Askeri Hukuk

Askeri Ceza Kanunu 65. Madde

Askeri Ceza Kanunu 65. madde, vazifeye ve memuriyetlerine gitmeyenlerin cezalarını düzenleyen bir hukuk normudur. Bu doğrultuda; kanun koyucu, ACK m. 65 hükmünde subay ve astsubayların görevine gitmemesini düzenlemiştir. Böylece; askeri hizmetin bütünlüğünü ve devamlılığını korumayı hedefler. Bu düzenleme, TSK’nın görevlerini ifa etme kabiliyetini güvence altına alır.

Bu durum da; kişilerin aklına temel sorular getirmektedir. “bu suçu kimler işleyebilir?” veya “ceza miktarları neye göre değişir?” gibi sorular gündeme gelir. Diğer taraftan; hukuki süreçte maddenin firar suçu ile ilişkisi de önemlidir. Bu durumda ise, iltihakı geciktirmenin nasıl firara dönüşebileceği gündeme gelir. Ayrıca; hukuki süreçte “hazar”, “seferberlik” ve “iltihak” gibi terimlerin anlaşılması kritiktir.

Ayrıca; vazife ve memuriyetlerine gitmeyenlerin cezaları ve askeri hukuk hakkında detaylı bilgi almak için askeri hukuk yazı arşivimizi inceleyebilirsiniz. Dilerseniz de, deneyimli askeri hukuk avukatları ile iletişime geçerek hukuki danışmanlık alabilirsiniz.

ASCK M. 65 Nedir?

Kanun koyucu, Askeri Ceza Kanunu 65. Madde vazife ve memuriyetlerine gitmeyenlerin cezalarını düzenlemiştir. Böylece; ilgili madde, söz konusu kanunun “Askeri suçlar ve kabahatler ve cezalar” başlıklı 1. kısmının  “Cürümler ve cezaları” başlıklı 3. babında “Yoklama kaçağı, bakaya, saklı, firar” başlıklı 3. faslında yer almaktadır.. Bu doğrultuda; kanun koyucu, ASCK m. 65’i şu şekilde ifade etmiştir:

Vazife ve memuriyetlerine gitmeyenlerin cezaları:

Madde 65 – (Değişik: 25/1/1957-6889/1 md.)

Tayin olunduğu vazife ve memuriyet emrinin tebliğinden itibaren mazeretsiz hazarda 15 ve seferberlikte 6 gün içinde hareket etmiyen veya yol müddeti hariç olarak hazarda 7, seferde 3 günden fazla bir müddet yolda geçirerek vazife ve memuriyetlerine iltihak etmiyen subaylar, askeri memurlarla astsubaylar üç aya kadar ve seferberlikte üç aydan beş aya kadar hapsolunurlar. Tekerrürü halinde ilk fiil hazarda ise altı ay ve seferberlikte ise sekiz ay ve her iki fiil seferberlikte ise bir sene hapsolunurlar. Yukarda hareket ve iltihak için tayin olunan müddetlerin bitmesinden itibaren hazarda altı, seferberlikte üç gün içinde kıtasına iltihak etmiyenler hakkında da 66 ncı madde hükümleri tatbik olunur.

Bu sebeple; ASCK m. 65, TSK’nın askeri hizmetin kesintisiz devamlılığını ve kurumsal bütünlüğünü güvence altına almasını sağlamaktadır. Ancak; madde metni 2 Şubat 1957 tarihli 6889 sayılı Kanun ile değişmiştir. Bu değişiklik, kanunun zamanla güncellendiğini gösterir. Günümüzde, “askeri memur” statüsü TSK’da yoktur. Bu sebeple, askeri memurlar bu suçun faili olamaz. Bu durum, kanunun diğer mevzuatla yorumlanması gerektiğini ortaya koyar.

Vazife Ve Memuriyetlerine Gitmeyenlerin Cezaları Nelerdir?

Askeri Ceza Kanunu m. 65, vazifeye gitmeyenlerin cezalarını düzenler. Suçun cezaları, eylemin barış zamanında (hazarda) veya seferberlik sırasında (seferberlikte) işlenmesine göre değişiklik gösterir.

  • Hazarda 3 aya kadar hapis cezası öngörülmüştür.
  • Seferberlikte ise, 3 aydan 5 aya kadar hapis cezası öngörülür.

Suçun tekrar işlenmesi (tekerrür) halinde cezalar artar. Tekerrür durumunda cezalar şöyledir:

  • İlk fiil hazarda ise 6 ay hapis.
  • İlk fiil seferberlikte ise 8 ay hapis.
  • İki fiil de seferberlikte ise 1 yıl hapis uygulanır.

Ayrıca, kanun Milli Savunma Bakanlığı’na yetki verir. Bakanlık, bu süreleri durumun gereğine göre kısaltabilir. Hatta, gerekirse bu süreleri uzatabilir.

Bir baslik ekleyin 1280 x 720 piksel 40

Askeri Ceza Kanunu 65. Madde Açıklaması Nedir?

Bu madde, atama emri alan subay ve astsubayların görevine zamanında katılmasını sağlar. Suç, bireysel bir itaatsizlikten öte, askeri disiplini korumayı amaçlar. Hukuki olarak, “mütemadi” (devamlı) bir suçtur. Failin hukuka aykırı eylemi devam ettiği sürece işlenir.

Madde ile korunan hukuki değer, TSK’nın askeri disiplini ve hizmetin devamlılığıdır. Vazifeye gitmeme, emir-komuta zincirinde bir zafiyet oluşturur. Bu düzenleme, ordunun disiplin ve itaat anlayışını korur. Böylece, TSK’nın kurumsal saygınlığı ve bütünlüğü güvence altına alınır.

Vazifeye gitmeme suçu, atama emrine uymayan subay ve astsubaylarca işlenir. Hukuki tanıma göre ise bu suç, tayin emrinin tebliğinden itibaren yasal sürelerde göreve hareket etmeme eylemidir. Böylece; kanun koyucu, kanun metninde suçun unsurlarını ve cezalarını açıkça belirtmiştir.

Vazife Nedir?

“Vazife” yeni görevine doğru yola çıkmadır.  Bu durum, askeri hizmetin devamlılığını sağlamak için önemlidir. Askeri Ceza Kanunu’na göre, mazeretsiz olarak hazarda 15 ve seferberlikte 6 gün içinde hareket etmeyenler bu suçu işlemiş sayılır.

Bu suç, subaylar ve astsubaylar tarafından işlenebilir. Atama emri alan personelin zamanında yola çıkmaması, askeri hizmetin aksamasına yol açar. Bu nedenle kanun, bu eylemi bir suç olarak kabul eder.

Örneğin; yeni bir birliğe atanan bir yüzbaşının, atama emrinin tebliğinden sonra mazeretsiz olarak hazarda 15 gün içinde yola çıkmaması, bu suça bir örnektir. Bu eylem, doğrudan askeri disiplini ve emir-komuta zincirini tehdit eder. Böylece, kanun koyucu bu düzenlemeyle TSK’nın kurumsal saygınlığını ve operasyonel bütünlüğünü korumayı amaçlar.

Memuriyet Nedir?

“Memuriyet” ise yol süresi hariç, göreve katılma eylemidir. Kanuna göre, hazarda 7, seferde 3 günden fazla yolda kalarak görevine katılmayanlar bu suçu işlemiş sayılır. Böylece; yola çıksa bile, görevine zamanında varamayanlar cezalandırılır.

Bu suç, atama emrine uyan ancak yolculukta geciken personeli kapsar. Yolculuk süresi, memuriyet süresinden ayrı olarak değerlendirilir. Kanun, bu gecikmeyi de cezalandırır.

Örneğin; yeni görev yerine doğru yola çıkan bir astsubayın, yol süresi hariç olarak hazarda 7 günden fazla yolda kalarak görevine katılmaması bu suça örnektir. Bu durum, göreve geç kalma fiilini oluşturur. Bu sebeple; kanun, her iki gecikme durumunu da ayrı ayrı ele almaktadır.

Hazar Nedir?

“Hazar” terimi, askeri hukukta barış zamanıdır. Bir ülkenin hukuki olarak harp halinde olmadığı dönemlerdir. Askeri Ceza Kanunu uygulaması bakımından, Türkiye Cumhuriyeti hudutları dışında yalnız seyir halinde olan harp gemisi veya uçağı, üssüne varana kadar hazarda dahi olsa seferberlikte sayılır.

Kanun koyucu, bu ayrımı yaparak barış zamanı ve seferberlik hallerine göre farklı cezalar öngörmüştür. Hazarda işlenen suçların cezaları, seferberliktekine göre daha hafiftir. Çünkü; seferberlik dönemi, askeri disiplinin en üst seviyede olması gereken zamandır.

Örneğin; Türkiye dışında görevde olan bir denizaltının üssüne dönene kadar barışta bile olsa seferberlik hali hükümleri uygulanır. Bu istisna, yurtdışı operasyonlarda askeri disiplinin ve hazır oluşun önemini vurgular. Dolayısıyla; bu durum, kanun koyucunun askeri hizmetin bütünlüğünü her koşulda korumayı amaçladığını gösterir.

Seferberlik Nedir?

“Seferberlikte” terimi, harb halini içeren seferberlik durumudur. Kanun tanımına göre bu durum, ordunun veya bir kısmının seferber olmasını amir olan emirle başlar. Bu dönemde, suçun cezası artar.

Seferberlik durumu, askeri hizmetin en kritik dönemi olarak görülür. Bu dönemde, personelin görevine zamanında katılması hayati önem taşır. Bu nedenle; kanun, cezaları ağırlaştırır.

Örneğin; bir seferberlik emrinin ilan edilmesinin ardından, bir subayın vazifeye gitmeme suçu işlemesi durumunda daha ağır bir hapis cezası alır. Bu, caydırıcılığı artırarak, kritik dönemde hizmetin aksamasını önler. Böylece, TSK’nın operasyonel etkinliği korunur.

İltihak Nedir?

“İltihak”, genel anlamda “katılma” veya “karışma” demektir. Askeri hukukta ise bu kavram, yeni bir görev yerine vararak göreve resmen başlama eylemini ifade eder. Bu eylem, vazifeye gitmeme suçunun tamamlanması için önemlidir.

İltihak için belirlenen süre, hareket için tanınan sürelerin bitiminden sonra başlar. Hazarda bu ek süre 6 gün, seferberlikte ise 3 gündür. Bu sürede göreve katılmayanlar hakkında daha ağır olan ASCK m. 66 madde hükümleri uygulanır ve firar suçu oluşur.

Örneğin; hazarda 15 günlük hareket süresi dolduktan sonra, personel ek 6 gün içinde yeni birliğine iltihak etmezse, eylemi firar suçuna dönüşür. Bu durum, suçun hukuki niteliğini değiştirir. Dolayısıyla; eylemin yaptırımı daha ağır hale gelir.

Askeri Ceza Kanunu 65. Madde Emsal Kararlar

Baslik 2025 09 17T113730.656

Askeri Yargıtay 2. Daire, 2013/436 E., 2013/382 K., 30.01.2013 T. -Askeri Ceza Kanunu 65. Madde

Askeri Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 14.06.2002 tarihli, 2002/2-2 sayılı ilke kararında; uzman erbaş ve uzman jandarmaların atandıkları birliklere süresi içinde katılmamaları eylemi her ne kadar vazife ve memuriyete gitmeyenlerin cezalandırılmasıyla ilgili olan Askeri Ceza Kanunu 65. Maddesi tanımlanan tipe uymakta ise de;

Aynı maddede bu suçu kimlerin işleyebileceği sınırlı olarak sayılmış olup bunlar arasında uzman erbaş ve uzman jandarmalar bulunmadığından, uzman erbaş ve uzman jandarmaların bu eylemlerinin ASCK’nın 65’nci maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, atama gören uzman erbaş ve uzman jandarmaların eski birliklerinden ilişik keserek ayrılmaları, kıta komutanı veya kurum amirlerinin bilgisi ve rızası ile olduğundan, bu gibilerin izinli sayılması gerektiği, bu durum karşısında, uzman erbaş ve uzman jandarmaların atandıkları birliklere zamanında katılmamaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin, ASCK’nın 66/1-b maddesinde izin tecavüzü olarak tanımlanan suçu oluşturduğu karara bağlanmış ve içtihat aykırılıkları bu şekilde giderilmiştir.”

Askeri Yargıtay 3. Daire, 2001/364 E., 2001/381 K., 15.05.2001 T. -Askeri Ceza Kanunu m. 65

“Askeri Yargıtay Daireler Kurulu’nun 10.2.2000 tarih ve 2000/32-40 sayılı kararında; atandığı göreve mehil süresi sonunda katılmayan bir uzman erbaş hakkında statüleri gerekçe gösterilerek Askeri Ceza Kanunu 65. Madde  uygulanması gerektiğine karar verilmiştir. Böyle bir yorum yapılmasında, Askeri Ceza Kanunu 65. Madde , eylemin bu maddeye uyması yanında As. CK. nun 66 ncı maddesine göre sanığın lehine olduğunun gözetildiği de kuşkusuzdur.

Askeri Ceza Kanunu 65. Madde  ile ilgili emsal karar aramak için tıklayınız.

Av. Zeynep ÜRÜŞAN

SIRADAKİ MAKALELERİMİZ : 

Baslik 2025 09 17T114129.648

 

Reform Avukatlık Bürosu

Ankara Avukat - Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu