mutlaka dilekçede yer almalıdır. İtiraz dilekçesinde, imar planının hangi yönünün hukuka aykırı veya hakkaniyete uygun olmadığını açıkça ifade edilmelidir. İmar Kanunu (3194 Sayılı Kanun), Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuattan maddelerle dilekçenizde yer vermeniz faydanıza olacaktır.
Parsel bazında imar planına itiraz
İmar planı çerçevesinde menfaati etkilenen kişi ve kurumlar tüm imar planına itiraz edebileceği gibi sadece kendi taşınmazı ile ilgili imar planına itiraz edebilir veya düzeltilmesini talep edebilir. itirazın ret olması halinde açılacak davalarda ise parsel bazında imar planının iptal olup olmayacağı ile ilgili değerlendirme yapılır.
İmar Planının İtiraz ve İmar Planının İptali Danıştay Kararları
Danıştay Kararı – 6. D., E. 2019/21206 K. 2021/5587 T. 15.4.2021
“Her ne kadar yargı kararlarında imar planlarının, anılan davaları açan davacılar parseli yönünden iptaline karar verilmiş ise de, yolun devamlılığı göz önüne alındığında, söz konusu yargı kararlarının yalnızca dava konusu edilen parsele yönelik sonuç doğurmasından söz edilemeyeceği, verilen iptal kararlarının uygulanması sonucunda yolun bütünlüğünün bozulacağı ve dava konusu parselasyona ilişkin düzenleme sahasında bulunan ve düzenleme ortaklık payından karşılanan bir kamusal alan ilişkin verilen iptal kararının düzenleme sahasında bulunan tüm taşınmaz maliklerini etkileyeceği açıktır.
Bu durumda, dava konusu parselasyon işleminin dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının, kısmen 17 metrelik yol alanında kalan taşınmaz maliklerince açılan davalarda iptaline karar verildiğinden ve bu durumun parselasyon işleminde belirlenen düzenleme ortaklık payını doğrudan etkileyeceği anlaşıldığından dava konusu işlemde bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
Danıştay Kararı – 6. D., E. 2010/1782 K. 2014/1743 T. 7.3.2014
“TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi tarafından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının dayanağı 27.8.2009 onay tarihli Maltepe Üniversitesi Yerleşkesine ait 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 07.03.2014 günlü, E:2010/12854, K:2014/1742 sayılı kararı ile 1/5000 ölçekli nazım imar planının iptaline karar verildiğinden, nazım imar planına uygun yapılmak zorunda olan dava konusu uygulama imar planı yasal dayanaktan yoksun hale gelmiştir.
Diğer taraftan, dava konusu uygulama imar planının; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 27.08.2009 tarihinde onaylanan Maltepe Üniversitesi Yerleşkesine ait 1/5000 ölçekli nazım imar planına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, imar mevzuatına, kamu yararına uygun bulunup bulunmadığının saptanabilmesi amacıyla 22.04.2011 tarihli karar üzerine 25.07.2011 tarihinde naip üye K3 tarafından seçilen Prof. Dr. K4, Doç. Dr. K5, Doç. Dr. K6’tan oluşan bilirkişi kurulunun katılımıyla mahallinde yapılan keşif ve inceleme sonucunda düzenlenen raporda; 27.8.2009 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planının genellik düzeyinin aynen dava konusu 1/1000 ölçekli plana taşındığı ve alt ölçekli bir planlamanın taşıması gereken ayrıntıları içermediği sonucuna varılmıştır.”
Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı