Soruşturma İznine İtiraz Dilekçe Örneği

Soruşturma İznine İtiraz Dilekçe Örneği
Soruşturma İznine İtiraz Dilekçe Örneği
….. BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İLGİLİ İDARİ DAVA DAİRESİNE
Gönderilmek üzere
….. BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İLGİLİ DAİRESİNE
İTİRAZ EDEN : …
ADRES : …
VEKİLİ : Av. Gökhan YILMAZ
ADRES : Mehmet Akif Ersoy Cd. 9/A Kat: 2 Daire: 11, 06210 Yenimahalle / Ankara
KONU : .. Nci Hudut Tugay Komutanlığının .. Tarih … Karar Numaralı Soruşturma İznine İtirazlarımızdan İbarettir.
TEBLİĞ TARİHİ : …
AÇIKLAMALAR
Müvekkil Abdulsamet BORAN hakkında “Askeri Ceza Kanunu 79‘da düzenlenen “Kendini Askerliğe Yaramayacak Hale Getirme”, md. 87’de düzenlenen “Emre Itaatsizlikte Israr”, md. 130’da düzenlenen “Hizmete Mahsus Eşyayı Tahrip ve Terk ve Kaybedenler”, md. 136’da düzenlenen “Dikkatsizlik Edenler” suçlarından .. Hudut Tugay Komutanlığının ….. Tarih …. Karar Numaralı Soruşturma İzni verilmiştir. Söz konusu soruşturma izni verilmesine ilişkin karar hakka ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki ;
OLAYLAR
Müvekkilin …. Rakımlı Tepe Us Bölgesi Batı nöbet mevziisinde nöbetçi olarak görevli olduğu sırada kendi zimmetinde bulunan silahın yanlışlıkla ateş alması sonucu elinden yaralanmıştır. Müvekkilin söz konusu olay meydana geldiğinde yanında kimse yoktur. Ancak maalesef müvekkil ile alakalı yapılan ön inceleme sırasında olaya hiç bir şekilde şahit olmayan sadece kanaatlerini hukuka aykırı bir ifade alma yöntemleri ile bildiren diğer askerlerin vermiş olduğu ifadeler beticesinde müvekkil hakkında soruşturma izni verilmiştir. Soruşturma izni istenen suçlar “Kendini Askerliğe Yaramayacak Hale Getirme“, “Hizmete Mahsus Eşyayı Tahrip ve Terk ve Kaybedenler“, “Dikkatsizlik Edenler”, “Emre İtaatsizlikte Israr” suçlarından soruşturma izni verilmiştir. Söz konusu olay tek bir olay olup müvekkilin silahının yanlışlıkla ateş almasından kaynaklanan yaralanmadan ibarettir.
2- İLGİLİ MEVZUAT
Askeri Ceza Kanunu 87
Emre itaatsizlikte ısrar suçu, askeri bir suç olup Askeri Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Emre itaatsizlikte ısrar suçunu düzenleyen 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun “İtaatsizlikte ısrar edenlerin cezası” başlıklı 87. maddesi şu şekildedir:
1. Hizmete ilişkin emri hiç yapmayan asker kişiler bir aydan bir seneye kadar, emrin yerine getirilmesini söz veya fiili ile açıkça reddeden veya emir tekrar edildiği halde emri yerine getirmeyenler, üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
2. Yukarı fıkrada yazılı suçlar seferberlikte yapılırsa beş ve düşman karşısında yapılırsa on seneye kadar ağır hapis cezası hükmolunur.
1. Her kim askerî karakolun veya müfrezenin veyahut hususî bir vazife ile mükellef olan bir kısım askerin kumandanı veya subaylarından veyahut nöbetçi iken kasten veya tekâsülünden :
A) Kendisini verilen vazifeyi yapmayacak hale korsa;
B) Nöbet mahallini terk ederse yahut verilen sair talimata mugayir hareket ederse;
C) Her iki halde de bir mazarratı mucip olursa (…)3 iki seneye kadar hapis ile cezalandırılır.
Askeri Ceza Kanunu 79.
Kendisini kasten sakatlayan veya her hangi bir suretle askerliğe yaramayacak bir hale getiren veya kendi rızasıyla bu hale getirten bir seneden beş seneye kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fiil her nevi askeri maksatlar için çalışmak kabiliyetini mahvetmiş ise suçlu yedi seneye kadar ağır hapis ile cezalandırılır. Fiil seferberlikte yapılmışsa on seneye kadar ağır hapis, düşman karşısında yapılmışsa yapan ölüm cezasıyla cezalandırılır.
Askeri Ceza Kanunu Ek 15 (Soruşturma izni ve izin vermeye yetkili merciler)
Asgari tugay komutanı veya eşidi askerî kurum amiri (Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarında eşidi) olmak üzere, asker kişinin görev yaptığı birlik komutanı veya askerî kurum amiri, bu kişilerin yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat verilir. Genelkurmay Başkanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Milli Savunma Üniversitesi hariç, Millî Savunma Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlarda görev yapan asker kişiler hakkında soruşturma izni Millî Savunma Bakanı tarafından verilir.
Askeri Ceza Kanunu Ek 15
Merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun işlenildiğinin öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dâhil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre, zorunlu hâllerde on beş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar verir ve kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye bildirir. Bu kararlara karşı on gün içinde itiraz edilebilir. Sırf askerî suçlara ilişkin verilen soruşturma iznine itiraz edilmesi, soruşturma işlemlerini engellemez. İtiraz, general ve amiraller için Danıştay Birinci Dairesine, diğer asker kişiler için ise yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesine yapılır. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir
3- ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ
Müvekkile doldur boşalt talimatı hiçbir şekilde imzalatılmadığı için emre itaatsizlikte ısrar suçu oluşmayacaktır. Maddede düzenlenen eylem, yetkili amir tarafından verilen ve hizmete ilişkin olan emrin hiç yapılmaması, yerine getirilmesinin söz veya fiil ile açıkça reddedilmesi veya emir tekrar edildiği hâlde yapılmamasıdır. Emre itaatsizlikte ısrar suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Aranan kast bakımından genel kast yeterli olup faili emre itaatsizliğe götüren bir saikin bulunması gerekli değildir. Eyleminin emre itaatsizlik olduğunu bilmesi ve hareketi yaparken istemiş olması yeterlidir. Görüleceği üzere söz konusu suçun oluşması için bahse konu emrin hiç yapılmaması gerekmektedir. Ayrıca ön incelemeye konu ifadelerden de anlaşılacağı üzere müvekkilin doldur/ boşalt emrini daha önceki günlerde yaptığı görülecektir.
Müvekkilin silahlı kuvvetlerden ayrılması için kendini askerliğe elverişsiz hale getirmesine gerek bulunmamaktadır. Müvekkil sözleşmeli erdir. Bilindiği üzere askeri ceza kanunu mad. 66 uyarınca 6 gün ve daha fazla birliğine gelmeyen sözleşmeli erlerin sözleşmesi feshedilmektedir. Ayrıca 1 yıl içerinde 90 gün ve daha fazla rapor alınması halinde de sözleşme kendiliğinden feshedilmektedir. İş bu sebeple müvekkilin kendine zarar vererek sözleşmesini feshetmeye çalışması mantıkla izah edilecek bir durum olmanın çok ötesindedir.
Kendini Askerliğe Yaramayacak Hale Getirme Suçu Emsal Karar – Bölge Adliye Mahkemesi Kararı – Ankara BAM, 9. CD., E. 2018/5444 K. 2019/763 T. 5.2.2019
Olay günü, sanığın “sol eline aldığı demir parçası ile bez sardığı sağ elinin serçe parmağına vurup şişmesine sebebiyet vermek” şeklindeki eylemi sonrasında sırasıyla sevk edildiği Birlik reviri ve GATA Hastanesinde istirahat raporu tanzim edilmemiş, keza sanığın eylemi gerçekleştirdiği demir parçasının olaydan sonra bulunmamış olması nedeniyle söz konusu demir parçasının sanığın kendisini askerliğe elverişsiz hale getirmesine elverişli vasıta olup olmadığının tespit edilememiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sübuta eren eylemin, bir kimseyi askerliğe yaramayacak hale getirmeyeceği gibi bir kimsenin askerliğe elverişsiz hale gelmesini sağlayacak ağırlıkta olmadığı,
Dolayısıyla atılı suçun maddi unsuru itibarıyla oluşmadığı, ortada yargılama yapılmasını gerektirecek bir fiilin kalmaması karşısında, sanığın fiilinin kanunda tanımlanan suç tipine uymadığı sonucuna varılmakla, ilk derece mahkemesinin mahkumiyet kararı hukuka aykırı bulunduğundan ve yargılamaya konu fiilin daha fazla aydınlanması gerekmediğinden, duruşma açılmaksızın hükmün düzeltilmesi suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca söz konusu suçun oluşması için gibi söz konusu soruşturma iznine konu suçlar iç içe geçmiş suçlardır. Kişinin tek olayda hem emre itaatsizlikte ısrardan hem dikkatsizlik edenler maddesinden hem kendini askerliğe elverişsiz hale getirme maddesinden hemde Hizmete Mahsus Eşyayı Tahrip ve Terk ve Kaybedenler maddesinden ceza alması hakka ve hukuka aykırıdır.
Kaldı ki söz konusu olayın müvekkil dışında hiçbir şahidi bulunmamaktadır.
3- USULE İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ
Askeri Ceza Kanunu Ek 15 Maddesinde düzenlendiği üzere ;
“Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını suçun işlenildiğinin öğrenilmesinden itibaren ön inceleme dâhil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre, zorunlu hâllerde on beş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Yetkili merci, belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda karar verir ve kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye bildirir. ” denilmiştir.
İş bu sebeple idarenin 1 ay içerinde kararını vermesi gerekirken soruşturma izni verilme çok sonraki bir tarihtir. . Askeri Ceza Kanunu Ek 15 Maddesi gereği soruşturma izni süresinde verilmediğinden söz konusu soruşturma izninin iptali gerekmektedir.
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu Ek Madde 15 ‘de belirtilen sürenin aşılması sonucu tesis edilen idari işlemde açık bir şekilde hukuka aykırı davranılmış olup sürelerin önemli olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılması İdarenin Kanuniliği ve Hukuk Devleti ilkesine ayrılık teşkil edecektir. Anayasa Mahkemesi, 25 Mayıs 1976 tarih ve K.1976/28 sayılı kararında hukuk devletini “Hukuk devleti ilkesi, insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyucu âdil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle kendini yükümlü sayan, bütün davranışlarında hukuk kurallarına ve Anayasa’ya uygun, bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine bağlı olan devlet demektir” şeklinde tanımlamıştır. Anayasa Mahkemesi kararında da görüleceği üzere somut olayımızda idare, Askeri Ceza Kanunu’nda belirtilen 30 günlük süreye uymak zorundadır.
Askeri Ceza Kanunu Ek 15 Maddesinde düzenlendiği üzere
Soruşturma izni, asgari tugay komutanı veya eşidi askerî kurum amiri (Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarında eşidi) olmak üzere, asker kişinin görev yaptığı birlik komutanı veya askerî kurum amiri Bir askerî birlik veya askerî kurumda geçici olarak görevlendirilen veya harekât komutasına verilen asker kişiler hakkında soruşturma izni, bu görevlerinin devamı süresince, geçici olarak görevlendirildikleri veya harekât komutasına verildikleri askerî birlik veya askerî kurumun bağlı bulunduğu soruşturma izni vermeye yetkili birlik komutanı veya askerî kurum amiri tarafından verilir.
Ekte sunduğumuz soruşturma iznine esas olmak üzere müvekkilin eğitim sırasında telefonla davet edilerek ifadesine başvuru yapılmış olup eğitim gördüğü yerde binbaşı rütbesindeki asker tarafından ifadesi alınmıştır. Ancak maalesef müvekkil hakkındaki iddiaları bilmeden ve soruşturmaya konu delilleri incelemeden ifade vermek zorunda kalmıştır. Müvekkile soruşturma izni ve ekleri gösterilmemiştir.
Gaziantep 6. İdari Dava Dairesinin 2022/40e, 2022/436k Sayılı Kararında ;
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun Ek 15. maddesinin son fıkrasında, “Bu maddede hüküm bulunmayan hâllerde 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiş; atıfta bulunulan 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 6. maddesinde, “Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler;
Hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunarlar. Ön inceleme birden çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı ayrı belirtilir. / Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir.
Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi zorunludur.” hükmü yer almış; anılan düzenlemenin yollamada bulunduğu 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 147. maddesinde de, şüpheli veya sanığın ifadesinin ne şekilde alınacağı, uygulanacak usul ve ifadesi alınan kişinin haklarının neler olduğu belirtilmiştir. Buna göre mevcut olayda, hakkında ön inceleme yapılanın itiraza konu karara dayanak ön inceleme aşamasında, ön incelemeci tarafından ifadesinin alınmadığı; olaya ilişkin olarak, aralarında ön incelemecinin bulunmadığı “Disiplinsizlik Olayı Tespit Tutanağını” düzenleyen üç kişilik heyetçe “Telefon ile Görüşme Tutanağı” tanzim edilmek suretiyle adı geçenin bilgi veren sıfatıyla telefon aracılığıyla bilgisine başvurulduğu ve buna ilişkin “Telefondan Yazılı Bilgi Alma Tutanağı” düzenlendiği anlaşılmış olup, ön inceleme raporunda, bilgi alma tutanağına atıfta bulunulması ile yetinildiği görülmüştür.
Ayrıca ön inceleme aşamasına yönelik, adı geçenin “usulüne uygun bir şekilde yazılı olarak ifade vermeye çağrıldığı/ifadesinin istenildiği ya da anılan yazının usulüne uygun bir şekilde muhatabına tebliğ edildiği ancak buna rağmen kişinin ifade vermediği” hususlarına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Bu durumda, ön inceleme aşamasında hakkında ön inceleme yapılanın usulüne uygun şekilde ifadesinin alınmadığı anlaşıldığından, usulüne uygun yürütülmeyen ön inceleme sonucunda verilen itiraz konusu kararda bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmamaktadır
Ayrıca müvekkile soruşturma izni verildiğine ilişkin karar usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmemiş olup müvekkile soruşturma ön inceleme rapor, tahkikat raporu gösterilmeden müvekkile sadece soruşturma izni verildiğine ilişkin rapor tebliğ edilmiştir.
Danıştay 1. Dairesi 2024/154E, 2024/44 K Sayılı Kararı
Dosyanın incelenmesinden, Milli Savunma Bakanının …. tarih ve …. sayılı kararının haklarında soruşturma izni verilen …..’ya tebliğine dair alındı belgesinin dosyada bulunmadığı, bu kararın …. ….’ya tebliğini göstermek amacıyla dosyaya PTT gönderi takip belgesine ait bilgisayar çıktısının eklendiği görülmekle birlikte, bu belgenin, tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını, adresini, teslim alanın imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını ihtiva etmediği gibi adı geçene hangi evrakın gönderildiği, tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığı, bu evrakın kim tarafından teslim alındığı bilgilerini de içermediği, dolayısıyla söz konusu PTT gönderi takibi belgesinin, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 23 üncü maddesinde belirtilen unsurları taşımadığı, yetkili merci kararının kararının …..ya usule uygun olarak tebliğine ilişkin alındı belgesinin dosyaya eklenmediği anlaşılmıştır.
İdari işlemler yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarından meydana gelir ve iptal davasında idari işlemlerin hukuka uygunluğu bu unsurlar bakımından denetlenir. Fakat gerek menşei Fransız hukuku gerekse Türk hukukunda bu unsurları tanımlayan kanun hükmü, bir pozitif hukuk metni bulunmamaktadır.
Bu unsurların tanımı içtihat ve doktrin ışığında yapılmaktadır. Unsurların idari işlem teorisindeki anlamı, varlık nedeni ve işlevi üzerinden de açıklanmalıdır. İdari işlemin unsurları iptal davası ekseninde doğması nedeniyle öncelikle bu kapsamda açıklanabilir. Danıştay bir kararında menfaat ihlali şartını açıklarken “iptal davaları idarî işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine imkân sağladığından, bu davalarda menfaat alâkasının bu amaç doğrultusunda yorumlanması gerekmektedir” gerekçesiyle idari işlemin unsurlarının hukuk devleti ilkesine hizmet ettiğini de ifade etmektedir (D.13.D.25.06.2019 T. E.2019/455 K.2019/2250).
İdari işlemin yapıcısı bakımından uyulması gereken kurallar yetki unsurunu, işlemin maddi âlemdeki varlığına ilişkin uyulması gereken kurallar şekil unsurunu, işlem yapılırken izlenen yol bakımından uyulması gereken usul unsurunu, işlemin hukuki sonucu bakımından uyulması gereken kurallar konu unsurunu, işlemin tesisini gerektiren veya mümkün kılan kurallar sebep unsurunu, işlemle ulaşılmak istenen nihai sonuca hâkim hukuk kuralları amaç unsurunu belirlemektedir.
Müvekkil ile ilgili yukarıda da açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere çok fazla mobbinge uğramakta ve maalesef mesleğini yapamaz hale gelmiştir. Söz konusu duruma örnek olarak ise sınır ötesi operasyonlarda görev yapamaz ve silah tutamaz emrine rağmen müvekkilin silahsız bir şekilde çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Suriye Harekat Bölgesine gönderilmesini örnek gösterebiliriz. İş bu sebeple müvekkil hakkında yapılan ön incelemenin ve tahkikatın tarafsız bir şekilde yürütüldüğünden bahsetmek mümkün değildir.
Anayasa mahkemesinin 2023/126K Sayılı Kararı
Öte yandan izin vermeye yetkili mercilerin ekseriyeti, ilgililerin disiplin amiri konumundadır. Disiplin amirlerinin tarafsız olması, adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Nitekim Danıştay’ın çeşitli kararlarında belirttiği üzere; ‘‘… bunun, disiplin yaptırımı niteliğinde bir işlem olduğu açık olup, bu işlemin de Anayasal ve yasal düzenlemelerde disiplin yaptırımları için belirlenen ilke ve usullere uygun olarak tesis edilmesi gerekmektedir.
Bu durumun sağlanması ise, adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, tarafsız bir soruşturmacı tarafından yürütülecek, nesnel sonuçlara varılması için lehte ve aleyhte tüm delillerin toplanacağı toplanan deliller esas alınarak varılacak hukuki sonucun bildirilerek ilgili kamu personeline kendini savunması için olanak sağlanacağı bir soruşturma ile mümkün olabilecektir.’’ (Danıştay 2. Dairesi’nin 25.02.2020 tarihli ve 2016/4424 E.; 2020/1091 K. Sayılı Kararı, 27.02.2020 tarihli ve 2016/5280 E.; 2020/1234 K. sayılı Kararı). Ancak ön inceleme ifade alınmayacak suç tiplerinin kanun düzeyinde belirlenmemesi suretiyle; izin vermeye yetkili mercilere sınırsız takdir yetkisi tanınması; izin vermeye yetkili mercilerin tarafsızlığına da gölge düşürecek ve savunma hakkını etkileyecek suistimallere yol açacaktır.,
Soruşturma izni kararını verecek mercii, ihbar ya da şikâyetin işleme konulmasına müteakip bir ön inceleme başlatacaktır. Bu ön incelemeyi bizzat kendisi yapabileceği gibi hakkında inceleme yapılan personelin üstündeki asker kişilerden birini ya da en az üç asker kişiden oluşan bir heyeti de ön incelemeci/ön inceleme heyeti olarak görevlendirebilir. “Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler yaptıkları inceleme neticesinde bir ön inceleme raporu hazırlayarak kendilerini görevlendiren makama sunmak zorundadırlar. Söz konusu rapor detaylı ve gerekçeli olmalıdır (Demirtaş, 2022, s. 34).”
Arz ve izah ettiğimiz sebeplerle .. Nci Hudut Tugay Komutanlığının … Tarih … Karar Numaralı Soruşturma verilmesi Kararının kaldırılması gerekmektedir.
SONUÇ VE TALEP :
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere .. Nci Hudut Tugay Komutanlığının … Tarih … Karar Numaralı Soruşturma verilmesi Kararının itirazen kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederiz.
Av. Gökhan YILMAZ
EKLER :
– … Nci Hudut Tugay Komutanlığının … Tarih … Karar Numaralı Soruşturma İznine ilişkin kararı
– Vekaletname
Soruşturma İznine İtiraz Dilekçesi Örneği her somut olaya göre uyarlanmalıdır. Soruşturma İznine İtiraz Dilekçe Örneği ile ilgili detaylı bilgi almak için lütfen Askeri Hukuk birimimizle iletişime geçiniz.
Bu makale ofisimiz Avukatlarından Av. Gökhan YILMAZ tarafından hazırlanmış olup kendisi kurucu avukatlarımızdandır. Av. Gökhan YILMAZ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini derece ile kazanmış olup başarı ile lisans eğitimini tamamlamıştır. Yıllara dayanan tecrübesi ile Ankara da Reform Hukuk Bürosunun Kurucu ortağı olarak avukatlık yapmaktadır.
SIRADAKİ MAKALEMİZ :
,

