Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma; Devlet memurluğundan çıkarma ile kamu görevinden çıkarma farklı hususlardır. Zira kamu görevi devlet memurluğundan daha geniş bir üst kavramdır ve hatta kamu görevlisi başlığı, devlet memurlarını da kapsayan bir üst başlıktır.
Bu nedenle kamu görevinden çıkarma hususu devlet memurluğundan çıkarma hususuna göre daha farklı bir durumdur. Devlet memurluğundan çıkarma 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda öngörülen bir disiplin cezası olarak düzenlenmişken kamu görevinden çıkarma hususu 375 sayılı KHK ile getirilen bir düzenlemeydi. Dolayısıyla iki sonucun farklı sebep ve saikleri bulunmaktadır. Bu nedenle ayrı ayrı incelenmesi daha doğru olacaktır. (Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma)

Kamu Görevinden Çıkarma
Kamu görevinden çıkarma hususu, 375 sayılı KHK ile gündemi oldukça meşgul eden ve pek çok kamu görevlisinin hayatını etkileyen bir husustu. 375 sayılı KHK kapsamında pek çok kamu görevlisi tekrardan kamu görevine girememek üzere kamu görevinden çıkarıldı. İlgili KHK’nın geçici 35.maddesi kapsamında kamu görevinden çıkarma işlemleri yapıldı ve ilgili madde aşağıdaki gibiydi:
“Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört yıl süreyle; terör örgütlerine veya Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı tarafından birinci sınıf askeri hâkimler arasından seçilecek iki askeri hâkimden oluşan komisyonca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir.”
Özellikle polisiye, askeriye ve sahil güvenlik kuvvetlerinden pek çok kamu görevlisi, milli güvenliği tehdit eden oluşumlarla iltisakı bulunduğu gerekçesiyle kamu görevlerinden çıkarıldılar. 375 sayılı KHK’nin 21 Temmuz 2022’de son bulmasının ardından artık bu hüküm kapsamında ilgili kamu görevlilerinin bu KHK kapsamında kamu görevinden çıkarılmalarına ihtimal bulunmamaktadır. Ancak geçmişe yönelik olarak yapılan kamu görevinden çıkarma işlemlerine karşı açılan davalar devam etmektedir.
Kamu görevinden çıkarma işlemi bir idari işlem olması hasebiyle doğal olarak bu işlemlere karşı açılacak davalar tipik idari işlemin iptali davalarıdır. Kamu görevinden çıkarmanın temelinin KHK’ye dayanması durumu değiştirmemektedir. Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma
Kamu Görevinden Çıkarma İptal Davası
Kamu görevinden çıkarma iptal davası yukarıda da izah edildiği üzere bir idari işlemdir. Dolayısıyla bu işleme karşı açılacak olan davalar tipik idari işlemin iptali davasıdır. Bu nedenle idari işlemin iptali davasına yönelik uygulanacak usul ve esaslar bu davalar açısından da geçerlidir.
Kamu görevinden çıkarma iptal davası idare mahkemelerinde açılması gereken bir davadır. Görev açısından durum bu şekildeyken yetki açısından yetkili mahkeme ilgili kamu görevlisinin son görev yaptığı yer mahkemesi tespit edilerek değerlendirilebilir. Sürelere ilişkin koşullar aynen geçerlidir. Diğer bir ifadeyle kamu görevinden çıkarma iptal davası, çıkarma işleminin tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde açılmalıdır. Bu konuda idareye başvuru yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. O nedenle direkt olarak dava yoluna gidilebilir. Ancak direkt olarak dava yoluna gidilmeyen durumlarda, yani ihtiyari başvuru yolunun tüketildiği durumlarda, yapılan idari başvuru dava açma süresini durduracaktır. Başvurunun sarih veya zımnen reddedilmesinin ardından dava açma süresi yeniden işlemeye başlayacak ve dava açılabilecektir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiil Ve Haller
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma Devlet memurluğundan çıkarma, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda özel olarak düzenlenen ve memurlara özgü bir disiplin cezası olarak düşünülebilir. Devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası, ilgili devlet memurunun bir daha devlet memurluğuna alınmamak üzere devlet memurluğundan çıkarılmasıdır. Devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasını gerektiren fiil ve eylemler aşağıda sıralanmıştır:
- İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak
- Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek
- Siyasi partiye girmek, üye olmak
- Özürsüz olmak kaydıyla 1 yılda toplam 20 gün işe gelmemek
- Savaş, olağanüstü durumlar veya afet durumlarında amirlerce verilen emirleri yerine getirmemek
- Fiili tecavüz durumları
- Yüz kızartıcı veya utanç verici tutum ve davranışlar sergilenmesi
- Gizli bilgilerin yetkisiz şekilde açıklanması
- Siyasi hususlardan arananları görev yerinde saklamak
- Devlet hassasiyeti ve itibarını zedeleyecek eylemlerde bulunmak
- 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek
- Terör örgütleriyle eylem birliği yapmak, yardım etmek veya onların propagandasını yapmak
Devlet Memurluğundan Çıkarma İptal Davası
Devlet memurluğundan çıkarma işlemi bir idari işlem olması sebebiyle, bu disiplin cezası işleminin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarına uygunluk içermesi gerekmektedir. Bu unsurlardan birine dahi uygunluk sağlamayan devlet memurluğundan çıkarma cezası hukuka aykırı olacaktır ve kamu düzeni için idare mahkemelerince iptal edilmesi gerekecektir.
- Yetki bakımından, disiplin cezası vermeye yetkili olmayan amirin disiplin cezası vermesi devlet memurluğundan çıkarma işlemini hukuka aykırı kılacaktır. Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. Şayet memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı olmadan başka bir amirce devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası verilmişse hukuka aykırılık söz konusu olacak ve bu disiplin cezasının iptali gerekecektir.
- Devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası, yukarıda sayılan fiillerin işlenmesi durumunda verilir. Bu fiiller söz konusu olmadan verilen disiplin cezası idari işlemin sebep unsurunda sakatlık doğuracaktır. Bu da pek tabii ki devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasının iptalini gündeme getirecektir.
- Usulüne uygun olarak verilmeyen devlet memurluğundan çıkarma cezası da hukuka aykırıdır ve iptali için idare mahkemelerine başvuru yapılmalıdır.
- İdari işlemin konu unsuru, işlemin doğurduğu sonuçtur. Şayet devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezasının ardından hukuki dayanağı olmayan başka tür bir sonuç doğar veya yasak uygulanırsa konu unsurunda sakatlık söz konusu olur ve hukuka aykırı gelir.
- Maksat unsuru ise daima kamu yararıdır. Kamu yararının nasıl belirleneceği ise kavramın muğlaklığından kaynaklı olarak oldukça zordur. Bu nedenle bu unsurun takdiri, devlet memurluğundan çıkarma iptal davasının açıldığı idare mahkemesince takdir edilecektir.
Bu unsurlardan birinin sakatlığı durumunda, devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası için idare mahkemelerine iptal davası açılabilecektir. Yapılan yargılama sonucunda da şayet disiplin cezası hukuka aykırı görülürse iptal edilecektir. Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma
Devlet Memuruna Savunma Hakkı Verilmemesi
Devlet memurlarına disiplin cezası verilirken savunmalarının alınması zorunludur. Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. Savunma hakkı tesis edilmeden, diğer bir ifadeyle savunması alınmadan bir memura devlet memurluğundan çıkarma disiplin cezası verilmişse bu idari işlem hukuka aykırı duruma gelir ve iptal edilmesi gerekir. (Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma)
Devlet Memurluğundan Çıkarma İptal Davası Açma Süresi
Yukarıda da ifade edildiği üzere devlet memurluğundan çıkarma iptal davası tipik bir idari işlemin iptali davasıdır. Bu nedenle ilgili işlemin, devlet memurluğundan çıkarılan devlet memuruna tebliğinin ardından 60 gün içinde iptal davası açılabilecektir. Şayet idareye başvuru yapılmışsa dava açma süresi durur ve idarenin kararı çıkana kadar dava açma süresi işlemez. Zımni veya sarih şekilde verilen ret kararının ardından dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. Devlet memurluğundan çıkarma iptal davası bu süre içinde açılmalıdır.(Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma)
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Devlet memurluğundan çıkarma işlemine karşı açılacak iptal davaları, görev bakımından idare mahkemelerinde açılması gereken davalardır. Yetki açısından ise, devlet memurunun son görev yaptığı yer idare mahkemesi yetkili olacaktır. Davanın yetkisiz veya görevsiz mahkemede açılması durumunda İYUK m. 15/1-a uyarınca dava görev veya yetki yönünden değerlendirilerek görevli veya yetkili mahkemeye dosyanın gönderilmesi sağlanır. (Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma)
Memurluktan Çıkarma Cezası Danıştay Kararları
Memurluğundan Çıkarma Cezasını Gerektiren Fiil Ve Haller
Danıştay 8.Dairesi 2022/6183E,2023/1475K ;Dava konusu istem: Davacı tarafından, Mardin İli, Mazıdağı İlçesi, Özel … Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kurum müdürü olarak görev yapmakta iken, 5580 sayılı Kanun’un 9/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin Mardin Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğünce tesis edilen … tarih ve… sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının, 20/10/2014-07/09/2016 tarihleri arasında … Partisi’ne üye olduğunun tespiti üzerine 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin E bendinin (e) alt bendi uyarınca işlem tesis edildiği, 28/04/2017 tarihli soruşturma raporu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu’nun … tarih ve … sayılı yazısı, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı Bakanlığın görüşü dikkate alındığında, davacının siyasi partiye üye olduğunun sabit olduğu, 5580 sayılı Kanun’un 9/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; Mardin İli, Mazıdağı İlçesi, Özel … Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kurum müdürü olarak görev yapan davacının, 20/10/2014-07/09/2016 tarihleri arasında … Partisi’ne üye olduğunun tespit edilmesi üzerine hakkında başlatılan disiplin soruşturması kapsamında; davacının hangi tarihlerde… Partisi’ne üye olduğunun Mardin Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün … tarih ve… sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu’nun … tarih ve … sayılı cevabi yazısında; davacının ”Halkların Demokratik Partisi Mardin İli, Mazıdağı İlçe Teşkilatında 20/10/2014 tarihinde üye olarak bildirildiği, 07/09/2016 tarihinde Artuklu İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısı ile istifa ettiğinin” tespit edildiği, Mahkemenin 30/12/2020 tarihli ara kararı ile davacıya ait hizmet cetvelinin davalı idareden istenilmesi üzerine verilen cevapta davacının … Partisi’ne üye olduğu 20/10/2014-07/09/2016 tarihleri arasında Mardin İli, Mazıdağı İlçesi, Özel … Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kurum müdürü olarak görev yaptığı görülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiillerin işlenmesi halinde bu kişilere kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine brüt aylığından 1/4’ü ile 1/2’si arasında maaş kesim cezası, çalışma izni veren makam tarafından verilir. Tekrarı hâlinde ise göreve son verilir. 1702 sayılı Kanuna göre meslekten çıkarılma veya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlenmesi hâlinde, Bakanlığın görüşü alınmak suretiyle personelin görevine, izni veren makam tarafından son verilir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/E-c maddesinde ise; “siyasi partiye girmek” fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır.
Olayda; davacının ………… 20/10/2014-07/09/2016 tarihleri arasında üyeliğinin bulunduğu hususunda tartışma bulunmamakta olup; davacının 5580 sayılı Kanun’un 9/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin Mardin Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce tesis edilen 13/08/2018 tarihli işlem tarihi itibariyle herhangi bir siyasi partiye üyeliğinin bulunmadığı görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır(https://www.corpus.com.tr/#!/Yargitay)
Devlet Memurluğundan Çıkarılma (657 s.k.)
Danıştay 12. Dairesi 2021/4322E, 2023/1297K
Dava konusu istem: … Ceza İnfaz Kurumunda, İnfaz ve Koruma Baş memuru olan davacının, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca “Devlet Memurluğundan Çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarihli ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan masumiyet karinesinin davalı idare tarafından yok sayıldığı, hakkındaki ceza davasının henüz sonuçlanmadığı, davacıya isnat edilen fiillerin gerçeği yansıtmadığı, soruşturma kapsamında alınan tanık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere davacı ile akrabası arasında geçen ve günlük hayatın akışında meydana gelen bir takım olaylarda ve telefon kayıtlarında davacının memuriyet hayatı ile bağdaşmayacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, bu nedenle dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdare Mahkemesince, maddi olayın açıklığa kavuşturulması için yapılacak hukuki denetimin; ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak, dava dosyasında bulunan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan soruşturma raporu ile soruşturma raporuna ekli bilgi, belgeler ve alınan ifadeler doğrultusunda yapılması gerektiği açık ise de, re’sen araştırma yetkisi kapsamında ceza yargılaması sırasında alınan sanık ve tanık ifadeleri, bilirkişi raporları gibi maddi delillerin ve yargılama sonucunda verilen ceza mahkemesi kararının ve bu karardaki tespitlerin kullanılması ve disiplin soruşturma raporu ile ilgili yapılan inceleme neticesinde disiplin suçuna konu fiil ya da fiillerin sübuta erip ermediğinin tespitine yönelik olarak ilave gerekçe olacak şekilde hükme esas alınması gerektiği açıktır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacının dava konusu işleme gerekçe olan eylemi sebebiyle ceza mahkemesinde tefecilik ve silahla birden fazla kişi ile birlikte yağma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. tarih E:…, K:… sayılı kararı ile davacının hakkında mahkumiyet kararı verildiği, verilen kararın … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararı üzerine …. Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dosyası üzerinden yargılamanın halen devam ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince, davacıya isnat edilen fiiller sübut bulduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de; davacının üzerine atılı fiililerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanan fiillerden olması ve ceza yargılamasına da konu edilmesi nedeniyle, davacının anılan fiili işleyip işlemediği ancak ceza mahkemesince verilecek kararın kesinleşmesi üzerine belirlenebileceği sonucuna varılmıştır. Bu durumda, söz konusu ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen davanın reddine dair Mersin 1. İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.(https://www.corpus.com.tr/#!/Yargitay)
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası
Danıştay 12. Dairesi 2018/2524E, 2023/1292 K
Dava konusu istem: Diyarbakır İli, … Tapu Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak görev yapmakta iken Diyarbakır … Tapu Müdürlüğü’ne geçici olarak görevlendirilen davacı tarafından, 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca, devlet memuriyetinden çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmaksızın devlet memurluğundan çıkarılmasının masumiyet karinesinin ihlali olduğu, ceza yargılaması sürecinden bağımsız olarak disiplin hukuku bakımından soruşturma dosyasında mevcut bilgilere göre değerlendirme yapılmadığı, yerel mahkeme kararında ceza dosyasının esas alındığı belirtilerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin, dosyada yer alan bilgi ve belgelerin ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacının dava konusu işleme gerekçe olan eylemi sebebiyle ceza mahkemesinde yargılandığı, Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma, tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma ve nitelikli şekilde kasten adam öldürme bozma vd. fiillerinden açılan kamu davasında, … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararı ile davacı hakkında mahkumiyet kararı verilmekle birlikte; … Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin E:… ve… Bölge Adliye Mahkemesi … Ceza Dairesinin E:… sayılı dosyalarında istinaf incelemesinin halen devam ettiği anlaşılmıştır. Her ne kadar Bölge İdare Mahkemesince, davacıya isnat edilen fiiller sübut bulduğundan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de; davacının üzerine atılı fiillerin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanan fiillerden olması ve ceza yargılamasına da konu edilmesi nedeniyle, davacının anılan fiili işleyip işlemediği ancak ceza mahkemesince verilecek kararın kesinleşmesi üzerine belirlenebileceği sonucuna varılmıştır. Bu durumda, söz konusu ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin verilen davanın reddine dair … İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezası – 657 Sayılı Kanun Memurluktan Çıkarma
Sıradaki Makalemiz: Ankara Kira Avukatı