Yükseköğretim Hukuku

Çarpıtma Etik İhlali – İtiraz – Savunma – Dava

Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından yayımlanan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesine göre çarpıtma, “araştırma kayıtları veya elde edilen verilerle oynamak, araştırma yöntemlerini değiştirmek ya da sonuçları değiştirecek şekilde verileri kullanmak” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, çarpıtmanın yalnızca basit bir hata ya da dikkatsizlik değil, kasıtlı ve sistematik bir etik ihlal olduğunu ortaya koymaktadır.

Çarpıtma etik ihlali, bilimsel araştırma süreçlerinde verilerin bilinçli olarak değiştirilmesi, seçici sunulması, bağlamından koparılarak yorumlanması veya araştırma sonuçlarının olduğundan farklı şekilde gösterilmesi fiillerini kapsar. Bu tür eylemler, bilimsel üretimin güvenilirliğini doğrudan zedelemekte; akademik camiada güven erozyonuna, toplumda ise bilime olan inancın sarsılmasına yol açmaktadır.

Türkiye’de çarpıtma etik ihlali, yalnızca etik düzlemde değil, aynı zamanda hukuki açıdan da ciddi sonuçlar doğurur. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve YÖK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi, bu fiilleri açıkça etik ihlal olarak düzenlemiş ve yaptırımlar öngörmüştür. Doçentlik başvuruları gibi akademik unvan süreçlerinde çarpıtma tespit edilmesi halinde, başvuru reddedilmekte; ağır vakalarda akademisyenin gelecekteki unvan yükseltme hakları da tehlikeye girmektedir.

Dolayısıyla, çarpıtma etik ihlali yalnızca bireysel bir kusur olarak değil; bilimsel dürüstlüğe, akademik özgürlüğe ve bilimsel bilginin doğruluğuna yönelik yapısal bir tehdit olarak değerlendirilir. Bu nedenle hem akademisyenlerin hem de etik kurulların çarpıtma ihlallerine karşı duyarlı olması, akademik hayatın sürdürülebilirliği açısından kritik bir önem taşır.

Veri Çarpıtma, Manipülasyon ve Tahrifat

Çarpıtma etik ihlalinin en yaygın biçimleri arasında veri çarpıtma, manipülasyon ve tahrifat yer almaktadır. ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinde bu fiiller, bilimsel araştırma süreçlerinde gerçeğe aykırı davranışlar olarak açıkça yasaklanmış ve ağır yaptırımlara bağlanmıştır.

Veri çarpıtma, mevcut verilerin kasıtlı olarak değiştirilmesi, çıkarılması ya da sadece araştırmacının hipotezini destekleyen kısmının seçilerek sunulmasıdır. Bu yöntemle elde edilen bulgular, bilimsel gerçekleri yansıtmaz ve kamuoyunu yanıltıcı sonuçlar doğurur.

Manipülasyon, araştırma sürecinde kullanılan yöntem, istatistiksel teknikler veya deney koşullarının bilinçli olarak değiştirilmesi suretiyle verilerin yanıltıcı şekilde sunulmasıdır. Özellikle istatistiksel analizlerde belirli sonuçları öne çıkarmak için yapılan bilinçli değişiklikler, manipülasyonun en tipik örnekleri arasında yer alır.

Tahrifat ise, araştırma bulgularının gerçeğe aykırı biçimde çarpıtılması, raporlama aşamasında yanlış veya eksik bilgi verilmesi ya da verilerin bağlamından koparılarak aktarılmasıdır. Bu durum, bilimsel çalışmanın bütünlüğünü zedelediği gibi, akademik güvenilirliği de doğrudan ortadan kaldırır.

YÖK ve ÜAK etik düzenlemeleri, veri çarpıtma, manipülasyon ve tahrifatı doğrudan “sahtecilik” başlığı altında düzenlemiş olsa da, teknik anlamda bu fiillerin tümü çarpıtma etik ihlali kapsamında değerlendirilmektedir. Bu tür ihlallerin tespiti halinde, doçentlik başvurularının geçersiz sayılması, adayın etik kurul incelemesine sevk edilmesi ve ağır durumlarda akademik unvanlarının iptal edilmesi mümkündür.

Akademik Süreçlerde Çarpıtma Sayılan Eylemler

Akademik yaşamda “çarpıtma etik ihlali”, yalnızca verilerin değiştirilmesiyle sınırlı değildir. Yayın, belge, yazar katkıları ve değerlendirme süreçleri gibi birçok aşamada ortaya çıkabilmektedir. ÜAK ve YÖK düzenlemeleri, bu tür eylemleri açıkça etik ihlal kapsamında saymış ve ağır yaptırımlara bağlamıştır.

1. Akademik Başvurularda Gerçeğe Aykırı Yayın Bilgisi Sunma

Başvuru dosyalarında mevcut olmayan ya da niteliği değiştirilmiş yayın bilgisi sunmak çarpıtma fiilidir. Örneğin, makalenin yayımlandığı derginin etki faktörünün yanlış beyan edilmesi, makalenin indekslenmediği halde indekslenmiş gibi gösterilmesi veya cilt-sayı bilgisinin kasıtlı olarak değiştirilmesi bu kapsama girer. Bu tür eylemler, adayın akademik üretimini olduğundan daha güçlü göstermeye yönelik kasıtlı bir yanıltma anlamına gelir.

2. Çarpıtılmış veya Yanıltıcı Belge Kullanma

Doçentlik veya diğer akademik başvurularda sahte ya da değiştirilmiş belgelerin sunulması çarpıtma etik ihlali kapsamındadır. Örneğin, var olmayan bir kongreye katılım belgesinin düzenlenmesi ya da katılım sağlanan etkinliğin kapsamının abartılı biçimde gösterilmesi bu tür fiiller arasında yer alır. Bu durum yalnızca etik ihlal değil, aynı zamanda resmi belgede sahtecilik suçunu da gündeme getirebilir.

3. Başka Bir Çalışmanın Bulgularını Çarpıtarak Kendi Eseri Gibi Sunma

Çarpıtma, intihalden farklı olarak doğrudan “veri veya bulgu değiştirme” unsurunu içerir. Başkasına ait bir araştırmanın bulgularının, bağlamından koparılarak veya anlamı değiştirilerek kullanılması ve kendi çalışmasıymış gibi sunulması, hem intihal hem de çarpıtma etik ihlali kapsamında değerlendirilir.

4. Veri Setlerinde Çarpıtma ve Bulguların Yanlış Sunumu

Araştırma sürecinde elde edilen verilerin yalnızca belirli kısımlarının rapor edilmesi, hipotezi desteklemeyen bulguların gizlenmesi veya istatistiksel yöntemlerin değiştirilmesi çarpıtmanın tipik örneklerindendir. YÖK Etik Yönergesi, bu tür uygulamaları doğrudan “bilimsel gerçeklerin saptırılması” olarak tanımlar.

5. Yazar Katkılarının Çarpıtılması

Ortak çalışmalarda, yazar sırasının kasıtlı olarak değiştirilmesi, katkısı olmayan kişilerin yazar olarak eklenmesi veya katkısı bulunanların çıkarılması, “haksız yazarlık” ihlaliyle kesiştiği gibi aynı zamanda çarpıtma fiilidir. Çünkü bu durumda araştırmacı katkıları gerçeğe aykırı şekilde sunulmuş olur.

6. Hakem Raporları veya Jüri Değerlendirmelerinde Çarpıtılmış Bilgi Sunmak

Doçentlik veya akademik değerlendirme süreçlerinde hakem raporları ya da jüri kararlarının çarpıtılması, raporların kısmen değiştirilerek sunulması veya bağlamından koparılması ciddi bir etik ihlaldir. Bu fiil, akademik sürecin güvenilirliğini doğrudan ortadan kaldırır ve ağır yaptırımlara neden olur.

YÖK ve Etik Kurul Düzenlemelerinde Çarpıtma

YÖK ve Etik Kurul Düzenlemelerinde Çarpıtma

Türkiye’de akademik etik ihlallerin denetimi ve yaptırımları, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi ile düzenlenmiştir. Bu mevzuat çerçevesinde “çarpıtma”, sahtecilik, intihal ve diğer etik ihlallerle birlikte açıkça tanımlanmış ve kapsamı belirlenmiştir.

Yönergeye göre çarpıtma, araştırma kayıtlarının veya elde edilen verilerin kasıtlı biçimde değiştirilmesi, araştırma yöntemlerinin uygun olmayan şekilde değiştirilmesi ya da elde edilen sonuçların yanlış veya yanıltıcı biçimde sunulmasıdır. Bu tanım, çarpıtmanın yalnızca bilimsel usulsüzlük değil, aynı zamanda akademik güveni zedeleyen sistematik bir ihlal olduğunu ortaya koymaktadır.

YÖK ve üniversiteler bünyesinde faaliyet gösteren Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurulları, çarpıtma iddialarını incelemekle yetkilidir. Bu kurullar, şikâyet veya başvurular üzerine soruşturma açar, delilleri toplar, ilgili akademisyenden savunma alır ve nihai raporunu hazırlar. Hazırlanan rapor, YÖK Genel Kurulu’na sunulur ve karar burada kesinleşir.

Çarpıtma etik ihlalinin tespit edilmesi halinde uygulanabilecek yaptırımlar arasında:

  • İlgili doçentlik başvurusunun reddi,
  • Yeniden başvuru hakkının belirli bir süre askıya alınması,
  • Ağır ihlallerde mevcut akademik unvanların geri alınması,
  • Fiilin niteliğine göre disiplin ve ceza hukuku süreçlerinin başlatılması yer almaktadır.

Çarpıtma Etik İhlali İçin Savunma Süreci

Çarpıtma etik ihlali iddiasıyla karşı karşıya kalan akademisyenler için ilk ve en kritik aşama, savunma hakkının etkin şekilde kullanılmasıdır. Bu hak, hem 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hem de YÖK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi çerçevesinde güvence altına alınmıştır.

Etik kurul tarafından yürütülen soruşturmalarda akademisyene, kendisine yöneltilen iddialar bildirilir ve belirli bir süre içinde yazılı savunma yapması istenir. Bu aşamada adayın, sadece genel ifadelerle değil, iddialara ilişkin somut belgeler ve akademik gerekçeler ile cevap vermesi gerekmektedir.

Savunma sürecinde dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:

  • Delil Sunma: Araştırmaya ilişkin ham veri setleri, etik kurul onay belgeleri, metodolojik açıklamalar, yayıncı kurum yazışmaları gibi belgeler savunmanın temel dayanaklarını oluşturur.
  • Yöntemsel Açıklama: İddia edilen çarpıtmanın, metodolojik tercih farklılıklarından mı yoksa kasıtlı bir eylemden mi kaynaklandığını açıklamak, savunmanın inandırıcılığını artırır.
  • Teknik Hata İhtimali: Akademik başvurularda sistemsel veya teknik hatalar (örneğin veri girişindeki yanlışlıklar) sıkça yaşanabilmektedir. Bu tür durumların kasıtlı çarpıtma değil, sehven yapılan hatalar olduğunu göstermek savunmayı güçlendirir.
  • Etik İlkelere Vurgu: Bilimsel dürüstlük, şeffaflık ve denetlenebilirlik ilkelerine bağlılık, savunmanın ikna edici olmasını sağlar.

Etik kurullar, adayın savunmasını alırken yalnızca içerik değil, sunulan belgelerin güvenilirliğini de inceler. Bu nedenle savunmanın mutlaka akademik ciddiyetle hazırlanması gerekir. Zayıf, yüzeysel veya delilsiz savunmalar, adayın aleyhine yorumlanabilir.

Savunma sürecinde ayrıca adayın hukuki temsilci veya danışmandan destek alması, hem hukuki hem de akademik argümanların sistematik bir şekilde dile getirilmesine yardımcı olur. Çünkü etik kurul incelemeleri yalnızca akademik düzlemde değil, aynı zamanda idari yargıya taşınabilecek hukuki süreçlerin temelini oluşturur.

Çarpıtma etik ihlali iddialarında savunma süreci, akademisyenin bilimsel itibarını ve gelecekteki akademik kariyerini doğrudan etkileyen kritik bir aşamadır. Etkili, belgelerle desteklenmiş ve teknik temellere dayalı bir savunma, etik kurul kararlarının seyrini değiştirebilecek kadar belirleyici rol oynar.

Akademik Kadro Ilanina Itiraz ve Iptal Davasi 1

Çarpıtma Etik İhlali İtiraz Süreci

Etik kurul incelemesi sonucunda akademisyen hakkında çarpıtma etik ihlali kararı verilmesi halinde, adayın ikinci temel hakkı itiraz yoluna başvurmaktır. Bu süreç, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Genel Kurulu nezdinde yürütülür.

Etik kurul tarafından hazırlanan rapor ve alınan karar, YÖK’e iletilir. Aday, bu karara karşı belirlenen süre içerisinde itiraz dilekçesi sunabilir. İtiraz dilekçesinde, etik kurulun değerlendirmelerindeki eksiklikler, yanlış yorumlamalar veya göz ardı edilen deliller sistematik biçimde ortaya konmalıdır.

İtiraz sürecinde öne çıkan kritik noktalar şunlardır:

  • Yeni Delil Sunma: Aday, ilk savunmada yer almayan ek belgeler, veri setleri veya yayıncı kuruluş yazışmaları gibi yeni kanıtları YÖK’e sunabilir. Bu, itirazın gücünü artırır.
  • Metodolojik Açıklamaların Derinleştirilmesi: Çarpıtma iddiası genellikle araştırma yöntemleriyle bağlantılıdır. Bu nedenle adayın, kullanılan yöntemlerin bilimsel açıdan geçerli ve kabul edilebilir olduğunu açıklaması büyük önem taşır.
  • Kurulun Hatalarını Gösterme: Etik kurul raporunda yapılan olası yorum hataları, mevzuata aykırı değerlendirmeler veya eksik incelemeler dilekçede net ve belgeli şekilde belirtilmelidir.
  • Hukuki Dayanaklar: İtirazın yalnızca akademik argümanlarla sınırlı kalmaması, 2547 sayılı Kanun ve YÖK yönergelerine açık atıflarla desteklenmesi gerekir.

YÖK Genel Kurulu, etik kurul raporunu ve adayın itirazını birlikte değerlendirerek nihai kararı verir. Bu karar, idari yönden kesin olmakla birlikte, yargı denetimine tabidir. Yani aday, YÖK’ün nihai kararına karşı idare mahkemesinde iptal davası açabilir.

Çarpıtma Etik İhlali İçin Dava Süreci

Çarpıtma etik ihlali nedeniyle verilen etik kurul veya YÖK Genel Kurulu kararları, idari işlem niteliğinde olup idari yargı denetimine tabidir. Bu tür kararlara karşı akademisyenlerin başvurabileceği en önemli yol, idare mahkemelerinde iptal davası açmaktır.

İptal davası açma süresi, kararın tebliğinden itibaren 60 gündür. Bu süre içinde dava açılmazsa karar kesinleşir ve yeniden dava açma imkânı ortadan kalkar. Dava, ilgili akademisyenin yerleşim yeri idare mahkemesinde veya YÖK kararına karşı doğrudan Ankara İdare Mahkemelerinde açılabilir.

İdare mahkemeleri dava sürecinde; etik kurulun incelemesinin usule uygun yürütülüp yürütülmediğini, savunma hakkının tanınıp tanınmadığını, kararın gerekçeli olup olmadığını ve mevzuata dayalı şekilde verilip verilmediğini denetler. Özellikle, ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümlerinin doğru uygulanıp uygulanmadığı ayrıntılı biçimde incelenir.

Mahkeme sürecinde adayın, savunmasında ileri sürdüğü belgeleri, veri setlerini, yayın kayıtlarını ve metodolojik açıklamaları dava dosyasına eklemesi büyük önem taşır. Ayrıca, dava dilekçesinde etik kurulun değerlendirmesindeki hataların, delillerin yanlış yorumlandığının ve kararın ölçülülük ilkesine aykırı olduğunun somut olarak gösterilmesi gerekir.

Yargılama sonucunda mahkeme, ya işlemi iptal ederek adayın haklarını iade eder ya da işlemin hukuka uygun olduğuna karar vererek davayı reddeder. İptal kararı verilmesi halinde, doçentlik başvurusu yeniden değerlendirilir ve adayın akademik geleceği üzerinde olumlu bir etki doğar.

Sikca Sorulan Sorular 4

Çarpıtma Etik İhlali Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Çarpıtma etik ihlali nedir?

ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesine göre çarpıtma; araştırma verilerinin, bulguların veya yöntemlerin gerçeğe aykırı biçimde değiştirilmesi, eksiltilmesi veya yanıltıcı şekilde sunulmasıdır.

Çarpıtma etik ihlali hangi eylemleri kapsar?

Yanlış veri sunmak, mevcut verileri değiştirmek, yalnızca hipotezi destekleyen sonuçları raporlamak, araştırma yöntemlerini olduğundan farklı göstermek, yanıltıcı belge sunmak ve raporları kasıtlı olarak çarpıtmak bu ihlale örnektir.

Çarpıtma etik ihlali tespit edilirse ne olur?

Etik kurul tarafından çarpıtma tespit edildiğinde, doçentlik veya akademik başvurular reddedilir. Ağır durumlarda akademisyenin unvanı iptal edilebilir veya ilerideki başvuru hakları kısıtlanabilir.

Çarpıtma etik ihlali ile intihal arasındaki fark nedir?

İntihal, başkasına ait bir çalışmayı izinsiz kullanmak iken; çarpıtma, mevcut verilerin veya sonuçların kasıtlı olarak değiştirilmesi ya da yanlış sunulmasıdır.

Çarpıtma etik ihlali iddiasına karşı savunma hakkı var mı?

Evet. Etik kurul sürecinde akademisyenin yazılı savunma yapma hakkı vardır. Ayrıca, YÖK Genel Kurulu’na itiraz edilebilir ve sonrasında idari yargıda iptal davası açılabilir.

Çarpıtma etik ihlali kararına karşı dava açılabilir mi?

Evet. Etik kurul veya YÖK kararına karşı tebliğden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

Yükseköğretim Hukuku hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen bizimle iletişime geçiniz.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu