Memur Mobbing Davası – Emsal Kararlar

Memur mobbing davası; kamu görevlisinin görev yaptığı kurum içerisinde sistematik, kasıtlı ve süreklilik arz eden psikolojik taciz eylemlerine maruz kalması nedeniyle, uğradığı manevi ve varsa maddi zararların tazmini amacıyla idare aleyhine açtığı tam yargı davasıdır. İdarenin hizmet kusuruna dayanan bu davalarda, mobbing; kamu gücünün kişisel husumet, yıldırma veya dışlama amacıyla kötüye kullanılması sonucu kişinin mesleki itibarının, psikolojik bütünlüğünün ve çalışma koşullarının zarar görmesi olarak değerlendirilir. Başvuru ön şartı kapsamında idareye yapılan talebin reddi veya zımnen reddi üzerine dava açılır.
Mobbing Nedir?
Mobbing; bir çalışanın iş yerinde sistematik, kasıtlı ve tekrarlayan psikolojik baskıya, dışlamaya ve yıldırma davranışlarına maruz bırakılmasıdır. Diğer bir ifadeyle mobbing, kişinin mesleki itibarını zedelemeyi, motivasyonunu kırmayı, yalnızlaştırmayı ve zaman içinde iş hayatından uzaklaştırmayı amaçlayan planlı bir psikolojik saldırı sürecidir.
Hakaret, küçük düşürme, yok sayma, dedikodu yayma, aşırı görev yükleme, görev vermeme, sürekli eleştirme, hedef alma, yetkiyi kötüye kullanma gibi davranışlar mobbing örnekleri arasında yer alır.
Mobbing, tek bir olay değil; belirli bir süre boyunca devam eden ve kasıt unsuru taşıyan sistematik bir psikolojik yıldırma eylemidir.
Memur Mobbing Davası Nedir?
Memur mobbing davası; kamu kurumlarında görev yapan bir memurun, amirleri veya çalışma arkadaşları tarafından sistematik psikolojik tacize maruz kalması nedeniyle açtığı tazminat davasıdır. Bu dava ile memur, işyerinde sürekli dışlanma, küçük düşürülme, görev verilmemesi veya tam tersi aşırı görev yükleme, liyakate aykırı uygulamalar, haksız disiplin süreçleri, tehdit, baskı ve yıldırma gibi davranışlardan kaynaklanan maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep eder.
Kamu görevlilerine uygulanan mobbing, idarenin hizmet kusuru kapsamında değerlendirilir. Bu nedenle memur, önce idareye başvurarak zararının giderilmesini ister, talebin reddi veya zımnen reddi üzerine ise idare mahkemesinde mobbing tazminat davası açabilir.
Memur mobbing davalarının amacı; kamu görevlisinin kişilik haklarının korunması, çalışma barışının sağlanması ve idarenin hukuka aykırı tutumlarından doğan zararların giderilmesidir.
Kamu Personeli İçin Mobbing Davasının Açılması İçin Mobbingin Ne Kadar Süre Devam Etmesi Gerekir
Danıştay içtihatlarında genel kabul gören süre en az 6 aydır.
Bu süre boyunca davranışların:
- Düzenli aralıklarla tekrarlanması,
- Yıldırma amacı taşıması,
- Aynı kişiye yönelmiş olması,
- Psikolojik baskı niteliği taşıması,
gerekmektedir.
Tek seferlik tartışmalar, anlık çatışmalar veya kısa süreli sorunlar mobbing sayılmaz.
Mobbing Şartları Nelerdir?
Bir davranışın “mobbing” olarak kabul edilebilmesi için, belirli hukuki ve psikolojik kriterleri taşıması gerekir. Tek seferlik tartışmalar, iş yoğunluğundan kaynaklanan gerilimler veya yönetimsel eleştiriler mobbing olarak nitelendirilmez. Mobbing; planlı, sistematik ve mağdurun çalışma ortamını bozmayı hedefleyen davranışlardan oluşur.
Mobbingin oluşabilmesi için aranan temel şartlar şunlardır:
Sistematik ve Süreklilik Arz Etmesi
Davranışların belli aralıklarla tekrarlanması ve belirli bir zaman dilimine yayılması gerekir.
(Danıştay içtihatlarında genellikle en az 6 ay süre aranır.)
Kasıt Unsuru (Yıldırma Amacı)
Amaç, çalışanın psikolojik olarak yıpratılması, motivasyonunun kırılması veya kurumdan uzaklaştırılması olmalıdır.
Kişiyi Hedef Alması
Davranışlar belirli bir kişiye yönelmiş olmalı; genel iş disiplinine yönelik uygulamalardan ayrışmalıdır.
Onur ve Kişilik Haklarını Zedelemesi
Aşağılama, küçük düşürme, dışlama, mesleki itibarını zedeleme gibi olumsuz etkiler yaratmalıdır.
İş Ortamında Gerçekleşmesi
Eylemler iş ilişkisi bağlamında, çalışma ortamında veya işin yürütülmesi sırasında meydana gelmelidir.
Psikolojik Zarar veya Zarar Tehlikesi
Mağdurun ruh sağlığında bozulma, kaygı, motivasyon kaybı, performans düşüşü gibi etkiler oluşmalıdır.
Memurlarda Mobbing Davası Açma Süresi Nedir?
Mobbing davası, eylemin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurularak açılır. Başvurunun reddi üzerine 60 gün içinde idare mahkemesinde tam yargı davası açılır.
- Mobbing süreci zaman içinde devam eden (mütemadi) bir eylem olduğundan; süre hesaplamasında son mobbing eylemi dikkate alınır.
- Bazen memur, mobbinge maruz kaldığını geç fark edebilir. Bu durumda zararın öğrenildiği tarih esas alınır.
Memur Mobbing Davası Emsal Kararlar
İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi 2018/483E, 2018/1289K
Davacının ….. Şube Müdürlüğünde Makine Mühendisi olarak görev yaptığı sırada “işyerinde psikolojik taciz-mobbing” olarak tanımlanabilecek eylem ve işlemler nedeniyle yaşadığı üzüntü karşılığında 50.000,00 TL manevi zararının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada
Kamu görevlilerinin statü hukukunun gereği olarak, ancak belli bir hiyerarşi içinde ve idare hukukuna özgü yetki kurallarına dayanılarak ilgililerin çalışma yaşamı ve koşullarına ilişkin olarak tesis ettiği işlemlerin kendi maddi ve hukuksal sonuçlarının, işlemlerle ortaya koyulmayan ve/veya koyulamayan tasarrufların ötesinde; “zaman içinde”, “tekrarlanan” ve işlemlerin ve/veya ilgiliye yönelik eylemli tasarrufların neden ve amaç unsurlarından bağımsız olarak kişiye yönelik kişisel psikolojik taciz biçiminde değerlendirilecek öznel etkilerinin ilgilisinde yarattığı ileri sürülen maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle açılan davaların;
Kabul koşullarının da işlemlere özgü olarak değil, bu işlemlerin kendilerinden bağımsız olarak ilgilisinde yarattığı fiziksel ve ruhsal etkilerine dönük davalar olarak “eylemden” kaynaklanan tazminat davası niteliğinde açıldığının ve ilgililerin bu yönde salt tazminat istemlerine ilişkin olarak yapılmış başvuruların 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi kapsamında yapılmış bir “ön başvuru” olduğunun kabulü gerekmektedir. (Bu değerlendirmede; Danıştay Beşinci Dairesinin 08.06.2016 tarih, E:2016/3154, K:2016/3688 sayılı salt disiplin cezası ve soruşturmalar nedeniyle açılan davanın, işlem üzerine açılmış dava olduğu, ön başvuru yolu aranmayacağı yolundaki kararı da Dairemizce göz önünde bulundurulmuştur.)
Bu durumda, davacının belli bir süreç içinde kendisine yönelik işlem ve işyeri uygulamalarının psikolojik taciz niteliğinde olduğunu ileri sürerek, bu durumun önlenmesi ve uğradığı manevi zararın 50.000,00 TL ile tazmini istemiyle yaptığı 22.12.2015 tarihli ön başvurusunun reddi üzerine 26.02.2016 tarihinde açtığı davanın, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca süresi içinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
19.03.2011 tarihli ve 27879 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) önlenmesi konulu 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesinde; Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik tacizin, çalışanların itibarını ve onurunu zedelediği, verimliliğini azalttığı ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilediği belirtilmiş, kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesinin gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğu vurgulanmış, bu doğrultuda çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla birtakım tedbirler alınmıştır.
davacının kendisine yönelik yapılmış ikaz yazılarının içeriği, içeriğinde davacının tutum ve davranışlarının nitelendirilmesi sırasında kullanılan ifadeler, ceza yargılamasına da konu edilmiş, şüpheliler bakımından beraatle sonuçlansa da davacıya yönelik olarak kuruman yöneticileri tarafından sarfedilmiş “yalancı”, “geri zekalı” gibi sözler, ikaz yazılarının iptal edilmiş olması,
Davacının kendisine yönelik işlemlere yönelik olarak hak arama özgürlüğü kapsamında yaptığı başvurular sonrasında da ikaz edildiği yazılarda davacının kişiliğine, kamu görevlisi olarak güvenilirliği, mesleki sorumluluğu kurumun işleyişine yönelik olarak olumsuz değerlendirmeler, “kışkırtıcı”, “kamplaştırıcı” gibi ifadeler, olayların davacının birimindeki telefonlara bakmaması nedeniyle başlayan çekişmelerde yöneticilerin davacıya yönelik ikaz yazılarının sayısı, aynı nedenle hakkında disiplin soruşturması yapılması, soruşturma sonucunda getirilen önerilerle davacının uyarma ve kınama cezaları ile cezalandırılması,
Bu cezaların yargı yerince iptal edilmiş olması, davacının aile içinde sağlık sorunlarına karşın görev yerinden çok uzakta Batman’da görevlendirilmesi, birim içinde görev yerinin değiştirilmesi, 2015 yılı sicil değerlendirmesinin aynı yöneticiler tarafından önceki yıllardan daha düşük (B) düzeyinde verilmesiyle 2015 yılının Şubat ayından davacının başvurusu tarihi 22.12.2015 tarihine kadar yaşanan süreç gözönünde bulundurulduğunda: davacının görev yaptığı ….. Şube Müdürlüğü yöneticilerinin davacıya yönelik işlemleri, işyeri uygulamaları, takındıkları tutum ve sarfettikleri sözlerin:
Belli bir dönemde süregelen bir biçimde baskıcı, dışlayıcı ve davacıyı yıldırmaya yönelik haksız uygulamalar olarak işyerinde psikolojik taciz niteliği gösterdiği: bu nedenle davalı idarenin davacının uğradığı manevi zarardan hukuksal sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerektiğinden: aksi yönde verilen başvuruya konu kararda hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Danıştay 2. Dairesi 2015/6046E, 2017/6537K
Davacının iddialarının fiziksel ve manevi etkileri, süresi ve yoğunluk derecesi gibi unsurlar değerlendirildiğinde; ders programının haftanın geneline yayılarak zorlaştırılması ve aynı gün birkaç okula gidecek şekilde program yapılması, birbirine uzak dört okulda birden görevlendirilmesi, davacıya birbiriyle çakışan görevler verilmesi şeklindeki eylemlerin kişilik haklarını ihlal ederek, davacı üzerinde fiziki ve ruhsal etkilerinin olması mümkün olmaktadır.
Nitekim, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma Ve Uygulama Merkezi’nce davacı hakkında düzenlenen ve dosya içerisinde yer alan 21/01/2014 günlü raporda, “davacının ilk defa 3 yıl önce yaşadığı ve devam eden çalışma hayatındaki sorunlar sonrası oluşan ruhsal belirtileriyle travma sonrası stres bozukluğu ön tanısıyla izlemi ve tedavisinin devam ettiği” hususlarına yer verildiği görülmüştür. Sonrasında da, travma sonrası stres bozukluğu tanısıyla, davacıya çok sayıda istirahat raporu verildiği görülmüştür.
Bu durumda, öğretmen olan davacının, ders programının haftanın geneline yayılarak zorlaştırıldığı ve aynı gün birkaç okula gidecek şekilde program yapıldığı, birbirine uzak dört okulda birden görevlendirildiği, davacıya birbiriyle çakışan görevler verildiği, kendisine uygulanan mobbing neticesinde ruhsal ve psikolojik sağlığının bozulduğu dikkate alındığında, olayda, manevi tazminata ilişkin koşulların oluştuğu sonucuna varılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının duyduğu elem ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, Mahkemece takdir edilecek manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak miktarda, fakat aynı zamanda duyulan elem ve ızdırabı giderecek oranda saptanarak davalı idare tarafından davacıya ödenmesine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, temyiz isteminin kısmen kabul edilerek Mahkeme kararının manevi tazminat yönünden bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Danıştay 2. Dairesi 2020/516E, : 2020/3123K , 22.10.2020
Öte yandan, davacı tarafından kendisine mobbing uygulandığından bahisle maddi ve manevi tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık olmak üzere 1.000,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davacıya geçici görevlendirmeleri kapsamında geçici görev yolluğu ödenmediğinden davacının 1,000,00-TL maddi tazminat isteminin kabulü;
Davacının ifa ettiği kamu görevinin niteliği ve davacı ile davalı idare arasında yaşanan ve yargıya intikal eden ve etmeyen hukuki süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece davacıya belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, yıldırma, pasifize etme veya işten uzaklaştırmayı amaçlayan işlemler tesis edildiği, sürekli yerinin değiştirildiği, davacının yersiz soruşturmalara maruz bırakılıp haksız disiplin cezaları verildiği, bu haliyle davacıya manevi taciz (mobbing) uygulandığı,
Bu durumun ise davacıyı manevi olarak elem ve kedere uğrattığı ve yıprattığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin 10.000,00-TL’lik kısmının kabulü yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E…., K…. sayılı karara karşı davalı idarece yapılan istinaf başvurusu … Bölge İdare Mahkemesi, … İdari Dava Dairesinin … günlü, E…., K…. sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir. Bu durumda, davacının görevinden alınmasını gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli somut bir bilgi ve belgenin davalı idarece sunulamaması karşısında, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak davacının genel sekreterlik görevinden alınarak enstitü sekreteri olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki … Bölge İdare Mahkemesi, … İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Detaylı bilgi için Reform Hukuk Bürosu İdare Hukuku Avukatları ile İletişime Geçiniz.
Bu makalenin hazırlanmasında coprus.com isimli programdan yardım alınmıştır.
SIRADAKİ MAKALEMİZ :

 
				



