İdare Hukuku

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-İptal Davası

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma ; Memuriyete atanma şartlarının kaybedilmesi, 657 sayılı devlet memurlar kanunda ve diğer özel kanunlarda devlet memuru olabilmek için belirlenen şartların aday memurluk veya memuriyet sırasında kaybedilmesi anlamına gelmektedir.Bu makalemizde memuriyete başlamak konusunda var olan şartların devlet memuriyeti sırasında kaybedilmesi durumunda yapılacak işlemler, açılabilecek iptal davası ve diğer davaları inceleyeceğiz.

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma
Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma

Devlet Memurluğuna Atanma Şartları

  • Devlet memurları açısından atanma açısından 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda genel ve özel olmak üzere bazı şartlar öngörülmüştür.

Genel Şartlar:

  • Türk Vatandaşı olmak.
  • 18 yaşını tamamlamış olmak, bir meslek veya sanat okulunu bitirenler için en az 15 yaşında olmak veya TMK m.12 uyarınca mahkeme kararıyla ergin kılınmış olmak.
  • Ortaokul eğitimini tamamlamış olmak. (Bunlardan istek olmayan durumlarda ilkokul mezunları da memur olabilmektedir.) Bunlara ek olarak memuriyetin türüne göre ek eğitim şartları da öngörülmüş olabilir.
  • Kişinin kamu haklarından mahrumiyetinin bulunmaması.
  • Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.
  • Kişinin askerlikle ilişiğinin bulunmaması.
  • Memuriyet görevinin yapılmasını engelleyecek kadar akıl hastalığının bulunmaması.
    Özel Şartlar:
  • Memuriyet sınıfı açısından ilgili diplomaları almış olmak. (Örneğin savcılık mesleğinin icra edilebilmesi için hukuk fakültesi diplomasının alınmış olması gerekir.)
  • Atamanın yapılacağı kurumun öngördüğü diğer şartları sağlamış olmak.

Devlet Memurları Kanunu’nda öngörülmüş bu şartları tamamlayan kişilerin yapacakları çeşitli başvurularla devlet memuru olmaya yönelik olarak süreci oluşturma hakları mevcuttur. Sürecin sonucunda uygun görülenler devlet memurluğuna atanabileceklerdir.

Devlet Memurluğundan Çıkarılma Halleri

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma ; Devlet memurluğuna atanmak için gerekli şartlar yukarıda açıklanmış olmakla beraber bazı durumlar da devlet memurluğunun sona erdirilmesine sebep olmaktadır. Bu durumlar 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 98.maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre aşağıdaki durumlarda devlet memurluğu sona ermektedir:

  • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca memuriyet görevine son verilmesi.
  • Memuriyete atanma şartlarının sonradan kaybedilmesi veya zaten kişinin o şartları taşımadığının anlaşılması.
  • Kişinin memuriyetten çekilmesi.
  • İlgili memurun emekliliğe ayrılması.

Bu durumlardan birinin varlığı halinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca ilgili kişinin memuriyet görevi sona erer ve görevine son verilir. Bu durumlardan konumuz bağlamında en çok önem arz edeni memuriyete atanma şartlarının sonradan kaybedilmesidir. Zira sonradan şartların kaybedilmesi halinde memuriyete son verilmesi karşılaşılan bir durumdur ve kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı tartışılmaktadır. Bununla beraber göreve son verme işlemi de idari bir işlem türü olmasından kaynaklı olarak idari işlemin iptali davasına konu edilebilmektedir. Bu nedenle uygulamada bu şekilde göreve son verme işlemlerinin dava edildiği görülmektedir.

Devlet Memurlarının Atanma Şartlarının Kaybedilmesi

Yukarıda da izah edildiği üzere devlet memurunun atanma anındaki memuriyet şartlarını kaybetmiş olması, memur için görevinin sona ermesi sonucunu doğurmaktadır. Peki bu şekilde tesis edilen işlemler her zaman hukuka uyarlık sağlamakta mıdır? Her ne kadar idari işlemlerin hukuka uygunluk karineleri olsa da idarenin hukuka aykırı olarak tesis ettiği birçok işlem de vardır. İşte devlet memurluğuna atanma şartlarının kaybedilmesi ve bu sebeple kişinin görevine son verilmesi durumlarında da idare pek çok hukuka aykırı işlem tesis edebilmektedir.

İdari makamların devlet memurlarının atanma şartlarını kaybetmeleri neticesinde ilgili devlet memurlarının görevine son verme işlemleri hukuka aykırılık içerdiği takdirde idare mahkemelerince iptal edilmesi gereken işlemlerdir. O nedenle bu işleme karşı açılacak idari işlemin iptali davaları önem arz etmektedir.

Tipik bir idari işlem olması nedeniyle bu işlemlere karşı açılacak iptal davaları da tipik birer idari işlemin iptali davasıdır. Ehliyet, husumet, görev ve yetkiye ilişkin genel kurallar bu davalar açısından da geçerli olacaktır. Peki ilgili idari işlemin hukuka aykırılığı nasıl tespit edilecektir?

Genel itibariyle uygulamada karşılaşılan durum, memuriyet şartlarının kaybedilmemesine rağmen kaybedilmiş sayılarak devlet memurunun görevine son verilmesi halidir. O nedenle buradaki idari işlemin hukuka aykırılığı ekseriyetle sebep unsurundan kaynaklanmaktadır. İdari işlemin sebep unsuru idari o işlemi yapmaya sevk eden durumdur. İdari makamların, devlet memurunun görevine son vermeye yönelik işlem tesis etmesi durumunun sebebi, en azından konumuz açısından, ilgili devlet memurunun devlet memurluğu şartları kaybetmiş olmasıdır. Devlet memurunun, şartları kaybetmemesine rağmen şartları kaybettiği kabul edilerek memuriyetine son verilmesi durumları idari işlemi hukuka aykırı kılar. Bu konuda bazı örnekler verilebilir:

  • Memuriyet görevinin icra edilemeyecek kadar akıl hastalığının bulunmaması devlet memuru olabilmek için gerekli şartlardan biridir. Söz gelimi memur olduktan sonra bu şekilde bir hastalığa yakalanan kişinin devlet memurluğu görevi sona erer. Kişinin görevini yapamayacak kadar değil de çok minimal düzeyde bir akıl hastalığının varlığı halinde kişinin memuriyetine son verilmesi bu anlamda ilgili idari işlemi hukuka aykırı kılar. Zira memuriyete son verilmesi için gerçekleşmesi gereken sebep gerçekleşmemiştir.
  • Memuriyet sınıfı açısından alması gereken diplomayı almış fakat sonradan diploması hukuka aykırı olarak iptal edilen kişinin devlet memurluğundan çıkarılması da hukuka uyarlık taşımamaktadır. Zira kişinin diploması hukuka aykırı olarak iptal edilmiştir. Hukuka aykırı olarak iptal edilen diploma yüzünden memuriyet şartlarının kaybedildiğinin varsayılması bu anlamda göreve son verme işlemini hukuka aykırı kılacaktır. Pek tabii ki böyle bir durumda öncelikle diploma iptalinin hukuka aykırı olduğunun tespit ettirilmesi ve diploma iptal işleminin iptal ettirilmesi gerekmektedir.
  • Devlet memurları açısından gerekli yaş şartlarının taşınmadığının sonradan öğrenilmesi durumu ise birazcık farklıdır. Zira kişinin gerçek yaşının mı yoksa nüfus kağıdındaki yaşının mı esas alınacağı belirsizdir. Her ne kadar gerçek yaş önem arz ediyor olsa da kimlikteki ve nüfus kayıtlarındaki yaşın esas alınması devlet kayıtlarına güven ilkesinin bir sonucu olarak değerlendirilmek zorundadır. İşte burada da ilgili devlet memurunun kazanılmış hakkının doğup doğmayacağı önemlidir. İdare hukuku öğretisinde kazanılmış hak kuramı özel hukuktaki gibi kesin ve her zaman geçerli değildir. Devlet memurlarının bu konuda her ne kadar kazanılmış haklarının olabileceği düşünülürse de DMK m.98 açık olarak şartların taşınmadığının sonradan anlaşılması veya şartların kaybedilmesi durumunda kişinin görevine son verileceğini hükme bağlamıştır. Diğer bir ifadeyle kanun zaten bu yolla kazanılmış hak mevzusunun önünü direkt kapatmaktadır.

Yukarıdaki örnekler artırılabileceği gibi, bu örneklerdeki hukuka aykırılıklar da artırılabilir. Söz gelimi göreve son verme işlemi yetkisiz makamca yapılmış olabileceği gibi usulüne uygun da yapılmamış olabilir. Böyle durumlar da göreve son verme işleminin iptal edilebilmesi gündeme gelmektedir. O nedenle şartların kaybı nedeniyle tesis edilen göreve son verme işleminin iptal edilebilmesi işlemde hukuka aykırılık olup olmamasına bağlıdır denilebilir.

Memuriyet Görevine Son Verme İşlemine Karşı Açılan Davalar

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Memuriyetten Çıkarma ; Yukarıda da ifade edildiği üzere göreve son verme işlemi bir idari işlem olmasından kaynaklı iptali için açılacak dava da ilgili memurun son görev yerindeki idare mahkemesinde açılacak iptal davasıdır. Davanın açılması için süre konusu genel kurallar uyarınca belirlenir. Buna göre iptal davası, göreve son verme işleminin tebliğinden itibaren 60 gün içinde açılmalıdır. Bu konuda herhangi bir zorunlu itiraz yolu da mevcut olmadığından direkt olarak dava yoluna gidilebilmektedir.

İptal davası açısından hazırlanan dilekçeler İYUK m.3 ve m.5’e uygun olmalıdır. Özellikle husumet kısmı tartışmalı olmakla beraber kanaatimizce dava ekseriyetle göreve son verme işlemini tesis eden idari makama yöneltilmelidir. Davada duruşma talep etmek karşı vekalet ücretini artırmaktadır. Ayrıca davanın devam ettiği süreçte göreve iade açısından iptal davasında yürütmenin durdurulması talebi de öne sürülmelidir.

Göreve son verme işleminin iptal edilmesi sonucunda, idarelerin mahkeme kararlarını uygulama zorunluluğu gereğince kişinin memuriyetteki görevine tekrardan iadesi sağlanmalıdır. İdari işlemin iptali davası açısından daha detaylı bilgi alabilmek için sitemizdeki diğer yazıları ziyaret edebilirsiniz.

Memuriyete Atanma Şartlarının Kaybedilmesi-Emsal Danıştay Kararları

Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası-Danıştay Kararı – 8. D., E. 2021/7547 K. 2022/6188 T. 2.11.2022

“Bu itibarla; davacının göreve alınmada aranılacak şartları kaybetmesi nedeniyle disiplin hükümleri uygulanarak görevine son verildiği, ancak hakkında yürütülen disiplin işleminin nedeni ve uygulanması öngörülen idari yaptırım da belirtilerek davacının savunmasının alınmadığı anlaşılmakta olup; davacının işlemden önce Anayasa ile teminat altına alınan savunma hakkının kısıtlanması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık; davanın reddine ilişkin Mahkeme kararının istinaf isteminin reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir. Öte yandan, dava konusu işlemde olduğu üzere savunma hakkı gibi usulü bir eksiklik sebebiyle işlemlerin idari yargı mercilerince iptal edilmesi durumunda, bu iptalin davacının doğrudan göreve başlatılması sonucunu doğurmayacağı, hukuka aykırılığı saptanan işlemin iptalinin, idarece yeni bir işlem tesis edilmesine engel olmadığı; usulüne uygun olarak savunması alındıktan sonra davacı hakkında yeni işlem tesis edilebileceği açıktır.”

657 Sayılı Kanun Memurluğun Sona Ermesi-Kamu Görevinden Çıkarma –Danıştay Kararı – 10. D., E. 2018/5087 K. 2022/4362 T. 11.10.2022

“Bu durumda; davacı hakkında bilirkişi sicilinden ve listesinden çıkarılmasına dayanak teşkil edebilecek FETÖ/PDY terör örgütü ile aidiyeti, irtibatı veya iltisakı olduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve tespit bulunmadığının, dava konusu işlemin sebep unsuru olarak gösterilen tespitlerin ise tek başına davacının bilirkişi olarak görev yapmasına engel olabilecek nitelik taşımadığının, davalı idarece yargılama sürecinde de bunun dışında başkaca bir iddia ve belgenin ortaya konulmadığının, ayrıca davacı adına bilirkişi sicilinden ve listesinden çıkarılmasından sonra yine güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılarak verilen özel güvenlik kimlik kartının düzenlenmiş olduğunun anlaşılması karşısında; davacının bilirkişi sicilinden ve listesinden çıkarılması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”

Danıştay Kararı – 2. D., E. 2016/7679 K. 2017/1919 T. 13.3.2017

“Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkûm olarak memurluğu sırasında memurluğa alınma şartlarını kaybettiği görülen kişilerin memuriyet görevlerinin sona ereceği açıktır. Bu durumda, kasten işlediği suçtan dolayı 2 yıl 1 ay 9 gün hapis cezasına mahkûm edilen davacının, Kanun’da belirtilen memurluğa alınma şartlarını kaybettiği dikkate alındığında, 22/05/2015 tarihinden itibaren tekrar eski görevine başlatılması talebiyle yaptığı başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.”

Hagb Memuriyete Engel mi- Ceza Davasının Devam Etmesi- Devlet Memurunun Yüz Kızartıcı Suç İşlemesi-Danıştay 12. Dairesi 2021/170E, 2021/3275K

Mersin İli, Silifke Adliyesi’nde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-(g) maddesi uyarınca “Devlet memurluğundan çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; olayda, davacının görevi nedeniyle para tahsil etme yetkisi olmadığı halde, kamu görevlisi olması nedeniyle kendisine duyulan güveni suistimal ederek … isimli vatandaştan aldığı parayı haksız yere bir süre uhdesinde tuttuğu ve daha sonra söz konusu parayı ilgilisine eksik olarak iade ettiğinin disiplin soruşturması kapsamında alınan ifadeler ve ortaya konulan delillerle sabit olduğunun anlaşılması karşısında, adalet teşkilatı personeli olan davacının sübut bulan eyleminin, 657 sayılı Kanun’un 125/E-(g) maddesi kapsamında ”memurluk göreviyle bağdaşmayacak şekilde yüz kızartıcı ve utanç verici davranışlarda bulunmak” kapsamında değerlendirilerek Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu duruma göre; davacının üzerine atılı eyleminin 657 sayılı Kanun’un 125/E-(g) maddesi kapsamında ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici davranışlarda bulunmak” kapsamında değerlendirilemeyeceği açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uygunluk; davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında ise, hukuki isabet bulunmamaktadır.

Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından 2015 yılında kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danısmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danısmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında akademik basarı göstermis profesyonel avukatlardan olusmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN