İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu ve Cezası kanun kapsamında düzenlenmiş bir suç olmakla birlikte yaptırımı hapis cezasıdır. Bununla birlikte imar kirliliğine neden olma suçu unsurları; belediye sınırları içerisinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde, hukuka aykırı bir yapı inşa edilmesi veya yapının kullanılması için gerekli altyapı hizmetlerinin sağlanmaması olarak ifade edilebilir. Bu eylem, “Çevreye Karşı Suçlar” başlığı altında TCK 184 1 çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu suç tipinde korunan değer çevre olmakla birlikte topluma karşı, genel kastla işlenir.
İmar konularında uzman avukatlarımızdan destek almak için bizimle hemen iletişime geçin.
İmar Kirliliği Tanımı
Yerel yönetimlerin belirlemiş olduğu imar planlarına riayet edilmeksizin yapı ruhsatı ve inşaat izinleri alınmadan başlatılan kaçak yapı ve inşaat faaliyetleri sonucunda imar kirliliği ortaya çıkar. Çevreye zarar verici hareketler; belediye sınırlarında, taşınmaz mücavir alanda, özel imar rejimine tabi bölgelerde yapılabilir.
İmar Kirliliğinin Hukuki Tanımı
İmar kirliliği TCK 184 madde kapsamında düzenlemiş olup “Çevreye Karşı Suçlar” niteliğindedir. Hukuki anlamda imar kirliliğini düzenleyen maddelerse aşağıdaki gibidir:
- İmar izni (yapı ruhsatı) olmadan ya da ruhsata uygun olmayan bina yapan yahut yaptıran birey, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanır.
- Yapı ruhsatı olmaksızın başlatılan inşaatlar sebebiyle kurulan şantiyelere su, elektrik, telefon bağlantısı yapılmasına izin veren şahıs, yukarıdaki madde hükmünce cezalandırılır.
- Yapı kullanım izni alınmamış binalarda bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişiler, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
- Üçüncü fıkra dışında bu madde hükümleri yalnızca belediye sınırları içerisinde veya özel imar rejimine tabi olan bölgeler için geçerlidir.
- Fail, ruhsatı olmadan veya ruhsata aykırı yapmış olduğu, yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun bir hale getirirse, 1 ya da 2. fıkra hükümleri bağlamında kamu davası açılması söz konusu olmaz. Açılmış olan kamu davaları düşer ve mahkûm olunan ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.
- İlgili kanun 12 Ekim 2004 tarihinde mevzuata girdiği için bu tarih öncesinde yapılmış olan binalar için uygulanmaz.
Hukuki anlamda imar kirliliği suçu, imar mevzuatına aykırı inşaat faaliyetlerinde bulunarak çevreye zarar verecek nitelikte hareketlerin yapılması sonucunda meydana gelir. Kanun kapsamında bu suç, aşağıdaki fiillerle işlenebilir:
- Yapı ruhsatı almadan bina yapmak yahut yaptırmak
- Alınan yapı ruhsatına aykırı bir bina yapmak ya da yaptırmak
- Yapı ruhsatı olmayan inşaatların şantiyelerine elektrik, internet veya su bağlantısı yapılmasına izin vermek
- Yapı kullanım izni alınmayan binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icra edilmesine müsaade etmek
Yukarıdaki fiilleri gerçekleştiren kişilere uygulanan yaptırım hapis cezasıdır.
İmar Planına itiraz konusu hakkında bilgi sahibi olmak için İmar Planına İtiraz ve İptal Davası yazımızı tıklayabilirsiniz.
Kaçak Yapılaşma Nedir?
Kaçak yapılaşma, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 32. Maddesinde düzenlenmiştir ve buna göre; imar izni alınmadan yapımına başlanan, ruhsat ve eklerine aykırı olacak şekilde fiiller gerçekleştirilen, imar izni alınmadan yapılabilecek olmalarına karşın ilgili hukuksal düzenlemelere ve varsa projelerine aykırı olan yapılardır. İmar kirliliğine neden olma suçu kapsamında değerlendirilen kaçak yapılaşma aşağıdaki hallerde ortaya çıkar:
- Yapı ruhsatı bulunmayan,
- Köy yerleşik alanlarında ilgili muhtarlıktan onay almadan yapılan,
- Yapı ruhsatı ve eklerine uygun olmayan,
- Sağlık ve bilim kurallarına riayet edilmeyen,
- Kat düzenine aykırı olan,
- Yola, komşu parsellere yahut öteki alanlara taşkın,
- Konutlarda bulunması gereken iç yapıya, bina yüksekliğine, çatı eğimine, iç yüksekliğe, saçak düzeyi gibi prosedürlere uygun olmayan,
- Komşu çekme aralıklarına uyum sağlamayan,
- Bina cephe hattına uymayan,
- Bina derinliği sınırını aşan,
- İmar bölgeleme ilkelerine aykırı olan,
- Kesim ve yapım yasağı bulunan yerlerde yapılan yapılar.
- Kaçak yapılar, çarpık kentleşme gibi çevre sorunlarına sebep olduğu için kanuni düzenlemeler getirilmiştir.
TCK 184/1 Mevzuat
5237 sayılı kanun 184 1 maddesi imar kirliliğine sebep olma suçunu açıkça ifade etmekle birlikte suçun şartlarını da şüpheye yer vermeyecek şekilde düzenlemiştir. Buna göre; ruhsatsız bina yapmak, kaçak yapılara internet ve su bağlantısı yapılmasına müsaade etmek, yapı kullanma izni olmadan sınai faaliyetlere izin vermek suç teşkil eder.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunun Şartları
İmar kirliliğine sebep olma suçu, birtakım unsurlar dâhilinde ortaya çıkar. Genel hatlarıyla; çevreye zarar verici nitelikte olması, belediye sınırlarında ya da özel imar rejimine tabi yerlerde işlenmesi, bina niteliğinde bir yapının söz konusu olması gibi şartları vardır.
Belediye Sınırlarında veya Özel İmar Rejimine Tabi Yerlerde İşlenmesi
Belediye sınırları kavramının dayanağı, 5393 sayılı Belediye Kanunu olmakla birlikte sınırların kesin bir tanımı yapılmamıştır. Kanun kapsamında bu sınırların nasıl tespit edilebileceği belirtilmiş, belediyelerin görev ve yetki alanlarıyla hemşeri hukukunun tanımı ele alınmıştır. Sınırların tespiti, ilgili kanunun 5. maddesi doğrultusunda yapılır. Kanunda belirtilen kriterlere göre belediye sınırı;
- O bölgeye ait sayılan tarla, bağ ve bahçe,
- Sınırlar, tepe, yol, dere gibi sabit noktalar esas alınarak belirlenir.
Sınırların kesinleşmesi, belediye meclisi kararı, kaymakam görüşü ve vali onayıyla gerçekleşir. Onay alınması halinde bölgede bulunan; sahipsiz arazi niteliğindeki seyrangâh, harman yerleri, koruluk, dinlenme alanları, meydan, bataklık, çöp sahaları, yıkılan kale ve kulelerin arsaları ve enkazları, belediyenin tasarrufundadır. Buna göre belediye sınırı içerisinde kalan alanlarda, ruhsat almadan başlatılan tüm inşaat faaliyetleri imar kirliliğine neden olma suçu kapsamında değerlendirilir.
Özel imar rejimine tabi terimi; Organize Sanayi Bölgeleri, Kıyı Kanunu, Boğaziçi Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Düzenleme Kanunu gibi özel kanunlar nezdinde düzenlenen bölgeleri ifade eder. Bununla birlikte mücavir alan içinde ruhsatsız inşaat faaliyetlerinin yapılması da suç teşkil eder.
Bina Niteliğinde Bir Yapının Olması
Bir yapının bina niteliğinde olması için sağlaması gereken bazı koşullar vardır. Buna göre; yer altındaki temel inşaatı, kolon ve duvarları, merdiveni, çatısı ve balkonu gibi her bir bölüm bütün halinde ele alınır. Her bina bir yapıdır fakat her yapı, bina değildir. Bu nedenle imar kirliliğine neden olma suçu kapsamında yapının bina niteliğinde olmasının altı çizilmiştir. Sürekli ve sabit yapıda olması, yere sabitlenmesi halinde prefabrik ev imar kirliliği suçuna konu olur. Müstakil konut, apartman, prefabrik ev ve benzeri zemine sabitlenen taşınmaz yapılar için imar izni alınması zorunludur.
Çevreye Zarar Verici Nitelikte Olması
İmar kirliliği suçu, ilgili mevzuata aykırı olarak inşaat faaliyetlerinin yapılması halinde ortaya çıkar. “Çevreye Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlemesi de zarar verici nitelikte olduğunu gösterir. Buna göre imar izni alınmamasından dolayı yaşanabilecek toplumsal sorunlar, komşu parsellere taşan yapılar, yol ve benzeri alanları işgal eden binalar, doğrudan çevreye zarar vermektedir. Aynı zamanda ruhsatsız binalar, uzun vadede çarpık kentleşme gibi sorunlar doğurur ve bölgenin çevre kanununa uygun şekilde yapılanması ciddi bir mali yükümlülük gerektirir.
Kasten İşlenmesi
İmar kirliliğinin çevreye karşı işlenen bir suç olması, korunan tarafın toplum olduğunu gösterir. Buna göre genel kastla işlenen bir suçtur. Cezası ise 1 yıldan 5 yıla kadar hapis hükmüdür. İdari para cezası verilmez fakat adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.
İmar Kirliliğine Sebep Olma Suçu Unsurları
İmar kirliliğine neden olma suçu Türk Ceza Kanunu 184. Maddede 6 fıkrada düzenlenmiştir. Yapı ruhsatının alınmaması yahut ruhsata aykırı olacak şekilde bina yapan veya yaptıran kişiler, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Bununla birlikte kanunda ruhsatsız şantiyelere bağlantı yapılmasına müsaade eden kişilerin de aynı fıkra hükmünce cezalandırılacağına değinilmiştir. Bir diğer suç, yapı kullanma izni alınmamasına karşın binada herhangi bir sınai faaliyete müsaade edilmesi durumudur. Bu durumda fail, iki seneden beş seneye kadar hapisle yargılanır. Buna göre 184’üncü maddenin bünyesinde 3 farklı suçun yer aldığı ifade edilebilir. Suçun konusu, fiilin parçası olarak müşterek kavramlar ve suçun unsurları, yapılacak incelemeler bakımından farklılık gösterir.
Maddi Unsurlar
İmar kirliliğine sebep olma suçu incelenirken esas alınan maddi unsurlar; fail, konu, mağdur ve fiildir.
- Fail: Suçun faili, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı şekilde bina yapan yahut yaptıran şahıstır. Kanun kapsamında bina yaptırandan ayrı bir şekilde söz edildiği için; usta, işçi, çırak, kalfa, yapımda bizzat çalışan kişiler, bina sahibi, yüklenici ve taşeron gibi kişiler de fail olarak kabul edilir. İkinci fıkra kapsamındaki suçun faili, şantiyeye elektrik ya da su gibi bağlantılar yapılmasına müsaade eden kişidir. Örneğin, bağlantı esnasında kontrol, imza, onay safhasında görevli olan şahıslar faildir.
- Konu: Suçun konusu, özel imar rejimine tabi tutulan yerler veya belediye sınırları içerisinde ruhsatsız olarak yapılan binadır. İzne tabi olması kabul görmekle birlikte ölçü kıstası aranmaz. Bununla birlikte yapının, insan yaşamına has olması da şart değildir. Kendi başına kullanılan, üstü örtülü, insanların içeri girebildiği; oturma, çalışma, eğlenme, ibadet gibi faaliyetlerin yerine getirilebildiği, hayvan ve eşyaların korunmasına imkân tanıyan tüm yapılar, imar izni gerektirir. Ruhsatsız yapılan eklenti de imar kirliliği suçu teşkil eder ancak kanunda açıkça belirtilmediği için bahçe, istinat duvarı, iskele, köprü gibi yapıların ruhsatlı veya ruhsatsız yapılması suç teşkil etmez.
- Mağdur: Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı olan herkes, bu suçun mağduru olarak kabul edilir.
- Fiil: Suçun oluşması için yapı ruhsatı alınmadan veyahut yapı ruhsatına aykırı bir bina yaptırılması gerekir. 184/2 hükmünün fiili unsuru telefon, su gibi bağlantılara müsaade etmektir. 184/3 hükmünün fiili unsuru ise sınai faaliyetlerin icrasına izin vermektir. Böyle bir durumda suçun oluşması için izin vermiş olmak yeterli görülmekte ve sınai faaliyet icrasına başlanmış olması gerekmemektedir.
Görüldüğü üzere maddi unsurlar, kanunda düzenlenen 3 suça göre farklılık gösterir. Bu nedenle suçun incelenmesi esnasında fıkralar esas alınmalıdır.
Manevi Unsurlar
TCK madde 184 hükmünde yer alan suçlar ancak kasten işlenebilir. Suçun taksirli hali düzenlenmemiş olup faillerin kanunda yer alan maddeleri bilmesi gerekir. Yani, işlenen suça karşın kanundan haberi olmadığına dair yapılan bir savunma hukuken geçersizdir.
İmar Kirliliğine Suç Teşkil Etmeyen Hususlar
184 1 ceza kanunu çerçevesinde düzenlenmiş olan imar kirliliğine neden olma suçunun gerekçeleri açıkça belirtilmiştir. Bununla birlikte suç teşkil etmeyen faaliyetler de mevcuttur.
12.10.2004’den Önceki Faaliyetler
TCK’nin 184’üncü maddesi 12.10.2004 tarihinde yürürlülüğe girdiği için bu tarihten önce gerçekleştirilen eylemler, İmar kirliliğine neden olma suçu kapsamında değerlendirilemez. Ruhsat izni olmadan veya ruhsata aykırı şekilde yapılan bina, ilgili tarihten önce tamamlanmış, sınai faaliyetler başlamış, elektrik, su gibi bağlantılara izin verilmişse kanunen yaptırım uygulanması mümkün değildir. Bununla birlikte 2004 yılının Ekim Ayının 12’inci gününden sonra yapılan ve suç teşkil eden tüm eylemler için cezai yaptırım uygulanır.
Bina ya da Ev içine yapılan bölümler
Binaların yahut evlerin içine yapılan bölümler basit tadilatlar olarak değerlendirilir ve suç teşkil etmez. Ancak bu faaliyetlerin taşıyıcı sistemlerde değişiklik yapması, bina alanında artışa yol açması halinde cezai yaptırımı vardır. Örneğin, yapı içerisinde birtakım duvarların kaldırılması ve alanın yeniden bölünmesi gereken eylemler, esaslı tadilat olarak kabul edilir ve yapı ruhsatı alınması şarttır.
Teras ve Balkonların Kapatılması
Herhangi bir imar veya çevre kirliliği teşkil etmeyen teras ve balkonların kapatılması, suça sebep olmaz. Bina alanında artışa neden olma, yeni bir alan kazanımı söz konusu olmadığından ruhsat izni gerektirmez. Ayrıca emsal teşkil eden bir Yargıtay kararına göre binadaki balkonların bir kısmının duvar örülerek odaya dahil edilmesi ve balkonun küçültülerek kapalı net kullanım alanının genişletilmesi, imar kirliliği suçunun öğelerini taşımadığı gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmayan bir eylemdir. (Y18CD-2016/18450).
Geçici Barakalar
Geçici barakalar, sabit olmayan yapılar olarak değerlendirildiği için imar kirliliğine neden olma suçu unsurlarını oluşturmaz. Zemine sabitlenmeyen portatif yapılar için ruhsat izni alınmasına gerek olmasa da ruhsatsız bir şekilde yere sabitlenmesi, suç teşkil eder. Konteyner ise taşınabilir yapıda olduğu sürece sağlamlaştırmak için yerle bağlantı kurulması imar kirliliği suçuna sebebiyet vermez.
İnşaatla Veya Yıkımla İlgili Emniyet Kurallarına Uymama Suçu hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayınız.
İmar Kirliliğine Sebep Olma Cezası ve Özel Hükümler
İmar kirliliğine neden olma suçunun takibi şikâyete bağlı değildir. Yani, savcılık tarafından resen soruşturma yapılması ve faillere kamu davası açılması söz konusudur. İmar kirliliği cezası ise 1 seneden 5 seneye kadar hapis hükmü olarak ele alınmıştır. Direkt olarak adli para cezası verilmemesine karşın hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi hukuken mümkündür. Bu suç nedeniyle idare tarafından uygulanan yaptırım idari para cezası olup ceza yargılaması dışında bir prosedüre sahiptir.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB); Bireylerin suç işlemesi ardından başlatılan soruşturma veya kovuşturma evrelerinde, mağdurun veyahut kamunun uğradığı zararı gidermesi sonucunda, hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının ertelenmesi ve hükmün erteleme süreci boyunca hiçbir sonuç doğurmaması manasını taşır. Bununla birlikte kanunda özel bir etkin pişmanlık hali düzenlenmesi sebebiyle imar kirliliğine neden olma suçu için HAGB kararı verilmesi mümkün değildir. Bilakis koşulları varsa sanık için hapis cezasının ertelenmesi kararının verilmesi de hukuken mümkündür.
Etkin Pişmanlık
Etkin pişmanlık; şahsın işlediği fiilin meydana getirdiği olumsuz durumlarla birlikte hukuka aykırılığı gidermesi halinde cezalandırılmamasını ya da ceza indirim yapılmasını mümkün kılan bir düzenleme şeklinde açıklanabilir. İmar kirliliği suçunun özel bir etkin pişmanlık hükmü çerçevesinde düzenlenmesinden dolayı failin yapıyı imara uygun biçime getirmesi halinde hakkında kamu davası açılması söz konusu değildir. Buna bağlı olarak açılan olan kamu davası düşer ve ceza, tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkar.
Erteleme
İmar kirliliğine neden olma suçundan dolayı HAGB mümkün değildir fakat gerekli koşullar söz konusu olduğunda hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi ihtimali vardır. Erteleme için hapis cezasının 2 yıl veya daha az süreli olması ve diğer şartların karşılanması gerekir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Yargılama
İmar kirliliğine neden olma suçu yargılaması farklı aşamalardan oluşur. Öncelikle savcılık tarafından resen soruşturma yapılır ve kamu davası açılır. Daha sonra yargılama, soruşturma ve kovuşturma olmak üzere iki aşamada gerçekleşir.
Soruşturma Aşaması
Soruşturma, suç şüphesinin öğrenildiği zaman zarfından itibaren iddianamenin kabulüne kadar geçen süreyi ifade etmek adına kullanılan bir hukuki terimdir. İmar kirliliğine sebep olma suçunda soruşturma, savcılık tarafından resen yapılmalıdır. Resen kavramı ise bu suçun, takibi şikâyete bağlı suçlar arasında olmadığını gösterir.
Kovuşturma Süreci
Kovuşturma süreci, iddianamenin kabulünden hükmün kesinleşmesine kadar olan zaman zarfını açıklayan evredir. Yetkili ve görevli mahkeme ise imar kirliliği suçuna sebebiyet veren binanın bulunduğu bölgedeki Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Ceza Zamanaşımı
Suçun ceza zamanaşımı süresi, 8 sene olarak düzenlenmiştir. Savcılık tarafından suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içerisinde soruşturma başlatılabilir ve iddianamenin kabulü ardından kovuşturma evresi başlar. Eğer belirlenen zaman zarfında soruşturma başlatılmazsa dava zamanaşımına uğrar ve hukuki yaptırım uygulanmaz.
Mücavir Alan İmara Açılır Mı?
Mücavir alanın yasal dayanağı, 3194 sayılı İmar Kanunu olmakla birlikte 5’inci maddede açıkça ifade edilmiştir. Buna göre imar mevzuatı bakımından belediyelerin mesuliyet ve kontrolü altında olan bölgeler, mücavir alandır. Alan sınırları belediye içerisinde olmamakla birlikte imar mevzuatı bakımından belediyelerin kontrolüne verilmiştir.
Mücavir alanının imara açılması hususu belediyeler tarafından getirilen kısıtlamalar ve sınırlamalara bağlıdır. Şayet bu alanlar belediyenin farklı amaçlarla korumayı planladığı bölgelerse ev yapımına izin verilmeyebilir. Bununla birlikte belediye, mücavir alanların imarlı hale getirilmesi yahut önceki yapılaşma sınırlamalarının gevşetilmesi yönünde karar alabilir. Her halükârda mücavir alana yapılacak olan binalar için belediye tarafından verilen izinlerin alınması gerekir. Ruhsat başvurusunun onaylanması halinde ilgili bölgelerde imar faaliyetlerinin yapılması mümkündür.
Mücavir alanda ruhsatsız yapı inşa etmek imar kirliliğine neden olma suçu teşkil etmez. Bu bağlamda belirtilmiş olan; üçüncü fıkra dışındaki madde hükümlerinin yalnızca belediye sınırları içerisinde ya da özel imar rejimine tabi olan bölgelerde uygulanması yönündeki istisna, bu durumun imar kirliliğine neden olma suçu teşkil etmediğini gösterir. Ancak bu noktada mücavir alanda ruhsatsız yapı inşa etmenin hiçbir yaptırımı olmadığını düşünmek doğru değildir.
Kaçak Yapı Şikâyet Edilirse Ne Olur?
Kaçak yapı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına şikâyet edilebilmektedir. Bu durumda Kaçak Yapı Cezası uygulamaları esas alınır. İdare tarafından yapılan incelemeler ve tespitler neticesinde yıkım kararı alınması mümkündür. Bu durumda yıkıma ilişkin masraflar, bina sahibinden tahsil edilir.
İmar izni almaksızın veya ruhsata aykırı şekilde bina yapılması imar kirliliğine neden olma suçu unsurunu oluşturur. İdari incelemeler neticesinde bu suçun unsurlarının oluştuğu tespit edilirse savcılık tarafından resen soruşturma başlatılır. İlgili suçun cezası kanunda 1 yıldan 5 yıla kadar hapis hükmü olarak düzenlenmiştir.
Kaçak yapı, 12.10.2004 tarihinden önce yapılmışsa TCK’nın ilgili maddesi bu tarihte yürürlüğe girdiği için cezai yaptırım uygulanmaz. Bununla birlikte suç unsuru taşıyan kaçak yapıların davalarında etkin pişmanlıktan yararlanmak mümkündür fakat HAGB kararı verilmez.
Sıkça Sorulan Sorular
Özel İmar Rejimine Tabi Yerler Ne Demek?
Organize Sanayi Bölgeleri, Boğaziçi Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kıyı Kanunu gibi imar rejimleri özel kanunlarla düzenlenen bölgeler, imar rejimine tabi olan yerler olarak kanunda düzenlenmiştir. Bu bölgelerde ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapan kişiler, imar kirliliğine neden olma suçuna sebebiyet verdiği için 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanır.
Bina İçindeki Yapılar Suç Teşkil Eder Mi?
Mevcut bina içerisindeki yapılar veya balkonların kapatılması gibi işlemler, genel yapının statik taşıyıcı yapısına etki etmediği sürece imar kirliliği suçu teşkil etmez. Ancak alanın genişletilmesi için yapılan çalışmalar, suç teşkil eder. Örneğin, yapılan faaliyetlerin komşu parsellere taşması veya yol gibi alanları işgal etmesi suçtur. Bununla birlikte balkonun bir kısmının örülmesi ve odaya dahil edilmesi imar kirliliğine neden olmaz.
İmar Kirliliği Taksirli Suç Mudur?
İmar kirliliği, topluma karşı işlenen suçlar arasında yer aldığı için ilgili kişilerin rızası olması, hukuka uygunluk sebebi olarak sayılmaz. Buna göre suçun taksirle işlenmesi hukuken mümkün değildir. Kasten işlendiği kabul gördüğü için cezai yaptırımı 1 seneden 5 seneye kadar hapistir.
İmar Kirliliği Cezası Memuriyete Engel Mi?
Ceza mahkumiyetlerinin memuriyete engel olduğu istisnai kararlar vardır. Hapis cezasının 1 yıl ve daha fazla olması halinde kişi, memur olma hakkını yitirir. İmar kirliliğine neden olma suçu da 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak yaptırım uygulanabilecek bir durumdur. Bu bağlamda alınan ceza, memuriyete engel olabilir. Failin etkin pişmanlıktan yararlanması halinde ise memur olması mümkündür.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu İdari Para Cezası Ne Kadar?
İmar kirliliğine sebep olma suçunun yaptırımı, hapis cezasıdır. İdare tarafından verilen para cezası bu prosedüre bağlı olmamakla birlikte fail, imar kirliliği suçuyla yargılanır ve hapis cezasını adli para cezasına çevirebilir.
İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Konteyner?
Gayrimenkul vasfına sahip olmayan, zeminle bağlantısı bulunmayan, imalatı ve kullanımı için ruhsat gerekmeyen 3 adet konteyner imar kirliliği suçu teşkil etmez.
TCK 184 Savunma Dilekçesi
İmar kirliliğine neden olma suçundan dolayı düzenlenen bir cezalandırma söz konusu olduğunda TCK 184 savunma dilekçesi hazırlanarak Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilebilir. Savunma dilekçesi, dava konusuna aykırı bir durumun olması halinde hazırlanabilir. Örneğin, mülk sahibinin bilgisi ve rızası olmaksızın yapılan faaliyetlerin şikâyet edilmesi halinde sanık, mülk sahibidir. Ancak bu durumdan haberi olmayan mülk sahibi, yapan ve yaptıran kişinin ceza yaptırımına tabi olması yönünde bir savunma hazırlayabilir. Bu ve benzeri birçok istisnai durum söz konusu olabileceği için savunma dilekçeleri hazırlanırken profesyonel danışmanlık hizmetleri almak oldukça mühimdir. Savunma dilekçesi ile ilgili ceza hukuku alanında uzman avukatlarımızdan destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
TCK 184/1 Yargıtay Kararları
İmar kirliliği suçu ile ilgili emsal yargı kararlarından bir kısmı aşağıdaki gibidir:
- Teras Kat Bina Niteliğinde ise Ruhsat Gerektirir.
- “TCK’nin 184/1 maddesi bağlamında yapı ruhsatı alınmadan yahut ruhsata aykırı bina yapan ve yaptıran kişilerin cezalandırılması öngörülmüştür. 18.04.2005 tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında; zemin+1 normal katın üzerinde 64 m2 ebatlarında 2. normal katın kaba inşaatının tamamlandığı ve çatısının kaplandığı belirtilmiş olup 2005 yılında evin üzerine bir kat yaparak üzerinin çatı ile kapandığının ifade edilmesi, bilirkişi raporunda da tutanak tarihinden sonra davaya konu olan teras katın sıvasının yapıldığı, pencerelerinin takıldığı, aynı yılın Mart ve Nisan aylarında teras katın yapıldığının açıklanması üzerine davaya konu olan teras katın bina niteliğinde ve yapımın ruhsata tabi olduğu gözetilmeden ve bu hususlar tartışılıp reddedilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.” (4. CD. 08.02.2010, 7912/1544).
- 10.2004 Tarihinden Sonraki İmara Aykırı Eylemler Cezalandırılır.
- “5237 sayılı TCK’nin 184. Maddesinin 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olması, sanık tarafından yapılan ruhsatsız olarak yapılan inşaatta, zemin ve 1. katların kullanır halde, 2. katınsa kolonlarının dikili, tuğla duvarlarının nispeten örülü olduğunun 14.04.2005 tarihinde tespit edilmesi bağlamında tutanak düzenleyicilerin yönetim tarafından dinlenmesi ve tutanağın düzeltilmesi esnasında sanığın fiilen inşaat devam edip etmediği yönünde görgülerin sorulması, bilirkişiye inşaatın yapım tarihinde duraklamaya yer verilmeyecek şekilde tespitine yönelik teknik verilerin açıklattırılması, tüm kanıtlarla birlikte değerlendirilmesi sonucunda karar verilmesi gerekir.” (4. CD. 05.04.2010, 10054/9638).
Balkonların hafif malzemeden PVC ve camla kapatılmasının ve zemin kattaki iki dükkân arasında kalan duvarın kaldırılmasının imar kirliliği suçu oluşturmaması da emsal kararlar arasındadır.
Ankara kira avukatı konularında hukuki danışmanlık almak için Reform Ankara Hukuk Bürosu ile hemen iletişime geçin.