
Hırsızlık suçu istinaf dilekçesi , hırsızlık suçu nedeniyle yargılaması yapılan kişinin, hakkında verilen kararın hakka ve hukuka aykırı olduğundan bahisle bir üst mahkemeye başvuru yapmak amacıyla hazırlamış olduğu dilekçedir. Hırsızlık suçu istinaf dilekçe örneğine geçmeden önce Hırsızlık Suçu ile alakalı bir takım açıklamalarda bulunmakta fayda görüyoruz.
Hırsızlık Suçu Nedir?
Hırsızlık Suçu ve Cezası ;Başkasına ait taşınır bir malı, zilyedinin (mal üzerinde fiili hakimiyetti bulunan kişinin) rızası olmaksızın kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
Hırsızlık suçunun koruduğu hukuksal yarar, Yargıtay’ın da yerleşik içtihadı olduğu üzere mülkiyet ve bunun yanı sıra ikinci derece zilyetliktir. Hırsızlık suçu 5237 sayılı TCK mal varlığına karşı işlenen suçlar bölümünde yer almaktadır. TCK 141; suçun temel biçimini, TCK 142 ve TCK 143; suçun nitelikli hallerini, m.144, m.145 ve m.146; daha az ceza verilmesi gereken hallerini, m.147 ise suçun cezasızlık halini anlatmaktadır. Basit veya nitelikli hırsızlık suçu davalarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.
Hırsızlık Suçu Şikayet ve Zamanaşımı
Hırsızlık suçu , takibi şikayete bağlı suçlardan olmayıp resen soruşturulan bir suç türüdür. Genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde şikâyet edilmesi hırsızlık suçu için soruşturma başlatmaya yeterlidir. Hırsızlık suçu mağduru, kamu davasının her aşamasında müdahale talebinde bulunarak davanın tarafı sıfatını kazanabilir.
Hırsızlık Suçunun Şartları
1-Hırsızlık Suçunda Maddi Unsur
Fail: Hırsızlık suçu nun faili, suça konu olan malvarlığının maliki veya zilyedi dışında herhangi bir kişi olabilmektedir.
Mağdur: Suçun oluşumu bakımından malı elinde bulunduranın malik olmamasının bir önemi olmayıp zilyet, malik olmasa bile suçtan zarar gören konumundadır. Bu demektir ki hırsızlık suçu nun mağduru malik olabileceği gibi zilyedin kendisi de olabilir.
Konu: Hırsızlık suçunun konusunu yukarıda da açıkladığımız üzere başkasına ait taşınır mal oluşturmaktadır.
Hırsızlık suçunda mal nedir?
Hırsızlık suçunda mal kavramından anlaşılması gereken şudur ki; mülkiyete konu edilebilen, fiziksel (maddi) bir varlığı olan, üzerinde hâkimiyet kurulabilen her türlü taşınır eşya maldır. Suça konu malın ekonomik değeri önemsizdir. Sahipli hayvanlar da hırsızlık suçu bakımından mal kavramına girmektedir. Her ne kadar alacaklar, talepler ve benzeri haklar bu suçun konusunu oluşturmasa da Yargıtay uygulamasında yerleşik olduğu üzere söz konusu hakların karşılığı olarak alınan çek, senet, karşılığında ödeme alınacak biletler gibi belgeler de hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaktadır. Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, doğal gaz veya suyun sahibin rızası olmaksızın tüketilmesi hırsızlık suçunun konusu olmaktan çıkarılmış karşılıksız yararlanma suçu kapsamına alınmıştır. Karşılıksız yararlanma suçu kapsamında kalanlar harici enerjiler ise halen hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilmektedir. Fikir ve sanat eserleri bu suça konu olmamakla birlikte Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca korunmaktadırlar. Ceset, mülkiyete tabi olamayacağı gibi mal kavramının da dışında kalır bu sebeple hırsızlık suçunun konusu olamaz. Ancak bedenden ayrılabilen yapay, protez parçalar hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. Banka veya kredi kartının ele geçirilmesi durumu hırsızlık suçuna konu oluşturmamakla birlikte TCK’ye bu suç için özel düzenleme (TCK m.245 bankamatik ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu) getirilmiştir. Son olarak kripto paralar da fiziksel bir varlıkları olmadığı gerekçesiyle hırsızlık suçuna konu edilemezler.
- Malın taşınır olması
Hırsızlık suçu bakımından malın taşınır olması gerekmekte olup taşınmaz bir malın hırsızlık suçuna konu olması mümkün değildir. Ceza hukuku bakımından malın taşınır olması için fiili bir taşınırlık yeterlidir şöyle ki bulunduğu yerden alınabilen her mal taşınır maldır. Örneğin bir bina hırsızlık suçuna konu olamasa da binadan ayrılabilen ve taşınabilen parçaların bulunduğu yerden alınması durumunda hırsızlık suçu oluşmaktadır.
- Malın başkasına ait olması gerekliliği
Hırsızlık suçunun konusu olan mal başkasına ait olmalıdır şöyle ki hiç kimse kendisine ait malı çalamaz. Kişi maliki olduğu malın başkasına ait olduğunu düşünerek alsa dahi hırsızlık suçu nu işlemiş olmaz. Ancak malın maliki olma sıfatını kaybetmesine rağmen elinde bulundurmaya devam eden(örneğin taksitli satışta bedel ödenmemişse bile malı elinde bulundurmaya devam eden satıcı) kişi bu suçun faili olur. Mülkiyete konu olamadıkları gerekçesiyle bu suçun konusunu oluşturamayacak olanlar: Hava, su, vahşi hayvan, sahipsiz veya terk edilmiş mal, esrar, kokain gibi uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi hırsızlık suçu nu oluşturmaz. Failin malın paydaşı olması veya elbirliği ile mülkiyet sahibi olması söz konusu malı başkasının malı olmaktan çıkarmaz ve bu mallar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturmaya devam eder.
Fiil: Hırsızlık suçunda malın; zilyedinin rızası olmaksızın, bulunduğu yerden alınması suçun oluşması için yeterlidir. Zilyedin rızası olmaksızın malı elinde bulunduran, üzerinde tasarruf edebilen kişi faildir. Zilyedin rızası olması durumunda suçun tipiklik unsuru gerçekleşmemiş olacağından hırsızlık suçu oluşmaz. Mal zilyedin tasarrufundan çıktıktan sonra gösterilen rıza ise fiilin suç oluşturduğu gerçeğini değiştirmez. Malın küçük bir çocuktan ya da akıl hastasından rızayla alınması hali ise söz konusu rızanın hukuken geçerli bir rıza sayılamayacağı gerekçesiyle hırsızlık suçunu oluşturmaktadır.
2-Hırsızlık Suçunda Manevi Unsur
Hırsızlık suçu , kendisine veya başkasına yarar sağlama amacıyla kasten işlenebilecek bir suçtur. Hırsızlık suçunun kasten işlenmesi demek failin zilyedinin rızasının bulunmadığını bildiği başkasına ait taşınır malı bulunduğu yerden almasıdır. Burada bahsedilen kast, genel kast olup suçun olası kastla da işlenmesi mümkündür ve bu halde cezada indirime gidilir. TCK’de hırsızlık suçunun taksirli hali düzenlenmemiş olduğundan bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Hırsızlık suçu nu işleyen fail malı kendisine ait veya sahipsiz sanıp bulunduğu yerden almışsa hataya düşmüş demektir ve TCK m.30 hükmü uygulanır.
Hırsızlık suçunda failin kastının kendine veya başkasına yarar sağlamaya yönelik olması gerekir. Yarar sağlama amacı bu suçun oluşumu için yeterli olup ayrıca kendisini veya başkasını yararlandırmış olması gerekmez. Hırsızlık suçunun oluşması için gerekli olan bu amaç aynı zamanda hırsızlık suçu nu, mala zarar verme suçundan ayırmaktadır.
Hırsızlık Suçu İstinaf Dilekçesi Örneği
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
ANKARA …. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
DURUŞMA TALEPLİ
DOSYA NO : ….
SANIK : …….
MÜDAFİİ : REFORM HUKUK
ADRES : Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Akif Ersoy Cd. 9/A Kat: 2 Daire: 11, 06210 Yenimahalle/Ankara
KONU : İstinaf Başvuru Dilekçemizden İbarettir. ( Hırsızlık suçu istinaf dilekçesi örneği)
AÇIKLAMALAR
Yukarıda dosya bilgileri verilen dosyada Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde yapılan yargılama neticesinde 5237 sayılı TCK’nun 61. Maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi , suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ile diğer özellikler nazara alınarak sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nun 37. Maddesi delaletiyle TCK’nın 142/2-h maddesi hükmü gereğince takdiren … YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA , Sanığın müştekinin zararını kovuşturma aşamasında gidermiş olduğu anlaşıldığından 5237 sayılı TCK’nın 168/2 maddesi gereğince cezasından 1/2 oranında indirim yapılarak … YIL … AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA , Sanığın sosyal ilişkileri ile cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri sanığın lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek sanığa verilen cezadan 5237 sayılı TCK’nun 62/1 maddesi hükmü uyarınca takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak .. YIL … AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” karar verilmiştir. Söz konusu karar hatalıdır. Şöyle ki;
Müvekkil söz konusu suçu işlememiştir. İş bu sebeple müvekkilin beraatine karar verilmesi gerekmektedir. Ancak müvekkilin bir an için söz konusu suçu işlediğini kabul edersek ;
Müvekkile ilişkin sabıka kaydı dosyaya getirtilmiş olup müvekkilin daha önceye ilişkin hiçbir sabıka kaydı bulunmamaktadır. Müvekkilin …. tarihli savunmasında ” suçtan zarar görene ait market şubesine diğer sanık ……. ile birlikte gittiklerini, ruhsal sorunları olduğunu, bir anlık gaflete düşerek bu iki ürünü poşetinin içine koyduklarını, diğer ürünlerden haberdar olmadığını” belirtmiştir. Görüleceği üzere kabul etmemekle beraber müvekkil kardeşini kaybetmenin vermiş olduğu acı ve ruhsal bunalım sebebi ile söz konusu eylemi gerçekleştirmiş olmakla beraber sayın mahkeme tarafından müvekkilin psikolojik durumu değerlendirilmemiştir.
Ayrıca video kayıtları incelendiğinde iddia olunan eşyaların bir kısmı müvekkil tarafından alındığı görülmekte olup tüm yargılama boyunca eşyaların tamamı çalınmış gibi değerlendirmede bulunulmuştur. Müvekkil suçunu ikrar etmiş ve diğer eşyaları almadığını belirtmiştir.
İddia olunan suçun tarihi olarak …. tarihi belirlenmiş olup ……. marka robot süpürgenin …… tarihinde, saç kurutma makinasının ….. tarihinde suçtan zarar gören kurumu temsilen olayın gerçekleştiği mağaza sorumlusu müşteki Farazi SAYAR e teslim edilmiş olup teslim edilmediği iddia edilen ürünler ise ütü masası kılıfı ile şampuandır. Ancak söz konusu tüm zarar yargılamanın ilerleyen safahatını karşılanmıştır.
A ) ETKİN PİŞMANLIĞA İLİŞKİN AÇIKLAMALARIMIZ
Sayın mahkeme kararında ” İadenin kısmen yapılması, suçtan zarar gören adına beyanda bulunan müştekinin kısmî iadeye muvafakat vermemesi yanında, teslim edilen ürünlerin vasıf kaybettiğini ve satışa arzlarının mümkün olmadığını ifade etmesi de dikkate alınarak, Kanunun 168 inci maddesinde düzenlenen tahfif sebebinin sanıklar lehine uygulanma kabiliyeti bulunmadığı değerlendirilmiştir. Çalınan eşyanın miktarı itibarıyla suç tarihinde yürürlükte olan brüt asgarî ücrete nazaran Türk Ceza Kanununun 145 inci maddesinin uygulanma koşulları gerçekleşmemiştir. ” denilmiştir. Söz konusu durumda TCK 168-1 ve 168-2 meddelerinin hatalı değerlendirilmesi söz konusudur. Şöyle ki ;
TCK 168-1; ” Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.
TCK 168-2 ; “Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.
Şeklinde düzenlenmiştir.
Müvekkil soruşturma aşamasında suçunu ikrar etmiş ve pişman olduğunu belirtmiştir. Ve iş bu sebeple soruşturma aşamasında ……. tarihinde, saç kurutma makinasınınsa ….. tarihinde suçtan zarar gören kurumu temsilen olayın gerçekleştiği mağaza sorumlusu müşteki Farazi SAYAR a teslim etmişlerdir. Teslim edilmediği iddia edilen ürünlerin müvekkil tarafından alındığına ilişkin değerlendirme olmamakla beraber söz konusu teslim edilmediği iddia olunan ürünler makarna ve sıvı el sabunu gibi değeri çok az olan ürünler olup Türk Ceza kanunun 168/1. Maddesinden faydalanmasını engelleyecek derecede değildir. Kaldı ki görece değerleri daha fazla olan ürünleri teslim edip kalan değersiz ürünleri teslim etmemek hayatın olağan akışına aykırıdır.
Sayın mahkeme tarafından TCK 168-4 Maddesinde ” Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.” denilmişse de yukarıda da bahsettiğimiz üzere ürünlerin neredeyse tamamı getirilmiştir.
Ayrıca müşteki tarafın rızasının olmadığı belirtilse de müşteki suçtan zarar görenin çalışanı olup soruşturma aşamasında söz konusu durum konusunda karar verememiştir. Ayrıca teslim edilen eşyaların tekrar arza sunulamayacağından bahsedilse de dava dosyasında bu hususa ilişkin bir belge sunulamamıştır. Kaldı ki müvekkil söz konusu eşyaları hiç kullanmamış olup kullanılabilir ve arza sunulabilir ürünlerdir.
Müvekkilin ve ailesinin maddi durumları iyi olup soruşturma aşamasında ürünlerin aynını iade etmeleri ve değersiz ürünleri iade etmemeleri tamamen bilgisizlik ve tecrübesiliklerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca müvekkilin tecrübesizliğinden kaynaklandığının bir diğer göstergesi de müvekkilin kovuşturma aşamasında suçtan görülen zararı gidermesi hali olarak değerlendirilebilir.
Ancak müvekkilin gerek suçunu ikrar etmesi gerekse pahaca değerli olanları iade etmesi TCK 168-1 kapsamında değerlendirilerek hakkında verilen cezada 2/3 oranında indirim yapılması gerekmektedir.
Ayrıca soruşturma aşamasında müşteki müvekkilin etkin pişmanlıktan faydalanmak istemesini kabul etmekle beraber ürünleri arza sunmaya yetkili olamayacağı için kabul etmemektedir.
B) TCK’NIN 142/2-H MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA HÜKÜM KURULMUŞSA DA SÖZ KONUSU DEĞERLENDİRME HATALIDIR
Sayın mahkeme tarafından hüküm gerekçesinde TCK’NIN 142/2-h maddesi uyarınca hırsızlık suçunun nitelikli hali gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. TCK nın ilgili maddesi şu şekildedir.
TCK Madde 142/2-h’de “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında, İşlenmesi hâlinde, beş yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur denilmiştir. Ancak iddia olunan hırsızlık olayı “A101” isimli marketin “Farazi Şubesinde” meydana gelmiş olup çalındığı iddia edilen ürünler de herkesin ulaşabileceği noktada olup muhafaza altına alınmamıştır. Anlattığımız sebeple müvekkile 142/2-h den ceza verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
C )MÜVEKKİLE ZORUNLU MÜDAFİ ATANMAMIŞ VE MÜVEKKİL DURUŞMAYA ZORUNLU MÜDAFİ OLMADAN KATILMIŞTIR.
Ceza muhakemesi kanunun 50. Maddesinde müdafiin görevlendirilmesinin zorunlu olduğu haller düzenlenmiştir. Buna göre ;
CMK Madde 150
(1) Şüpheli veya sanıktan kendisine bir müdafi seçmesi istenir. Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.
(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir.
(3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.
(4) Zorunlu müdafilikle ilgili diğer hususlar, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü alınarak çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Denilmiştir.
Yargıtay 6CD Esas : 2021/5904 Karar : 2021/8518 8.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanık …’e zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Yargıtay 13. Ceza Dairesi Esas No:2015/1882Karar No:2016/4955
8.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanık …’e zorunlu müdafi atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Görüleceği üzere müvekkil hırsızlık suçunun nitelikli halinden yargılanmış ve ceza almıştır. Ancak müvekkile tek celsede karar verilerek müvekkile zorunlu müdafii atanmamıştır. İş bu sayede müvekkilin savunma hakkı elinden alınmıştır.
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere tüm yargılama boyunca
Müvekkilin kardeşini henüz kaybetmiş olması ve bunalımda olması durumunun değerlendirilmemesi
Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık iradesini sergilemesi ve etkin pişmanlıktan faydalanması
Soruşturma aşamasında malları iade etmesi
Soruşturma aşamasında malların iadesini kabul edip etmeme durumunun çalışan müştekinin kabul / ret noktasında karar verip veremeyeceğinin değerlendirilmemesi
İade edilmediği iddia edilen ürünlerinin değerinin azlığı
Soruşturma aşamasında İade ürünlerin arza sunulamayacak olmasından dolayı etkin pişmanlığın kabul edilmemesi ancak zararın giderilmesi için alternatif yol gösterilmemesi,
Kovuşturma aşamasında kendisine zorunlu müdafii atanmaması
Kovuşturma aşamasında suçtan meydana gelen zararın giderilip giderilmeyeceğinin sorulmaması,
Zorunlu müdafii olmadan yargılamanın tek celse de karara bağlanması
Ve sayın mahkemenizce tespit edilecek diğer hukuka aykırılık nedenleri ile Ankara …. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen hükmün duruşmalı yapılacak yargılama neticesinde kaldırılarak müvekkil hakkında beraat kararı verilmesini arz ve talep ederiz.
SONUÇ VE TALEP
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz üzere
İstinaf başvuru dilekçemizin KABULÜNE karar verilmesine,
Yapılacak olan yargılamanın DURUŞMALI yapılmasına,
Ankara ….. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmünün kaldırılarak müvekkil hakkında BERAAT kararı verilmesine mahkemeniz aksi kanaatte ise sair lehe hükümlerin uygulanması yönünde karar verilmesini arz ve talep ederiz.
REFORM HUKUK
İstinaf Dilekçesi Hazırlarken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Hırsızlık suçu istinaf dilekçesi hazırlarken dikkat edilmesi gereken konular şu şekilde sıralanabilir:
a) Hukuki Dayanakları Belirleme
Dilekçede, mahkemenin kararının hangi hukuki nedenlere dayandığı iyi analiz edilmeli ve yanlış değerlendirmeler vurgulanmalıdır. Şayet mahkeme hükmü eksik inceleme veya yanlış hukuki yorum ile verilmişse, bu hususlar net ve anlaşılır bir şekilde ifade edilmelidir.
b) Kararın Usule ve Esasa Aykırılığını Göstermek Gerekmektedir
Mahkemenin kararı usul veya esas yönünden hatalar içerebilir. İstinaf dilekçesinde bu hatalar net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Şayet deliller yanlış değerlendirilmişse veya savunma hakkı kısıtlanmışsa, bunlar dilekçede ayrıntılıca belirtilmelidir.
c) Delillerin ve Tanık Beyanlarının Usulüne Uygun ve Tam Değerlendirilmesi Yapılmalıdır
Mahkemede sunulan delillerin yeterince incelenip incelenmediği, tanık beyanlarının doğru değerlendirilip değerlendirilmediği analiz edilmelidir. Eğer mahkeme, bir delili göz ardı ettiyse veya hatalı bir şekilde yorumladıysa, bu husus ayrıntılıca Hırsızlık suçu savunma dilekçesinde ele alınmalıdır.
d) Hırsızlık Suçu İstinaf Dilekçesi Hukuki Gerekçelerle Desteklenmesi
Dilekçede yalnızca kararın hatalı olduğu belirtilmemeli, ayrıca hangi yasal dayanaklarla hatalı olduğu ispatlanmalıdır. Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Yargıtaya ait emsal kararlar referans gösterilerek dilekçe güçlendirilmesi gerekmektedir.
e) Süreye Dikkat Edilmelidir
İstinaf yoluna başvurabilmek için, mahkeme tarafından gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 14 gün içinde dilekçenin sunulması gerekmektedir. Bu süre kaçırıldığı takdirde istinaf hakkı kaybolabilir.
Yukarıda yer verdiğimiz Hırsızlık Suçu İstinaf Dilekçesi Örneği ilgili dosya ile ilgili hazırlanmış olup, her dosyanın mevzuat ve emsal kararlar çerçevesinde kendine özgü istinaf başvuru gerekçeleri bu sebeple bir avukattan danışmanlık almanız faydanıza olacaktır.