İdare Hukuku

Memura Verilen Uyarma Cezası İtiraz ve İptali

Güncel 2024

Memura Verilen Uyarma Cezası İtiraz ve İptali ; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, devlet memurları açısından disiplin cezalarını da düzenlemiştir. Bu disiplin cezalarından en hafif olanı uyarma cezasıdır. Uyarma cezası devlet memurunun işlemiş olduğu bazı fiil ve davranışlar karşılığında öngörülmüştür.

Bununla beraber uyarma cezasının bazı durumlarda hukuka aykırı olarak tesis edildiğine de rastlanabilmektedir. İşte bu durumlarda sicilini temiz tutmak isteyen devlet memurlarının hangi yollara başvurabileceği merak konusu olmaktadır.

Uyarma cezası her ne kadar en düşük seviyeli disiplin cezası olsa da hem memurun sicilini temiz tutmak istemesi hem de bir sonraki disiplin cezası kademesinin etkisinin değişmesi gerekçeleriyle hukuka aykırı uyarma cezalarının iptal edilmesi önem arz etmektedir. Uyarma cezasının verilmesi şeklinde tesis edilen disiplin cezaları tipik birer idari işlem olması nedeniyle idare mahkemelerinde uyarma cezasına itiraz edilebilir ve iptalleri için dava açılabilir.

Uyarma cezası aldıysanız ve süresi geçmecen uyarma cezasına itiraz edip iptal ettirmek istiyorsanız bizimle hemen iletişime geçin.

Memura Verilen Uyarma Cezası İtiraz ve İptali
Memura Verilen Uyarma Cezası İtiraz ve İptali

Memurlara Verilen Uyarma Cezası

Uyarma cezası 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre uyarma disiplin cezası, devlet memuruna, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Uyarma cezasının devlet memuruna mutlak suretle yazı ile bildirilmesi gerekmektedir.

İleride de üzerinde durulacağı üzere uyarma cezasının yazı ile bildirilmesi zorunluluğu hem kanundan kaynaklanır hem de idari işlemin şekil unsuru bakımından bu şekilde olması gerekir.

Aksi yönde verilen bir uyarma cezası, yani devlet memuruna yazısız olarak bildirilen bir uyarma cezasının hem 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hem de idari işlemin şekil unsuru bakımından hukuka aykırı olduğunu belirtmek gerekir. Bu şekilde tesis edilen bir uyarma cezasının şekil unsuruna aykırılıktan dolayı iptal edilmesi gerekir.

Uyarma Cezasını Gerektiren Fiiller

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125.maddesinde uyarma cezası ve uyarma cezasını gerektiren fiil ve davranışlar belirtilmiştir. Buna göre uyarma cezasını gerektiren fiil ve davranışlar şunlardır:

  • Verilen görev ve emirlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle alakalı resmî belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek ya da düzensiz davranmak,
  • İzinsiz veya özürsüz olarak göreve geç gelmek, görevden erken ayrılmak, görev mahallini terk etmek,
  • Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,
  • Usulsüz müracaat ya da şikâyette bulunmak,
  • Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,
  • Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek ya da ilgisiz kalmak,
  • Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,
  • Görevin iş birliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak,

Uyarma Cezasını Vermeye Yetkili Amirler

Uyarma cezasını vermeye yetkili amirler, Devlet Memurları Kanunu’nun 126.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre uyarma cezasını vermeye yetkili amir, ilgili devlet memurunun disiplin amiridir. Memurların disiplin amirleri bu konudaki düzenlemelere göre belirlenir. Ancak bir örnek vermek gerekirse bir lisedeki öğretmene uyarma disiplin cezasını vermeye yetkili amir ilgili okulun müdürüdür.

Uyarma cezası, yetkili disiplin amirleri tarafından yukarıdaki fiil veya davranışların gerçekleştirilmesi durumunda verilir. Uyarma cezasının yetkili olmayan kişiler tarafından verilmesi durumunda idari işlemin yetki unsurunda sakatlık olur.

Bu sakatlık nedeniyle uyarma disiplin cezası şeklinde tesis edilen idari işlemin yetki işlemindeki sakatlık nedeniyle iptal edilmesi gerekir. İdare mahkemelerinde açılacak olan bu davalar tipik birer idari işlemin iptali davasıdır. Ancak yine de dava açılırken hazırlanan dilekçede, işlemin yetkili amir tarafından yapılmadığı ileri sürülmelidir.

Uyarma Cezasında Zamanaşımı

Uyarma cezaları bakımından zamanaşımı konusu da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125.maddesinde belirtilmiştir. Uyarma disiplin cezaları bakımından zamanaşımı 1 aydır. Buna göre uyarma cezasını gerektiren fiil veya davranışın işlenmesinin ardından 1 aylık süre içerisinde yetkili amir tarafından soruşturmaya başlanmamışsa artık ilgili devlet memuru hakkında artık disiplin soruşturması yapılamaz ve disiplin cezası verilemez.

Uyarma disiplin cezası, yetkili amirce yürütülecek disiplin soruşturmasının tamamlanmasının ardından 15 gün içerisinde karar vermek zorundadır. Aksi durumda disiplin cezası şeklinde tesis edilen idari işlem idari işlemin şekil unsuru bakımından sakatlık içermiş olur ve hukuka aykırılıktan iptal edilmesi gerekir.

Uyarma Cezasında Memurun Savunma Hakkı

Her disiplin cezasında olduğu gibi devlet memurlarına verilen uyarma cezasında da memurun savunma hakkı mevcuttur. Memurun savunma hakkı alınmadan verilen uyarma cezası da şekil bakımından sakatlık içerir ve hukuka aykırı olması gerekçesiyle uyarma cezasına itiraz edilerek iptal edilmesi gerekir.

Savunma hakkı temelinde ceza hukukundan kaynaklanmaktadır. Sanığın savunmasının kutsallığı, disiplin hukukunda da hakkında disiplin soruşturması yürütülen devlet memuru hakkında daha farklı boyutlarda tecelli etmektedir.

Uygulamada özellikle devlet memuruna savunma hakkı verilmemesinden dolayı, uyarma cezası şeklinde tesis edilen idari işlemin şekil unsuru bakımından sakat olduğu örneklere rastlanmaktadır. Bu sakatlık idare mahkemelerinde açılacak iptal davalarıyla giderilebilmektedir.

Dolayısıyla hakkında uyarma cezası verilen devlet memurunun, şayet savunması alınmamışsa idare mahkemesinde açacağı davada bu savunma hakkının verilmemesini de ileri sürmesi gerekmektedir.

Uyarma Cezasının İptali Davası

Yukarıda da izah edildiği üzere uyarma cezasının tipik bir idari işlem olduğu ortadadır. Bu tipik idari işlemin iptali bakımından da idari yargılama hukukundaki idari işlemin iptali davasının genel kuralları geçerli olacaktır.

Yapılan yargılamada idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları incelenecektir. Bu inceleme sonucunda bir unsurda dahi sakatlık mevcut görülürse uyarma cezası hukuka aykırı gelecek ve idare mahkemesince iptal edilecektir. Örnek vermek gerekirse;

  • Yetkili disiplin amiri tarafından verilmeyen bir uyarma cezası idari işlemin yetki unsuruna aykırı olur.
  • Devlet memurunun savunmasının alınmamış olması yahut uyarma cezasının devlet memuruna yazılı bildirilmesi gerekirken sözlü bildirilmiş olması uyarma cezasının şekil unsuruna aykırı olur.
  • Uyarma cezasını gerektiren fiil veya davranışların haricinde bir sebeple devlet memuruna uyarma cezasının verilmesi uyarma cezasının sebep unsurunu hukuka aykırı kılar.
  • Uyarma cezası verilmiş olmasına rağmen kınama cezasının doğuracağı sonuçların doğması idari işlemin konu unsurunu hukuka aykırı kılar.

Bu örnekler çoğaltılabilir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere uygulamada genellikle devlet memuruna savunma hakkının verilmemiş yahut eksik verilmiş olmasından kaynaklı olarak uyarma cezası alan devlet memurlarının idari yargıda dava açma yoluna gittikleri görülmektedir.

Uyarma Cezasının İptali Davası Görevli ve Yetkili Mahkeme

Uyarma cezasının iptali davasında görevli mahkeme, İYUK gereğince idare mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise özel yetki kuralları gereğince devlet memurları söz konusu olduğu için devlet memurunun görev yaptığı yerdeki mahkemedir.

Sonuç olarak uyarma cezasının iptali davası uyarma cezası verilen devlet memurunun görev yaptığı yerdeki idare mahkemesinde açılmalıdır.

Uyarma Cezasının İptali Davası Dava Açma Süresi

Uyarma cezasının iptali davası bakımından dava açma süresi, İYUK’ta bulunan genel kurallar gereğince belirlenebilecektir. Buna göre hakkında uyarma disiplin cezası verilen devlet memuruna, disiplin cezasını aldığının tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde devlet memurunun yukarıda izah edilen görevli ve yetkili mahkemede davasını açması gerekecektir.

Aksi takdirde ilgili devlet memurunun uyarma cezasını iptal ettirebilmesi bakımından herhangi bir yol kalmayacaktır.

Uyarma Cezası İptal Davası Emsal Kararlar

Danıştay Kararı – 12. D., E. 2015/1046 K. 2015/5377 T. 20.10.2015
“Olayda, davalı idarenin davacının aldığı sağlık raporunu nerede geçireceğini sormasına ilişkin 18.10.2007 tarihli yazıya davacının verdiği 19.10.2010 tarihli cevapta, kendisine ailevi nedenlerle acilen izin verilmesi gerektiği, idarenin sorduğu sorunun cevabını kendisine yıllık izin verildikten sonra izinde iken vereceğini belirttiği, dava konusu işleme dayanak 22.10.2007 tarihli yazının tesis edildiği gün ise, beş günlük sağlık raporu aldığı hususları dikkate alındığında, davacının disiplin cezasını gerektiren bir fiilinin bulunmadığı anlaşılmakta olup davacıya 657 sayılı Kanun’un 125/A-e maddesi uyarınca disiplin cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.”

Danıştay Kararı – 12. D., E. 2012/6007 K. 2016/30 T. 19.1.2016
“Olayda, soruşturma sırasında ifadesine başvurulan davacı ile aynı bölümde çalışan memur E.S’nin ifadesinde, göreve başladığında davacının izne ayrıldığı, sonrasında kendisinin izne ayrıldığı, iddia konusunda çok fazla bir şey bilmediğini beyan ettiği, aynı bölümde memur olarak çalışan M.A’nın ifadesinde, davacının “ben bilmem, başkasına sorun” ve benzeri ifadeler kullandığını beyan ettiği, ifadesine başvurulan şef F.T”nin ise davacı ile aynı bölümde görev yapmadığı, davacının yerine şef olarak görevlendirildikten sonra bölüme geldiği, yine ifadesine başvurulan şube müdürü olarak görev yapan E.C ifadesinde iddia ile ilgili kendisinin bizzat tanık olmadığını, duyduğunu, kendisinin davacı ile uyumsuzluğunun olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda, davacı hakkındaki disiplin cezasına konu, Yatırımlar ve Tesisler bölümündeki diğer çalışanlarla arasındaki uyumsuzluğun had safhaya ulaştığı şeklindeki fiilinin her türlü şüpheden uzak biçimde ve net olarak ortaya konulamadığı, isnat edilen fiilin sübuta ermediği anlaşılmakta olup, disiplin cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.”

Danıştay Kararı – 12. D., E. 2010/8088 K. 2013/2585 T. 11.4.2013
“25.2.2011 günlü, 27857 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun’un 113. maddesi ile 657 sayılı Kanun’un 135. maddesi “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır. İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” şeklinde değiştirilmiş, aynı kanunun 117. maddesi ile de uyarma ve kınama cezalarına karşı 7 gün içinde itiraz edilebileceğini, itiraz edilmeyen veya itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğunu ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamayacağını düzenleyen 657 sayılı Kanunun 136. maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Davanın açıldığı ve temyize konu kararın verildiği tarihte uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı olmakla birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa ve yasa değişiklikleri uyarınca uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu açılmış olup, İdare Mahkemesince yeni oluşan hukuki durum gereği dava konusu uyarma cezası hakkında işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.”

Uyarma cezası aldıysanız ve uyarma cezasına itiraz etmek için iptal davası açma konusunda hukuki destek istiyorsanız İdare Hukuku konularında uzman olan Reform Ankara Hukuk Bürosu ile hemen iletişime geçebilirsiniz.

Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı

 

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından 2015 yılında kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danısmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danısmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında akademik basarı göstermis profesyonel avukatlardan olusmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN