Örnek Dava DilekçeleriSigorta Hukuku

Araç Değer Kaybı Cevap Dilekçesi Örneği – 2025

Araç Değer Kaybı Cevap Dilekçesi Örneği

Trafik kazası sonrası araçta oluşan hasar nedeniyle açılan değer kaybı davası, hem bireyler hem de şirketler açısından ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Özellikle araç değer kaybı tazminat davasında davalı vekili olarak görev alan avukatlar için, etkili ve hukuki temellere dayalı bir cevap dilekçesi hazırlamak hayati önem taşır. Bu makalede, araç değer kaybı cevap dilekçesi nasıl yazılır, hangi savunma stratejileri izlenmelidir ve nelere dikkat edilmelidir sorularına detaylı yanıtlar sunacağız.

Araç değer kaybı davasına cevap dilekçesi, sadece yazılı savunmanın ötesinde bir anlam taşır; doğru şekilde hazırlandığında, haksız taleplerin reddine veya tazminat miktarının düşürülmesine olanak sağlar. Davacı tarafın talepleriyle birlikte dosyaya sunulan bilirkişi raporu, kusur oranları ve tespit edilen araçtan yoksun kalma süresi, savunmanın temelini oluşturur. Bu noktada, mahkemeye sunulan dilekçenin; trafik kazası değer kaybı savunması, değer kaybı reddi, kusur itirazı gibi unsurları barındırması gerekir.

Bu içerikte, 2025 yılına ait güncel Yargıtay içtihatları ışığında hazırlanmış örnek dilekçe metnine de yer verilecek olup, sigorta şirketine karşı açılan araç değer kaybı davasına nasıl cevap verilir, hukuki argümanlar nelerdir, zamanaşımı, yetki ve esasa ilişkin savunmalar nasıl yapılır gibi konular detaylı biçimde ele alınacaktır.

Araç Değer Kaybı Davası Nedir?

Araç değer kaybı, bir aracın geçirdiği kazadan sonra onarılmış olsa bile ikinci el piyasa değerinde yaşanan azalmayı ifade eder. Araç sahibi, kaza sonrası aracının piyasa değerinde oluşan bu farkı, kazada kusurlu olan tarafa veya onun sigortacısına karşı dava yoluyla talep edebilir. Bu tür talepler, genellikle trafik kazası tazminat davası kapsamında açılmakta olup, talep edilen tazminat miktarı bilirkişi marifetiyle belirlenmektedir.

Ancak, her değer kaybı iddiası haklı ve geçerli olmayabilir. Araç yaşı, kilometresi, geçmişte geçirdiği kazalar gibi birçok faktör değer kaybının oluşmadığını gösterebilir. Bu gibi durumlarda, araç değer kaybı davasında savunma dilekçesi büyük önem taşır.

Hangi Hallerde Cevap Dilekçesi Yazılır?

Araç değer kaybı için müvekkile karşı açılan dava, genellikle trafik kazası sonucu meydana gelen maddi hasar nedeniyle talep edilen tazminata ilişkindir. Eğer kazaya karışan araç, bir şirkete aitse veya sürücü bir çalışan ise, dava genellikle hem sürücüye hem de işverene yöneltilir. Bu gibi durumlarda:

  • Sigorta şirketine karşı açılan araç değer kaybı davası
  • Şirket adına kayıtlı araçlar için açılan tazminat davaları
  • Kazaya karışan kişinin kusursuz olduğuna dair güçlü delillerin bulunması
  • Zamanaşımı süresinin dolmuş olması
  • Yetkisiz mahkemede dava açılmış olması

gibi hallerde araç değer kaybı savunma dilekçesi hazırlanması gereklidir.

Bu dilekçede sadece olayın özeti ve tarafların beyanları değil; aynı zamanda kusur oranına itiraz, bilirkişi raporuna karşı görüş, değer kaybının oluşmadığına dair teknik gerekçeler, emniyet kayıtları, trafik tespit tutanağı, araç ekspertiz raporu gibi unsurlar yer almalıdır.

Araç Değer Kaybı Cevap Dilekçesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Araç değer kaybı savunma dilekçesi, sadece olay anlatımıyla sınırlı olmamalıdır. Dilekçenin etkili olması için usule ve esasa ilişkin itirazlar açıkça ortaya konulmalı; bilirkişi raporlarına karşı beyanlar, kusur oranlarına yönelik itirazlar, araçtan yoksun kalma süresinin soyutluğu, değer kaybı hesaplamasındaki eksiklikler net biçimde ifade edilmelidir.

Özellikle trafik kazası değer kaybı savunması yapılırken şu unsurlara dikkat edilmelidir:

  • Davalı hakkında arabuluculuk sürecinin işletilip işletilmediği,
  • Dava açılan mahkemenin yetkili olup olmadığı,
  • Belirsiz alacak davası açılmasının hukuki menfaat yönünden değerlendirilmesi,
  • Kazaya ilişkin kusur oranlarının isabetli belirlenip belirlenmediği,
  • Araç değer kaybının ve araç mahrumiyet bedelinin hesaplamaya elverişli olup olmadığı.

Sigorta Şirketi veya Şirket Aracı Sahipleri Nasıl Savunma Yapmalı?

Trafik kazalarında, araç bir şirkete aitse veya sürücü şirket çalışanıysa, şirket adına araç değer kaybı davasına cevap dilekçesi çok daha teknik olmalıdır. Çünkü bu tür durumlarda:

  • Zamanaşımı ve yetki itirazı sıklıkla savunma konusu olur.
  • İkame araç kullanımı, kasko teminatı, amortisman değerleri, günlük kira bedelleri gibi teknik veriler dosyaya eklenmelidir.
  • Araç eğer kasko kapsamında ikame araçla değiştirilmişse, bu durum araçtan yoksun kalma tazminatının doğmasına engel teşkil eder.

Bu durumda sigorta şirketine karşı açılan araç değer kaybı davasına nasıl cevap verilir sorusu, detaylı hukuki değerlendirme gerektirir. Aşağıda bu değerlendirmelerin uygulandığı somut bir cevap dilekçesi örneği yer almaktadır.

Araç Değer Kaybı Cevap Dilekçesi Örneği (Tam Metin)

                            ……… ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE

Dosya No                :

CEVAP VEREN DAVALI  : ……..

VEKİLİ                     : Reform Hukuk

DAVACI                  : ……..

VEKİLİ                    : Av.  ………

KONU                    : Davaya  ilişkin cevaplarımızın ve delillerimizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR

Sayın Mahkemeniz nezdinde görülmekte olan işbu davaya ilişkin cevap ve itirazlarımız, süresi içinde sunulmakta olup; esasa ve usule ilişkin ciddi eksiklikler barındıran, hukuki dayanaktan yoksun bu davanın reddi gerekmektedir. Şöyle ki;

USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ

Dava konusu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayalı olup, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu gereğince dava şartı arabuluculuğa tabidir.

Davacı, yalnızca ……..Sigorta A.Ş. ile arabuluculuk süreci yürütmüş; diğer davalı müvekkilim ………..  yönünden arabuluculuk süreci işletilmemiştir. Müvekkilimin davalı taraf olarak gösterilmesi usulen mümkün değildir.

Bu durum, 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin 2. fıkrasına açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Bu düzenlemeye göre, her bir davalı için ayrı ayrı arabuluculuk süreci tamamlanmadan açılan davalar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmelidir.

Ayrıca, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, “birden fazla davalı bulunan dava şartı arabuluculuk kapsamındaki davalarda, her bir davalı yönünden ayrı arabuluculuk süreci işletilmediği takdirde dava şartı gerçekleşmiş sayılmaz” (Örn: Yargıtay 3. HD, 2021/2438 E. – 2021/8354 K.).

Diğer bir husus ise Müvekkilimiz …….., dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, ikametgâhı Ankara olan bir gerçek kişidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, bir davalıya karşı açılacak davalarda genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Müvekkilin ikametgâhı Ankara’da bulunmasına rağmen, dava haksız ve dayanaktan yoksun biçimde ……… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmıştır. Bu husus, yetki yönünden açık bir aykırılık oluşturmaktadır. Bu itibarla, mahkemenizin yetkisiz olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.

Davacı eldeki davayı, belirsiz alacak davası olarak ve yalnızca 100,00 TL araç değer kaybı, 500,00 TL araç mahrumiyet bedeli şeklinde göstermiş ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuştur. Ancak bu tutum, somut olayın özellikleriyle örtüşmemektedir. Zira davacı, kaza sonrası düzenlenen ekspertiz raporuna dayalı olarak zararını açıkça belirlemiş ve sigorta şirketine yaptığı başvuruda da net bir bedel talep etmiştir. Bu durum, zarar miktarının belirlenebilir ve hesaplanabilir nitelikte olduğunu göstermektedir. Hal böyleyken, belirli bir zarar kalemi hakkında dava açılmasına rağmen, hukuki menfaat olmaksızın belirsiz alacak veya kısmi dava yoluna başvurulması, yargılama ekonomisine ve hukuki güvencelere aykırıdır. Bu nedenle, davanın bu haliyle açılması HMK’nın 114/1-h maddesi anlamında hukuki yarar koşulunu karşılamamaktadır. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere; belirli ve tespit edilebilir alacaklar bakımından belirsiz alacak davası açılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu sebeplerle, davanın öncelikle esasa girilmeksizin usulden reddine karar verilmesini talep ederiz.

ESASA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ

Davaya konu trafik kazası 14.01.2025 tarihinde  gerçekleşmiş olup, olay günü müvekkil ……. Şirketi’ne ait olan müvekkilin sevk ve idaresinde olan …….. plaka numaralı araç ile davacıya ait ……… plakalı  aracın çarpışması sonucunda trafik kazası meydana gelmiştir. Söz konusu kaza meydana geldikten sonra  tutulan kaza tespit tutanağında müvekkil kazanın meydana gelmesinde kusurlu kabul edilmiştir.

Müvekkilin söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru hatalı tespit edilmiştir. Tutulan kaza tespit tutanağında ” KAZADA 2918 SAYILI KTK’NIN 56/1-C MADDE KURAL İHLALİ GÖRÜLECEGİ” şeklinde ifadelere yer verilmişse de söz konusu kaza tespit tutanağına yapılan değerlendirmeler yanlış ve hatalıdır. İş bu sebeple sayın mahkemeniz tarafından doğru  kusur oranının hukuka uygun  belirlenmesi için yeni rapor alınmasını talep ederiz.

Davacı taraf, dava dilekçesinde araç mahrumiyet bedeli talebinde bulunmuş ise de, bu talep soyut niteliktedir. Dava dilekçesinde;

  • Aracın kaç gün süreyle kullanılamadığı,
  • İkame araç tahsis edilip edilmediği,
  • Zarara ilişkin fatura veya gelir kaybı belgeleri sunulmamış, yalnızca genel ifadelerle talepte bulunulmuştur.

Ayrıca, sunulan ekspertiz raporunda da araca ilişkin onarım süresi, teslim tarihi veya mahrumiyet süresi gibi zararı belirleyecek unsurlara yer verilmemiştir. Oysa araç mahrumiyetine ilişkin tazminatın istenebilmesi için bu hususların açıkça ortaya konulması şarttır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da, araç mahrumiyet tazminatının kabulü için:

  • Somut mahrumiyet süresi,
  • Araç türü (ticari kullanım),
  • Günlük kazanç kaybı veya kiralama bedeli gibi kriterlerin belgelerle ispatı gerektiği belirtilmektedir.

Örnek vermek gerekirse;

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2008/2243 E.  , 2008/4182 K Tarihli Kararında ;

“…Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hasara uğrayan davacı aracı için 30 günlük tamir süresi karşılığında 1.500.00 YTL zarar hesaplanmış ve itiraza rağmen bu rapora göre hüküm kurulmuştur. TMK’nın 6. maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.”

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/17333 E. 2016/3648 K.

“…Davacı, aracı için 23 günlük tamir süresi araç kiraladığını 2.300,00 TL ödediğine ilişkin oto kira sözleşmesini ibraz etmiştir. MK’nin 6.maddesine göre, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, davacının araç mahrumiyeti nedeniyle zararına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmelidir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2014/15596 K. 2017/156 T. 17.1.2017

“…Bu durumda mahkemece, davaya konu kaza sebebiyle araçtaki hasarın giderilmesi için gereken onarım süresi içinde emsal nitelikteki bir aracın (davacı tarafından kaza olmasaydı dahi yapılması gereken yakıt vs. gibi zorunlu giderler indirildikten sonra) araç mahrumiyeti bedelinin tespiti hususunda da rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”

Bu kapsamda araç mahrumiyet tazminatı talebi, belirsiz, dayanakları eksik ve hesaplamaya elverişsiz olduğu için, reddi gereken bir taleptir.

Davacı taraf, kazaya karışan aracında meydana geldiğini iddia ettiği değer kaybına ilişkin olarak net bir hesaplama yapmaksızın ve teknik dayanak sunmaksızın tazminat talebinde bulunmuştur. Oysa araç değer kaybı tazminatına hükmedilebilmesi, yalnızca kazaya değil, aynı zamanda aracın önceki hasar geçmişi ve teknik özelliklerine bağlıdır. Bu kapsamda, yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamaları doğrultusunda, dosya kapsamına alınmadan değer kaybı hakkında hüküm kurulması denetime elverişli olmayacaktır. Şöyle ki:

  • Değer kaybı değerlendirmesi yapılabilmesi için:
  • Aracın daha önceki kazalara ilişkin hasar dosyalarının celbi ve incelenmesi,
  • Hasar dosyası mevcut değilse, önceki tamiratlara ait fatura ve servis kayıtlarının istenmesi,
  • Aracın markası, modeli, yaşı ve kilometresinin dikkate alınması, zorunludur.

Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin kararlarında da açıkça belirtildiği üzere: “Araç daha önce hasar görmüş ve onarılmışsa, mükerrer değer kaybı talep edilemez; değer kaybı önceki hasarlar ile birleşen bir zarara dönüşmüşse, toplam zararın yeniden tespiti gerekir.” (Yargıtay 17. HD, E.2020/6507, K.2021/8743) Mezkur karar doğrultusunda davacının, kazadan önceki hasar kayıtlarını, varsa fatura ve servis belgelerini sunması, bu belgelerin sunulması için kesin süre verilmesi, süresinde sunulmaması hâlinde değer kaybı talebinin reddine karar verilmesi, gerekmektedir. Aksi takdirde, önceki hasar geçmişi bilinmeyen bir araç hakkında yeniden değer kaybı hesaplanması, hem mükerrer tazminata, hem de haksız zenginleşmeye yol açacaktır.

Yukarıda arz ve izah  ettiğimiz sebeplerle davanın reddi gerekmektedir.

– Söz konusu kazada müvekkilin kusurunun hatalı tespiti  sebebiyle kusur durumunun tekrar  tayini için rapor alınmasına karar verilmesine,

– ……… plaka numaralı araca ait kasko poliçelerinin de dosya arasına celbi sağlanarak ; kasko poliçesinde ” ikame araç bedeli”ne ilişkim hüküm olup olmadığı ve davacı tarafça bu kaza süresinden sonra bu kasko poliçesi kapsamında ikame araç kullanılıp kullanılmadığının ve kasko kapsamında dava konusu taleplere ilişkin ödeme yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi,

– Sayın mahkemeniz tarafından aracın makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli belirlenmesini

-Sayın mahkemenizce mahrum kaldığı iddia edilen sürede aracın amortisman bedeli ve harcayabileceği yakıt giderlerinin tespitine, karar verilmesi talebimizdir.

HUKUKİ NEDENLER : 2918 sayılı KTK, 6102 sayılı TTK, 6098 sayılı TBK, 6100 sayılı HMK ve sair ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER: Tanık, Kaza Tespit Tutanağı , Bilirkişi, Keşif, Yemin, İsticvap ,  emsal  araç amortisman bedeli ve yakıt giderleri, makul tamir süresi, makul günlük kiralama bedeli, kaza fotoğrafları, kazaya karışan her iki aracında kasko- sigorta poliçeleri

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda izah olunan sebeplerle,

  • Öncelikle huzurdaki davanın usulden reddine,
  • Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise yine izah olunan nedenlerle davanın esastan reddine,
  • Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline,

karar verilmesini saygılarımızla ve bilvekale talep ederiz.

                                                           Davalı ………… Vekili

                                                           Reform Hukuk

SIRADAKİ YAZILARIMIZ :

1- İşçinin İstifaya Zorlanması Durumu Nedir

2-Tanıma ve Tenfiz Nedir? Şartları Nelerdir – 2025

3-Askeri Hukuk

4- Ceza Hukuku

5-Kişi Güvenlik Belgesi (KGB ) Nedir? – Nasıl Alınır?

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN