Askeri HukukCeza Hukuku

Firar Suçu Zamanaşımı Nedir?- Emsal Karar İncelemesi

Firar Suçu Zamanaşımı

Firar suçu zamanaşımı, askeri birliğinden izinsiz ayrılan veya göreve geri dönmeyen askeri personel hakkında açılabilecek ceza davasının, belirli bir süre geçtikten sonra artık açılamayacağını veya açılmışsa düşeceğini ifade eder. Türk hukuk sisteminde bu süre, suçun niteliğine ve ceza miktarına göre belirlenir. Özellikle 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde firar suçlarında dava zamanaşımı süresi hem askeri disiplini korumak hem de kişilerin hukuki güvenliğini sağlamak açısından büyük önem taşır.

Firar Suçu Nedir?

Firar suçu, askeri personelin bağlı bulunduğu birliği veya görev yerini, izinli olmadığı hâlde terk etmesi ya da verilen süre sonunda geri dönmemesi şeklinde tanımlanır. Bu suç, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde düzenlenmiştir. Firar suçu, askeri disiplinin temel taşlarından biri olan emre itaat yükümlülüğüne doğrudan aykırılık oluşturduğu için ciddi şekilde yaptırımlara tabidir.

Firar Suçunun Cezası (ASK Kanunu m. 66/1-a)

1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-a maddesi uyarınca:

1) Aşağıda yazılı askeri şahıslar bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur:
a) Kıt’asından veya görevi icabı bulunmak zorunda olduğu yerden izinsiz olarak altı
günden fazla uzaklaşanlar,
b) Kıt’asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava
değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün
içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler,
2) Aşağıda yazılı hallerde hapis cezası iki yıldan aşağı olamaz.
a) Suçlu, silah, mühimmat ve bunların teçhizat veya nakil vasıtalarından ve
hayvanlardan birini veya ordu hizmetine tahsis edilen herhangi bir şeyi beraberinde götürmüş
ise;
b) Suçlu hizmet yaparken kaçmış ise;
c) Suçlu mükerrir ise;
3) Seferberlikte bu maddede yazılı mehiller yarıya indirilir.

Firar Suçunda Zamanaşımı Süresi Kaç Yıldır?

Firar suçu zamanaşımı bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) hükümleri uygulanır. Zira zamanaşımı süresi, suçun cezasına göre belirlenir.

TCK m. 66/1-d ve TCK m. 66/2 uyarınca:

  • Olağan dava zamanaşımı süresi: 8 yıl

  • Olağanüstü dava zamanaşımı süresi: 12 yıl

Bu sürelerin hesaplanmasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmişse, HAGB süresi zamanaşımına eklenir.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi Esas: 2023/7825Karar: 2024/6542Tarih: 05.07.2024 Tarihli Kararı

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir oldukları, temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteminin süresinde olduğu, temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:  TEMYİZ SEBEPLERİ Sanığın temyiz isteği; lehine olan hükümlerin uygulanması talebine ilişkindir. GEREKÇE Askerlik hizmetini yapmakta olan sanığın; kullanmış olduğu 1 ay süreli hava değişimi sonunda, müracaatı üzerine 05.09.2009 tarihinde Askerlik Şubesi Başkanlığınca yol süresi verilerek Birliğine sevk edildiği; sanığa tebliğ edilen belgede 07.09.2009 tarihinde Birliğine katılması gerektiğinin belirtildiği; sanığın anılan tarihte saat 23.59’a kadar Birliğine katılmayıp firar ettiği ve 27.09.2009 tarihinde yakalandığı; Sanığın 09.02.2010 tarihinde Birliğinden izinsiz olarak ayrıldığı, 13.04.2010 tarihinde kendiliğinden dönerek Birliğine katıldığı; Sanığın; 17.08.2010 tarihinde cezaevinden tahliye edilmesini müteakip, Askerlik Şubesi Başkanlığınca 1 gün yol süresi verilerek Birliğine sevk edildiği, 19.08.2010 tarihinde Birliğine katılması gerekirken katılmadığı ve akabinde 04.09.2010 tarihinde yakalandığı; Sanığın; 17.09.2010 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle sevk edildiği Çorlu Asker Hastanesi’nden izinsiz olarak ayrıldığı, 12.07.2011 tarihinde kendiliğinden dönerek Birliğine katıldığı anlaşılmıştır. Sanık hakkında firar suçlarından, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu‘nun (1632 sayılı Kanun) 66/1-a maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Sanığın aşamalardaki savunmaları ve Manisa İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 16.05.2017 tarihli ve 4126 sayılı; sanığın suç tarihlerinde işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabildiği, davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltacak veya kaldıracak düzeyde bir akıl hastalığının bulunmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu ve madde kullanımının iptila düzeyinde olmadığı tespitlerini içeren sağlık raporu dosyada mevcuttur. Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının açıklanması için ihbarda bulunan Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.06.2021 tarihli ve 2021/65 Esas, 2021/451 Karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhi dosya kapsamında mevcuttur.   09.02.2010-13.04.2010, 20.08.2010-04.09.2010, 17.09.2010-12.07.2011 tarihli firar suçları yönünden yapılan inceleme;1632 sayılı Kanun’un 66/1-a maddesinde düzenlenen firar suçu mazeret kabul etmeyen suçlar arasında bulunduğundan; suç tarihleri itibariyle askerliğe elverişli ve cezai ehliyetinin tam olduğu kabul edilen sanığın suça konu eylemlerinin … görülmesinde ve denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükümlerin açıklanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 53. maddesinde yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık hakkında kurulan hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamış ve sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.  08.09.2009-27.09.2009 tarihli firar suçu yönünden yapılan inceleme;5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kesinleştiği tarih ile denetim süresi içinde kasıtlı suçun işlendiği tarih arasında zamanaşımının durduğu tespit edilerek yapılan incelemede; sanığın yargılama konusu eylemi için, belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e maddesi gereği 8 yıllık olağan, aynı Kanun’un 67/4 maddesi gereği ise 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, sanığa atılı suçun işlendiği 08.09.2009-27.09.2009 tarihinden temyiz incelemesi tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması bozmayı gerektirmiştir. III. KARARA.09.02.2010-13.04.2010, 20.08.2010-04.09.2010, 17.09.2010-12.07.2011 tarihli firar suçları yönünden; Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,B. 08.09.2009-27.09.2009 tarihli firar suçu yönünden; Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,07.2024 tarihinde karar verildi.

Firar Tarihleri ve Yargılamaya Konu Olaylar:

Sanık, 2009–2011 yılları arasında toplam dört kez birliğine dönmeyerek firar suçunu işlemiştir:

  • 08.09.2009–27.09.2009

  • 09.02.2010–13.04.2010

  • 20.08.2010–04.09.2010

  • 17.09.2010–12.07.2011

Bu olaylar neticesinde sanık hakkında 1632 sayılı Kanun’un 66/1-a maddesi gereği ayrı ayrı cezalandırılmak üzere dava açılmıştır. Ancak zamanaşımı açısından önemli olan nokta, ilk eylem olan 08.09.2009–27.09.2009 tarihli firar suçudur.

Firar Suçu Zamanaşımı Yargıtay’ın Değerlendirmesi:

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, bu ilk eylem için şu değerlendirmeyi yapmıştır:

  • Suçun cezası dikkate alındığında, TCK m. 66/1-e gereği 8 yıllık olağan, TCK m. 67/4 gereği ise 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresi uygulanır.

  • Suç tarihi: 08.09.2009

  • Temyiz inceleme tarihi: 2024 yılı

  • Sonuç: 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresi dolmuş olduğu gerekçesiyle kamu davası düşürülmüştür.

Bu karar, özellikle zamanında dava açılmayan veya yargılama uzun süren firar suçları açısından emsal teşkil etmektedir.

Firar Suçunda Zamanaşımı Dolarsa Ne Olur?

Zamanaşımı süresi dolmuşsa, artık ceza davası açılamaz veya açılmış dava düşer. Nitekim Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2024/6542 sayılı kararında da bu nedenle davanın düşmesine karar verilmiştir.

TCK m. 223/8:
“Zamanaşımı süresi dolmuşsa, mahkeme davanın düşmesine karar verir.”

Sıkça Sorulan Sorular  

Firar suçu nedir?

Askerî birliğinden izinsiz ayrılan veya izin süresi bitmesine rağmen dönmeyen kişinin işlediği suçtur.

Firar suçu zamanaşımı süresi kaç yıldır?

Firar Suçu Zamanaşımı  Olağan süre 8 yıl, olağanüstü süre ise 12 yıldır.

HAGB zamanaşımı süresini etkiler mi?

Evet. HAGB süresince zamanaşımı durur, bu süre sona erince işlemeye devam eder.

Firar suçunda zamanaşımı dolarsa ne olur?

Firar Suçu Zamanaşımı  Ceza davası düşer. Sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilemez

REFORM HUKUK 

BENZER MAKALELER :

1- ETKİN PİŞMANLIK NEDİR 

2-HAPİS CEZASININ KONUTTA İNFAZI ŞARTLARI

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN