Marka Patent Tescil
Marka Hakkının İhlali ; Marka patenti, bir ticari işletmenin mal veya hizmetlerinin diğer işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırmaya yarayan ve baskı yoluyla yayınlanabilen her türlü ad veya işarettir. Marka patenti baskı yolu ile yayımlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işareti ihtiva eder. Marka patenti, bir mal veya hizmeti kullanma ve sahiplenme hakkıdır.
Marka patentinin sağladığı faydalar şu şekilde sıralanabilir:
- Tüketicinin ürünü tanımasını sağlar.
- Tüketicinin ürüne ilişkin aksesuar vb. parça alma kolaylığı sağlar.
- Ürünün kalite seviyesini belirler ve Tüketiciye alış-verişte kolaylık sağlar.
Marka Patent Başvurusu Nasıl Yapılır?
Marka patent başvurusu için, Türk Patent Enstitüsü’ne ücreti ödenmek suretiyle başvuru yapılır. Başvuru dilekçe ile yapılır.Dilekçede Patent tarifnamesi mutlaka bulunmalıdır. Markanın hangi ürün ve faaliyet için kullanılacağı başvuruda belirtilmek zorundadır. Genel bir marka başvurusu yapılamaz. Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan başvuru sonrasında Enstitü başvuruda bir eksiklik olup olmadığına dair yazı verir.Daha sonra 15 ay içinde başvurucunun araştırma bedelini ödemesi ve araştırma talebinde bulunması gerekir. Türk Patent Enstitüsü inceleme talebi ile birlikte incelemeyi gerçekleştirir ve rapor düzenler . Rapor olumlu ise başvurucu Tescil Belgesi Düzenleme Bedelini öder ve marka patent sahibi olur
Marka Patent Sorgulama Nedir?
Marka patent sorgulama, marka tescil işlemi öncesi Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılır. Marka Patent Sorgulama neticesinde tescili istenen markanın benzer markalarla risk teşkil edebilecek durumları olup olmadığı sorgulanır.
Marka Patent Sorgulaması Neden Yapılmalıdır?
Marka sorgulama işlemi, marka ismine karar verme sürecinde, tescil için düşünülen markanın tescillenmiş başka markalarla benzerlikleri olması durumunda değişiklik yapma imkanı verir. Çünkü böyle durumlar varsa itiraza konu olabilir. Aynı zamanda tescilden sonraki zamanlarda da marka tecavüzü suçuna da konu olabilir. Bu riskleri ortadan kaldırmak için tescilden evvel marka sorgulaması yapmak marka tescil sürecini daha sağlıklı hale getirecektir.
Marka Patent Hakkını Koruma Altına Alan Mevzuat
Marka hakkına tecavüz, biri adına tescil edilmiş bir markanın tescil edilmiş bir markanın izinsiz ve yetkisiz bir şekilde kullanılmasıdır. Marka hakkı ülkemizde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile korunmaktadır. Bu kanun öncesinde 556 sayılı Marka Korunması Hakkında Kanunla korunmaktaydı. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu bazı uluslararsı anlaşmalarla da korunmaktadır.Bu anlaşmalar aşğıdaki gibidir:
- Paris Sözleşmesi
- Markaların Uluslararası Tescili Konusunda Madrid Protokolü
- Dünya Fikri Mülkiyet Organizasyonu Kurucu Sözleşmesi
- Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Anlaşması (“TRIPS”)
- Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nice Anlaşması
- Markaların Şekilli Elemanlarının Uluslararası Sınıflandırılmasını Tesis Eden Viyana Anlaşması (“Viyana Anlaşması”)
- Marka Kanunu Anlaşması
- Avrupa Birliği Marka Tüzüğü ve Marka Direktifi
Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fiiller
Marka hakkına tecavüz kısaca, bir markanın aynısının taklit edilmesi, ayırt edilmesi güç şekilde üçüncü kişilerce benzerinin marka sahibinin rızası olmaksızın kullanılması durumudur. Yine uygulamada çokça rastlanan durumlardan biri de tanınmış ve tescil edilmiş bir markanın üçüncü kişilerce ticaret ünvanı olarak kullanılmasıdır. Hangi durum ve eylemlerin marka tecavüzü olduğu Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. Maddesin’de sayılmıştır. Bunlar şu şekildedir:
- Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
- Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
- Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
- Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Marka Tecavüz Suçu
Bu suçun kanunda düzenlenmesinin amacı markanın tescilinin sağladığı hakların korunması ve tescil sisteminin getirdiği korumanın devamını sağlamaktır. 6769 sayılı SMK bakımından markanın ceza korumasının sağlanması için markanın tescil edilmiş olması ve Türkiye’de tescilli olması şartlarının sağlanmış olması gerekir. Bu bakımdan tescil koşulu, suçun ön şartı olarak değerlendirilebilir. Nitekim, marka hakkına tecavüz suçları açısından da SMK’nin 30/ 5. maddesinde “Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır” hükmüne yer verilmiştir. Tescilsiz markaların korunması korunması hususunda ise SMK hükümlerinden doğan bir korumanın olması mümkün değildir. Tescilsiz markaların korunması korunması ise TTK ’nın haksız rekabete ilişkin hükümlerine göre yapılacaktır.
Marka tecavüz suçu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
- Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
- Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
- Yetkisi olmadığı hâlde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
- Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde ayrıca bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
- Bu maddede yer alan suçlardan dolayı cezaya hükmedebilmek için markanın Türkiye’de tescilli olması şarttır.
- Bu maddede yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
- Başkasının hak sahibi olduğu marka taklit edilerek üretilmiş malı, satışa arz eden veya satan kişinin bu malı nereden temin ettiğini bildirmesi ve bu suretle üretenlerin ortaya çıkarılmasını ve üretilmiş mallara el konulmasını sağlaması hâlinde hakkında cezaya hükmolunmaz.
Marka Hakkının İhlali Durumlarında Açılacak Davalar
- Ceza Davası: Marka hakkının ihlalali eylemini gerçekleştiren kişilerin hem hukuki hem cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Markayı tescil ettirmiş kişi yani marka hakkı sahibi tecavüz eylemini yapan kişi veya kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak bahse konu eylemi gerçekleştirenler hakkında cezalandırma talebinde bulunabilir. Savcılık yaptığı soruşturma kapsamında iddiaları yeterli bulması halinde iddaname düzenleyerek Fikri Ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’ne sevkeder. Fikri Ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi eylemin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 30. maddesinde marka hakkına tecavüz fiillerinin işlendiğini tespit ederse 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ve aynı zamanda adli para cezasının uygulanmasına karar verir.
- Marka Hakkına Tecavüz Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları: Marka hakkını ihlal eden kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Marka hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda marka hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. Hak sahibi, marka hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
Maddi tazminat davasında uğranılan zarar aşağıdaki kalemlerden ibarettir.
- Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
- Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır.
- Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
- Marka tecavüzü neticesinde istenebilecek manevi tazminat ise; bahse konu eylem neticesinde kişinin yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesi amacıyla açılır.
Marka Hakkının İhlali Durumlarında Koruma Tedbirleri: Marka hakkı sahibi Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesine açtığı davada eğer isterse marka tecavüzü oluşturan ürünler hakkında; taklit marka ürünlerin satışının durdurulması, tecavüz oluşturan taklit marka ürünlere el konularak yediemine tevdii, üretiminin durdurulması gibi ihtiyati tedbir taleplerinde bulunabilir. Aynı zamanda Sulh Ceza Hakimliği eğer gerek görürse arama el koyma kararı da verebilir.
Marka Hakkına Tecavüz Durumunda Açılabilecek Davalarda Görev Ve Yetki
- Görev: Marka hakkını ihlali durumunda açılabilecek davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir. Bu mahkemeler, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen yerlerde kurulur. Bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir. Fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye hukuk mahkemesince; fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, asliye ceza mahkemesince bakılır. Bu dava ve işlere bakacak asliye hukuk ve asliye ceza mahkemeleri ile bu mahkemelerin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hâkimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenir.
- Yetki: Bu davalardaki marka hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, hak sahininin yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir. Hak sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir.
Zamanaşımı
6769 Sınai Mülkiyet Kanunu’nda marka hakkına tecavüz sebebiyle açılacak davalarda zamanaşımı ile ilgili düzenlenmiş bir hüküm bulunmamakatadır. Lakin kanun bu konu hakkında zamanaşımı hususu ile ilgili olarak 157. Maddesi Türk Borçlar kanuna atıf yapmıştır. Buna göre; sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygulanır. Marka hakkına tecavüz haksız fiil olduğundan Borçlar Kanununun haksız fiile has zamanaşımı süresi bu bağlamda uygulama alanı bulacaktır. Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.
Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı