Askeri Hukuk

Gazilik Tazminatı – Gazi (Malul) Maddi Manevi Tazminat Hakkı

Gazilik Tazminatı – Gazi (Malul) Maddi Manevi Tazminat Hakkı , Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu bir kimsenin ilgili kanunlar kapsamında yapmış olduğu görevin nedeniyle ve etkisiyle bedensel zarara uğraması halinde ödenen bir tazminattır. Gazilik tazminatı, TSK bünyesinde görev yapıp da bedensel zarara uğrayan her personel bakımından geçerli olmamakta olup tazminat alabilmenin birtakım koşulları bulunmaktadır.

Bu yazımızda da sizlere gazilik tazminatının ne olduğunu, nasıl hesaplandığını ve 2023 Gazilik tazminatının ne kadar olduğunu, kimlerin alabileceğini, tazminatın nasıl alınabileceğini, konu ile ilgili emsal kararları ve benzeri hususları açıklayacağız.

Gazilik Tazminatı – Gazi (Malul) Maddi Manevi Tazminat Hakkı  benzeri konularda bir uyuşmazlığınız ya da sorununuzun olması halinde alanında uzman askeri hukuk avukatlarımızı arayabilir ve detaylı danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.

Gazilik Tazminatı – Gazi (Malul) Maddi Manevi Tazminat Hakkı
Gazilik Tazminatı – Gazi (Malul) Maddi Manevi Tazminat Hakkı

Gazilik Tazminatı Nedir?

Gazilik Tazminatı, asker veya başkaca ilgili personellerin aşağıda saymış olduğumuz kanunlar çerçevesinde yapmış oldukları görevin sebebi ve etkisiyle uğramış oldukları bedensel zarar dolayısıyla almış oldukları nakdi tazminattır. Adı geçen kanunlar:

  • 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
  • 3497 Sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun
  • 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu
  • 4536 Sayılı Denizlerde ve Yurt Yüzeyinde Görülen Patlayıcı Madde ve Şüpheli Cisimlere Uygulanacak Esaslara İlişkin Kanun
  • 2566 Sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunu
  • 2453 Sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun
  • 2629 Sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu
    Görüldüğü üzere askeri personelin gazi tazminatına hak kazanabilmesi için öncelikle yukarıda sayılan kanun veya kanunlar çerçevesinde görev yapıyor olması gereklidir. Bununla birlikte askeri personelin söz konusu görevi yapması nedeniyle ve yapmış olduğu görevin etkisiyle bedensel bir zarara uğramış olması gerekmektedir.

Bu itibarla askeri personelin, örneğin yukarıda sayılan kanunlar kapsamında görev yapması fakat yapmış olduğu görevin nedeniyle ve etkisiyle değil de başkaca özel bir nedenden dolayı bedensel zarara uğraması halinde gazilik tazminatı gündeme gelmeyecektir.

Bu itibarla gazilik tazminatından söz edebilmek için zararın kaynağı olan olayın hangi nedenden kaynaklandığı önemli olup kişiye sırf sıfatı dolayısıyla gazilik tazminatı bağlanmamaktadır. Gazi olanların tazminatı, yalnızca maddi bir tazminat olmayıp manevi tazminatı da kapsayan kolektif bir tazminat türüdür.

Nitekim nakdi tazminata ilişkin güncel mevzuat hükümlerine göre nakdi tazminat, uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır. Bu itibarla kişinin almış olduğu gazi tazminatı da yalnızca uğranılan bedensel zararın maddi etkilerini değil fakat ruhsal-manevi etkilerini de kapsamaktadır.

Gazilik Tazminatı Ne Kadardır, Nasıl Hesaplanır?

Gazilik tazminatının tutarına ilişkin üçlü ayrım yapılmaktadır. Söz konusu ayrım:

1. Engellilik Hali
Gazi olanların tazminatına sebep olan kazanın, kişinin yaşamını kendi kabiliyetleri ile sürdürebilecek nitelikte bir zarara yol açması halinde ödenecek tazminatın kapsamını belirler. Bu halde ödenecek tazminat, yaşamını yitiren kişilere ödenen nakdi tazminatın %25 ile %75’i arasında olmak kaydıyla uğramış olduğu bedensel zararın derecesine göre belirlenecektir.

Yaşamını yitiren kişilere ödenen nakdi tazminat tutarı, ek gösterge dahil en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının 100 katı tutarındaydı. 2023 yılı için en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının tutarı ise 4.843,06 TL olup bu bağlamda nakdi tazminat da 484.306,00 TL olmaktadır. Bu bakımdan 2023 yılı gazilik tazminatı tutarı da 121.076,50 TL ile 363.229,50 TL arasında olmaktadır.

2. Ciddi Engellilik Hali
Tazminata neden olan kaza neticesinde kişinin yaşamını başkasının desteği olmaksızın kendi başına sürdürememesi halinde ciddi engellilik halinden bahsederiz. Bu halde kişiye ödenecek tazminat tutarı, en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının 200 katı tutarındadır. Dolayısıyla ciddi engellilik halinde 2023 yılı için ödenecek gazi tazminatı tutarı da 968.612,00 TL olmaktadır.

3. Basit Yaralanma
Kişinin uğramış olduğu bedensel zararın engellilik derecesine girmemesi halinde basit yaralanmadan söz ederiz. Bu halde kişiye ödenecek gazilik tazminatı tutarı da en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının 3 katı ile 20 katı arasında olmaktadır.

Dolayısıyla basit yaralanma halinde kişiye ödenecek 2023 yılı gazilik tazminatı tutarı da 14.529,18 TL ile 96.861,20 TL arasında olmaktadır.

Bunlarla birlikte asker gazi tazminatı kapsamında tedavisi devam etmekte ve tedavi sonucunda verilecek raporun da çıkması uzun sürecek ise avans ödemesi gerçekleştirilebilmektedir.

Avans ödemesinin tutarı ise en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının 10 katı tutarındadır. Avans ödemesinin gerçekleştirilmesi ve tedavinin sonuçlandırılıp kesin raporun da çıkması ile birlikte kişiye ödenecek asıl gazilik tazminatından söz konusu avans ödemesi düşülür.

Gazi Tazminatı Nasıl Alınır?

Gazilik tazminatı, şehitlik tazminatında olduğu gibi diğer tazminatlardan farklı olarak herhangi bir yargı merciinin kararına gerek duyulmaksızın idare tarafından ilgiliye kendiliğinden ödenen bir tazminat türüdür. İdarenin herhangi bir yargı kararı olmaksızın ilgiliye gerçekleştirmiş olduğu söz konusu ödeme, idari işlem niteliğindedir.

Bu itibarla ilgilinin, almış olduğu tazminat bakımından eksik veya yanlış hesaplama gibi hataları fark etmesi halinde işlemin iptali için yetkili İdare Mahkemesinde iptal davası açması mümkündür. İptal Davası için öngörülen süre ise gazi tazminatına konu işlemin ilgiliye tebliğinden itibaren 60 gündür.

Gazilik Tazminatı Emsal Karar

Danıştay 10.D., 2017/969E., 222/3537K.
“… Davacının, … Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, bölücü terör örgütü mensupları ile girişilen silahlı çatışma sonucu yaralandığı anlaşılmış olup, söz konusu olay nedeniyle davacının uğradığı zararın kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerektiği açıktır.

Dava dilekçesinde, davacı tarafından gelir kaybı nedeniyle oluşan zararın yanında çalışma gücü (efor) kaybı nedeniyle oluşan zararın da tazmini istenildiğinden, uyuşmazlığın çözümü için gelir kaybı nedeniyle oluşan zarar ile birlikte efor kaybı nedeniyle oluşan zararın da tespiti gerekmektedir.

Dava konusu uyuşmazlığın gelir kaybına ilişkin kısmının incelenmesi:

Dosyanın incelenmesinden; davacıya …. tarih ve … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun kararıyla nakdi tazminat ödendiği, daha sonra Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı üzerine daha önce ödenen nakdi tazminat tutarı düşülerek yeni düzenleme uyarınca nakdi tazminat ödemesi yapıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının Mahkemenin ara kararı sonrası dosyaya sunulan … tarih ve … sayılı cevabi yazısında, davacının 01/03/2005 tarihi itibarıyla vazife malulü olarak emekliye sevk edilmesi üzerine 15/03/2005 tarihinden itibaren 3. derece 1. kademe 800 ek gösterge intibakı ve görevdeki emsali polis memuruna ödenen görev aylığı esas alınarak 5434-3713 sayılı Kanunlar uyarınca davacıya vazife malullüğü aylığı bağlandığının belirtildiği, … Emniyet Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında davacının vazife malulü olarak emekliye sevk edilmesine kadar özel harekat şube müdürlüğü kadrosunda görev yaptığından maaşında bir kesinti olmadığı, 24/03/2005 tarihli aylık bağlama kararına göre 3713 sayılı Kanun gereği 30 yıllık hizmet üzerinden 21.563,42 TL emekli ikramiyesi ödenmesine karar verildiği, 5434 sayılı Kanun’un Ek 79. maddesi gereği tütün ikramiyesi ödendiği anlaşılmaktadır.

Davacının yaralandığı 17/11/1996 tarihinden sonra vazife malulü olarak emekliye ayrıldığı 01/03/2005 tarihine kadar kadrosunda değişik yapılmadığı ve olaydan önceki gibi emsali polis memurlarının aldığı maaşı almaya devam ettiği anlaşıldığından bu dönemde davacının gelir kaybı bulunmamaktadır.

Davacının vazife malulü olarak emekliye ayrıldıktan sonraki döneme gelince; davacıya vazife malulü olarak emekliye ayrıldıktan sonra emsali görev başındaki memurun aylığı kadar 3713 sayılı Kanun uyarınca vazife malullüğü aylığı bağlandığı, olay nedeniyle 2330 sayılı Kanun uyarınca nakdi tazminat ve 5434 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca tütün ikramiyesi, ayrıca 30 yıllık hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ödendiği dikkate alındığında, davacının bu dönemde de gelirinde azalma olmadığı görülmekte olup, davacının gelir kaybı nedeniyle maddi tazminat isteminin hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Dava konusu uyuşmazlığın güç (efor) kaybı zararına ilişkin kısmının incelenmesi:

Tazminat hukukunda, çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen içtihatlarla, kişinin kalıcı sakatlığı nedeniyle uğramış olduğu beden gücü kaybına bağlı olarak gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi “güç (efor) kaybı tazminatı” olarak adlandırılan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. Beden gücü kaybına uğrayan kişinin günlük yaşamını ve çalışma hayatını sürdürebilmesi için zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarf ettiği gerçeğinden hareket edilerek zararı, bir anlamda, bu “fazladan sarf edilen gücün” oluşturduğu esası benimsenmiştir. Bu doğrultuda, idari faaliyetlerin neden ve etkisiyle kamu görevlilerinin veya diğer kişilerin güç (efor) kaybına dayanan maddi zararının idare hukukunun ilke ve kuralları uyarınca idarece tazmin edilmesi gerektiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır.

İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan toplam zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde ve gücünde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir.

Uyuşmazlıkta, davacının dava konusu olay nedeniyle aktif polislik yapamayacağı yolundaki heyet raporu ile bu rapora istinaden vazife malulü olarak emekliye ayrıldığı da dikkate alındığında, çalışma gücü kaybına uğradığı, dolayısıyla günlük yaşamını ve çalışma hayatını emsallerine ve eskiye nazaran daha fazla güç (efor) sarf ederek sürdürmek zorunda kalması nedeniyle maddi zararının bulunduğu açık olup, davacının güç (efor) kaybından doğan zararı;

Aktif dönemde, zarara uğranılan tarihten itibaren polis memuru için yasal emeklilik yaşının sonuna kadar asgari geçim indirimi (AGİ) dahil net asgari ücret (2022 yılına kadar AGİ dahil, 2022 yılından sonra AGİ hariç olmak üzere) tutarına çalışma gücü kaybı oranının uygulanması; pasif dönemde ise, davacının emeklilik yaşını ikmalinden TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre belirlenen muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar geçecek süre için -bir çalışmanın karşılığı olmaması nedeniyle- AGİ hariç net asgari ücrete yine çalışma gücü kaybı oranının uygulanması suretiyle ortaya çıkacak miktarların toplanması suretiyle hesaplanmalıdır.

Söz konusu hesaplamada, gelecek yılların asgari ücretleri, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihte bilinen net asgari ücret miktarının her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle belirlenmelidir.

Mahkemece maddi tazminat açısından hükme esas alınan 21/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda ise; davacının gelir kaybı zararı bulunmamasına karşın gelir kaybı zararına yönelik hesaplama yapıldığı, efor kaybına yönelik hesaplama yapılmadığı, gelir kaybı zararı hesaplaması yapılırken de Danıştay Onuncu Dairesinin 18/11/2011 tarih ve E:2010/9667, K:2011/4929 sayılı kısmen onama kısmen bozma kararına riayet edilmeyerek vazife malullüğü aylığının tamamının, tütün ikramiyesinin ve nakdi tazminatın yarar olarak kabul edilip bulunan zarardan indirilmediği görülmektedir.

Bu durumda, yukarıda açıklandığı üzere gelir kaybı zararı bulunmayan davacının efor kaybı zararının hesaplanabilmesi için öncelikle, (dosyada davacıya ilişkin yalnızca aktif polislik yapıp yapamayacağına yönelik sağlık kurulu raporları bulunduğu, çalışma gücü kaybının tespitine yönelik ise sağlık kurulu raporu bulunmadığı görüldüğünden) çalışma gücü kaybı oranının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre belirlenmesi gerekmektedir. Davacının çalışma gücü kayıp oranı belirlendikten sonra ise efor (güç) kaybından kaynaklanan maddi zararının yukarıda açıklanan hesaplama ilkeleri uyarınca bilirkişi marifetiyle hesaplanması ayrıca olay nedeniyle elde edilen yarar kapsamında bulunan nakdi tazminat ile tütün ikramiyesinin güncel tutarının yine bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi suretiyle bulunacak yarar miktarı zararın denkleştirilmesi sonucu elde edilecek nihai tutarın efor kaybı tazminatı olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, hükme esas alınabilecek nitelikte olmayan, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu uyarınca maddi tazminat hakkında karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, Dairemiz bozma kararı dikkate alınarak yapılacak yargılama neticesinde davacı lehine dava dilekçesindeki ilk talebini aşacak tutarda maddi tazminata hükmedilmesi durumunda; hükmedilecek tazminata işletilecek yasal faizin başlangıcı yönünden dava açılırken talep edilen maddi tazminat miktarı ile miktar artırım dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat miktarı yönünden ayrım yapılmayarak her iki tutarın toplamının “idareye başvuru tarihinden” itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden, aksi yöndeki Mahkeme kararında bu yönüyle de hukuki isabet görülmemektedir…”

Gazilik tazminatı konusunda hukuki danışmanlık almak için Reform Ankara Hukuk Bürosu ile hemen iletişime geçin.

Sıradaki Makelemiz : Ankara Ceza Avukatı

Reform Avukatlık Bürosu

Avukat Nalan KURU ve Av. Gökhan Yılmaz tarafından kurulmuş olup, Çankaya/Ankara’da bulunan avukatlık ofisinde faaliyet göstermektedir. Reform Ankara Hukuk Bürosu özellikle kamu hukuku ve özel hukuk alanında tecrübeli kadrosuyla hukuki ihtilafların çözümü noktasında hizmet vermektedir. Mesleğimizi yapmaktayken ön yargısız bir şekilde, dürüst , şeffaf , hızlı , iletişim halinde ve sonuç odaklı hareket etmekteyiz. Reform Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Ankara , uzun yıllara dayanan tecrübesi ile gerek ulusal gerekse uluslararası alanda faaliyet gösteren müvekkillerine hukukun birçok farklı alanında danışmanlık ve dava takibi hizmetleri veren bir hukuk bürosudur. Büromuz farklı uzmanlık alanlarında başarı göstermiş avukatlardan oluşmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
ARAYIN