Doçentlik Etik Kurul Savunması-Süreç-Örnek Dilekçe
Doçentlik etik kurul savunması, akademik yükseltme sürecinde adayların karşılaşabileceği en önemli hukuki ve idari aşamalardan biridir. Bilimsel eserlerde veya başvuru dosyasında etik ilke ihlali iddiası bulunduğunda, bu durum mevzuat çerçevesinde Etik Kurul tarafından değerlendirilir ve adaya yazılı savunma hakkı tanınır. Sürecin usule uygun şekilde yürütülmesi, adayın akademik kariyerinin güvence altına alınması bakımından kritik öneme sahiptir.
Bu kapsamda, adayların doğru ve eksiksiz bir savunma metni hazırlamaları gerekmektedir. Özellikle şekil şartlarına uygun, somut bilgi ve belgelerle desteklenen savunmalar sürecin seyrini doğrudan etkileyebilir. Araştırma yapan adayların en sık ihtiyaç duyduğu konulardan biri de doçentlik etik ihlal savunma örneği incelemektir. Örnek metinler, hem dilekçe formatı hem de içerik açısından adaylara yol gösterici nitelik taşımakta ve savunmaların mevzuata uygun biçimde hazırlanmasına katkı sağlamaktadır.
Etik Kurulda Savunma Süreci Nasıl İşler?
Doçentlik etik kurul savunması, adayın akademik eserlerinde veya başvuru dosyasında ortaya atılan etik ihlal iddiaları üzerine başlatılır. Bu süreç, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen mevzuata göre işletilir ve adayın savunma hakkı yasal olarak güvence altına alınmıştır.
Etik kurul süreci şu aşamalardan oluşur:
- İddianın Kurula İletilmesi: Doçentlik başvurusunda etik ilke ihlali iddiası, ilgili merciler tarafından etik kurula sevk edilir.
- Savunma Talebi: Adaya resmi yazı ile bildirim yapılır ve belirlenen süre içerisinde yazılı savunma sunması istenir.
- Savunma Dilekçesinin Hazırlanması: Aday, mevzuata uygun şekilde savunma dilekçesi düzenleyerek iddialara yanıt verir.
- Komisyon Değerlendirmesi: Savunma kurula iletildikten sonra, komisyon üyeleri dosyayı inceleyerek gerek görürse bilirkişi görüşüne başvurur.
- Karar Aşaması: Komisyon, toplantı ve karar yeter sayısı doğrultusunda nihai değerlendirmesini yapar ve sonucu YÖK’e bildirir.
Bu süreçte adayların en çok zorlandığı konulardan biri savunma metninin nasıl hazırlanacağıdır. Burada doçentlik etik ihlal savunma örneği incelemek adaylara yol gösterici olabilir. Örnek dilekçeler sayesinde hem dilekçenin şekil şartları hem de içerikte hangi argümanların öne çıkarılması gerektiği daha net anlaşılabilir. Ancak her adayın durumunun kendine özgü olduğu unutulmamalı,
Etik Savunma Hangi Kuruma Teslim Edilir?
Doçentlik etik kurul savunması kapsamında hazırlanan dilekçe, doğrudan ilgili mercie teslim edilmelidir. Bu merci genellikle Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Etik Komisyonu veya başvuru dosyasını değerlendiren Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından belirlenir. Bildirim yazısında adayın savunma dilekçesini hangi kuruma ve hangi süre içerisinde göndermesi gerektiği açıkça belirtilir.
Savunma metni, resmi yazışma usullerine uygun olarak hazırlanmalı ve belirlenen sürede eksiksiz biçimde teslim edilmelidir. Aksi halde adayın savunma hakkını kullanmadığı varsayılır ve dosya mevcut haliyle değerlendirmeye alınır. Bu durum, adayın aleyhine sonuç doğurabilecek önemli bir risk oluşturur.
Özellikle doçentlik etik ihlal savunma örneği arayan adayların dikkat etmesi gereken hususlardan biri de teslim şeklidir. Savunma dilekçesi çoğunlukla:
- Resmi yazı ekinde posta yoluyla kuruma ulaştırılır,
- Şahsen teslim edilerek kayıt altına alınır.
- Vekaleten bir avukat aracılığıyla kuruma teslim edilebilir.
Savunma dilekçesinin kuruma ulaştığına dair alındı belgesi veya kayıt numarası mutlaka saklanmalıdır. Bu belge, ileride doğabilecek itiraz süreçlerinde adayın lehine önemli bir delil niteliği taşır.
Etik İhlalini İnceleyen Komisyonun Üye Sayısı Kaçtır?
Doçentlik etik kurul savunması sürecinde dosyayı değerlendiren komisyon, ilgili mevzuat uyarınca profesör unvanına sahip öğretim üyelerinden oluşur. ÜAK Etik Komisyonları ve Üniversite Etik Kurulları, alanlara göre farklılaştırılmıştır:
- Sağlık ve Spor Bilimleri,
- Fen ve Mühendislik Bilimleri,
- Sosyal ve Beşeri Bilimler ile Güzel Sanatlar.
Her bir kurul, alanında uzman 7 profesörden teşekkül eder. Bu yapı, inceleme sürecinin hem akademik hem de bilimsel yeterlilik temelinde yürütülmesini sağlamaktadır.
Komisyonun üye sayısının sabit tutulması, kararların hukuki dayanağını güçlendirmekte ve sürecin tarafsızlığını teminat altına almaktadır. Adayların savunmalarını hazırlarken, bu kurulların oluşum yapısını bilmeleri; argümanlarını doğru mercilere hitaben kurgulamaları açısından önemlidir.
Ayrıca, doçentlik etik ihlal savunma örneği incelendiğinde, örnek dilekçelerde genellikle komisyonun yapısına ve uzmanlık alanlarına değinildiği görülmektedir. Bu yaklaşım, savunmanın ciddiyetini ve hukuki bağlayıcılığını artıran unsurlar arasında yer almaktadır.
Komisyonun Karar Alabilmesi İçin Gerekli Çoğunluk Nedir?
Doçentlik etik kurul savunması sürecinde en kritik noktalardan biri, komisyonun karar alabilmesi için aranan çoğunluktur. Mevzuata göre etik kurullar ve alt komisyonlar, en az beş üyenin katılımıyla toplanır ve kararlar salt çoğunluk ile alınır. Toplantılarda çekimser oy kullanılamaz; her üye olumlu veya olumsuz görüşünü açıkça belirtmek zorundadır.
Başkanın katılmadığı toplantılarda ise başkan yardımcısı başkanlık görevini üstlenir. Bu düzenleme, sürecin kesintiye uğramaması ve karar mekanizmasının sağlıklı işletilmesi için getirilmiş bir kuraldır. Karar yeter sayısının sağlanmaması halinde toplantı yapılamaz ve değerlendirme süreci ertelenir.
Savunma dilekçesi hazırlayan adayların, komisyonun karar alma usullerini bilmesi önemlidir. Çünkü kurulun vereceği karar, yalnızca bilimsel değerlendirmeye değil aynı zamanda usule uygun toplantı ve karar çoğunluğuna da bağlıdır. Bu nedenle adayın hak kaybı yaşamaması için sürecin hem esas hem de usul boyutuna hâkim olması gerekir.
Özellikle doçentlik etik ihlal savunma örneği incelendiğinde, birçok dilekçede kurulun karar alma süreçlerine atıfta bulunulduğu görülmektedir. Bu tür atıflar, savunmanın hem hukuki zemine oturtulmasına hem de adayın konuyu ciddiyetle ele aldığını göstermesine katkı sağlar.
Savunmadan Sonra Dosya Bilimsel Uzmanlara Gönderilir mi?
Doçentlik etik kurul savunması süreci yalnızca adayın beyanıyla sınırlı değildir. Komisyon, gerekli gördüğü durumlarda dosyayı ilgili alanda uzman akademisyenlere veya bilirkişilere gönderebilir. Bu uygulama, özellikle bilimsel eserlerdeki etik ihlal iddialarının teknik ve objektif bir bakış açısıyla değerlendirilmesini sağlamak amacıyla yapılır.
Bilirkişi incelemesi, komisyonun karar alma sürecinde önemli bir rol oynar. Çünkü adayın savunması ile ortaya atılan iddialar arasında çelişki bulunması halinde, uzman görüşü belirleyici olabilir. Ancak dosyanın bilirkişiye gönderilmesi, her durumda zorunlu değildir; bu husus komisyonun takdir yetkisi kapsamında değerlendirilir.
Bu nedenle adayların savunma dilekçesinde, gerek bilimsel gerekse etik yönlerden somut bilgi ve belgelerle güçlü bir dayanak oluşturması son derece önemlidir. Böylelikle bilirkişiye gönderilse dahi, savunmanın içeriği başlı başına yeterli bir değer taşıyacaktır.
Ayrıca, doçentlik etik ihlal savunma örneği incelendiğinde, başarılı dilekçelerde adayların kendi argümanlarını bilimsel ölçütlerle desteklediği ve olası bilirkişi incelemesine hazırlıklı oldukları görülmektedir. Bu yaklaşım, kurulun süreci objektif biçimde değerlendirmesine katkı sağlayan en önemli unsurlardan biridir.
Etik Savunma Yazısının Teslimi İçin Tanınan Zaman Aralığı
Doçentlik etik savunma sürecinde, adayın en dikkat etmesi gereken hususlardan biri savunma dilekçesinin teslim süresidir. Mevzuata göre etik kurul, adaya yöneltilen iddiaları resmi yazıyla bildirir ve belirli bir süre içerisinde yazılı savunma yapma hakkı tanır. Bu süre genellikle 15 gün olarak belirlenir.
Sürelerin takibi son derece önemlidir; çünkü belirtilen zaman aralığında savunma yapılmazsa, adayın savunma hakkını kullanmadığı kabul edilir. Bu durumda etik kurul, mevcut dosya üzerinden karar verir ve bu karar adayın aleyhine sonuç doğurabilir.
Bu noktada adayların dikkat etmesi gereken bir diğer husus, savunma dilekçesinin usulüne uygun hazırlanmasıdır. Bir etik savunma dilekçesi, yalnızca süreye uygun olarak verilmekle kalmamalı, aynı zamanda hukuki ve akademik gerekçelerle de desteklenmelidir.
Adayların araştırmalarında sıklıkla karşılaştığı doçentlik etik ihlal savunma örneği metinleri, dilekçenin teslim süresine ve usulüne nasıl vurgu yapılması gerektiğini göstermesi bakımından faydalıdır. Ancak her adayın dosyası özgün olduğundan, örnek metinler yalnızca yol gösterici olarak kullanılmalıdır.

Doçentlik Başvurusunda Etik İnceleme ve Savunma
Doçentlik etik savunma süreci, akademik yükseltme başvurularında adayın karşılaşabileceği en kritik aşamalardan biridir. Bilimsel çalışmalarda intihal, atıf eksikliği, yayın etiğine aykırı davranış veya başka tür etik ihlaller iddiası olduğunda, dosya etik kurul incelemesi için sevk edilir. Bu inceleme, adayın akademik yeterliliğinin yanı sıra bilimsel dürüstlük ilkelerine bağlılığını da değerlendirmeyi amaçlar.
Etik inceleme sırasında adaydan yazılı savunma talep edilir. Bu etik savunma dilekçesi, yalnızca iddialara cevap niteliği taşımamalı; aynı zamanda adayın akademik faaliyetlerinin etik ilkelerle uyumlu olduğunu ortaya koymalıdır. Dilekçede kullanılan üslup, dayanak gösterilen mevzuat hükümleri ve eklenen somut belgeler, sürecin seyrini doğrudan etkiler.
Adayların bu aşamada en çok ihtiyaç duyduğu kaynaklardan biri de doçentlik etik ihlal savunma örneği incelemektir. Örnek metinler, dilekçenin nasıl yapılandırılması gerektiği, hangi hukuki dayanakların kullanılabileceği ve hangi belgelerin eklenebileceği konusunda adaylara yol gösterir. Ancak örnekler birebir kopyalanmamalı, yalnızca kendi dosyası için uygun bir rehber olarak değerlendirilmelidir.
Doçentlik başvurusunda etik inceleme süreci, adayın akademik kariyerine doğrudan etki eden bir aşamadır. Bu nedenle adayların hem doçentlik etik kurul savunması hem de etik savunma kavramlarının gerektirdiği hukuki ve akademik hassasiyetleri dikkate alarak hareket etmeleri gerekir.
Etik Komisyona Sunulacak Dilekçe Nasıl Hazırlanmalıdır?
Doçentlik etik kurul savunması sürecinde dilekçe, adayın kendisini ifade ettiği ve hakkındaki iddialara resmi olarak cevap verdiği en önemli belgedir. Bu nedenle dilekçenin usulüne uygun, açık ve ikna edici bir şekilde hazırlanması gerekir.
İlk olarak dilekçenin şekil şartlarına dikkat edilmelidir. Resmî yazışma kurallarına uygun olarak düzenlenen dilekçede adayın adı, soyadı, unvanı, iletişim bilgileri ve tarihi eksiksiz yer almalıdır. Hitap bölümü doğrudan ilgili etik komisyona yapılmalı, dilekçe sonunda ise imza bulunmalıdır.
İçerikte ise etik savunma dilekçesi, iddialara sistematik bir yanıt sunmalıdır. Her iddiaya ayrı ayrı cevap verilmesi, mevzuata ve akademik etik ilkelerine dayalı açıklamaların yapılması önemlidir. Savunmanın, yalnızca iddiaları reddetmekten ibaret olmaması; aynı zamanda somut bilgi ve belgelerle desteklenmesi gerekir.
Dilekçede kullanılan dil ve üslup da kritik bir unsurdur. Resmî, akademik ve saygılı bir üslup tercih edilmeli; kişisel yorumlardan ziyade objektif veriler, bilimsel argümanlar ve kanıtlarla savunma yapılmalıdır. Aşırı duygusal, polemik içeren veya suçlayıcı ifadelerden kaçınılmalıdır.
Bu noktada adayların sıklıkla başvurduğu kaynaklardan biri doçentlik etik ihlal savunma örneği incelemektir. Örnek metinler, dilekçenin nasıl yapılandırılacağına dair yol gösterici olabilir. Ancak her adayın dosyası özgün olduğu için örnekler yalnızca rehber olarak kullanılmalı, birebir kopyalanmamalıdır.
Etik Savunma Yazarken Dikkat Edilecek Temel Noktalar
Doçentlik etik savunma dilekçesi hazırlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, iddialara açık ve sistematik şekilde yanıt verilmesidir. Savunma metni, hem mevzuata hem de akademik etik ilkelerine uygun bir çerçevede kurgulanmalıdır.
Dilekçede kullanılan üslup son derece önemlidir. Resmî ve akademik bir dil tercih edilmeli, duygusal veya polemik yaratabilecek ifadelerden kaçınılmalıdır. Ayrıca savunmanın yalnızca iddiaları reddetmekten ibaret olmaması; somut bilgi, belge ve yayın örnekleriyle desteklenmesi gerekir.
Bu aşamada adayların etik savunma metinlerinden ve çeşitli doçentlik etik ihlal savunma örneği içeriklerinden yararlanmaları mümkündür. Ancak örnekler sadece yol gösterici olarak kullanılmalı, her aday kendi özgün durumuna uygun savunma hazırlamalıdır.
Etik İddialarda Belge ve Kanıt Sunmak Zorunlu mudur?
Doçentlik etik kurul savunması sürecinde adayın en önemli yükümlülüklerinden biri, savunmasını somut bilgi ve belgelerle desteklemektir. Etik ihlal iddialarına yalnızca sözlü veya soyut ifadelerle yanıt verilmesi yeterli görülmez.
Mevzuata göre, savunmanın inandırıcı ve geçerli sayılabilmesi için mutlaka belge, yayın kopyası, atıf kayıtları veya resmi yazışmalar gibi kanıtlarla desteklenmesi gerekir. Aksi durumda komisyon, iddiaları yalnızca mevcut dosya üzerinden değerlendirir ve bu da adayın aleyhine sonuç doğurabilir.
Bu noktada adayların hazırlık sürecinde etik savunma dilekçesi içerisine kanıtları düzenli biçimde eklemeleri ve metin içinde bunlara atıf yapmaları büyük önem taşır. Ayrıca farklı örnekleri incelemek isteyenler için doçentlik etik ihlal savunma örneği metinleri, belgelerin nasıl sunulması gerektiğine dair yol gösterici olabilir.
Etik Kurul Kararı Sonrasında Verilen Yaptırımlar
Doçentlik etik savunma süreci tamamlandıktan sonra, komisyon iddiaları değerlendirir ve kararını ilgili mercilere bildirir. Eğer etik ihlal tespit edilirse, aday hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanabilir.
Bu yaptırımlar arasında en yaygın olanı, doçentlik başvurusunun geçersiz sayılması veya adayın belirli bir süre için yeniden başvuru hakkının kısıtlanmasıdır. Daha ağır durumlarda ise akademik unvanın iptali ya da disiplin süreçlerinin başlatılması söz konusu olabilir.
Kararın adil olması için, hem savunmanın hem de komisyonun değerlendirmesinin mevzuata uygun yapılması gerekir. Bu nedenle adayların etik savunma dilekçesi hazırlarken hukuki dayanaklara yer vermesi önem taşır.
Savunma Hazırlarken Yapılan Sık Hatalar
Etik kurul süreçlerinde adayların en çok zorlandığı noktalardan biri, savunma metninin hazırlanmasıdır. Doçentlik etik savunma dilekçesi, sadece kişisel bir açıklama değil; aynı zamanda Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi ile uyumlu, usule ve esasa uygun bir beyan niteliği taşır. Bu nedenle yapılan bazı hatalar, savunmanın gücünü zayıflatmakta ve adayın haklı olduğu durumda dahi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir.
- Mevzuata Atıf Yapmamak
Birçok aday, sadece kişisel değerlendirmelere dayalı savunma yazmakta, ilgili mevzuat hükümlerine atıfta bulunmamaktadır. Oysa etik savunma sürecinde yönerge maddelerinin doğrudan zikredilmesi, savunmanın hukuki temelini güçlendirir.
- Belge ve Kanıt Sunmamak
“Ben yapmadım” veya “öyle bir niyetim yoktu” şeklinde soyut ifadeler yeterli değildir. Somut deliller, emsal kararlar ve varsa tanık beyanları mutlaka savunmaya eklenmelidir. Doçentlik etik ihlal savunma örnekleri incelendiğinde, kanıta dayalı metinlerin çok daha ikna edici olduğu görülmektedir.
- Gereksiz Ayrıntıya Girmek
Bazı savunmalarda, olayla ilgisi olmayan uzun açıklamalar veya öznel ifadeler yer alır. Bu durum, esas konunun gölgelenmesine sebep olur. Savunma dilekçesi mümkün olduğunca odaklı, net ve belgelerle desteklenmiş olmalıdır.
- Suçlamaları Tekrar Etmek
Adayların sık yaptığı hatalardan biri de iddiaları savunma metninde aynen tekrar etmeleridir. Bu durum, iddiaların zihinlerde daha güçlü yer etmesine yol açar. Bunun yerine iddialar kısaca özetlenmeli, ardından bilimsel ve hukuki argümanlarla çürütülmelidir.
- Agresif veya Kişiselleştirilmiş İfade Kullanmak
Etik savunma, tamamen objektif ve resmi bir dil ile hazırlanmalıdır. Jüri üyelerine veya komisyona yönelik sert, küçümseyici veya itham edici ifadeler savunmayı zayıflatır.
- Emsal Kararları ve İçtihatları Göz Ardı Etmek
Daha önce benzer durumlarda verilmiş etik kurul kararları veya idari yargı kararları, savunmanın en güçlü dayanakları arasındadır. Bu kararların savunmaya eklenmemesi önemli bir eksikliktir.

Doçentlik Etik İhlal Savunma Örneği
Doçentlik başvurularında adayların en çok karşılaştığı inceleme alanlarından biri, Üniversitelerarası Kurul tarafından yürütülen etik denetim süreçleridir. “Doçentlik etik ihlal savunma örneği” arayışı, gerek adayların kendilerini doğru ifade edebilmesi gerekse akademik teamüllere uygun savunma geliştirebilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu kapsamda hazırlanan işbu “etik savunma” metni; ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi hükümleri ile yargı içtihatları ışığında kaleme alınmış olup, dilimleme, tekrar yayım ve haksız yazarlık gibi iddialara karşı detaylı açıklamalar içermektedir. Sunulan “doçentlik etik savunma” örneği, benzer durumda olan adaylara yol göstermek amacıyla mevzuata dayalı teknik değerlendirmeler ve emsal kararlarla desteklenerek hazırlanmıştır.
ÜNİVERSİTELERARASI KURUL BAŞKANLIĞI
Sosyal ve Beşeri Bilimler ile Güzel Sanatlar
Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu’na
Konu : Etik ihlal iddialarına karşı savunmadır.
İlgi : (…/…/20… tarihli ve … sayılı yazınız)
İDDİALAR
- Dilimleme: Eser-1 ile Eser-2 ve ayrıca Eser-3 ile Eser-4’ün aynı örneklem/veri setinden türetildiği; bu suretle ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi m.4/1-d kapsamında dilimleme yapıldığı iddiası.
- Tekrar yayım: Eser-5 (özet bildiri) ile Eser-6 (makale) arasındaki ilişkinin m.4/1-ç kapsamında mükerrer yayın teşkil ettiği iddiası.
- Haksız yazarlık: Eser-7 adlı makalede katkısı bulunan araştırmacıların dışlandığı, bu suretle m.4/1-e kapsamında haksız yazarlık ihlali işlendiği iddiası.
SAVUNMA
I. Dilimleme İddiasına Karşı Cevaplarım
ÜAK Yönergesi m.4/1-d’ye göre dilimleme; tek bir araştırmanın sonuçlarının, araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde uygunsuz biçimde parçalanarak ayrı yayınlar gibi sunulmasıdır. Bu üç unsurdan herhangi biri gerçekleşmediği takdirde etik ihlal oluşmaz.
İddia edilen Eser-1, Eser-2, Eser-3,Eser-4 incelendiğinde, araştırma soruları, hipotezler, model kurgusu, kullanılan değişkenler, analiz türleri, tartışma ve sonuç bölümleri birbirinden farklıdır. Aynı veri setinin kullanılması tek başına dilimleme değildir. Bilimsel literatürde de veri setinden farklı sorular üretilmesi olağan kabul edilmektedir.
Emsal olarak; Ankara … İdare Mahkemesi’nin …/… sayılı dosyasında, aynı veri setinden farklı amaçlarla üretilmiş çalışmalarda etik ihlal bulunmadığına karar verilmiştir.
Dolayısıyla somut olayda, bütünlüğü bozucu bir parçalama söz konusu olmadığından dilimleme iddiası hukuki ve bilimsel dayanaktan yoksundur.
II. Tekrar Yayım İddiasına Karşı Cevaplarım
ÜAK Yönergesi m.4/1-ç’ye göre tekrar yayım; mükerrer yayınların, akademik yükseltmelerde ayrı eser gibi sunulmasıdır. Bunun için hem aynı sonuçların hem de menfaat sağlama kastının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
İddia edilen Eser-5 özet bildiri, Eser-6 ise hakemli makaledir. Özet bildirinin daha sonra geliştirilerek makale haline getirilmesi akademik teamülde olağan ve teşvik edilen bir durumdur. Makale, yöntem, veri analizi, tartışma ve kaynakça bakımından özetten tamamen farklı ve genişletilmiş içeriktedir.
Nitekim Ankara ….İdare Mahkemesi …. sayılı kararında; bildiri ile makale arasında içerik farklılığı bulunması halinde tekrar yayım ihlalinin oluşmadığına hükmedilmiştir.
Ayrıca başvuruda her iki yayının aynı anda puanlanması sehven yapılmış olup kasıt unsuru bulunmamaktadır. Bu nedenle tekrar yayım iddiası da dayanaksızdır.
III. Haksız Yazarlık İddiasına Karşı Cevaplarım
ÜAK Yönergesi m.4/1-e haksız yazarlığı; aktif katkısı olmayan kişilerin yazar yapılması veya katkısı bulunanların dışlanması olarak tanımlamaktadır. Uluslararası normlarda (ICMJE, Vancouver, APA) yazarlık hakkı, ancak araştırma tasarımına, veri analizine, yorumlamaya veya makalenin yazımına entelektüel düzeyde katkı sunmakla doğar.
İddia konusu Eser-7 adlı makalede, yalnızca veri sağlama veya danışmanlık düzeyinde katkısı bulunan kişiler yazarlığa dahil edilmemiştir. İlgili kişiler de aktif katkılarının bulunmadığını beyan etmiştir. Bu durumda isimlerinin yer almaması etik ihlal değil, bilimsel teamüllere uygun bir uygulamadır.
Ankara … İdare Mahkemesi’nin … sayılı kararında, aktif katkısı olmayan kişilerin yazarlığa dahil edilmemesinin etik ihlal sayılamayacağı açıkça hüküm altına alınmıştır.
Dolayısıyla somut olayda haksız yazarlık unsurları gerçekleşmemiştir.
IV. İddiaların Usul, Kast ve Ölçülülük Unsurları Çerçevesinde Etik İhlal Teşkil Etmediği Hususu
Etik ihlallerin değerlendirilmesinde kast unsuru ve menfaat sağlama amacı önem taşımaktadır. Somut olayda;
- Yanıltma kastı bulunmamaktadır,
- Çalışmalar özgün içerik taşımaktadır,
- Görülen farklılıklar insani/sehven hata niteliğindedir.
Dolayısıyla etik ihlal teşkil edecek bir davranış mevcut değildir.
SONUÇ ve TALEP
Yukarıda arz edilen gerekçeler, mevzuat hükümleri, bilimsel teamüller ve emsal yargı kararları birlikte değerlendirildiğinde;
- Dilimleme iddiasının unsurları oluşmadığından reddine,
- Tekrar yayım iddiasının etik ihlal teşkil etmediğinin tespitine,
- Haksız yazarlık iddiasının dayanaksız olduğunun belirlenmesine,
- Gerekiyorsa puan revizyonu yapılarak başvurunun bilimsel nitelik üzerinden değerlendirilmesine,
karar verilmesini saygıyla arz ederim.Tarih: …/…/20…
Ad-Soyad,İmza: …
Ekler:
Etik Kurul Kararına İtiraz Hakkı Var mı?
Doçentlik başvurularında etik kurul süreci tamamlandığında, adaylar için en kritik aşama komisyon kararının kesinliği meselesidir. Adayların merak ettiği sorulardan biri de “Etik kurul kararına itiraz hakkı var mı?” sorusudur.
Üniversitelerarası Kurul Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi’ne göre etik kurul kararları, ÜAK Genel Kurulu’nun onayı ile kesinleşir. Bu nedenle adayın doğrudan etik kurul kararına itiraz imkânı yoktur. Ancak karara karşı idari yargı yolu açıktır. Yani aday, etik kurulun olumsuz kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açabilir.
İtiraz Süreci
- Kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesine başvurulabilir.
- Dava açma süresinde, savunmada ileri sürülen tüm deliller ve ek belgeler dosyaya eklenmelidir.
- Daha önce benzer konularda verilmiş emsal mahkeme kararları, itiraz sürecinde önemli dayanaklardır.
Etik kurul kararına itiraz sürecinde dikkat edilmesi gereken nokta, yalnızca “haklılık” değil, aynı zamanda usule uygunluktur. Birçok dava, iddiaların özü yerine usul hataları nedeniyle iptal edilmektedir. Bu nedenle savunma hazırlanırken sadece etik yönden değil, hukuki boyutuyla da titizlikle yaklaşmak gerekir.
Doçentlik etik savunma sürecinde adayların doğrudan etik kurul kararına karşı ÜAK nezdinde itiraz hakkı bulunmamakla birlikte, yargı yoluna başvurma hakları saklıdır. İdare mahkemelerinde açılan davalarda birçok örnekte etik kurul kararlarının iptal edildiği ve adayların haklı bulunduğu görülmektedir. Bu noktada etik kurul itiraz ve dava aşamalarında profesyonel destek alınması kritik öneme sahiptir.
Etik Kurul Sürecinde Avukatın Rolü
Doçentlik başvurularında etik kurul süreci, hem akademik hem de hukuki boyutları olan son derece teknik bir alandır. Adayların bu süreçte en sık yaptığı hata, yalnızca akademik açıklamalara dayanarak savunma yapmalarıdır. Oysa ki etik ihlal iddiaları aynı zamanda idari işlem niteliğinde olduğundan, avukat desteği kritik öneme sahiptir. Bir avukat, hem savunma metninin mevzuata uygun hazırlanmasına hem de olası itiraz ve dava aşamalarında stratejik argümanların kullanılmasına yardımcı olur. Özellikle Reform Hukuk Bürosu gibi akademik etik davalarında uzmanlaşmış ekiplerden alınacak destek, sürecin daha sağlıklı ilerlemesini ve adayın haklarının en güçlü şekilde korunmasını sağlar.
SIRADAKİ MAKALELERİMİZ :





