Doçentlik İptal Davası Bilirkişi İncelemesi Emsal Karar

Doçentlik iptal davası bilirkişi incelemesi, akademik uyuşmazlıkların yargısal çözümünde en kritik aşamalardan biri haline gelmiştir. Çünkü doçentlik unvanı, Türkiye’de akademik kariyer hiyerarşisinde hem bilimsel yetkinliğin tescili hem de mesleki ilerleme açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle doçentlik başvurusunun başarısız sayılması; adayın akademik itibarını, kariyer planlarını ve ekonomik beklentilerini doğrudan etkileyen ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
Bu nedenle, doçentlik başvurusunun reddine karşı açılan davalar ve özellikle doçentlik iptal davası emsal kararlar, idari yargıda hak arama yolları içinde önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda verilen ÜAK doçentlik yargı kararları, akademik takdir yetkisinin sınırları, bilimsel değerlendirmenin denetimi ve doçentlik davalarında bilirkişi incelemesinin rolü bakımından dikkat çekici bir gelişim göstermektedir.
Bu makalede, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin 09/05/2025 tarihli kararı ışığında; doçentlik bilirkişi raporu, doçentlik yetkinlik değerlendirmesi ve doçentlik asgari koşullarının yargısal denetimi konuları kapsamlı şekilde ele alınacaktır.
Doçentlik Davası Emsal Kararının Yüksek Öğretim Hukuku Açısından Önemi
Mahkeme, doçentlik dosyasında bilirkişi incelemesi yapılmasını yerinde bulmuş; bilirkişi raporuna göre adayın eserlerinin bilimsel yeterlilik, özgünlük ve katkı kriterlerini karşıladığına hükmetmiştir.
Karar şu yönleriyle önemlidir:
| Hukuki İlkeler | Kararda Yer Alan Tespit | 
| Doçentlik değerlendirmesi teknik bilimsel inceleme gerektirir | Bilirkişi kurulu görevlendirilmiş | 
| Jüri raporu tek belirleyici değildir | Yargı denetimi + bilirkişi incelemesi | 
| Akademik yeterlilik objektif denetimden geçer | Ülke akademik ortalaması dikkate alınmalı | 
| Bilirkişi raporu güçlü delildir | Mahkeme raporu esas almış | 
| Adayın bütün akademik faaliyetleri dikkate alınır | Yayınlar, atıflar, dersler, projeler | 
Bu çerçevede karar, doçentlik komisyonu jüri kararlarına karşı yargı yolu bakımından emsal niteliğindedir.

Doçentlik Davası Emsal Karar
Doçentlik iptal davası bilirkişi incelemesi, akademik kariyer süreçlerinde giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Özellikle doçentlik başvurusunda başarısızlık kararlarına karşı açılan davalarda, mahkemelerin ÜAK doçentlik yargı kararları, jüri raporlarının hukuka uygunluğu ve doçentlik bilirkişi raporu değerlendirmesine ilişkin yaklaşımı büyük önem taşır. Bu noktada, doçentlik yetkinlik değerlendirmesi, doçentlik komisyonu jüri kararlarına karşı yargı yolu ve doçentlik asgari koşullarının yargısal denetimi kavramları ön plana çıkmaktadır. Aşağıda yer verilen karar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi doçentlik kararı niteliğinde olup, doçentlik iptal davası emsal karar uygulamalarına yol gösterici niteliktedir.
İSTİNAF BAŞVURUSUNDA BULUNAN
(DAVALI): ÜNİVERSİTELERARASI KURUL BAŞKANLIĞI
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): Dr. A.B.
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN ÖZETİ:
2023 Mart döneminde “604-Temel İslam Bilimleri” alanında yapılan doçentlik başvurusunun başarısız sayılmasına ilişkin 31/05/2024 tarihinde ilan edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle 10/09/2024 tarihli ara kararı ile dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti, davacının uluslararası makale, ulusal makale, lisansüstü tezlerden üretilmiş yayın, kitap, atıflar, tez danışmanlığı, bilimsel araştırma projeleri, bilimsel toplantı faaliyetleri, eğitim ve öğretim faaliyetleri yönünden inceleme ve değerlendirmelerde bulunmuştur. Yayınların nitelik ve özgünlüğü ayrı ayrı ele alınmıştır.
Davacının uluslararası yayınlarından birinin alana katkısının az da olsa özgün olduğu, diğer uluslararası çalışmanın disiplinler arası örnek bir çalışma niteliği taşıdığı belirtilmiştir. Örneğin davacının “Makale-A1” isimli ulusal yayınının alana katkısının düşük olduğu, ancak diğer yayınlarının çoğunda alana katkı ve bilimsel değer bulunduğu ifade edilmiştir.
Bilimsel araştırmaların yöntemine uygun hazırlanması hâlinde görüş farklılıklarının makul olduğu, bilimsel üretimlere ilişkin eleştirilerin çalışmayı değersiz kılmayacağı, önemli olanın Türkiye’nin ortalama akademik gelişmişlik düzeyine uygun doçentlik yeterliliğinin sağlanması olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi heyetince yapılan incelemede, yayınların problemleri, bilimsel yöntemi ve alana katkısı derinlemesine analiz edilmiş; raporun, jüri raporlarıyla kıyaslandığında eksiklik barındırmadığı vurgulanmıştır.
Bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davacının uluslararası ve ulusal yayınları, kitap bölümleri, hakemli dergilerdeki çalışmaları, kongre bildiri faaliyetleri, verdiği lisans/lisansüstü dersler, idari-akademik görevleri ve aldığı atıflarla alana katkı sağladığı, çalışmalarında genel olarak bilimsel araştırma yöntemlerini uyguladığı, Hadis bilim alanı terminolojisine hâkim olduğu, dili ve üslubunun genel olarak yeterli olduğu, bazı çalışmalarında ilk el kaynaklara ulaşmasa da genel bütünlükte yeterliliğe sahip bulunduğu, yabancı dilde yayınlarıyla kültürler arası iletişime katkı sağladığı ve doçentlik unvanını almaya liyakatli olduğu kanaatine varılmıştır.
Rapora yapılan itirazlar Mahkemece yerinde görülmemiş, bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Sonuç olarak davacının Temel İslam Bilimleri alanında doçentlik yetkinlik ve donanımına sahip olduğu değerlendirilerek dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığına hükmedilmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ:
İstinaf dilekçesine karşı cevap verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi:
İlk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunmuş, kaldırılmasını gerektiren bir neden görülmemiştir. 2577 sayılı Kanun’un 45/3. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine, istinaf yargılama giderlerinin başvuranda bırakılmasına ve posta gideri avansından artan miktarın iadesine, diğer kanun yolları kapalı olmak üzere 09/05/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bu karar, doçentlik başvurusunda başarısızlık işlemlerine karşı açılan davalarda verilen önemli bir Ankara Bölge İdare Mahkemesi doçentlik kararı olup, akademik kariyer sürecinin yargısal güvencesini pekiştirmektedir.
Doçentlik İptal Davası Emsal Karar Üzerine Hukuki Değerlendirme
Kararda özellikle şu kavramlar vurgulanmaktadır:
· Akademik değerlendirme yargısal denetime tabidir
Mahkeme, bilimsel değerlendirmelerin “mutlak takdir yetkisi” kapsamında olmadığına işaret etmiştir.
· Ülkenin ortalama akademik seviyesi dikkate alınmalı
Yargı, hem en yüksek akademik standartlara hem de en düşük seviyelere indirgenmiş bir kıyasın adil olmayacağını belirtmiştir.
· Doçentlik Davası Bilirkişi raporu teknik esas inceleme niteliğindedir
Raporda:
- Yayınların özgünlüğü
- Bilimsel yöntem kullanımı
- Terminoloji ve akademik dil
- Atıf analizi
- Alan katkısı
 kriterleri analiz edilmiştir.
Bu kapsam, doçentlik bilirkişi raporu değerlendirmesinin nasıl yapılması gerektiğine dair yol göstermektedir.

Sıkça Sorulan Sorular
Doçentlik başvurusu reddedildiğinde yargı yolu var mı?
İptal davası açılabilir.
Mahkeme jüri raporunu kaldırabilir mi?
Evet özellikle bilirkişi raporu ile çelişiyorsa.
Yargı, akademik niteliği değerlendirebilir mi?
Yöntem, özgünlük, yeterlilik ve katkı açısından evet.
Tek eksik yayınla doçentlik reddedilebilir mi?
Her durum somut olarak değerlendirilir; eksiklik genel yeterliliği bozmalıdır.
SIRADAKİ MAKALEMİZ :
 
 
				



