İdare Hukuku

Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma-Müstafi Sayılma

Güncel 2024

Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma-Müstafi Sayılma , kelime anlamı itibariyle istifa etmiş sayılan anlamına gelmektedir. Direkt, icrai bir istifa hali söz konusu olmadan istifa edilmiş sayılma durumları müstafi sayılma olarak adlandırılmaktadır. Devlet memurları açısından ise müstafi sayılma işlemi, devlet memurunun görevinden ve yaptığı işten istifa etmiş sayılmasını ifade etmektedir.

Diğer bir ifadeyle icrai olarak yazılı başvuruyla istifa verilmeden devlet memurunun istifa etmiş sayılması durumu müstafi sayılma işlemidir. İşte bu müstafi sayılma işlemleri pek çok zaman dava edilmekte ve hukuka aykırılıkları ileri sürülmektedir. Tipik bir idari işlem olması gerekçesiyle müstafi sayılma işlemine karşı açılan davalar da tipik birer idari işlemin iptali davasıdır. Bu nedenle iptal davasına yönelik uygulanacak genel usul ve esaslar bu davalar hakkında da uygulama alanı bulacaktır.

Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma-Müstafi Sayılma
Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma-Müstafi Sayılma

Müstafi Sayılma Durumları

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun farklı hükümlerinde farklı müstafi sayılma durumları düzenlenmiştir. Müstafi sayılma işleminin, icrai ve yazılı olarak verilen istifa dilekçesinden farklı olmasından kaynaklı olarak müstafi sayılma durumlarının da ayrıyeten belirtilmesi gerekecektir. Müstafi sayılma durumları aşağıda belirtilmiştir:

Nakil İşlemi Sonucunda Memuriyete Başlanmaması: Devlet memurunun nakil işleminin gerçekleştirilmesinin ardından nakil işleminin devlet memuruna tebliğ edilmesiyle beraber devlet memurunun 15 gün içinde iş başı yapması zorunludur. 15 günlük öngörülen bu süre gerekli durumlarda bir miktar uzatılabilir. Ancak uzatılsın veya uzatılmasın ilgili sürenin dolmasının ardından nakil yerinde göreve başlamayan memur istifa etmiş sayılır. Diğer bir ifadeyle müstafi sayılır.
Ücretsiz İznin Ardından İş Başı Yapılmaması: Devlet memurlarının ücretsiz izin hakları saklıdır. İşte bu ücretsiz izinlerinin sonunda 10 gün içinde görevine dönüp iş başı yapmayan devlet memuru istifa etmiş yani müstafi sayılır. Devlet Memurları Kanunu’nun 108.maddesinin F bendinde bu husus şöyle ifade edilmiştir:
“Aylıksız izin süresinin bitiminden önce mazereti gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya mazeret sebebinin kalkmasını izleyen on gün içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır”.

Geçerli Mazeretsiz ve Kesintisiz 10 Gün Devamsızlık Yapılması: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 94.maddesinde en temel müstafi sayılma durumu düzenlenmiştir. Buna göre mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.
Yurtdışı Görevinden Sonra Göreve Dönülmemesi: Yurtdışı göreviyle görevlendirilen memurun yurtdışı görevinin bitmesinin ardından 10 gün içinde görevine dönmemesi durumunda müstafi sayılması halidir.
Yukarıda da izah edilen durumların birinin mevcudiyeti halinde ilgili devlet memuru görevinden çekilmiş, diğer bir ifadeyle istifa etmiş sayılır. Bu istifa etmiş sayılma hallerinin hukuka uygunluklarının tespiti pek tabii ki idari yargı yerlerince yapılmaktadır. İşte idari yargı yerlerince yapılacak olan bu denetim, müstafi sayılma işlemine karşı açılacak davaları gündeme getirmektedir.

Müstafi Sayılanların Yeniden Göreve Dönme Süreleri

Müstafi sayılma işlemi uygulanan devlet memurlarının görevlerine yeniden en erken ne zaman dönebilecekleri farklı süreler bağlamında hükme bağlanmıştır. Buna göre:

  • Olağanüstü çekilenlerle usulüne uygun olarak görevinden çekilenler 6 ay dolmadan görevlerine geri dönemezler.
  • “Çekilmek isteyen memur yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir.” Kaidesine uymadan çekilen devlet memurları 1 yıl dolmadan görevlerine geri dönemezler.
  • Şayet devlet memurunun görevden çekilmesi belli usul ve törenlere tabiiyse ve ilgili devlet memuru bu usullere uymadan görevinden çekilmişse 3 yıl geçmeden yeniden görevine dönemez.
  • Olağanüstü çekilme durumları açısından, olağanüstü çekilme usullerine uygun olmayacak şekilde görevinden çekilenler hiçbir şekilde görevlerine dönemezler.

Müstafi Sayılma İşlemine Karşı Açılan Davalar

Müstafi sayılma işlemine karşı açılan davalar yukarıda da belirttiğimiz üzere, müstafi sayılma işleminin bir idari işlem olmasından kaynaklı olarak idari işlemin iptali davası niteliği taşımaktadır. Bu nedenle müstafi sayılma işlemine karşı açılan davalar idari yargıda uzman bir avukat aracılığıyla takip edilmelidir. Dosyanın bu şekilde tekemmül etmesi hakkı savunulan kişi açısından daha faydalı olacaktır.

Uygulamada özellikle devlet memurunca çalıştığı kuruma mazeret gönderilmekte fakat mazeretin bazı durumlarda kurumca kabul edilmemesi sonucunda devlet memuru mazeretsiz sayılmakta ve bu nedenle sürenin geçmesinin ardından devlet memuru müstafi sayılmaktadır. Bu durumun haksızlık içeriği bir yana dayanaksız şekilde mazeretlerin kabul görmüyor olması hukuk devleti ilkesine aykırılık taşımaktadır.

Mazeretin hangi durumlarda kabul gördüğü hangi durumlarda kabul görmediği kurumdan kuruma değişiklik gösterebilmektedir. Konuya ilişkin yargı kararlarıyla değerlendirme yapılması daha doğru olacaktır. Zira devlet memurlarının sunacağı mazeretlerin sınırlı bir şekilde sayılmadığı ortadadır. Bu nedenle her somut olaya göre devlet memurunun sunacağı mazeretin ayrı ayrı değerlendirilmesi isabetli olacaktır.

Müstafi Sayılma İşlemi İptal Davası Açma Süresi

İdari yargılama hukuku bakımından iptal davalarında dava açma süresi, işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Dolayısıyla müstafi sayıldığının ilgili devlet memuruna tebliğ edilmesinin ardından devlet memurunun 60 gün içinde iptal davası açması gerekecektir. 60 gün olarak belirlenen bu süre, idareye itiraz başvurusu yapılmasıyla beraber duracaktır. Başvurunun zımnen veya açık olarak reddedilmesi durumunda ise dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam edecektir.

Müstafi Sayılma İşlemi İptal Davası Görevli Ve Yetkili Mahkeme

İlgili işlemin iptaline yönelik açılan dava iptal davası olmasından kaynaklı olarak görevli mahkeme idare mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise İYUK m.33 uyarınca devlet memurunun son görev yaptığı yer mahkemesidir. Davanın görevli veya yetkili mahkemede açılmaması durumunda ise dava görev veya yetki yönünden reddedilerek görevli veya yetkili mahkemeye gönderilir. O nedenle alanında uzman bir idare hukuku avukatıyla çalışılması gerekmektedir.

Müstafi Sayılma İşlemi İptal Davası Yürütmenin Durdurulması

İdari yargılama hukukunda yürütmenin durdurulması, tesis edilen idari işlemin yürütmesinin durdurulması ve işlemin doğurduğu sonuçların geri alınması anlamına gelmektedir. Müstafi sayılma işlemine karşı açılan iptal davalarında da yürütmenin durdurulması talebinin ileri sürülmesi ilgili devlet memurunun müstafi sayılmasını durduracak ve bu sayede devlet memuru görevine dönebilecektir. Ancak yürütmenin durdurulması için belli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlar aşağıdaki gibidir:

Tesis edilen idari işlemin yürütülmesi yani uygulanması durumunda telafisi güç veya olanaksız zararların doğması
Tesis edilen idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması
Bu iki şartın beraber gerçekleşmesi durumunda idare mahkemesince yürütmenin durdurulması kararı verilebilecektir. Ancak kural olarak idare mahkemelerinde dava açılması kendiliğinden idari işlemin yürütmesini durdurmayacağından, mutlak suretle yürütmenin durdurulması mahkemeden talep edilmelidir. Diğer bir ifadeyle yürütmenin durdurulması talebinin olmadığı durumlarda idare mahkemesi kendiliğinden yürütmenin durdurulması yönünde karar veremeyecektir.

Devlet Memurluğundan Çekilmiş Sayılma Emsal Danıştay Kararları

Danıştay Kararı – 16. D., E. 2015/9334 K. 2015/500 T. 3.3.2015 (657 Müstafi Sayılma)
“Öte yandan, İdare Mahkemesince, davacının 10.07.2013-19.07.2013 tarihleri arasında göreve gitmediği sabit olmakla birlikte, görevine gitmediği bu günlerden cumartesi ve pazar günlerine isabet eden 13.07.2013 ve 14.07.2013 tarihlerinin hafta sonu tatillerine rastladığı ve bu tarihlerde davacının nöbetçi olmadığı ve mesaisinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının terk ettiği günlerin sayısının istese de görevinin başında olamayacağı hafta sonu tatiline isabet eden 2 günlük kısmı düşüldüğünde, müstafi sayılması için Kanunla aranan 10 günlük süreye ulaşmadığı ileri sürülmekte ise de, yukarıda sözü edilen yasa hükmünde yer verilen “görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde” ifadesinden anlaşılacağı üzere, sürenin hesabında hafta sonu tatillerinin dikkate alınmaması halinde kesintisiz olarak 10 gün göreve gelmeme durumunun fiilen mümkün olamayacağı, bu nedenle sürenin hesabında hafta sonu tatillerinin de dikkate alınacağı açıktır.”

Danıştay Kararı – 12. D., E. 2018/9205 K. 2021/1419 T. 17.3.2021 (657
Sayılı Kanunun 94. Maddesinin 2 Fıkrası)
“Uyuşmazlıkta, 2010 yılı içerisinde davacının belli bir tarih esas alınarak ve bu tarihi takip eden 10 günü aşan bir sürede kurumunca kabul edilen bir mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi halinin mevcut olması, bu durumun da somut olarak ve hukuken kabul edilebilir delillerle ortaya konulmuş olması halinde, 657 sayılı Kanun’un 94. maddesi kapsamında görevden çekilmiş sayılmasına karar verileceği açık olup davacı hakkında tesis edilmiş olan müstafi sayılma işlemi nedeniyle görev mahalline gelmesine hukuken imkan bulunmadığı hususu göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu işlemin tesisine neden olan göreve mazeretsiz olarak gelmeme fiilinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır.”

Mustafi sayılma konusunda idari dava açmak istiyorsanız bizimle hemen iletişime geçin.

Sıradaki Makalemiz: Ankara Kira Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN