Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK), ceza muhakemesi hukuku bakımından önemli bir konudur. Ceza muhakemesi hukukunun, diğer hukuk dallarından farklı bir alan olmasından kaynaklı olarak bu alandaki kavramların da değerlendirmesi farklı yapılmaktadır.
Yargılamanın hukuk yargılamasından komple farklı olarak yapılıyor olması da bu anlamda bu farklı değerlendirmenin temel sebeplerindendir. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, yani halk arasındaki adıyla takipsizlik kararı, ceza muhakemesi hukukunun iddia makamı olan savcılık tarafından verilen bir karardır.
Soruşturma dosyasının yargılama aşamasına geçmeden sonlandırılması ile aynı sonucu taşımaktadır. Temelde soruşturmayı yürüten savcılığın şüpheli şahıs hakkında yeterli şüpheye ve delile ulaşamaması durumunda verilen bir karardır. Buna rağmen ceza muhakemesi hukukunun en çok tartışma götüren konularından biridir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar – Takipsizlik Kararı Hukuki konularda destek almak istiyorsanız bizimle hemen iletişime geçin.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Nedir?
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172.maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre;
“Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.”
Yukarıdaki madde hükmü incelendiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar aşağıdaki şekilde tanımlanabilir:
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar, cumhuriyet savcısının soruşturma evresinin tamamlanmasının ardından kamu davasının açılabilmesi için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edememesi yahut da kovuşturmaya olanağın bulunmadığı durumlarda verilen bir karardır.
Buna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebilmesi için aşağıdaki iki durumdan birisi bulunmalıdır:
- Cumhuriyet savcısı kamu davasını açabilmek için yeterli şüphe oluşturacak delilleri elde edememiş olmalıdır.
- Kovuşturma olanağının bulunmaması gereklidir.
Bu iki durumdan birinin mevcut olması halinde cumhuriyet savcılığı tarafından şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Diğer bir ifadeyle bu iki durumun beraber gerçekleşmesine gerek yoktur. Durumlardan sadece birinin gerçekleşmesi yeterli olacaktır.
Uygulamada genellikle cumhuriyet savcısının yeterli derecede delil elde edememesinden kaynaklı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hakimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara, Takipsizlik Kararına İtiraz
Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilebilmesi mümkündür. Bu husus, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173.maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre;
“Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hakimliğine itiraz edebilir.”
Suçtan zarar gördüğünü iddia eden, şikayette bulunan yahut da resen kovuşturulan suçlar bakımından suçtan zarar gören, şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edebilir. Bu itirazın süresi, kararın itirazda bulunacak kişiye tebliğinden itibaren 15 gün olduğunu belirtmek gerekir.
Diğer bir ifadeyle tebliğin ardından 15 gün içerisinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kesinleşmiş olur. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılacak itiraz, kararı veren cumhuriyet savcılığının yargı çevresindeki sulh ceza hakimliğine gerçekleştirilir.
İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılması için gerekli olan yahut da itiraz edilecek kişi açısından yeterli görülen olay ve deliller belirtilmelidir. Aksi takdirde sulh ceza hakimliği itirazı yüksek ihtimalle reddedecektir.
Sulh ceza hakimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir. Şayet cumhuriyet savcısı kamu davasının açılması bakımından takdir yetkisini kullanmışsa itirazın da mümkün olmadığını kabul etmek gerekir.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararın Kesinleşmesi
Takipsizlik kararı kesinleşmesi iki şekilde olmaktadır:
15 günlük itiraz süresi içerisinde, sulh ceza hâkimliğine itirazda bulunulmamışsa kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kesinleşir.
15 günlük itiraz süresi içerisinde sulh ceza hâkimliğine itirazda bulunulmuşsa ve ancak sulh ceza hakimliği tarafından itiraz reddedilmişse kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kesinleşir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmesinin ardından ortaya önemli bir sonuç çıkar. O da şudur ki, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırılmadan ilgili soruşturma dosyası kapsamında kamu davası açılamaz.
Diğer bir ifadeyle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkisi, kamu davasının açılmasını önlemektir. Bu yönüyle hakkında soruşturma yürütülen şüphelilerin kamu davası aşamasına geçmeden dosyadan kurtulmalarını sağlamaktadır. Bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın diğer adı takipsizliktir.
Cumhuriyet savcılığının yeterli şüphe ve delile ulaşmasının ardından iddianameyi düzenlemesi ve iddianamenin kabul edilmesiyle beraber soruşturma aşaması tamamlanmış olur ve kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. İşte kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sayesinde iddianame düzenlenmemiş olur ve kamu davasının açılmamasından kaynaklı olarak dosya kapsamında kovuşturma aşamasına geçmemiş olur. Diğer bir ifadeyle şüpheli kişi sanık durumuna gelmemiş olur.
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar Emsal Kararlar
Yargıtay Kararı – 5. CD., E. 2015/4201 K. 2015/17262 T. 11.12.2015
“CMK’nın 173/1. maddesine göre, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı, suçtan zarar gören sıfatı taşıyanların itiraz yoluna başvurma haklarının bulunması karşısında; soruşturma konusu eylemler nedeniyle bu sıfatı taşıyabilecek olan Muğla Belediye Başkanlığı ile ihaleye fesat karıştırma suçu yönünden vasıf değişikliği ihtimaline binaen, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca Maliye Hazinesine, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/06/2013 tarihli ve 2012/127 soruşturma, 2013/1493 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın tebliğ edilmediği ve bu aşamada söz konusu kararın kesinleşmemiş olması nedeniyle kanun yararına bozma isteğinde bulunulamayacağı anlaşıldığından, Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 26/07/2013 tarihli ve 2013/1137 Değişik İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE…”
Yargıtay Kararı – 2. CD., E. 2022/1240 K. 2022/8423 T. 27.4.2022
“Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/03/2019 tarihli ve 2018/50699 soruşturma, 2019/13224 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/11/2018 tarihli ve 2018/21784 soruşturma, 2018/39220 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarına, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/01/2020 tarihli ve 2019/10048 soruşturma, 2020/45657 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın görevi kötüye kullanma suçuna, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/06/2020 tarihli ve 2020/12556 soruşturma, 2020/19293 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 29/11/2018 tarihli ve 2018/79024 soruşturma, 2018/41270 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin oldukları ve Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/1986 soruşturma sayısı ile yürütülen soruşturma neticesinde 31/10/2019 tarihinde 2019/23758 esas sayılı iddianamesi ile resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şüpheliler … ve …hakkında kamu davası açıldığı anlaşılmakla; her ne kadar mükerrer soruşturmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, incelemeye konu karardaki suçun hileli iflas olduğu, bu nedenle Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/616 esas sayılı dosyasın getirilerek inceleme yapılması, ticari defter ve kayıtların getirtilerek atılı suç yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, şüphelilerin ifadesinin alınması ile sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden…”
Yargıtay Kararı – 15. CD., E. 2020/11897 K. 2021/1334 T. 15.2.2021
“Somut olayda ise yeni delil elde edildiğine dair bir iddia ve kabul bulunmadığı, ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği ancak söz konusu ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın, evvelce Bursa 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 07/02/2019 tarihli kararıyla denetlenerek itirazın reddine kesin olarak karar verildiği, kesin nitelikteki bu karar kanun yararına bozulmadan (yeni delil elde edilmedikçe) yeniden aynı hususta karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Sıradaki Makalemiz: Ankara Kira Avukatı