Askeri Hukuk

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Askeri Ceza Kanunu Madde 63

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde ; Yoklama kaçağı, bakaya, saklı, firar halinde uygulanan idari para cezasının kesinleşmesi halinde uygulanacak olan hapis cezası tedbirlerinin neler olduğunu düzenleyen maddedir.  Görüleceği üzere söz konusu hapis cezası ile ilgili yargılamanın yapılabilmesi için daha önce verilen idari para cezasının kesinleşmiş olması gerekmektedir.

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Yoklama kaçağı, bakaya, saklı, firar

Askeri Ceza Kanunu Madde 63. Madde de şu şekilde düzenlemeye yer verilmiştir ;

Barışta, 25/6/2019 tarihli ve 7179 sayılı Asker Alma Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca haklarında verilen idarî para cezası kesinleştikten sonra söz konusu Kanunun 23 üncü maddesinde belirtilen mazeretlerden birisi bulunmaksızın;

  1. Yoklama kaçaklarından birlikte yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden, b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten, c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden, d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
  2. – Seferberlikte birinci fıkrada yazılı olanlarla ruhsatlılardan sevk gününün bitmesinden itibaren yedi gün içinde gelenler bir aydan bir seneye, elde edilenler dört aydan iki seneye kadar, yedi günden sonra üç ay içinde gelenler iki seneden aşağı olmamak üzere elde edilenler üç seneden aşağı olmamak üzere hapis, üç aydan sonra kendiliğinden gelenler beş seneden az olmamak üzere ağır hapis, elde edilenler ölüm cezasına mahkum edilirler. Az vahim hallerde ölüm cezası yerine müebbet veya on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası verilir ve diğer hallerde gösterilen cezalar yarıya indirilir.
Askeri Ceza Kanunu 63. Madde, Askeri Ceza Kanunu 63, Askeri Ceza Kanunu Madde 63
Askeri Ceza Kanunu 63. Madde, Askeri Ceza Kanunu 63, Askeri Ceza Kanunu Madde 63

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde İlişkin Açıklamalar

Yoklama kaçağı, askerlik yükümlülüğü bulunan yükümlülerin, yasalarca belirlenen süreler içinde askerlik yoklamasına katılmamaları ya da gerekli işlemleri yapmamaları durumuna verilen yasal bir tanımdır.

7179 Sayılı Asker Alma Kanunun 3. Maddesinde askerlik hizmeti öncesi ve sonrası ile alakalı tanımlamalara yer vermiştir. Bu tanımlamalara göre ;

Yoklama: Yükümlülerin sağlık muayenelerinin yapılarak askerliğe elverişli olup
olmadıkları, öğrenim durumları, meslekleri ve niteliklerinin tespitini,

Yoklama dönemi: Askerlik çağının başlangıcından muvazzaflık hizmetinin
başlangıç tarihine kadar geçen süreyi,

Yoklama kaçağı: Tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanları,

Yükümlü: Askerlik hizmetini bu Kanun hükümleri gereğince yerine getirmek veya
yerine getirmiş sayılmak zorunda olan erkek Türk vatandaşını” ifade etmektedir.”

Saklı : 1111 Askerlik Kanununun 96 ıncı maddesi saklılara yapılacak işlemleri gösterir. Görünüşte 20 yaşına girmiş oldukları halde nüfus kütüğünde yazılı olmayan yükümlülere Saklı denir

Yoklama Kaçağı , Askerlik çağına gelen bireylerin, kanunla belirlenen süre içinde askerlik yoklamasına katılmaması veya gerekli işlemleri tamamlamaması durumudur. Bakaya ise Askerlik yoklamasını tamamlayıp askerlik görevine başlama zamanı gelmesine rağmen, sevk tarihine uymayarak birliğine katılmayan kişilerdir.

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde, Askeri Ceza Kanunu 63, Askeri Ceza Kanunu Madde 63
Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Yoklama Kaçağı Hakkında Ceza Davası Açılması

Yoklama kaçağı cezası verilenlerde verilen ceza kesinleştikten sonra tekrar yoklama kaçağı /bakaya durumuna düşülmesi halinde askerlik şubesi tarafından dosya hazırlanarak ilgili cumhuriyet başsavcılığına dosya gönderilir. 7179 Asker Alma Kanunun 23. Maddesi çerçevesinde geçerli özrü bulunmayanlar hakkında dosya düzenlenerek ilgili cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. Asker Alma Kanunu çerçevesinde geçerli özürler şunlardır ;

-Yükümlünün tutuklu ve hükümlü olması
-Yükümlünün sağlık sorunun olması
-Yükümlünün eşi ve ikinci derecede kan ve kayın hısımının sağlık kurumu raporuyla belgelendirilmiş hayati tehlikesinin varlığı
-Sevkten önceki veya sonraki on beş gün içinde eşinin, ikinci derece dâhil kan veya
kayın hısımlarından birinin ölümü
-Sevkten önceki veya sonraki on beş gün içinde kendisi veya ikinci derece dâhil kan
veya kayın hısımlarından birinin evlenmesi
-Sevkten önceki veya sonraki iki ay içinde çocuğunun doğması

Yukarıda belirtilen geçerli mazeretlerin olması halinde mazereti belgeleyen belgelerle beraber askerlik şubesine başvurulması gerekmektedir. Eğer yukarıda belirtilen mazeretleri olmayan ve haklarında yoklama kaçağı cezası kesinleşenler hakkında cumhuriyet başsavcılığınca soruşturma başlatılır. Söz konusu soruşturma ve neticesinde açılacak olan ceza davası yükümlünün nüfusa kayıtlı olduğu cumhuriyet başsavcılığı ve asliye ceza mahkemelerince görülür.

Yoklama Kaçağı Hakkında Ceza Mahkemelerince Hangi Cezalar Verilmektedir.

1632 sayılı Askeri Ceza Kanunun 63/1 maddesinde Yoklama kaçağı cezası olarak şu şekilde düzenleme yapılmıştır;

a) Yoklama kaçaklarından birlikte (…)18 yoklamaya tabi oldukları doğumluların yurt genelinde normal sevk yılı içindeki son kafilesi gönderilmiş bulunanlar için, son kafilenin gönderilmesi tarihinden,

b) Bakaya kalanlar için, bakaya kaldıkları tarihten,

c) İhtiyat erattan çağrılıp da birlikte işleme tabi olduğu kişiler gönderilmiş bulunanlar için, en son gönderilme tarihinden,

d) Yoklama kaçağı, saklı veya bakaya olup olmamasına bakılmaksızın askerlik şubesince sevk edildiği kıtasına katılmayan veya geç katılanlar için, kendilerine tanınan kanuni yol süresinin bitiminden, itibaren dört ay içinde gelenler altı aya kadar, yakalananlar iki aydan altı aya kadar; dört aydan sonra bir yıl içinde gelenler iki aydan bir yıla kadar, yakalananlar dört aydan bir yıla kadar; bir yıldan sonra gelenler dört aydan iki yıla kadar, yakalananlar altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde, Askeri Ceza Kanunu 63, Askeri Ceza Kanunu Madde 63
Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Askeri Ceza Kanunu 63. Madde Yoklama Kaçağı, Bakaya, Saklı, Firar Yargıtay Kararları

Askeri Firar- Astsubay Firar- Yargıtay Kararı – 7. CD., E. 2021/23344 K. 2022/14486 T. 20.10.2022- Firar Suçu ve Cezası – Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

“… Dosya kapsamına göre, sanığın rahatsızlığı nedeniyle sevk edildiği Kasımpaşa Asker Hastanesine gitmek üzere 28.06.2014 tarihinde birliğinden ayrıldığı, Çanakkale ile İstanbul illeri arasında tanınması gerekli bir günlük yol süresi sonunda 29.06.2014 tarihinde Hastaneye müracaat etmesi gerekirken Kasımpaşa Asker Hastanesi tarafından gönderilen belgelere göre 02.07.2014 tarihinde Hastaneye müracaat ettiği, aynı gün Hastanedeki işlemlerinin tamamlandığı,

İstanbul-Çanakkale arasında bir günlük yol süresi de dikkate alındığında 04.07.2014 tarihine kadar birliğine katılması gerekirken katılmadığı ve 09.07.2014 tarihinde kendiliğinden Birliğine katılış yaptığı olayda; sanığın gecikmeli de olsa 02.07.2014 tarihinde Kasımpaşa Asker Hastanesine başvurmakla dehalet kastını gösterdiği, bu nedenle firar suçunun temadisinin 02.07.2014 tarihinde sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiği, (Askeri Ceza Kanunu Madde 63)

Dolayısıyla ASCK’nın 66/1-a maddesinde öngörülen gün unsurunun somut olayda gerçekleşmediği ve sanığın 30.06.2014-02.07.2014 ve 04.07.2014-09.07.2014 tarihleri arasında birliğinden uzak kalmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 16.2.2013 tarihli ve 28561 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 31.1.2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun;

“Kıtasından veya görev yerinden yedi günü aşmayacak ve bu süre içinde kendiliğinden gelecek şekilde kaçmak veya mesaiye gitmemek” şeklinde tanımlanan ve aynı Kanunun 19/1-b ve 26’ncı maddelerinde, erbaş ve erler yönünden disiplin kurulları tarafından “Hizmet yerini terk etmeme” cezası verilmesini gerektiren “Disiplinsizlik” hâli olarak yaptırıma bağlandığı anlaşıldığından, atılı suçtan dolayı sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi..

 As.Yar.DK., 09.12.2004, 2004/164-167 -Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Yoklama kaçağı suçunun unsurları arasında yer alan ‘gün’ unsuru ve bir günün 24 saat oluşu dikkate alınarak, bu suçun ‘yedi günden sonra’ oluşabilmesi için bir gün olan 24 saatin geçmesi gerektiği…’ (As.Yrg. Drl. Krl.23.9.1993, 63/63, Ergül, s.49); ‘1111 sayılı Askerlik Kanununa göre çağrıldığı tarihte yoklamasını yaptırmayan yükümlüler, birlikte askerlik muamelesine tâbi oldukları doğumluların celp ve sevkine başlanmasından sonra yoklama kaçağı statüsüne girmektedir.

Somut olayda, Mayıs 2002 celp döneminde ve iki grup hâlinde (21-27 Mayıs ve 8-10 Temmuz olarak iki grup) sevk işlemlerini gerçekleştiren askerlik şubesi yükümlüsü olan tebligatlı yoklama kaçağı sanık yönünden, celp döneminin ilk grubunda emsallerinin celp ve sevk işlemlerine başlandığına göre, ilk grup, ilk kafile olarak kabul edilmeli ve ilk grubun son sevk tarihini takip eden 28 Mayıs 2002 günü suçun başlangıç tarihi olarak belirlenmelidir.

Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi 2021/25829e, 2025/2894k , 25.02.2025 Tarihli Kararı -Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Sanığın temyiz istemi; askerlik yapmasına engel göz kusurunun bulunduğuna, yetkili sağlık kuruluşlarınca askerliğe elverişlilik yönünden muayene edilmesi gerekirken muayene edilmediğine, bu konuda Tepebaşı Askerlik Şubesi Başkanlığının ihmali bulunduğuna, idari para cezası kesinleştikten sonra yapılması gereken işlemlerin yapılmadığına, hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine, suçun maddi ve manevi unsurlarının bulunmadığına ilişkindir

7179 sayılı Kanun’un 3/hh maddesinde ise yoklamanın, yükümlülerin sağlık muayenelerinin yapılarak askerliğe elverişli olup olmadıkları, öğrenim durumları, meslekleri ve niteliklerinin tespitini, aynı Kanunun 3/ii maddesinde de yoklama kaçağının, tabi olduğu yoklama yılı içerisinde yoklamasını yaptırmayanları ifade ettiği düzenlemelerine yer verilmiştir.

Dolayısıyla yoklama kaçağı suçunun oluşması için, yukarıda belirtilen diğer unsurların yanında sanığın suç tarihlerinde askerliğe elverişli olmasının zorunlu olduğudur. Bu açıklamalar ışığında; sanığın yargılama aşamasında da ibraz ettiği Yunus Emre Devlet Hastanesinin 21.06.2019 tarihli erişkinler için engellilik sağlık kurulu raporunda yer verilen göz kusuru açısından, TSK sağlık raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşunca suç tarihlerinde ve halen askerliğe elverişli olup olmadığının tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi 2025/387e, 2025/2893k, 25.02.2025 Tarhli Kararı – Askeri Ceza Kanunu 63 -Askeri Ceza Kanunu 63. Madde

Sinop 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.01.2024 tarihli ve 2023/633 Esas, 2024/62 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında iki ayrı yoklama kaçağı kalmak suçundan, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 63/1-a, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62/1, 50/1-a, 52. ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 251/3. maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrili iki ayrı 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükümlerin, itiraz edilmeksizin kesinleştikleri belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309/1. maddesi uyarınca, 20.01.2025 tarihli ve 94660652-105-57- 10118-2024-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.01.2025 tarihli ve KYB – 2025/9704 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;

“Dosya kapsamına göre, sanık hakkında üzerine atılı 1632 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 2’şer kez anılan Kanun’un 63/1-a, 5237 sayılı Kanun’un 62/1 ve 5271 sayılı Kanun’un 251/3. maddeleri uyarınca 2 defa 1 ay 7 gün hapis cezaları belirlenmesini müteakip, 5237 sayılı Kanun’un 50/1-a. maddesi gereğince bahse konu kısa süreli hapis cezalarının öncelikle gün karşılığı adli para cezalarına çevrilmesi gerektiği halde,

5237 sayılı Kanun’un 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca doğrudan sanığın sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek günlüğü 20,00 Türk lirası üzerinden 2 defa 740,00 Türk lirası adlî para cezaları yerine, hesap hatası da yapılarak iki defa 1.500,00 Türk lirası Türk lirası adli para cezalarına hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

Kanun yararına bozma müessesesinin uygulanmasında, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenleme esas alınarak, kanun yararına bozma incelemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki istem ve gerekçe ile sınırlı olduğu cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki talep yerinde görüldüğünden istemin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi 2024/7415e, 2025/77k 07.01.2025 Tarihli Kararı – Askeri Ceza Kanunu 63

Somut olayda, sanık hakkında yoklama kaçağı olmak kabahatinden dolayı uygulanan Sungurlu Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu Bürosunun 25/08/2015 tarihli ve 3712 esas, 80 sayılı idarî para cezası kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre öncelikle bilinen son adresine tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken, (Askeri Ceza Kanunu 63)

Doğrudan mernis adresine çıkartılan tebligatın 7201 sayılı Kanun’un 21/2. maddesine göre 12/10/2015 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, idarî yaptırım kararının tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı ve dolayısıyla sanık hakkında usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir idarî yaptırım kararının bulunmadığı gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/1. maddesinde, “Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır.” hükmünün yer alması karşısında,

Somut olayda sanığa atılı suçun 12/10/2015 tarihinde işlendiği, tekerrüre esas alınan Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2018 tarihli ve 2017/280 esas, 2018/562 sayılı kararının ise suç tarihinden sonra 06/09/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığın adli sicil kaydında sırf askeri suça ilişkin başka tekerrüre esas mahkumiyeti de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır

Kanun yararına bozma müessesesinin uygulanmasında, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenleme esas alınarak, kanun yararına bozma incelemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki istem ve gerekçe ile sınırlı olduğu cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki asıl talep yerinde görüldüğünden istemin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Yargıtay Yedinci Ceza Dairesi 2025/98E, 2025/1428K, : 04.02.2025 – Askeri Ceza Kanunu Madde 63- Askeri Ceza Kanunu 63

Somut olayda sanığın bakaya kalmak şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İzmir (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/12/2009 tarihli ve 2009/1058 esas, 2009/1425 sayılı kararını takiben, yürürlüğe giren bahse konu yasal değişiklik ile sanığa yüklenen eylemin suç olmaktan çıkartılarak kabahat olarak düzenlendiği cihetle, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde;

Kabule göre de; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 66/1-a maddesi kapsamında işlenen bakaya kalmak suçunun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine, anılan Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince ise 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresine tabi olduğu nazara alındığında; kovuşturma aşamasında sanığın savunmasının alındığı 02/11/2009 tarihinde son kez kesilmesi sebebiyle yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 03/03/2010 ile yeniden suç işlendiği 08/03/2010 tarihleri arasında 5 gün durmasını müteakip kaldığı yerden yeniden işlemeye başladığı, (Askeri Ceza Kanunu Madde 63)

Bu haliyle sanığın savunmasının alındığı 02/11/2009 tarihinde işlemeye başlayan 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin ve suçun işlendiği 27/11/2006 tarihinde işlemeye başlayan 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin karar tarihi itibariyle tamamlandığı anlaşıldığından, 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde; isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır. (Askeri Ceza Kanunu Madde 63)

Kanun yararına bozma müessesesinin uygulanmasında, 5271 sayılı Kanun’un 309/3 maddesi “Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenleme esas alınarak, kanun yararına bozma incelemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki istem ve gerekçe ile sınırlı olduğu cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki talep yerinde görüldüğünden istemin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Askeri Ceza Kanunu Madde 63 ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Reform Hukuk Bürosu İle iletişime geçiniz.

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu