İş Hukuku

İş Hukukunda İbraname- İbranamenin Geçerlilik Şartları

Güncel 2024

İş Hukukunda İbraname- İbranamenin Geçerlilik Şartları ; İbraname , alacaklı ile borçlu arasında mevcut olan bir borcu kısmen veya tamamen ortadan kaldırarak borçlunun borçtan kurtulmasını sağlayan iki taraflı hukuki bir işlemdir. İki taraflı bir hukuki işlem olması dolayısıyla ibraname, yalnızca alacaklının borçtan vazgeçmesi değil, aynı zamanda borçlunun da söz konusu alacaklının borçtan vazgeçmesini onaylamayı gerektiren bir işlemdir. İbraname de söz konusu ibranın yazıya geçirilmiş haline denir. İbra sözleşmesi ile borç, ifa edilmeden sona ermektedir. Bu bakımdan ibra, borcu sona erdiren nedenler arasında sayılabilir.
Türk Borçlar Kanunu m.132’ye göre “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.”
İbra, bir tasarruf işlemi olması dolayısıyla tarafların tasarruf ehliyetine sahip olmaları gerekmektedir.
İbra sözleşmesi, alacaktan kısmen vazgeçilmek sureti ile gerçekleştirilecek olursa Kısmi İbra; alacaktan tamamen vazgeçilmek sureti ile gerçekleştirilecek olursa Tam İbra söz konusu olur. Kısmi ibra sonrasında ibrarname konu olan borç sona ermekteyken; ibra dışında kalan borç varlığını korumaya devam eder.

İş Hukukunda İbraname- İbranamenin Geçerlilik Şartları
İş Hukukunda İbraname- İbranamenin Geçerlilik Şartları

 

İş Hukukunda İbraname Nedir?

İş hukuku kapsamında olan ibraname, işçinin iş sözleşmesinden ve iş ilişkisinden doğan ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai alacağı gibi işçilik alacaklarından vazgeçtiğini değil, işbu alacaklarını aldığını ve ortada bir borç kalmadığını gösteren ibranemedir. Kanun koyucu, iş hukuku kapsamında gerçekleştirilen ibranameler için genel hükümlerden ayrıca özel birtakım şartlar öngörmüştür.

İş Hukukunda İbranamenin Geçerlilik Şartları

Kanun koyucu, iş hukuku kapsamında gerçekleştirilen ibranameler için genel hükümlerden ayrıca özel birtakım şartlar öngörmüştür. Bunlar:

1-Yazılı Şekil Şartı

Genel hükümlerde ele almış olduğumuz ibra için bir şekil şartı öngörülmemesine rağmen iş hukuku kapsamında işçinin işverenden alacağına ilişkin gerçekleştirilen ibranameler için yazılı şekil şartı bulunmaktadır. Bu itibarla iş hukuku kapsamında işçinin işverenden alacağına ilişkin olan ibranameler yazılı bir şekilde gerçekleştirilmedikçe geçerli olmaz ve söz konusu ibraya ilişkin hukuki sonuçlar doğmaz. Bununla birlikte kanun metninde de ifade edildiği üzere yalnızca işçinin işverenden alacaklarını konu alan ibraname için yazılı geçerlilik koşulu bulunmakta, işverenin işçiden alacağını konu alan ibraname için yazılı geçerlilik koşulu bulunmamaktadır.

İbra sözleşmesinde işçinin imzasının ya da parmak izinin bulunması şarttır. Yargıtay’ın da yerleşik içtihadına göre iş hukuku kapsamında gerçekleştirilen ibranamede işçinin imzası ya da parmak izi bulunmazsa söz konusu ibraname geçersiz olacaktır. Bununla birlikte ibranamede yetkili makamca usulen onanmış parmak izinin bulunmaması halinde de işbu parmak izi için tanıkla ispatın mümkün olmayacağı kabul edilmektedir.

İbra sözleşmesi, noter kanalı ile resmi şekilde gerçekleştirilebileceği gibi işçi ile işveren arasında doğrudan adi yazılı şekilde de gerçekleştirilebilir.

2.İbra Sözleşmesinin İçeriği

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m.420/2’de de belirtildiği üzere işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin geçerli olabilmesi için söz konusu ibranamede ibra konusu alacağın ve miktarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu itibarla işçinin işverenden alacağına ilişkin olmak üzere gerçekleştirilen ibranamede ibraya konu alacağın nelerden oluştuğu ve bu alacakların miktarının ne kadar olduğu açıkça beliritilmemişse söz konusu ibraname geçerli olmayacaktır.

3-İbranamenin Düzenlenme Tarihi

Kimi zaman işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesi bittikten hemen sonra işverence işçiye yönelik birtakım baskılar uygulanabilmektedir. İşbu baskının önüne geçebilmek ve işçiyi koruyabilmek adına işçinin işverenden alacağına ilişkin olarak gerçekleştirilecek ibranamenin, iş sözleşmesinin bittiği tarihten bir süre sonrasında yapılması şart koşulmuştur.

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m.420/2’ye göre, ibra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması şarttır. Bu itibarla iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir ay içerisinde işçinin işverenden alacağına ilişkin olarak gerçekleştirilen ibraname her ne suretle olursa olsun geçersiz olacaktır.

4. Ödeme Eksiksiz ve Banka Aracılığı ile Gerçekleştirilmelidir.

İşçinin işverenden alacağına ilişkin olan ibranamenin geçerli olabilmesi için ibraya konu olan alacağın eksiksiz bir şekilde ve banka aracılığı ile gerçekleştirilmesi şarttır. Dolayısıyla ibraya konu olan alacağın kısmen ödenmesi veya hiç ödenmemesi ya da elden gerçekleştirilmesi halinde ibraname geçersiz olacaktır ve ibraya ilişkin hukuki sonuçlar doğmayacaktır.

İş Hukukunda İbraname Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2022/436 K. 2022/1380 T. 07.02.2022
“… Davacının irade fesadına yönelik “ baskı, yıldırma ve zorlama” iddialarıyla ilgili ise ispata yönelik somut tanık anlatımları olmadığı gibi başkaca da delil sunulmamıştır. Öte yandan arabuculunun “tarafsız olmadığı” iddiası da ispatlanmamıştır. Mahkemece, arabulucu önünde yapılan anlaşmanın ibra niteliğinde olduğu, ibraya ilişkin hükmün emredici nitelikte bulunduğu ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununn 1. maddesi uyarınca tarafların ancak üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri konuda arabulucuya gidebilecekleri hususun düzenlendiği, ibra niteliğinde belge üzerinde tarafların serbestçe tasarruf edebilecekleri bir durum söz konusu olmadığı, gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Aksi kabulde arabulucu önünde tarafların anlaşması imkansız hale gelir. Nitekim 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı öngörülmüş olup, buna göre ibraya ilişkin düzenlemelerden hareketle arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerliliği değerlendirilemez…”

İş Hukukunda İbraname Yargıtay Kararı – 9. HD., E. 2016/23611 K. 2016/16274 T. 21.9.2016
“… İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420 inci maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür…

… 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun değinilen maddesinde, işverence yapılacak olan ödemelerin banka yoluyla yapılması zorunluluğunun getirilmesi, ibranamenin geçerliliği noktasında sonuca etkilidir. Ancak banka dışı yollarla yapılan ödemelerde de borç ibraname kapsamında tamamen veya kısmen ifa yoluyla sona ermiş olur.

Somut uyuşmazlıkta, davacının imzasını taşıyan 03/06/2013 tarihli ibranamede davacıya 4.774,93 TL kıdem tazminatı ödendiği yazılıdır. Davacı ibranamede belirtilen kıdem tazminatından 07/06/2013 tarihli para makbuzu yazılı belgede de kayıtlı olduğu üzere kıdem tazminatına mahsuben 2.000 TL ödeme yapıldığını, başkaca ödeme yapılmadığını beyan etmiştir. Mahkemece kıdem tazminatı istemi ibranamede belirtilen 4.774,93 TL ile para makbuzunda belirtilen 2.000 TL mahsup edilerek kısmen kabul edilmiş ise de, yukarıdaki ilke kararında da belirtildiği üzere davalı işverence ibranamede belirtildiği halde ödendiği ispatlanamayan 4.774,93 TL nin hesaplanan kıdem tazminatından mahsubu hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”

Sıradaki Makelemiz : Ankara Kira Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN